• Gizlilik
  • Koşullar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Dergiye Abone Ol
  • Hesabım

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

ENG
DefenceTurk
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Genel Haberler
    • Kara Kuvvetleri ve Kara Sistemleri
    • Deniz Kuvvetleri ve Deniz Sistemleri
    • Hava Kuvvetleri & Havacılık ve Uzay Sistemleri
  • Özgün
    • Sistemler ve İncelemeler
    • Yazılar ve Analizler
    • Söyleşiler
  • Ürünler
    • Kara Araçları
    • Deniz Araçları
    • Havacılık ve Uzay Sistemleri
    • Silah Sistemleri
    • Radar ve Elektronik Harp Sistemleri
    • Entegre Güvenlik Sistemleri
    • Muhabere ve Elektronik Sistemler
    • Tedarik ve Ar-Ge Projeleri
  • Ansiklopedi
  • DergilerÜcretsiz Oku
  • Hizmetlerimiz
  • Dergi İçerikleri
  • Fuar Haberleri
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Genel Haberler
    • Kara Kuvvetleri ve Kara Sistemleri
    • Deniz Kuvvetleri ve Deniz Sistemleri
    • Hava Kuvvetleri & Havacılık ve Uzay Sistemleri
  • Özgün
    • Sistemler ve İncelemeler
    • Yazılar ve Analizler
    • Söyleşiler
  • Ürünler
    • Kara Araçları
    • Deniz Araçları
    • Havacılık ve Uzay Sistemleri
    • Silah Sistemleri
    • Radar ve Elektronik Harp Sistemleri
    • Entegre Güvenlik Sistemleri
    • Muhabere ve Elektronik Sistemler
    • Tedarik ve Ar-Ge Projeleri
  • Ansiklopedi
  • DergilerÜcretsiz Oku
  • Hizmetlerimiz
  • Dergi İçerikleri
  • Fuar Haberleri
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
DefenceTurk

Cihat Yaycı, Yunan Kathimerini gazetesine röportaj verdi

Ahmet Alemdar Yazar: Ahmet Alemdar
08 Ara 2020 13:02
Kategori: Genel Haberler
A A
0
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı: Doğu Akdeniz’de ivedilikle MEB ilan edilmeli

BAU DEGS Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, Yunanistan’ın en yüksek tirajlı gazetesi Kathimerini’ye röportaj verdi.

7 Aralık 2020 günü Kathimerini gazetesinde yer alan röportajda Cihat Yaycı, Yunanistan’ın taleplerinden ve Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarından bahsetti. Bahse konu röportaj ise aşağıda:

“Kıta Sahanlığı ve 152 Ada’nın Masada Olmasını İstiyoruz”

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı ile görüşmemiz ortak tanıdığımız aracılığıyla ayarlandı ve kabulünün ve şahsıma gösterdiği misafirperverliğin kusursuz olduğunu söyleyebilirim. İfade ettiği tezler, söyleşi sırasında bizi sert tartışma noktasına getirecek kadar katıydı. Emekli Tümamiral Türk kıta sahanlığının Ege’nin yarısına kadar yayıldığını düşünüyor, Türk-Libya memorandumunun tamamen yasal olduğunu iddia ediyor, adaların kıta sahanlığı olmadığını ve Türkiye’nin Ege’deki 152! ada ve adacıktaki Yunan egemenliğine haklı olarak itiraz ettiğini savunuyor.

Sayın Yaycı “Türk-Libya memorandumu”nun planlayıcısı ve “Mavi Vatan”a ilham verenlerdendir. Teorisi ile ilgili, bazılarını okuduğum, iki tanesini de bana özel imzalayıp verdiği birçok kitabı var.

Geçen Mayıs ayında Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevinden istifa etti. Bugün özel Bahçesehir Üniversitesi Denizcilik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin başkanıdır.

Türk donanmasının tam olarak ne zaman güçlü hissettiğini veya ne değişti de ‘Mavi Vatan’dan bahsetmeye başladığını veya Türk-Libya memorandumunu öğrenmeye çalıştım. Yaycı başta artık asker-akademisyen! olduğunu vurguladı.

