ABD Ordusu, yükseltilmiş gözetleme ve iletişim platformları olarak hizmet veren ve aerostat olarak bilinen balon benzeri uçaklardan oluşan yaşlanan filosunu nasıl yeniden canlandırabileceğini araştırıyor. Defense News tarafından yapılan habere göre Ordu, Rus ve Çin ordularına karşı koymaya odaklandığı bir dönemde güncellemelerle ilgileniyor.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Proje Yöneticisi Lareina Adams, Washington’daki ABD Ordu Birliği Kongresi’nde C4ISRNET’e verdiği röportajda “Aerostat, sanırım eski mücadele, isyan bastırma ile eş anlamlıdır. Fakat aerostatın uygulanabilirliğini 2030’da Ordu’yu destekleyecek diğer görevlere genişletip genişletemeyeceğimizi görmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gelecekte aerostatların maliyetli lojistik ve personel ihtiyaçlarını azaltacak şekilde otonom yetenekler taşıyabileceği ve S/İHA yüklerini bile taşıyabileceği düşünülüyor. Adams, yakın zamanda yapılan bir testte aerostattaki otonom özelliklerin gözlemlendiğini söyledi ancak konuyla ilgili daha fazla ayrıntı vermedi. Adams’ın liderliğini yaptığı Büro, ABD Ordusu’nun İstihbarat, Elektronik Harp ve Sensörler Programı İcra Ofisinin bir parçasıdır.
Halihazırda ABD, aerostatları ve diğer sözde havadan hafif teknolojileri konuşlandırıyor ve bunlar üzerinde farklı sistemleri deniyor. Denenen sistemler arasında ise Kalıcı Tehdit Tespit Sistemi (PTDS) ve Joint Land Attack Cruise Missile Defense Elevated Netted Sensor System (JLENS) öne çıkmakta.
JLENS
The Joint Land Attack Cruise Missile Defense Elevated Netted Sensor System (JLENS), sabit bir sahaya bağlanan iki aerostattan oluşan bir Ordu programıdır. Program ile seyir füzelerini, İHA’ları ve uçakları tespit etme konusunda kalıcı bir yetenek sağlanması hedeflenmektedir. JLENS, hava araçlarına ek olarak gemileri de tespit etmek için ikincil bir yeteneğe sahiptir. Bahse konu sistem, 10.000 feet’e kadar irtifalarda çalışabilmekte ve bu durum önemli bir menzil sağlamaktadır.
Sensör, 360 derecelik bir görüş alanına sahip ve 340 mil mesafeye kadar birden fazla tehdidi aynı anda izleyebilmektedir. Yörüngedeki aerostatlardan biri gözetleme radarı, diğeri ise atış kontrol görevini üstlenmektedir. Gözetleme radarı, Çok Yüksek Frekans bandında çalışarak geniş bir alanın taranmasını sağlarken, atış kontrol radarı ise lançerlere tehdidin kesin bir resmini sağlamak için X bandında çalışmaktadır. Testler sonucunda sistemin hem Standard Missile-6 hem de PATRIOT füzelerine entegre olduğu kanıtlanmıştır.
Program 1990’ların sonlarında başlatılmıştır. 2010 yılında ise Utah’taki Dugway Proving Grounds’ta uçuş testlerine başlanmıştır. O yıllarda Ordu’nun 14 adet sistem tedarik etmesi planlanıyordu. Ekim 2015’te ise atış kontrol balonu, özellikle kuvvetli rüzgarlar nedeniyle demirleme yerinden kurtulmuş ve yaşanan arıza nedeniyle Pennsylvania kırsalında süzülmüş ve sonunda Moreland Kasabasına inmiştir. Bu kaza sonucunda programın finansmanı azaltılmıştır.

İlgili Olarak
ABD istihbarat operasyonları için stratosferik çözümler arıyor

Gaziantep Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Savunma Sanayii ve Uluslararası İlişkiler Meraklısı









