Su-35, Su-27 ‘Flanker’ların geliştirilmiş iki ayrı türevinden biridir. Sukhoi tarafından tasarlanan ve Komsomolsk-on-Amur Uçak Üretim Ortaklığı (KnAAPO) tarafından üretilen tek koltuklu, çift motorlu, süper-manevra kabiliyetli çok amaçlı bir avcı jetidir. Su-35s havacılıkta WVR “Within Visual Range” (görüş mesafesinde) olarak adlandırılan, kısaca “it dalaşı” diyebileceğimiz alanda dünyanın en gelişmiş savaş uçağıdır. Aynı zamanda BVR “Beyond Visual Range” görüş ötesi kabiliyetleri ile Rusya’nın rakipler karşısında operasyonel olan en güçlü uçağı olarak değerlendirilmektedir.
Peki, Rusya Federasyonu kısıtlı kaynakları ile bu dişli savaş uçağını nasıl yarattı? Rusya Su-27’nin diğer bir türevi olan Su-30SM uçağını 4+ nesil bir uçak olarak adlandırırken, Su-35 için ısrarla 4++ ya da 4.75 nesil vurgusu yapmaktadır. Ayrıca bu uçağın birçok 5. nesil özelliği taşıdığını vurgulamaktadır. Peki, bu iddianın altı ne kadar doludur? ABD’nin nesil sınıflandırması, Rusya’nın bakışından bir miktar farklıdır. Örneğin, Rusya’nın 5. nesil algısının çekirdeğinde özellikle üstün manevra performansı vurgulanmaktadır. ABD’nin bu konuya bakışı düşük görünürlük ve yüksek durumsal farkındalık konseptidir. Buna bir örnek, Rus hava kuvvetlerinin Ağustos 2015’te yeninde yapılanmasının ardından en önemli tedarikçileri Sukhoi tasarımı Su-57’nin patent dokümanlarında uçağın tasarımını etkileyen en önemli etkenin 4. Nesil uçakların karşısında üstün manevra performansı gelirken, düşük görünürlüğün ikinci planda olduğu görülmektedir. Bakış açısındaki bu ayrılık aynı zamanda Rusya’nın havacılık endüstrisindeki kısıtlamalar ve hava kuvvetlerinin geleneksek tercihleriyle ilişkilendirilebilir. Özetle, Su-57 ve Su-35S öncelikle manevra performansını maksimuma çıkarma tasarım felsefesine sahip uçaklardır.
Su-35’in Tarihçesi
Batıdaki örneklerinin aksine Sovyet havacılık endüstriyel geleneği uçak tasarımcısı ile üreticisini ayrı tutmaktadır. 1990’lara gelindiğinde Rus havacılık endüstrisinin iki büyük devi Irkutsk(Su-30 üreticisi) ve Komsomolsk on Amur (KnAAPO) üretim tesisleri arasında artan rekabet Su-35S’i ortaya çıkaran süreci doğurmuştur. Sukhoi için komponent üreten şirketler, Sovyetler Birliği zamanında yapılan büyük savunma harcamaları ve ihracatlar ile yeni projeleri finanse edip varlıklarını sürdürebiliyorlardı. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra düşen siparişler ve Irkutsk üretim tesisinin Su-30MKI’nın ihraç modeli ile uluslararası pazarda yakaladığı başarı Komsomolsk on Amur (KnAAPO) üretim tesisini bu uçakla rekabet edebilecek bir uçak arayışına itti. Su-35S aslında Su-27’lerin çokça geliştirilmiş ve Su-30 ile birlikte iki ayrı türevinden biridir ve Sovyet zamanından kalma ve eskiyen Mig-29 filoları bu alanda yeni bir fırsat sunmaktaydı.
Su-27’den Su-35’e evrim ayrı bir yazının konusu olabileceği için bu süreçlere bu yazımda değinmeyeceğim. Fakat genel olarak Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığının Su-35S’in geliştirilmesinde aktif bir rol oynamamış, Irkutsk’un ürettiği Su-30MKI’nin başarısı Komsomolsk on Amur (KnAAPO) üretim tesisinin rekabet edebilir kalmak için Su-35S geliştirmesiyle sonuçlanacak süreci başlatmıştır. Su-35S’in Savunma Bakanlığı tarafından kabul görmesinin başlıca sebebi Rus Hava Kuvvetlerinin Sovyet çağından kalma eski Mig-29 uçaklarının değiştirilme isteğidir. Ayrıca 5. nesil düşük görünürlüğe sahip Su-57 (PAK FA) uçağı ile yaşanan teknik ve finansal sorunlar nedeniyle uçağın 2020’li yıllara kadar tam operasyonel olamayacağı, dolaysıyla hava kuvvetlerinde oluşacak boşluğun aynı tesiste üretilen Su-35S ile kapatılmak istenmesidir. Rusya’nın yaşadığı ekonomik problem nedeniyle Su-35S 2030’lu yıllara kadar Rus Hava Kuvvetlerinin (Voyenno-Vozdushnye Sily ) bel kemiği olacağı düşünülmektedir.