Cihat Yaycı: Türk donanması şimdi güçlü hissetti de bu teorileri çıkardı şeklinde söylenenler gerçeği yansıtmıyor. Çünkü bu Libya ile anlaşma konusu Güney Kıbrıs idaresi (Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kast ediyor) Mısır ile anlaşması gibidir, dolayısıyla Libya ile anlaşmanın da kendi mantığı vardır. yasaldır. Çünkü Türkiye ile Libya, biri Asya (Anadolu) diğeri Afrika’dadır ve iki kıta ülkesinden söz ediyoruz. Bu anlaşmaya, Türkiye maksimalistlikler eklemedi ve Rodos, Kaşot, Karpat ve Girit’e dokunmayan bir hat çekti.

İtiraz etmeye başlıyor, Türkiye’nin tezlerinin maksimalist olduğunu ve adaların kıta sahanlığına kendi etkileri olduğunu vurguluyorum. Birlikte kalkıyor ve ‘Mavi Vatan’ haritasına gidiyoruz. Bana Meis’i gösteriyor ve ‘burası benim kıta sahanlığımdır deme, çizgi çekme ve Libya ile anlaşma yapamazsınız deme hakkınız yok. bir ada başka bir kıta ülkesi ile teması engelleyemez. Yunanistan Girit, Kaşot, Karpat, Rodos ve Meis kıta sahanlıklarını bir kıta bölgesi gibi hesapladığını söylüyor. bu olamaz’ diyerek ısrar ediyor.

Tartışma daha da şiddetleniyor ve ‘Yunanistan ve Mısır deniz bölgeleri konusunda aralarında anlaştı ve Türkiye ile Libya arasındaki anlaşmayı etkisiz hale getirdiklerine inanıyor. Bu anlaşma Girit’in kıta sahanlığını ve adaların kıta sahanlığı olduğunu tanıyor’ diyorum.

‘Samos’un kıta sahanlığı var ama Türkiye’nin yok diyemezsiniz. Bu adalar Türkiye’nin kıta sahanlığı üzerinde bulunuyor. Rodos nerede bulunuyor? Yunan kıta sahanlığında mı?’ diyor, kendisine ‘Rodos’un da kendi kıta sahanlığı var’ cevabını veriyorum.

Harita üzerindeki tartışmamızda ‘Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile görüşecek bir şeyimiz yok. Türkiye Akdeniz’de 2.280 kilometre kıyı şeridine sahiptir’ vurgusunu yapıyor.

Bize çay ve tatlı ikram ettiklerinde “‘Mavi Vatan’ yoktu. Ne oldu da ortaya çıktı? Hedef ne?” diyerek ısrar ediyorum. Sayın Yaycı, gururlu bir şekilde, 2017-2018’de planladığını savunuyor. ‘Bu adalar (doğudaki) Türk kıta sahanlığında bulunuyor. bu, bu adaların Türkiye’ye ait olduğu anlamına gelmiyor. Yunanistan’a devredilirken (gri bölgeler hariç) isimlendirilen adaların egemenlik haklarında hiçbir kuşku yok. Mesele, kara suları dışındaki deniz yetki bölgeleri.’

Yaycı’ya ‘Onlarca istikşafi temas oldu ve belki tekrar olur. Türkiye böyle bir haritaya sahipken konuşmaya devam edebilir mi? Yunanistan’ın müzakerelere devam etmesini nasıl beklersiniz?’ diyorum, o ise bana akademik bir çalışma olduğu cevabını veriyor.

Kendisine şimdi artık ‘resmî harita’ olduğunu hatırlatıyorum: ‘artık akademik çalışma değil. Türkiye Cumhurbaşkanı donanma komutanlığını ziyaret ettiğinde gördük.’ Yaycı, memnuniyetle gülümseyerek ‘Evet şimdi resmî. Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı gibi Savunma Bakanı da 462.000 kilometrekare Mavi Vatan’dan söz ediyor. Keza, yasaldır. Türkiye’nin deniz yetki bölgelerinin bilinmesi için oluşturduk şunlar ilan edilenler, şunlar edilmeyen ancak edilmesi öngörülenler. Bu harita ile Türk halkı denizlerinin değerini anladı’ diyor.

