Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıllık değerlendirme toplantısında gazetecilerin gündeme dair sorularını cevapladı.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, basın-yayın organlarının Ankara temsilcileri ile gerçekleştirdiği yıllık değerlendirme toplantısında gazetecilerin gündeme dair sorularını cevapladı. Bakan Güler, teröristlerin paramotor ile geçişlerine önlem alındığını açıkladı ve ABD’nin terör örgütü PKK ile gerçekleştirdiği tatbikata yönelik şu ifadeleri kullandı:
“Terör örgütü mensupları, paramotor kullanarak geçiş faaliyetlerine ağırlık verme gayretindeydiler. Biz de her konuda olduğu gibi bu hususta da gerekli emniyet tedbirlerini aldık. Günümüz muharebelerinin en önemli kuvvet çarpanlarından biri hava savunma sistemleridir. Bu kapsamda, yurt savunmasını gerek hudutlarımızda gerekse hudutlarımızın ötesinde tespit edip etkisiz hâle getirecek imkân ve kabiliyetimizi sürekli olarak geliştirmekteyiz. Yerli ve millî savunma sanayimiz, silah-radar sistemleri de dâhil artık her türlü tedbiri geliştirecek seviyededir.
Bir müttefikimizin bir terör örgütüyle temasta olması bile kabul edilebilecek bir şey değildir. Sonuçta biz NATO’da müttefikiz. Bizim kimseden çekincemiz yok. Sn. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere NATO ve benzeri toplantılarda söyleyeceklerimizi açıkça dile getiriyoruz. Müttefiklerimizin Suriye’de yaptıklarının kabul edilemez olduğunu her ortamda vurguluyoruz. Kimse bizim zekâmızla alay etmesin. YPG’li teröristlerle yaptıkları hiçbir faaliyet kabul edilemez. Daha önce teröristlere helikopter kullanma eğitimi veriyorlar, dedim. Yine geçtiğimiz hafta içinde tatbikat yaptılar teröristlerle. Her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Bu durumun kabul edilebilir tarafı yoktur.”
Türk Hava Kuvvetleri’nin uçak tedariki taleplerine yönelik de açıklamalarda bulunan Bakan Güler, sürecin devam ettiğini ve en iyi alternatifin Eurofighter Typhoon olduğunu dile getirdi. Güler, şu ifadeleri kullandı:
“Türk Silahlı Kuvvetlerinin şu anda envanterinde bulunan uçakları yeterlidir. Ancak biz geleceği düşünmek ve planlamak durumundayız. ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. Mevcut F-16’larımızı modernize etmek istiyoruz. Türkiye’nin etrafındaki hiçbir ülkede TUSAŞ gibi bir kuruluş yok. F-16 modernizasyonunu çok rahat kendimizin yapabileceğini düşünüyoruz. Şu an sorun görmüyoruz. Ancak süreç uzarsa savunma ve güvenliğimiz için gerekli her türlü tedbiri gecikmeksizin alırız.
F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter. Biz ilk aşamada 20, daha sonra 20 olmak üzere en üst versiyon Eurofighter almak istediğimizi ilettik. Daha önce ifade ettiğimiz gibi İngiltere ve İspanya bu talebe olumlu bakıyor. Bir ülke müttefikliğe aykırı bir şekilde buna karşı çıkıyor. Biz müttefiklerin birbirlerine yaptırım uygulamasını müttefiklik ruhuna aykırı buluyoruz.
Biliyorsunuz asıl hedefimiz 5’inci nesil millî muharip uçağımız KAAN’ı Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine almaktır. O döneme kadar Eurofighter alma konusunda bir gelişme olmazsa ve süreç uzarsa zaten böyle bir ihtiyaç da kalmamış olacaktır. Müttefiklerimizin de kullandığı Eurofighter’ların iyi bir uçak olduğunu ve Hava Kuvvetlerimiz tarafından sorunsuz bir şekilde kullanılacağını değerlendiriyoruz.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan limanın yenileme çalışmaları hakkında da konuşan Güler, “Biz Kıbrıs’ta bir üstten ziyade gemilerimizi bağlamak için eski bir limanı yenilemek istiyoruz. Oraya sık sık gemilerimiz gidiyor, tatbikatlara katılıyoruz, ziyaretler yapıyoruz ama yarın TCG ANADOLU oraya gitse bağlanacağı iskele yok. Orada eski bir iskele var onu yeniliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Suriye ve Irak’ta devam eden operasyonlara yönelik sorulan soruya yanıt veren Bakan, şu ifadeleri kullandı:
“Biz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları başlamadan önce çok şey yaşadık. Suriye’den ne kadar tehdit almışız, ne kadar roket saldırısına maruz kalmışız ona bakmak lazım. (Suriye’den; Fırat Kalkanı Harekâtı öncesinde Kilis’e toplam 95 adet / Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde Kilis’e 53 / Hatay’a 109 olmak üzere toplam 162 adet / Barış Pınarı Harekâtı öncesinde ise Mardin’e 407 / Şanlıurfa’ya 632 / Şırnak’a 241 / Gaziantep’e de 9 olmak üzere toplam 1.289 / tüm bölgelerden toplam 1.546 adet füze ve havan saldırısı gerçekleştirildi.) 600 vatandaşımızı şehit vermişiz. Sadece Zeytin Dalı Harekâtı’nda 54 şehidimiz var. Şimdi “Suriye’de ne işimiz var?” diye soruyorlar. 600’ün üzerinde vatandaşımızı kaybetmişiz böyle bir şey sorulabilir mi?
Anayasa ve seçimler yapıldıktan sonra ve hudutlarımızın güvenliği sağlandıktan sonra gerekeni yapacağız. Ama sınırlarımızın güvenliği sağlanmadan, rejimin verdiği sözler yerine gelmeden kimse bizden bunu beklemesin. Suriye’de bir kara harekâtına ihtiyaç var mı?) Biz zaten Suriye’ye girmişsek her şey masadadır, demektir. Türkiye bir tehlikeyi görürse ve operasyon yapmamız gerekiyorsa hiç tereddütsüz yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Terörle mücadele 40 yıllık bir konu. Artık biz bu terör belasını kesip atmak istiyoruz. Türkiye’nin önümüzdeki 10-20-30 yıl daha buna tahammülü yok. Ülkemizi ve milletimizi bu beladan kurtarmak istiyoruz ve bununla ilgili de kesin sonuçlu iş yapıyoruz. Yapılan operasyonların sınırlarımıza etkisi var mı? 5-6 senedir sınırlarımızda bir tehdit yok. Şırnak’a, Hakkâri’ye gidip geliyoruz ve emniyetli olduğunu görüyoruz. Bizim şu anda Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde az bir işimiz kaldı. Teröristlerin “kale” diye kazdıkları yerler, onların mezarı oluyor. Birkaç yer daha var ve oraları da onların mezarına çevireceğiz.”
İlgili Olarak

Gaziantep Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Savunma Sanayii ve Uluslararası İlişkiler Meraklısı