Tasarım
Su-35, Sukhoi Tasarım Bürosu tarafından tasarlanan 4++ nesil süper-manevra kabiliyetli çok amaçlı avcı jet T-10S platformunun derin modernizasyonudur. 1976’da Sovyet hükümeti tarafından geliştirme projesi onaylandıktan sonra 2 Mayıs 1977’de ilk uçuşunu gerçekleştiren T10-1 prototipinin (Daha sonra Su-27) Su-35S’e kadar geçirdiği süreçte bazı gövde geliştirmeleri yapılmıştır. Örneğin;
- Ağırlığın ve radar kesit alanı (RCS) düşürmek için gövdede yüksek dayanıklı kompozit malzemelerin kullanılması. Yapısal olmayan radom, ön iniş takımının bazı parçalarında, iniş takımı kapaklarında ve öncü flap’larda kullanılmaktadır.
- Elektro-iletken kanopi sayesinde radar dalgalarının yansıması azaltılmıştır. Su-27’de 15 m² olan yansımanın 1-3 m² düşürülmüştür.(F-16 5m² / F-15 25m² / Rafale 1m² / Typhoon 0,5m² / F-35 005 m² Kaynak:Globalsecurity)
- Sadece alüminyumdan ziyade titanyumun gövdeyi güçlendirmek için kullanılmış, karbon elyaf ve alüminyum lityum gövde üzerinde birlikte kullanılmıştır.
- Sırt hız frenin kaldırılması ve yavaşlamanın farklı dümenler ile sağlanması.
- Uçuş kontrol yüzeyindeki iyileştirmeler.
- Motor hava girişlerinde 0.7 ile 1.4 mm arasında kalınlıkta RAM (radar absorbe edici malzeme) katmanı kullanılmıştır,
- Ön burunda ve kanopi çevresinde, motor kompresörünün ön safhalarında RAM kaplamalar.
- Havada yakıt ikmal yeteneği.
- Modern aviyonik ve elektronik savaş (EW) paketi.
- 3D itme vektörlemesi NPO Saturn 117S (AL-41F1S) turbofan motor.
- N135 Irbis-E radarını yerleştirmek için 90cm’e genişletilmiş ön burun.
Su-35S’nin tasarımı, uçağa yüksek atak açısı (High Alpha) imkânı sunmaktadır. Atak açısı AOA (Angles Of Attack) uçağın bir yöne doğru giderken uçağın burnunun farklı bir yöne doğrulmuş olmasıdır. Yüksek atak açısı uçağa çok keskin manevralar ve kobra manevrası gibi kaçınma manevraları yapma imkânı vermektedir.
Su-35S Dubai 2017 hava Show’unda yaptığı gösteri uçuşu ile izleyicilerin beğenisini toplamıştı. Su-35S düşük görünürlüklü bir uçak değildir, büyük ebadıyla batılı rakiplerinin karşısında kolay tespit edilebildiği belirtilmektedir. Fakat bu varsayım, yapısal benzerliği nedeniyle Avrupa ve ABD savaş uçaklarının Baltık denizindeki Su-27 deneyimlerinden gelmektedir. Bu konuda çalışan Sukhoi tasarım bürosu uçağın motor girişlerinde ve kanopide iyileştirmeler yapmış ve radar absorve eden (RAM) malzemeler kullanmıştır. Uzman bir görüşe göre bu iyileştirmeler ile Su-35’in radar (RCS) yansımasını Su-27’lerden daha aza düşürmüştür.
Radar
Görselde belirtilen yüksek güç modunda N135 Irbis radarının tespit mesafeleri. Arama modunda ise tespit mesafeleri F-35 için 29km’ye F-22 için 18 km’ye düşmektedir. Kaynak: Colin Throm, AW&ST.
Su-35S’lerde IRST (Kızıl ötesi arama ve takip) yeteneği de kullanılmaktadır. Yüksek irtifalarda sistemin F-22’ler karşısında etkinliğine güzel bir örnek olarak; Luftwaffe pilotlarının eğitim uçuşları esnasında kilit attıkları F-22 Raptor uçaklarının “Kill Mark” sembollerini uçaklarında gururla taşıması gösterilebilir. F-35 in F-22’lerden daha sıcak termal izi olduğu belirtilmektedir.
Su-35 için tasarlanmış X-Band çok modlu aşamalı Pasif Faz Dizinli Radar [Passive Electronically Scanned Array (PESA) ] N135 Irbis (Irbis-E export modeli) Zhukovsky’deki Tikhomirov Bilimsel Araştırma Enstitüsü tasarımıdır (NIIP). Hidrolik hareket ile birlikte 120 derecelik bir açıda elektronik tarama yapabilmektedir. Radar hava – hava/yer/deniz modlarının dışında haritalama, sentetik açıklık modunda da kullanılabilmektedir. Aynı anda 30 farklı hedefi takip ederken havada 8 hedefe kilitlenebilen (Yer hedeflerinde 4’e kadar) radar, yüksek güç modunda 0.01 m² yansıması (RCS) olan hava araçlarını, İHA ve füzeleri 90 km den, 3 m² yansımayı 350- 400 km’den, kuyruk yönünden uçakları 200 km’den tespit edebilmektedir. Pasif radarların bazı niteliklerinden bahsedecek olursak; Pasif radar sitemlerinden bazıları hedefin kendiliğinden yayınladığı ışıma tiplerini (uçak arama ve meteoroloji radarları, IFF [Dost Düşman Tanıma Tanıtma Sistemi] vericileri, telsiz yayınları) kullanır. Bazıları ise ucuz ve çok sayıda FM (Frekans Modülasyonlu) verici benzeri karasal antenlerden hedefe çarpıp yansıyan radyo dalgalarını dinleyerek hedef tespiti yaparlar. Pasif radarlar, havadan yaklaşan hedeflerin, kendiliğinden yaydığı frekans ve ışımasını, mesela telsiz vericileri, uydu bağlantısı gibi özelliklerini de kullanabiliyor. Kimi zaman da, havada mevcut FM bandındaki frekansların dolaşımından faydalanarak ortamda mevcut sinyal hareketliliğinden yararlanabiliyor. Su-35 N135 Irbis radarının tam olarak neler yapabildiğinin açıklaması rakiplerine taktik avantaj sağlayacağı için gizli tutulmaktadır.
