ABD Ordusu’nda görevli Yüzbaşı Braden Trent, XM7 tüfeklerinde ciddi sorunlar olduğunu iddia etti.
ABD Ordusu’nda görevli Yüzbaşı Braden Trent, topladığı verilere göre yeni XM7 tüfeğinin ciddi sorunları olduğunu açıkladı. Bu bağlamda Trent, tüfeğin aşırı namlu aşınması ve temel bileşenlerin düzenli kırılması gibi ciddi güvenilirlik sorunlarından muzdarip olduğunu aktardı.
Yüzbaşı, askerlerin XM7 ile katıldığı tatbikatlara ilişkin gözlemlere dayanarak bu sorunları gözlemlediğini aktarmakta. Silahın üreticisi Sig Sauer ise Trent’in iddialarına şiddetle karşı çıkmakta ve birçoğunu açıkça reddetmekte.

XM7 tüfek nedir?
XM7, Sig Sauer’in MCX Spear tüfek ailesinin 6.8x51mm versiyonudur. Sig’in MCX ailesi ayrı bir geliştirme olsa da çekirdek tasarım AR-15/M16 model tüfek ailesinden türetilmiştir. XM7, 6.8x51mm XM250 hafif makineli tüfek, XM157 optik ve çeşitli 6.8x51mm mühimmat türlerini de içeren Ordunun Yeni Nesil Manga Silahları (NGSW) ailesinin bir parçasıdır.
6.8mm mermiler, özellikle gelişmiş performans ve azaltılmış ağırlık sağlamak için tasarlanmış pirinç gövdeli ve paslanmaz çelik tabanlı bir kasaya sahiptir. Yaklaşık 5 milyar Dolar değerindeki program kapsamında Sig Sauer, XM7 ve XM250 tüfeklerinin yanı sıra 6.8x51mm mermileri de ABD Ordusu’na teslim etmektedir.
XM7’ye yönelik teknik eleştiriler
Konuyla ilgili sunum yapan Yüzbaşı Trent, “XM7 ile M4A1 arasında teknik bir karşılaştırma sunmak istiyorum. Dikkatinizi çekmek istediğim ilk şey toplam muharebe ağırlığı. Toplam muharebe ağırlığı, silahın ağırlığı, dolu bir şarjör ve sistemi alan askerlere verilmesi beklenen herhangi bir aksesuar olarak tanımlanır. M4A1 yaklaşık 3.5 kilogram ağırlığında. XM7 ise yaklaşık 7 kilogram ağırlığında. Buna ek olarak XM7’nin 33 santimlik nispeten kısa bir namlu uzunluğu var. Bu aslında M4A1’den 3 santim daha kısa.” ifadelerini kullanmakta.
The War Zone tarafından yapılan habere göre ABD Ordusu, XM7 için standart namlu uzunluğunun yaklaşık 38 cm olduğunu söylüyor. Keza bu sayı M4A1’deki 36 cm’lik namludan daha uzun. Ancak Sig, MCX Spear’ı 33 cm’lik namluyla sunuyor. Trent’in diğer bir eleştirisi ise tüfeklerin namlu çıkış hızı üzerine. Bu bağlamda Trent,
“NGSW programı, saniyede 3.000 ft namlu çıkış hızından daha yüksek bir hızı talep ediyordu. Daha kısa namlular hız üzerinde olumsuz bir etkiye sahip, bu da program gereksinimlerine ulaşmak için mühimmata muazzam bir yükün bindiği anlamına geliyor. Sonuç olarak XM7’de 80.000 PSI’ın [inç kare başına pound] üzerinde muazzam bir hazne basıncı oluşuyor. Bu da dahili bileşenlerin ve mühimmatın önemli ölçüde daha fazla aşınmasına neden oluyor. Ayrıca bazı kovanlar sistemin iç basıncıyla kelimenin tam anlamıyla parçalanabiliyor. Herhangi bir ateşli silahtaki patlamış kovanlar arızalara neden olabilmekte ve potansiyel olarak operatör güvenliğini tehlikeye sokmakta.”
