4 Aralık günü Rusya ve Kuzey Kore arasında yürürlüğe giren Kapsamlı Stratejik Antlaşması ABD’nin merceğinde.
18 Aralık günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde ABD, Rusya’nın nükleer silahlı bir Kuzey Kore’yi kabul etmeye yakın olduğu konusunda alarm verdi. Buna karşılık Moskova ve Pyongyang, artan iş birliklerini savundu. ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield şu açıklamada bulundu:
“Endişe verici bir şekilde, Rusya’nın Kuzey Kore’nin nükleer silah programını kabul etmeye yakın olduğunu ve Moskova’nın Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılmasına yönelik onlarca yıllık taahhüdünü tersine çevirdiğini değerlendiriyoruz. Moskova’nın yalnızca Pyongyang’ın nükleer silah geliştirmesini eleştirme konusundaki isteksizliği artmayacak, aynı zamanda Kuzey Kore’nin istikrarsızlaştırıcı davranışlarını kınayan yaptırımlar veya kararların geçişini daha fazla engelleyecek.”
Aynı zamanda Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov Eylül ayında yaptığı açıklamada Moskova’nın, Pyongyang’ın savunmasının temeli olarak nükleer silahlara dayanma mantığını anladığı için Kuzey Kore’nin “nükleer silahlardan arındırılması” fikrini kapalı bir konu olarak gördüğünü ifade etmişti.
Rusya’nın BM Büyükelçisi Vassily Nebenzia ise Moskova ile Pyongyang arasındaki artan iş birliğini, Rusya’nın egemen hakkı olarak savundu ve ekledi; “DPRK ile Rus iş birliği… Uluslararası hukuka uygun olup buna aykırı değildir. Bu iş birliği herhangi bir üçüncü ülkeye karşı değildir. Bölgedeki devletlere veya uluslararası topluma tehdit oluşturmaz. Şüpheniz olmasın, bu tür iş birliğini geliştirmeye devam edeceğiz.”
Kuzey Kore’nin BM Büyükelçisi Kim Song, Rusya ile artan yakın ilişkileri “uluslararası barış ve güvenliğe olumlu bir katkı” olarak nitelendirdi. Pyongyang’ın bir ABD liderliğindeki nükleer temelli askeri bloğa dair algısını vurgulayarak şu sözlere yer verdi:
“Kuzeydoğu Asya’da bir nükleer savaşın patlak vermesi artık bir olasılık değil, zaman meselesidir. Kuzey Kore, ABD başkanlık geçiş dönemlerinde provokatif eylemler gerçekleştirme, dikkat çekme, gerilimi artırma ve yeni ABD yönetimiyle doğrudan müzakereler için zemin hazırlama konusunda bir geçmişe sahiptir. Bu model önümüzdeki aylarda tekrarlanabilir. Bu kez başka bir kıtalararası balistik füze (ICBM) veya askeri uydu fırlatması ya da yedinci nükleer testi olabilir.”
ABD ve Rusya’nın nükleer silah kapasitesi
Interesting Engineering tarafından yapılan habere göre Rusya, yaklaşık 2000 adetlik taktik nükleer silahlık bir stokla, ABD’nin sadece 250 silahlık cephaneliğini açık ara geride bırakmış durumda. Rusya’nın geniş ve çeşitli nükleer silah stoğu; hava-yer füzeleri, seyir füzeleri, torpidolar, kısa menzilli balistik füzeler, kıyı savunma füzeleri gibi birçok farklı silah türünden oluşurken ABD’nin stoğunun sadece B61 nükleer bombalarından ibaret olduğu belirtildi. Bahse konu mühimmatlar oldukça etkili olmakla birlikte Soğuk Savaş dönemine ait bir teknolojiye dayandığı vurgulanmakta.
ABD, Rusya ve diğer rakiplerinin nükleer güçlerini genişletip modernize ettiğini vurgulayarak 2022 Nükleer Durum İncelemesi kapsamında caydırıcılığı artırmak amacıyla B61-13 adlı modern bir varyant geliştirme planını ise geçtiğimiz yıl açıklamıştı.
İlgili Olarak
Havacılık ve Uzay Mühendisliği öğrencisi. Savunma sanayii araştırmacısı.