Yükse güç modunda radar, enerjisini dar bir açıya odakladığı için tarama açısı büyük oranda düşmektedir. Bir diğer dezavantaj yüksek güç modu düşman uçaklarının radar emisyon bulma sistemlerinin işini kolaylaştırıp Su-35’in tam yerinin düşman tarafından tespit edilmesine neden olmaktadır. Bu yüzden Irbis radar arama modunda 3 m² hedefler için 120 derecelik açı ile Su-35 radar menzili 200km diyebiliriz. Bu şartlar altında, OLS-35 (IRST) sistemi düşük görünürlükteki uçaklara karşı kendi yerini ele vermeden kullanabileceği bir alternatif olmaktadır. Su-35 için Su-27’den gelen tasarım felsefisi F-15 gibi uçaklara karşı koymak olmasına rağmen APG-63 V3 AESA radarı ile modernize edilen F-15’lerin radarlarının izlenebilmesi daha zor, daha yüksek çözünürlüklü ve karıştırmaya (Jamming) karşı daha dayanıklı olduğu için bu alanda üstünlüğü ellerinde tutmaktadır.
Su-35S L-Band Kanat Radarı N036B-1-01 ve N036 Byelka Radar
Byelka’nı Aktif Faz Dizinli (AESA) radarı benzeri nano-teknoloji unsurları ile geliştirdiği N036 Byelka / N036B-1-01 Su-57 için geliştirilmiş bir radar sisteminin SU-35S’ye uyarlanmış 2 bileşenidir ve pilotun farkındalığını artırmaktadır. N036B-1-01 radarının teknolojisinin en büyük özelliği düşük görünürlüklü uçakların aşil topuğu olan L-Band ile çalışmasıdır. Çünkü F-22 ve F-35 gibi uçakların radar dalgalarını emerek yansıtmayan ve belli süreler ile yenilenmesi gereken RAM (Radar Absorbent Structure) kaplamaları sadece X-Band radarlara karşı yansıma sağlamayacak şekilde geliştirilmiştir.
Buradaki soru, N036B-1-01 L- Band karşısında görünür olan F-22 ve F-35’e karşı neden burun radarı olarak L-Band kullanılmıyor. Çünkü L-Band radarları çok düşük frekanslı radarlardır ve silahlara hedefleme veya rehberlik sağlayacak kadar doğruluklu ve güçlü değildir. Bunun için hala daha yüksek frekanslı X-Band gibi bir radara ihtiyacınız var.
N036B-1-01 L-band antenlerin birkaç problemi var:
1. Sadece mesafe ve yatağı belirleyebilir, yüksekliği belirleyemezler.
2. Modern radarlar kendisine L-Band aydınlatma yapıldığını, kendi tespit edilmeden çok uzaktan algılayabilir (aynı şey herhangi bir radar için de geçerlidir)
3. HARM (Yüksek Hızlı Anti-Radar Füzesi) özellikleri ile donatılmış yeni nesil AA (hava-hava) füzeleri bu frekansları da hedefleyecek şekilde geliştirilmiştir.
Su-35’lerin taktiği; düşük görünürlüklü uçak tehdidini (F-22, F-35) keşfetmek için maksimum 200km menzilli L-band radarını kullanmak, eğer bir bulgu saptanırsa gökyüzünün bu kısmını taramak için daha hassas Irbis X-band radarlarını IRST ile birlikte kullanmaktır. Bunun dışında sistem dost-düşman (IFF) sistemi olarak da kullanılabilmektedir. Ayrıca bazı Su-35’ler N012 kuyruk radarına da sahiptir fakat kaç uçağın arkadan yaklaşan düşman uçaklarını tespit etmek için bu radarlar ile donatıldığı açıklanmamaktadır.
Kızılötesi Arama ve Takip OLS-35
OLS-35 IRST sistemi hedef mesafe ölçümü, kızılötesi tespit, hedefi lazer ile aydınlatma yapmaktadır. Lazer mesafe ölçümü 5 m yanılma payı ile hava hedeflerine karşı 20km, yer hedeflerine karşı 30km mesafe ölçüm yaparken, kızılötesi tespit sistemi art yakıcı kullanmayan hedefleri ve düşük görünürlüklü uçakları önden 50 km den, kuyruk tarafında daha iyi görülebilen kızılötesi izi ile 90km tespit edebilmektedir.
