Ares Tersanesi Genel Müdürü Özgün Utku Alanç ile Söyleşi

Fatih Mehmet Küçük

Defence Turk: Mevcut tasarımlarınızda kompozit gövdeli mayın avlama gemisi projeleri var mı ya da ne düşünüyorsunuz?

Özgün Utku Alanç: Mayın avlama gemileri ayrı bir ihtisas konusu. Kompozit gemilerin bu savaş konseptindeki avantajları malum. İnsanlı botlar ile bu çözüme ulaşmaktansa insansız botlar için daha fazla faydalı yük kullanmayı hayal ederek ULAQ ailesinde bu teknolojiyi kullanmaya karar verdik.

Defence Turk: Fransızlar eski motor yat kalıplarından daldırma sonar ile anti denizaltı konfigürasyonunda küçük tekne tasarımlarını Doha fuarında sergiledi. Siz bu konuda bir proje yapacak mısınız?

Özgün Utku Alanç: 1. sorunuz ile paralel olarak bu sorunuza da “Bu tercihi insansız botlarda kullandık.” şeklinde cevap vermek istiyorum. Zira daha küçük hacimlerde veri işleme seçeneğini operatöre bırakarak aynı görevin yapılması insansız botlarla mümkündür. Bu altyapı halihazırda elimizde mevcuttur.

Defence Turk: Katar ve Umman gibi ülkelerde önemli başarılar sağladınız. Bölgeye yönelik yeni ihracat faaliyetleriniz bulunuyor mu?

Özgün Utku Alanç: ARES Tersanesi 16 yıldır uluslararası bir gemi inşa firması olarak sektörde yerini almıştır. Öte yandan Orta Doğu son 6 yıldır özellikle paramiliter gemiler açısından oldukça hareketli bir pazar. Hedefimiz aslında tamamen bölgeye bağlı değil, daha çok, dünyanın her yerindeki müttefiklerimize terör, yasadışı göç, korsanlık ve kaçakçılıkla mücadele gibi konularda destek sağlamaktır. Coğrafi, stratejik ve ekonomik koşulları göz önünde bulundurarak her ülke ve son kullanıcı kurumlar için özelleştirilmiş bu tür gemileri tasarlayıp inşa ediyoruz ve aynı zamanda özel eğitimler, bakım ve tedarik desteği ile Entegre Lojistik Destek Hizmeti veriyoruz. Bu durumun sürdürülebilirliği, Orta Doğu’daki ana hedefimizdir ve ayrıca sürekli değişen koşullara önceden yanıt vererek proaktif olarak ürün yelpazesini artırmaktır.

Defence Turk: Afrika’da çeşitli Türk firmaları faaliyet gösteriyor. ARES alanında çok güçlü bir üretici. Afrika pazarında yeni ihracat faaliyetleri beklenebilir mi?

Özgün Utku Alanç: Halen görüşmelerimizin devam ettiği 5’ten fazla Afrika ülkesi mevcut. Bunlardan bir tanesi ile
kontrat aşamasına gelinmiş ve dizayn aşamasının son detayları üzerinde çalışılmaktadır. Afrika deniz endüstrisinin
ve sektörün yatırıma ve kaliteli-teknolojik ürünlere ihtiyacı olduğunun bilincindeyiz. Bu rotada iş geliştirme faaliyetlerimize devam ediyoruz.

Ares Tersanesi Genel Müdürü Özgün Utku Alanç ile Söyleşi çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 11′inci  sayısında.

Defence Turk Dergi’ye online ve basılı olarak erişmek için tıklayınız.

Defence Turk: ULAQ hem ulusal hem uluslararası çapta etki uyandırdı. Bu kapsamda ULAQ SİDA’nın ihracatına yönelik çeşitli haberler gündeme geldi. Siz konu ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Özgün Utku Alanç: ULAQ-SİDA’nın kendini ispatlamasıyla birlikte, geliştirdiğimiz diğer tasarımların gerçeklenmesi çalışmalarına hızlıca başladık. ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma olarak çok yakında farklı tiplerde faydalı yüklerle donatılmış Denizaltı Savunma Harbi (ASW HT/LT) ile İstihbarat ve Elektronik Harp kabiliyetli (ISR & E/W) gibi insansız deniz araçlarının üretimine başlamayı planlıyoruz. Halihazırda birçok müttefik ülkenin silahlı kuvvetleriyle ortak çalışmalar yürüttüğümüz ULAQ serisi insansız deniz araçları alanında, çok yakında ihracat haberlerini de sizlerle paylaşıyor olacağız. Son kullanıcı hassasiyetleri nedeniyle gizli tutulmakla birlikte, dört kıtada müttefik ülkelerle yakın temas halinde olduğumuzu söyleyebilirim.

Defence Turk: Siz SİDA’ların geleceğini nasıl görüyorsunuz? Denizlerde nasıl bir değişim bizi bekliyor?

Özgün Utku Alanç: Bildiğiniz üzere SİDA konseptinin ülkemizdeki bayraktarı durumundayız. ULAQ ürün ailesi bu kapsamda en geniş ürün yelpazesine sahip. Günümüz savaş konseptlerinin hepsi için çözüm üretmek üzere dizaynlarımızın tamamlandığını söyleyebilirim. Dünya bahriyelerinin güç dengesini eşitlemek için insansız araçlara yöneldiğini ve insanlı platformlardaki sayısal eksikliklerini insansız gemilerle tamamladıklarını görüyoruz. SİDA ebatlarının da yüklerine bağlı olarak insanlı gemilerden aşağı kalmayacak şekilde büyüme eğiliminde olduğu da aşikardır. Bu sebeple SİDA teknolojisinin önümüzdeki yıllardaki gemi inşa sanayi rotasına yön vereceğini düşünüyoruz. Bu yönde yapılan çalışmalarda insansız tüm unsurları barındıran insansız platformlar dizayn edildiği, hatta inşasına başlandığını görüyoruz.

İlknur Kahraman