Kitaplarından da tezlerini ve Türkiye’nin görüşlerini bildiğim için kendisine, Türkiye adaların egemenlik haklarına itiraz meselesini gündeme getirdiğinden, 1996 İmia’dan sonra olanları sormak istedim.

‘Yunanistan’a devredilmemiş 152 ada, adacık ve kayalıktan söz ediyoruz. Biz adaları talep etmiyoruz, sadece bu adalar, adacıklar ve kayalıklar Yunanistan’a devredilmedi, gelin görüşelim diyoruz. Hangileri size ait görelim. Sadece Yunanistan’ın maksimalist tezlerine son vermesi gerektiğini vurguluyorum.’ Yaycı, başka bir meseleyi daha ekleme fırsatı buluyor. ‘Bizim için adaların gayrı askerîliği meselesi de var. Bunlar bir paket olarak görüşülsün.‘

Görüşlerinin beni çok da tatmin etmediğini anlayıp sizi temin ederim, Türkiye’nin Yunanistan’a karşı herhangi bir düşmanlığı yok. Size samimiyetle söylüyorum. 40 yıl Deniz Kuvvetleri’nde görev yaptım, 13 yaşımda beri askerim. Bizi askerî okullarda eğitirken Yunanistan’ı asla düşman görmedik. Ancak Yunanistan’da Türkiye’nin istila edeceği, adaları alacağı şeklinde yanlış bir izlenim var’ diyerek bir dostluk mesajı ortaya koymaya başlıyor.

Uzun görüşmemizi tamamlamadan önce Sayın Yaycı’ya ‘sizden, Dedeağaç’tan Kıbrıs’a kadar adil ve uluslararası hukuka uygun bir çizgi çekmenizi istesem nereye çekerdiniz?’ diye sordum. Mavi Vatan haritasını göstererek bana ‘haritada gördüğünüz gibi! cevabını verdi ve ‘bu adildir. bu harita, mavi noktalar adaları talep ediyoruz demek değildir. sadece kara suları var ve Yunanistan’a aitler. mavi, kıta sahanlığımızı gösteriyor’ dedi.

Hedefiniz Saldırgan

Görüşmemize kısa bir ara verdikten sonra ve ofisinden İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilere bakarken kendisine soruyorum: ‘Yunanistan, Türkiye’nin adaların karşısında çıkarma gemileri olduğunu söylüyor. Bu adaları ne zaman alalım diye düşünüyor veya plan yapıyor musunuz? Şaşkınlıkla, Yaycı’nın, Yunanistan’ın adalardan Anadolu’ya! çıkarma planı olduğunu savunmaya başladığını saptadım. ‘Size samimiyetle söylüyorum, hayır. Böyle bir şeyi asla düşünmedik. NATO üyesi olduğumuzdan, asla çıkarma yapmadık, bombalamadık da. Ancak 1922’de adalardan geldiniz ve Anadolu’yu almaya çalıştınız. Adaların militarize edilme maksadı nedir? hedefleri saldırgandır. Bir boşluk bulsalar, bunu planlıyorlar. Bu büyük bir tehdit, aynı 1922’de olduğu gibi Megali İdea’ya hazırlık.”

Ağustos 2020’de Kızılhisar (Meis) Adasına konuşlanan Yunan askerleri
Ahmet Alemdar
Ahmet Alemdar

Defence Turk Yayın Koordinatörü. Türk Savunma Sanayii özelinde; savunma teknolojileri, stratejileri ve politikaları araştırmacısı ve takipçisi. 