Kızılötesi tespit mesafesi hava durumundaki değişikliklere ve hedefin irtifasına (Sıcak/Soğuk hava) göre değişiklik göstermektedir. Sistem aynı anda 4 hedefi takip edebilmektedir. Bu sistemin dezavantajı düşman hedeflerini olmasını tahmin ettiğiniz yerlerde aramanız gerekmektedir ve kötü hava şartlarında performansları düşmektedir. En büyük avantajı ise F-22, F-35 gibi stealth uçakları yakın mesafelerden görünür kılabilmektedir. F-22 gelişmiş radarına güvendiği ve karşısında henüz operasyonel düşük görünürlüklü uçak olmadığı için bu sistemi kullanmamaktadır. F-15 ise harici bir podla bu yeteneği sağlayabilmektedir.
HMD/S
Su-27 1980’lerin sonu itibari ile kaska entegre görüş sistemi HMD/S ile kızılötesi görüşü ilk entegre eden savaş uçağıdır. Şuan dahi F-22 bu kabiliyete sahip değildir. Batılı pilotlar bu kabiliyet nedeniyle Su-27 serisi uçaklardan çekinmiş ve kendi IRST sistemlerini geliştirmişlerdir. Bu benzeri konularda Rus havacılık endüstrisi Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra dahi yenilikçi yapısını koruyabilmiştir. Su-35’lerde kullanılan ZSh-7ap –HMD kask sayesinde pilot baktığı yöndeki hedefe kilitlenebilmektedir. Bu sayede pilot hedefi HUD (Baş Üstü Göstergeler) ekranına yerleştirmek ve orada tutmak için manevra yapmak zorunda kalmamaktadır.
Su-35 Karşı Önlemler / Elektronik Savaş (EW)
Uçağın elektronik savaş paketi, bir radar uyarı sistemi, radar karıştırıcı, füze uyarı sitemi bir lazer uyarıcısı, chaff ve flare fırlatıcı sistemleri içerir. Fakat bu sistemlerin içinde en güçlü ve en kritik olan L175M Khibiny elektronik karşı önlem sistemidir. Bu sistem kendisine doğru gelen radar güdümlü (AIM-120) gibi füzelerin izlediği radar dalgalarını taklit ederek yarattığı dijital bulut ile füzeyi saptırmakta ve farklı bir yöne yönlendirme kabiliyetine sahip olduğu iddia edilmektedir. Benzer bir sistem ABD EA-18G Growler’de görülmektedir. Kendisine yönelen tehdide karşı çok iddialı bir karıştırma önlemidir. L175M Khibiny EW sisteminin bir diğer avantajı Batı kökenli AESA radar sistemlerinin Su-35 in karıştırma sistemine karşı koyabileceğine ve AIM-120’nin saptırılması ihtimalini yeterince ciddiye almamasıdır.
Sistemi geliştiren KRET şirketinin iddiasına göre küçük bir torpido boyutundaki L175M Khibiny’nin uçağın hayat da kalma oranını 25-30 kat artırdığını belirtmektedir. Pod 2008 yılında Gürcistan’daki çatışmadan çıkarılan dersler ile geliştirilmiştir. Sistem düşman uçaklarının yaptığı karıştırmaya karşı koyma ve Kh-31P gibi anti radyasyon füzeleri (AWACS katili) ve R-27EP gibi radar güdümlü füzeler için uçağın hedef belirlemesini desteklemektedir. Sistemin kokpit de ayrı bir ekranı yer almaktadır ve radar ile birlikte çalışır. Aynı zamanda yardımcı füze ikaz sistemi olarak da görev üstlenir (MAW). Sistemin bir diğer özelliği Gelişmiş dijital radyo frekansı belleği sayesinde düşmanın EW sistemleri, hava savunma ve radar ağı hakkında bilgi topluyor ve gerektiğinde hava savunma sistemlerini bastırabiliyor olmasıdır. Suriye’deki Su-35’ler L175M Khibiny podlar ile görev yapmaktadır.
İlave elektronik saldırı kabiliyeti Batının Su-35 yetenekleri hakkında daha fazla düşündürmeye itmektedir. Önümüzdeki dönemde Khibiny-10V’nin Su-35’lerin gövde içine yerleştirilmesi planlanmaktadır.
Radar ve Lazer İkaz Sistemi
Su-35 elektronik savaş paketi ayrıca SAR (füze saldırılarına karşı) ve OLO (lazer ışınlarını alt sistem ile algılanma) gibi sensörler içermektedir. Bunlar her yönden gelebilecek tehditlere karşı radar ikaz sistemi (RWR) ve lazer ikaz sistemidir, (LWR) Chaff ve flare fırlatıcılar ile birlikte çalışır. L175M Khibiny AIM-9 serisi füzeleri engelleyemez çünkü bu füzeler pasif olarak adlandırılan kızılötesi kilitleme yapmaktadır ve elektronik olarak yanıltılamaz.
