Siber Güvenlik Düşünce kuruluşu olarak faaliyet gösteren CyberThink tarafından hazırlanan raporda ABD Merkezi Haberalma Ajansı’nın Protego Projesi incelendi. CyberThink tarafından hazırlanan rapor;
Protego projesi Raytheon tarafından geliştirilen PIC (Peripheral Interface Controller) tabanlı bir füze kontrol sistemidir. Protego, sanılanın aksine hava aracı üzerine takılan bir füze kontrol sisteminden ziyade, üzerinde bulunan kavrama kabzası, batarya soğutma ünitesi, füze kontrol sistemi gibi alt bileşenlere sahip bir kontrol sistemidir.
7 Mart 2017 tarihinde Wikileaks isimli websitesinde ‘‘Vault 7’’ isimli binlerce doküman yayınlandı. Dokümanlarda, CIA’nın geliştirdiği yazılımlarla bilgisayarlar, internete bağlanan cihazlar ve akıllı telefonlara nasıl sızdığı anlatılmaktadır. Bu dokümanlar içinde CIA tarafından askeri amaçlar için geliştirilmiş kontrol sistemleri de yer almaktadır. Protego bu projelerden sadece birisidir.
2014 ile 2017 yılları arasında askeri amaçlı geliştirilmiş projeler için yayınlanan ve CIA’den dışarı sızan 37 (otuz yedi) adet belge bulunmaktadır. Bu belgeler içinde AngelFire, ExpressLane, CouchPotato, Imperial vb. gibi birçok izleme, gözetim ve ele geçirme temellerine dayanan araçlar ve programlar yer almaktadır.
Protego, aşağıda yer alan sistem mimarisinde gösterilen kanallar üzerinden, kriptolu veri ve sinyal alış-verişi yapan, mikro denetleyicilerden oluşan bir füze kontrol sistemidir.
Yazılım mimarisi incelendiğinde, çeşitli fonksiyonları yerine getirmek maksadıyla içlerine mikro denetleyiciler yerleştirildiği görülüyor. P1, P2 ve P3 isimli bu işlemcilerinin yerine getirdiği işlemler detaylı olarak ele alınacaktır.
Sistem Mimarisi detaylı bir şekilde incelendiğinde Ana işlemciyi (P1) devre dışı bırakan dört durumun varlığından söz edebiliriz. Bu durumlar aşağıda yer almaktadır.
Bir füze ateşlendiği zaman; İlk sinyal cihazın önceden belirlenmiş alan sınırları içinde olup olmadığını, ikinci sinyal geçerli bir koordinat sinyalinin olup olmadığını ve üçüncü sinyal de geçerli zamanın, tanımlanmış operasyon süresi içinde olup olmadığını göstermektedir. Füze sadece bütün bu sinyaller doğru olduğunda ateşlenebilmektedir.
Füze ateşlenmeden önce çalışan Batarya Soğutucu Ünitesi, füzenin ateşlenmesi öncesinde nişan alma, füzeye gereken gücü sağlama ve fırlatma öncesinde harp başlığında bulunan sensörleri soğutmak maksadıyla kullanılmaktadır. Batarya Soğutucu Ünitesi Algılandı sinyali, Tüp Akıllı Anahtarı (TSS) tarafından algılandıktan sonra çift yönlü iletişim bağlantısı (Bi-Directional Communication) üzerinden ana işlemciye (MP) gönderilmektedir.
Ortadoğuda bulunan örgütlerin son yıllarda artan stinger ve manpads füze sayısındaki çokluğa bakıldığında CIA’nın neden böyle bir sisteme ihtiyaç duyduğunun cevabını duyuyor olmalısınız. Özellikle medyada Suriyede bulunan grupların gizli CIA programları tarafından desteklendiğine dair bir endişe hakim. Ayrıca ABD tarafından sağlanan MANPADS’lerin bölgede kontrolsüz bir şekilde çoğaldığına dair basın kuruluşlarında haberler var.
Ateşleme öncesi gerçekleştirilen operasyonel mesaj trafiği içinde önemli 3 (üç) kontrol noktası bulunmaktadır.
Füzenin sınır dışında algılanması, Operasyon Süresinin Sona ermesi, Düşük Batarya veya Müdahale sinyali alındığında, Ana İşlemci tarafından Tüp Akıllı Anahtarına (TSS) sürekli olarak şifre silme sinyali gönderilir ve cihaz kullanım dışı kalır.
Yukarıda anılan durumlara ek olarak Füzenin kaybolması durumunda da Kayıp füze sinyali Tüp Akıllı Anahtarına (TSS) geldiğinde şifre silme sinyali güç bitene kadar Ana İşlemciye gönderilir.
Amerika Birleşik Devletleri tarafından Stinger ve MANPADS füzelerinin terör unsurlarının eline geçmemesi için gösterilen çabalar yönünde yapılan basın açıklamaları ve medya organlarına verilen demeçler mevcut fakat durum anlatıldığı gibi değil. Protego üstünde yapılan incelemeler terör unsurlarına verilen füzelerin üzerinde teknik bir takım kontrollerin yapıldığını gösteriyor.
ABD’nin Irak ve Afganistanda yürüttüğü operasyonlarda olduğu gibi Suriyede de örgütler üzerinden dize getirme faaliyeti ve bu faaliyet için gerekenleri yapmış olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim CIA’nın bu yönde adımlar attığına yönelik iddialar, sadece WikiLeaks tarafından ortaya çıkarılan gizli dokümanlarla sınırlı değildir. Aynı yönde bir iddia Elias Groll tarafından 20 Nisan 2016 tarihinde Foreign Policy’de yayımlanan bir makalede de dile getirilmiştir.