Tüfeği hizmete alan ilk birimlerle konuştuğunu belirten Trent, 2000 atıştan sonra tüfeğin namlusunda aşınmaların ve çiziklerin ortaya çıktığını belirtti. Ayrıca Trent silahın ergonomik olarak uygun olmadığını ve yüzüstü ateş edildiğinde zorlanıldığını da belirtmekte. Trentin bir diğer eleştirisi ise susturucular üzerine. Trent, susturucu kilitleme halkasının el gücüyle kırılabildiğini ve susturucunun sisteme monte edilemediğini belirtmekte.
Sonuç olarak Trent, XM7’nin amaçlandığı gibi çalışsa bile, ağırlığı, hacmi, artan geri tepmesi ve mevcut M4A1’e kıyasla azaltılmış şarjör kapasitesi (20’ye karşı 30 mermi) nedeniyle Ordu için uygun bir tüfek olmadığını ileri sürmekte. standart piyade silahı olmadığını ileri sürmekte.
Sig Sauer’den açıklama
Sig Sauer’deki Savunma Stratejileri Grubu’nun Stratejik Ürünler Kıdemli Direktörü Jason St. John ve şirketin Tüfekler ve Susturucular Savunma Ürün Müdürü Joshua Shoemaker ise TWZ’ye Yüzbaşı Trent’in bulgularına ilişkin ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
St. John, ilk olarak XM7’nin ortalama hazne basıncının 80.000 PSI’yi aştığı iddiasını reddetti. Bu bağlamda 6.8x51mm mühimmatın belirli yüklemelere dayandığını da aktardı. Ek olarak St. John, XM7’nin 125.000 PSI’ye kadar hazne basınçlarında güvenli bir şekilde çalışmak üzere test edildiğini ve silahın hazne basıncının atıcı için risk oluşturabileceği yönündeki tüm iddiaların “açıkça yanlış” olduğunu söyledi. St. John, “Önemli güvenilirlik testleri yapıyoruz, ancak daha da önemlisi çok sayıda güvenlik testi yapıyoruz. Güvenlik testi perspektifinden yaptığımız şeylerden biri de tıkalı namlu testi yapmak ve tıkalı namlu testi, bir ateşli silah kazasında meydana gelebilecek en felaketli olaydır. Bunu üç farklı pozisyonda yapıyoruz. Yerleştirilmiş bir mermiyi haznenin biraz içine yerleştiriyoruz. Arkasına başka bir mermi koyuyoruz ve yerleştirilmiş bir mermiyle ateşliyoruz. Aynı testi namlunun ortasından yapıyoruz. Namlunun aşağısından ve namlunun sonunda da yapıyoruz. Bu test sırasında bir asker için güvenlik endişesine yol açacak herhangi bir tür felaketli arıza yaşarsak, silah sistemi tamamen yeniden tasarlanıyor ve süreç baştan başlıyor.” ifadelerini kullanmakta.
Shoemaker ise Yüzbaşı Trent’in susturucularda ve şarjörlerde yaşandığını iddia ettiği sorunları reddetti. Askerlerin XM7’nin şarjör kolunun nasıl çalıştırılacağına dair ayrıntılara daha fazla aşinalık kazanmasının temel sorununun “eğitimle aşıldığını” ileri sürdü. St. John ise “Tüfeğimizdeki namlu ömrü 10.000 mermiyi aşıyor. Ordunun gereksiniminin 5.000 mermi olduğunu düşünüyorum. Bahsettiği namluyu fiziksel olarak incelemeden, bahsettiği hiçbir şeye tanık olduğumuzu düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.
Sonuç olarak Sig Sauer yetkilileri, XM7’nin devam eden testler ve kullanıcı geri bildirimleri sonucunda hala gelişmekte olduğunu ve Sig’in gelecekte silahta daha fazla değişiklik beklediğini, bunun da bir ordunun yeni bir silah sistemine sahip olması durumunda sıklıkla yaşandığını kabul etti.
İlgili Olarak

Gaziantep Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Savunma Sanayii ve Uluslararası İlişkiler Meraklısı