Su-35S in Khibiny M podları içinde yer alan MAWS sistemi yerden atılan MANPADS’leri 10 km mesafeden AIM-120 ve SAM füzelerini 30 km’den tespit edebilir. Bu konudaki kaynaklar oldukça sınırlı olmakla birlikte. AIM-120 X-Band 8–10 GHz frekansında çalışması nedeniyle dijital radyo frekansı hafızası (DRFM) ile daha kolay karıştırabileceği söylenmektedir.
Su-35’in Yeni S-108 Data Link Bağlantısı
1980’ler de MiG-31 ve Su-27 lerde kullanılan TKS-1 ve TKS-2 data linkleri aynı anda sadece 16 uçak tarafından data paylaşımına izin vermekteydi. Nizhny Novgorod’da yerleşik Polyot şirketi tarafından geliştirilen S-108 pilotlara hava,deniz ve kara platformları ile ses ve data paylaşma imkanı sunan, link-16 benzeri şifrelenmiş bir data kanalıdır. Bu kanal üzerinden Su-35 ve Su-30’ların AWACS’dan ve yer radar alıcılarından bilgi alarak füze ateşleme kabiliyeti kazanması planlanmaktadır. Uçak yer harekât üssü ile yakıt, silah durumunu ve tam pozisyonu otomatik olarak paylaşmakta ve kontrol merkezinin pilotu taktik olarak yönlendirmesini kolaylaştırmaktadır. Sistemin henüz tam operasyonel olup olmadığı konusu net bilgi bulunmamaktadır.
F-35’lerde bulunan Link-16 data bağlantısı güvenlik zafiyeti nedeniyle ABD’nin en gelişmiş uçağı F-22’lerde bulunmamaktadır. F-22 sistemleri ile elde ettiği istihbarat & radar bilgisini birlikte uçtuğu yada operasyon yaptığı F-15, F-16 ve AWACS gibi dost uçaklarla dahi paylaşmamaktadır. Çünkü Link-16 düşmanın SIGINT (Sinyal istihbaratı) sistemleri tarafında tespit edilebilir. Bunu yerine F-22 sadece diğer F-22’ler ile IFDL (Intra Flight Data Link – Uçuş içi Data Link) üzerinde veri paylaşmaktadır.
2 x 117S (AL-41F1S) Motor
Su-35’deki bir diğer yenilik de 2008’de ilk test uçuşunu gerçekleştirmiş, itiş gücü 16% (14500 kg itiş gücüne kadar) arttırılmış ve hafif silahlı iken super-cruise kabiliyeti olan (Art yakıcı kullanmadan ses üstü seyir) NPO Saturn Research and Production Association (Saturn Araştırma ve Üretim Birliği) tarafından geliştirilen 117S 3D itiş kontrollü motorlardır. Motorların servis ömrü 4000 saat olarak belirtilmektedir. Su-35 motorlarında bir önceki Su-27 modellerine göre yapılmış iyileştirmeler şu şekildedir.
- Yeni yüksek teknoloji LP kompresör ile artan hava tüketimi ve verimliliği
- Artan güvenilirlikli yüksek verimli türbin ve gelişmiş bıçak soğutma sistemi
- Uçuş kontrol sistemine entegre yeni dijital motor kontrol sistemi
Su-35 NATO adıyla The Flanker-E yüksek irtifalardaki düşük sürtünmesi ile 2.25 Mach hıza ulaşabilir. Bu hız F-22 ile aynı iken F-35 in 1,5 / 1,8+ Mach hızında fazladır. Standart aerodinamik mekanizmalar ile yapılamayacak manevraları itiş kontrolü ile başarabilmektedir. Bu gibi keskin manevralar, füzeleri kaçırmak veya yakın mesafedeki it-dalaşı için yararlı olabilir. Güçlü motorları sayesinde hız kaybetmeden yatay düzlemde 360 derece dönüş yapabilen (Krep) bir uçaktır. Su-35’in servis tavanı 60.000 ft’dir (18.000m), bu yükseklik F-15(6500ft) ve F-22’nin kapasitesi ile aynıdır ve F-18, Rafale ve F-35 den 10.000 ft daha yüksektir.
Menzil
Su-35 yakıt tankları alüminyum lityumdan üretilmiştir. 14,350lt olan toplam gövde içi yakıt kapasitesi kanatlarda, gövde içinde ve dengeleyici çift kuyruk içlerinde (300lt) yer almaktadır. Gövde içi yakıt tankları ile deniz seviyesinde 1580 km yüksek irtifada 3600 km (2200 mil) menzile ulaşabilir. Gerektiğinde ilave 4000lt taşıyan 2 adet PTB-2000 yakıt tankı ile 4.500 km (2800 mil) uçabilir. Uçağın menzili yüksekliğine ve taşıdığı mühimmatlara göre değişiklik göstermektedir.
Su-35’in rekabet ettiği F-15, gövde içi ilave (conformal) tankları ve harici 3 yakıt tankı ile 3450 mil(5500km) uçabilir. F-22 ise 2960 km’lik menzilini ilave düşük görünürlüğünü azaltacağı için çok tercih edilmese de ilave 2 adet yakıt tankı ile bu menzile uçabilir. Uçakların menzilleri pilotlar için önemlidir çünkü hava savaşlarında gerektiğinde size 90-100km den gönderilen BVR füzesinden sesten 2 kat daha hızlı 2.25 Mach hızla füzenin menzili bitene kadar yüksek yakıt tüketimini göze alıp kaçmanızı ve dönüp tekrar savaşmanıza imkân verir ya da alçak’dan uçarak daha fazla yakıt tüketseniz de düşman radarların yakalanmadan farklı taktikler geliştirmenizi sağlar.