“Ancak bu tür silah kontrollerinin tasarımı son derece anlaşılmaz. ABD’li mühendislerin, silahın yalnızca Kuzeybatı Suriye’nin ön saflarında ateşlenmesini sağlayacak bir GPS çipini nasıl yerleştirdiklerini bilmiyoruz.”
Elias Groll, Foreign Policy
Amerika Birleşik Devletleri bu füzeler için neden Kuzeybatı Suriye’yi seçti! Elias Groll’ün ve birçok gazetecenin de hemfikir olduğu Kuzeybatı Suriye, çatışmaların yoğun yaşandığı ve Suriye’nin ülkemize en yakın üç şehri.
Elias Groll makalesinde Amerika Birleşik Devletleri tarafından sağlanan MANPADS füzelerinin kontrol dışı grupların eline geçmesinden, silahların yeniden yapılandırılmasından ve daha sonra sivil uçakların vurulmasından endişe ettiklerini söylüyor.
Amerika Birleşik Devletleri bu füzeler için neden Kuzeybatı Suriye’yi seçti! Elias Groll’ün ve birçok gazetecenin de hemfikir olduğu Kuzeybatı Suriye, çatışmaların yoğun yaşandığı ve Suriye’nin ülkemize en yakın üç şehri. Suriyede bir grup 2014 yılında Facebook’ta MANPADS füzesinin orjinal bataryası yerine şarj edilebilir bir batarya takıldığını gösteren görüntüler yayınlamıştır.
Örgütlerin kontrolüne geçmiş ve yeniden yapılandırılma ihtimaline karşı önlemler alınarak geliştirilen Stinger ve MANPADS füzelerinin bugün ortadoğuda sınırlarımızın hemen dibinde ülkemize karşı büyük bir tehdit oluşturduğu aşikardır. Amerikada bir düşünce kuruluşu olan Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) kıdemli analist olan Anthony Cordesman, Ekim 2012’de GPS Kontrollü MANPADS’i Suriyedeki gruplara göndermeyi önermiştir.
Cordesman, “hiçbir şeyin gerçekten güvenli olmadığını” ve MANPADS üzerindeki teknik kontrollerin, riski ortadan kaldırmaktan çok azaltmakla ilgili olduğunu belirtiyor. Ayrıca ABD özel kuvvetlerinin Suriye’ye yapacağı teslimatlar için artık bölgede güvenilir ortaklar bulması gerektiğini vurguluyor. “Washington’da bir koltukta oturarak bu acil durum planlamalarının hiçbirini yapamazsınız” diyor.
Cordesman’ın 2002 yılında teklif ettiği “Bölgede Güvenilir Ortak” fikri kabul görmüş olmalıki yine Birleşik Devletlerin Stinger ve MANPADS’leri gönderdiği ilk bölge olan Kuzey Suriyede 2004 yılında ypg/pkk isimli örgüt kurulmuştur. Amerika Birleşik Devletleri Merkez Komutanlığının başındaki isim Kuzey Suriyede faaliyet gösteren örgütler ile biraraya gelmiş ve silah yardımları ile ilgili görüşmeler yapmıştır. Üstelik bütün bunlar kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir.
Sonuç
21.YY’ın güvenlik paradigması siyasi, sosyal, ekonomik, askeri, teknolojik ve çevre faktörlerini içerecek şekilde genişlemektedir, Ülkemizin içinde bulunduğu bölge dünyadaki siyasi krizlerin ve çatışmaların en yoğun yaşandığı yer olma konumunu korumaktadır.
Dünyada ve bölgemizde tek taraflı güç kullanma ve yaptırım tehditleri giderek daha sık başvurulan bir yol haline gelmektedir. Bölgesel krizler küresel boyut kazanırken terör örgütleri de bu tehlikeli gidişin en önemli ve tehlikeli araçları haline getirilmektedir. İletişim imkanlarını ve teknolojiyi giderek daha etkin kullanan terör örgütlerinin yol açtığı güvenlik sorunları sürekli büyümektedir.
Dünyanın diğer pek çok yerindeki terör örgütlerinin sahip olduğu silahların izleri de hep belirli yerlere çıkmaktadır. Libya’daki gelişmeler de bunu çok açık ve net olarak ortaya koymaktadır.
Türkiye, siyasi, diplomatik ve ekonomik alanda olduğu gibi savunma alanında da hiçbir dayatmayı kabul etmeden Yerli ve Milli Silah ve Savunma Sanayisinin geliştirilmesi, teknolojiyi tüketen değil üreten olma konumuna yükselme hedef ve arzusunu her geçen gün daha fazla ilerletmektedir.
CyberThink Siber Güvenlik Düşünce Kuruluşu, ülkemizin değişen güvenlik paradigması içindeki yerini izlemek, karar verici mercilere doğru kararlar alınmasını sağlamak için bilimsel temelli çalışmalar yapmaktadır.
Siber Güvenlik Düşünce kuruluşu CyberThink tarafından hazırlanan raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.
Defence Turk Yayın Koordinatörü. Türk Savunma Sanayii özelinde; savunma teknolojileri, stratejileri ve politikaları araştırmacısı ve takipçisi.