Etiketler: Adalar DeniziBAU DEGSFener AdasıKaraadaKathimeriniMeis Adası
Önceki Haber

Erciyes Projesi’nde C130 uçakları TUSAŞ tarafından millileştiriliyor

Sonraki Haber

Azerbaycan Ordusu 80 adet Ermenistan tankını sağlam olarak ele geçirdi

İlgili Yazılar

SYS Grup Birleşik Krallık’ta yeni yatırım hamleleri ile sahne alıyor
Fuar Haberleri

SYS Grup’tan Avrupa çıkarması

13 saat önce
ROKETSAN Londra’da sahneye çıktı
Genel Haberler

ROKETSAN Londra’da sahneye çıktı

15 saat önce
Ukrayna istihbaratı Rusya’nın savunma üretim hacmini açıkladı
Genel Haberler

Ukrayna istihbaratı Rusya’nın savunma üretim hacmini açıkladı

1 gün önce
Yunan Harp Okullarında öğrenci eksikliği!
Genel Haberler

Yunan personele zam

2 gün önce
Rusya Finlandiya’yı savaş hazırlığı yapmakla suçluyor
Genel Haberler

Rusya Finlandiya’yı savaş hazırlığı yapmakla suçluyor

2 gün önce
Güney Kore ve Japonya’dan iş birliği
Genel Haberler

Güney Kore ve Japonya’dan iş birliği

3 gün önce
Sonraki Haber
Azerbaycan Ordusu 80 adet Ermenistan tankını sağlam olarak ele geçirdi

Azerbaycan Ordusu 80 adet Ermenistan tankını sağlam olarak ele geçirdi

Lütfen yorum yapmak için giriş yapın

Google Haberler

Bültene Abone Ol!

İlginizi Çekebilir

İsrail yeni casus uydusunu uzaya fırlattı
Haberler

İsrail yeni casus uydusunu uzaya fırlattı

4 Eylül 2025
Putin’den roket motoru geliştirme çağrısı
Haberler

Putin’den roket motoru geliştirme çağrısı

6 Eylül 2025

Ulusal Savunmanın Medyadaki Güçlü Sesi

@ 2021 Defence Turk. Tüm hakları saklıdır.

Ulusal Savunmanın Medyadaki Güçlü Sesi

  • ENG
  • Hesabım
  • Haberler
    • Deniz Kuvvetleri ve Deniz Sistemleri
    • Genel Haberler
    • Hava Kuvvetleri & Havacılık ve Uzay Sistemleri
    • Kara Kuvvetleri ve Kara Sistemleri
  • Özgün Yazılar
    • Sistemler ve İncelemeler
    • Söyleşiler
    • Yazılar ve Analizler
  • Hizmetlerimiz
  • Dergi İçerikleri
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Dergiye Abone Ol
  • Dergiler
  • ENG
  • Hesabım
  • Haberler
    • Deniz Kuvvetleri ve Deniz Sistemleri
    • Genel Haberler
    • Hava Kuvvetleri & Havacılık ve Uzay Sistemleri
    • Kara Kuvvetleri ve Kara Sistemleri
  • Özgün Yazılar
    • Sistemler ve İncelemeler
    • Söyleşiler
    • Yazılar ve Analizler
  • Hizmetlerimiz
  • Dergi İçerikleri
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Dergiye Abone Ol
  • Dergiler
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Giriş
  • Sepet
  • ENG
  • Hesabım
  • Haberler
    • Deniz Kuvvetleri ve Deniz Sistemleri
    • Genel Haberler
    • Hava Kuvvetleri & Havacılık ve Uzay Sistemleri
    • Kara Kuvvetleri ve Kara Sistemleri
  • Özgün Yazılar
    • Sistemler ve İncelemeler
    • Söyleşiler
    • Yazılar ve Analizler
  • Hizmetlerimiz
  • Dergi İçerikleri
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • Dergiye Abone Ol
  • Dergiler

© 2020 Tüm hakları saklıdır.
DefenceTurk

Tekrar Hoşgeldiniz!

Lütfen hesap bilgilerinizi girin

Şifrenizi mi unuttunuz?

Parolanızı kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen e-posta adresi veya kullanıcı adı girin.

Giriş


<

Defence Turk'ün Yeni Hizmetleri

Defence Turk sektöre yönelik yeni hizmetlerini sunar. Profesyonel ekibimiz sorunlarınıza çözümler üretmek için yanınızda!

Hizmetleri Keşfedin