Kokpit
KnAAPO şirketinin test pilotu Alexander V. Pulenko Su-35’in kokpitini değerlendirirken ergonomik olarak batı örneklerinin ilersinde olduğunu belirtmektedir. Buna bir örnek olarak, bir fuarda inceleme fırsatı olduğu Rafale için; Kokpiti’nin kendisinin dahi sığmakta zorluk çekeceği ve tek renk konsoldan oluşan tam bir kara delik olarak tanımlamıştır. Rus uçakların konsüllerinde farklı fonksiyonlar için farklı renkler kullandıklarını belirten test pilotu, bunun öğrenmeyi ve diğer uçaklardan Su-35’e transfer olan pilotların adaptasyonunu kolaylaştırdığını belirtmektedir. Kokpitinde 2 LCD ekran bulunan Su-35 in yeni bir özelliği uydu bağlantısı sayesinde pilotun hedefe önceden programlanmış varış zamanı ve uçuş sürelerini takip edebilmesidir. Fırlatma koltuğunun ergonomik tasarımı vücut ağırlığını eşit bir şekilde fırlatma koltuğuna dağıtmaktadır. Bu ergonominin uzun uçuşlarda pilota sağladığı kolaylık ve konfor görevin tamamlanması için önemli bir etken olduğunu belirtmektedir.
Füzeler
Su-35 de 12 adet yükleme istasyonu bulunmaktadır. F-15’in 11 adet, F-22’in 4 adet ve F-35’in 4 istasyonuna karşı Su-35 birden çok hedefe daha fazla salvo ateşleyebileceği AA (hava-hava) füzesi taşıyabilmektedir. Alexander V. Pulenko Su-35 test pilotunun belirttiğine göre Su-35 uzun menzilden öncelikli hedefleri tespit ettikten sonra sistem hedefe en uygun füze seçeneğini pilota otomatik olarak sunmaktadır. Su-35’in kullanabileceği çok geniş bir hava-hava füze, lazer güdümlü hava-yer ve gemi savar mühimmat seçeneği bulunmaktadır. Çok kısa olarak en önde gelen hava-hava füzelerine kısaca değinirsek;
Su-35 BVR angajmanı için radar güdümlü K-77M (izdeliye 180) 110 km (R-77-1) menzilli NATO adı AA-12 Adder olan AESA tarayıcılı füzeyi kullanmaktadır. Bu füzenin NATO’daki karşılığı AIM-120D’dir (180 km). WVR angajmanı için ise K-74 (izdeliye 750) NATO adı AA-11 Archer 40 km menzilli kızıl ötesi arama başlıklı füzeye sahiptir. IRST’den aldığı bilgiler ile kaska entegre hedefleme sistemi vasıtasıyla burun yönündeki 60 derecelik bir açıda yer alan düşman uçaklarına kilit atabilmektedir. Bu füzenin NATO’daki karşılığı 26 km menzilli AIM-9X Sidewinder’dır. Her iki füzenin hedefi vurma ihtimalleri %70-80’dir. Ayrıca, Su-35 stratejisi gereği düşman AWACS ve Tanker uçaklarını da hedef almaktadır. Bu hedeflere özel geliştirilmiş olan R-37M füzesi 300-400km menzile ulaşabilmektedir. Bununla birlikte Su-35 30mm’lik bir topa sahiptir.
Su-35 in öncüsü Su-27’ batılı rakipleri ile herhangi bir hava muharebesine girmemiştir. Su-27 etkileyici it-dalaşı manevra kapasitesine rağmen kullanıma girdiği ilk günden itibaren çok küçük bir harekât yaşadı. Kayda değer tek harekâtı Eritre-Etiyopya Savaşı (1998-2000) sırasındadır. Savaşın ikinci yarısı için Etiyopya kuvvetleri için Su-27A’lar MiG-21 ve MiG-23 bombardıman uçaklarına eskortluk ve CAP (Combat Air Patrol-Hava Savaş Devriyesi) görevlerini gerçekleştirdiler. Savaş boyunca Etiyopya Su-27’leri 4 adet Eritre Mig-29’unu düşürdüler, SU-27’lerin bazıları Etiyopyalı öğrenciler tarafından kullanılırken bazıları Rus ve Ukraynalı eğitimciler tarafından uçuruldu (bu eğitmenlerin bazıları paralı askerlerdi). Bu başarılardan biri bir kadın Etiyopya pilotu Aster Tolossa tarafından kazanıldı ve ilk zafer kazanan Afrikalı kadın avcı uçağı pilotu oldu.
Kara Saldırısı
Su-35S 17,000 pounds mühimmat taşıyabilir. 12 ayrı yükleme istasyonunda 14 hava yer mühimmatı taşıyabilir. F-15E Strike Eagle 23,000 pound mühimmat taşıyabilir ve hava-yer görevleri için geliştirilmiştir. Hava-hava görevleri için geliştirilmiş F-15C kadar hızlı uçabilir ve aynı hava-hava mühimmatlarını taşıyabilir fakat ağırlığı nedeniyle F-15C kadar iyi manevra yapamamaktadır.
Su-35’lerin ABD’li rakipleri kadar geniş bir lazer güdümlü mühimmat seçeneği yoktur. Fakat çok amaçlı bir avcı uçağı olan Su-35 için, kısıtlı mühimmat ve ekstra roket seçenekleri ile hava-yer operasyonları için yeterlidir. Bazı hava-yer mühimmatları şunlardır;
- KAB-500Kr TV-güdümlü
- KAB-500S-E uydu-güdümlü
- LGB-250 lazer- güdümlü
- KAB-1500Kr TV- güdümlü
- KAB-1500LG lazer- güdümlü
Bakım ve İdame
Titanyum alaşımlarının yoğun olarak kullanıldığı güçlendirilmiş Su-35 gövdesi, uçağın kullanım ömrünü 30 yıla veya 6,000 çalışma saatine kadar artırarak, maksimum kalkış ağırlığını 34,5 tona yükseltiyor.
ABD havacılık geleneğinde; uçaklarının, pahalı ve uzun ömürlü olması eğilimi vardır. Bunun tam tersi olarak Sovyetler ve daha sonra Rusya, düşük maliyetli kısa ömürlü uçaklar üretmektedir. Buna bir örnek, bazı F-15’ler 1970 ve 1980’lerden beri görev yapmaktadır ve 18.000 saat görev sürelerine ulaşabilmektedir. Su-35’lere her 12 yılda ve 1500 saat uçuştan sonra kapsamlı bir elden geçirme yapılması gerekmektedir.
Operasyonel Uçaklar ve Kullanıcılar
68 adet Su-35 Rusya Federasyonu envanterinde yer almaktadır. Fakat 31 Aralık 2017 Suriye’deki Hımeymim üssüne yapılan saldırıda 2 adet Su-35 ağır hasar görmüştür. Tamir edilip edilemeyeceği henüz bilinmemektedir.
Çin 2015 yılında Rusya’dan 2 milyar $ maliyet ile 24 adet Su-35’i siparişi vermiştir ve 14 uçağı teslim alarak 2. bir kullanıcı olmuştur. Fakat Çin’in bu satın almadan çok, Su-35’lerin itiş kontrol özellikli motorları kopyalamakla ilgilendiği hakkında söylentiler bulunmaktadır. Çin Hava Kuvvetleri, Su-27 uçaklarını 1992 ve 1995 arası Rusya’dan satın almıştır. 1995’de artık satın almak istemediğini fakat uçakları lisans anlaşması ile Çin’de üretebileceğini Rusya’ya bildirmiştir. İmzalanan 200 uçaklık 2,5 milyar $ bedelindeki anlaşma ile Çin’de 100 uçak J-11 adı altında üretilmiştir. Motor ve aviyonikler Rusya’dan alınmıştır. 2004’e gelindiğinde, Çin artık Su-27’lerin ihtiyacını karşılamadığını belirterek anlaşmayı iptal etmiştir. 3 yıl sonra 2007 yılında Su-27’nin %90 benzeri olan J-11B tanıtması, Rus havacılık endüstrisinde büyük hayal kırıklığı yaratmıştır.
Su-35 uçaklarının Suriye’deki operasyonlarda kendilerini göstermeye başlaması ile uluslararası pazarda müşterileri arttırmıştır. Uçağın maliyetinin $40 milyon $ ve 65 milyon $ arası, export modelinin ise 80 milyon $ ve üzeri olduğu düşünülmektedir.
5. Nesil Uçaklara Karşı Su-35
4. Nesil Avrupalı rakiplerinden hiç de geri kalmayan Su-35, düşük görünürlüklü uçaklara karşı göstereceği performans merak konusudur. Öncelikle belirtmek gerekir ki düşük görünürlüklü 5. Nesil F-35 ve F-22 gibi uçakların Rus Hava Kuvvetlerindeki rakibi Su-57’dir. Fakat devam eden geliştirme çalışmaları nedeniyle uçağın ne zaman operasyonel olacağı belirsizliğini korumaktadır. Bu şartlar altında Rusya’nın elindeki en kabiliyetli uçak Su-35S’in 5. Nesil uçaklar ile baş etmeyi öğrenmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme ayrı bir yazının konusu olabilecek genişlikte olduğu için çok kısa değineceğim, zaten genel bazı yeniliklerden bahsetmiştim. Özetle, hava muharebelerinde etki eden uçak performansı dışında birden çok faktör vardır. Bunlar;
- Yer ekibi tecrübesi.
- Uçak performansı.
- Pilot Taktiği/ Eğitim seviyesi
- Radar ve Füze performansları.
- EW (Elektronik Savaş), ECM (Elektronik karşı tedbir), ECCM (Elektronik Karşı Tedbire Karşı Tedbir) ve Data link yetenekleri.
- Şans faktörü.
Uçağı yetenekli bir bakım ekibi tarafında idame ettirilmesi sorti oranlarını arttırırken, bakım süreleri kısaltır, operasyonel maliyetleri düşürür. İyi bir pilot, uçuş tecrübesi ve geliştirdiği taktikleri ile uçağının zayıf yönlerini telafi ederek güçlü yönlerine odaklanabilir, kendinden daha performanslı uçakları yenebilir. Luftwaffe pilotlarının eğitim uçuşları esnasında kilit attıkları F-22 Raptor uçaklarının “Kill Mark” sembollerini uçaklarında gururla taşıması örnek gösterilebilir. F-22 Raptor’a karşı eğitim uçuşuna katılan bir Typhoon pilotu daha ufak ve iyi silahlanmış olmasından dolayı uçağın it-dalaşı kabiliyetinin F-22 Raptor’a yakın olduğunu belirtmektedir. Su-35 eşsiz bir manevra yeteneğine sahiptir. Fakat geleceğin hava çarpışmalarının büyük oranda R-77s, Meteors, AIM-120 ve benzeri füzeler ile görüş ötesi (BVR) gerçekleşeceği düşünülmektedir. Şuan operasyonel olarak Dünyanın en pahalı ve en iyi uçağı kuşkusuz F-22’dir. Bu nedenle Su-35’i tam bir 5.nesil uçağı olan F-22 ile karşılaştırmayı doğru bulmuyorum.
F-35 ise F-22’nin super-cruise, hız, servis tavanı ve manevra kabiliyetine sahip değildir. Su-35’in çok daha fazla füze taşıması ve 2.25 Mach’lık hızı füzelerinin etkinliğini arttırarak F-35’in 1,6 Mach hızı karşısında Su-35 taktik bir üstünlük sağlamaktadır (F-22 2,5 Mach). Bununla birlikte Su-35’in EW kabiliyetleri AIM-120’den kaçınmasına yardımcı olabilmektedir. F-35 düşük görünürlüğünü bozmadan sadece 2 adet uzun menzilli AIM-120 füzesi taşıması ve Su-35’in IRST menziline girmeden sadece bu 2 füze ile elime etmesi gerekmektedir. Bir diğer noktada, Rus askeri doktrinde nicelik önemli olmuştur. Muhtemelen F-35 kendisinden daha fazla sayıda Su-35 ile karşılaştığında, F-35’ler büyük bir ihtimalle rotalarını değiştirip F-22’leri yardıma çağıracaktır. Çünkü F-22’ler özellikle havada üstünlük kazanmak için tasarlanmıştır. F-35’ler düşman jetlerle ‘yakın temas’ için tasarlanmamıştır. F-22’lerin gelmesinde sonra F-35’ler de asıl görevlerini yerine getirmek için kendi yollarına devem edecektir. Bir diğer nokta hava-kara operasyonlarında Su-35, F-35’den daha fazla görev yükü taşıyabilmektedir. Su-35’in tasarımcısı Sukhoi Su-35’i F-35 gibi çok amaçlı bir uçak olarak tanımlamaktadır.
F-22’lerin yardıma yetişmemesi durumunda neler olabileceği hakkında da tahmin yürütmeye çalışırsak, uzmanlar “F-35’ler kartlarını doğru oynarsa, yine de Su-35’ler karşısında dayanabileceğini, Ancak bunun için F-35 sensör yeteneklerini sonuna kadar kullanması gerektiğini belirtirken, şansı, zayıf noktaları olan it-dalaşına bırakmamalılar” ifadelerini kullanmaktadırlar. 5. Nesil uçaklar ile kıyasla Su-35 in EW sistemine bu kadar dayanmasının sebebi uçağın radar yansımasının tüm iyileştirmelere rağmen büyük olmasıdır. Muhtemelen ABD hava kuvvetleri F-35’leri Su-35 leri +100 km menzilden yaylım ateşine tutacaktır. Rus Hava Kuvvetleri yerdeki düşük band genişliğindeki radarları, IRST ve L-Band sensörleri and PESA radarları ile düşük görünürlüklü uçakları tespit etmeye ve kilitlenmeye çalışacaktır ve münkünse it-dalaşına zorlayacaktır.
Özet
Rakipsiz manevra kabiliyeti ile kendini rakiplerinden ayırt ettiren Su-35, EW ve silah sistemlerin kapasitesi ile de Batılı oyuncuları yakalamış ve hatta geri bırakmıştır. ABD Hava Kuvvetlerinden bir yetkili ellerindeki F-15 ve F-18’lerin Su-35 karşısında çok meşgul olacağını belirtmiştir. Su-35, F-15, Eurofighters ve Rafale’e karşı ölümcül bir potansiyele sahiptir. Fakat Su-35 geliştirdiği karşı sistemler ile F-22 ve F-35 gibi 5. Nesil düşük görünürlüklü uçaklar üstünde ne kadar etkili olabileceği büyük soru işaretidir.
İletişim: Kivancemir1984@hotmail.com
Twitter: @EmirLouise
Yazarın önceki yazısı Avrupa Semalarında iki Rakip Typhoon & Rafale için tıklayın
Kaynaklar:
http://nationalinterest.org/f-15
sukhoitributeenglish.blogspot.com.tr
Su-35S Flanker-E Multirole Fighter
Defence Turk Kurucu Ortağı, makine mühendisliği öğrencisi, savunma ve ulusal güvenlik konularıyla yakından ilgileniyor. Amatör olarak video editlemeyi ve fotoğraf çekmeyi seviyor.