Libya’da BM nezdinde tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti Başbakanı ile İtalyan meslektaşı gündeme ilişkin telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Libya Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile telefonda görüştü. Telefon görüşmesinde Libya’daki güvenlik ve sağlık alanlarında devam eden gelişmeler ele alındı. Ayrıca COVID-19’da görüşmede ele alınan konulardan biri oldu.
Ulusal Mutabakat Hükümeti Basın Ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre, es-Serrac ve Conte, Trablus ve Roma’nın COVID-19 salgını ile mücadelede ve Trablus’a karşı devam eden saldırılar nedeniyle güvenlik ve istikrarın geri kazanılması konusundaki işbirliğini gözden geçirildi.
Telefon görüşmesi sırasında İtalya Başbakanı, Libya’ya çeşitli yabancı ülkelerin (BAE, Mısır, Rusya…) silah sevkiyatına devam etmesinden duyduğu endişeyi dile getirerek, İtalya’nın BM Güvenlik Konseyi kararları ve Berlin Konferansı’nda çatışmayı sona erdirmek için alınan kararlar kapsamında siyasi müzakerelere geri dönüş konusunda hemfikir olduğunu yineledi.
İtalya Başbakanı, Libya devleti ve vatandaşlarının ana gelir kaynaklarından biri olduğu için, Libya’da petrol üretiminin yeniden başlamasının ve ihracatının başarıyla sürdürülebilmesinin çok önemli olduğunu belirtti.
Bu arada Fayiz es-Serrac, İtalya Başbakanı’na Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin de siyasi bir çözüm hedeflediğini, ve darbeci Halife Hafter’in Trablus’a yönelik saldırganlığını yitirdiğini yineledi.
Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı güçler bu kapsamda Trablus güneyinde Hafter bağlısı Libya Ulusal Ordusu (LNA) ve Rus Wagner mensubu birçok milise karşı ilerleyişini sürdürüyor. Bölgede LNA ve Wagner tarafından tuzaklanan EYP ve mayınların da temizliği UMH güçlerince sürdürülüyor.
es-Serrac, Hafter’e hala silah tedarik edildiğini ve dış ülkelerce destek sağlandığını yineledi. Serrac, İtalya Başbakanı’ndan Hafter güçlerinin Güney Trablus’taki yerleşim bölgelerine tuzakladığı EYP’lerin ve mayınların temizlenmesi konusunda da yardım istedi.
İki yetkili ayrıca, Avrupa Birliği’nin (AB) düzenlediği IRINI Operasyonu’nu tartıştı. es-Serrac konuya ilişkin olarak misyonun kara, deniz ve hava sınırlarındaki operasyonları da içermesi gerektiğini yineledi.
Berlin Konferansı ve Asla Gerçekleşmeyen Kararlar
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 ülkeden devlet ve hükümet başkanları ile Birleşmiş Milletler dahil dört çok uluslu örgüt Berlin’deki konferansa davet edilmişti. Gerçekleştirilen konferansta 55 maddelik “Libya Barış Planı” kararlaştırıldı. Peki Berlin Konferansı’ndan bu yana önemli bir önlem alındı mı?
Berlin Konferansı sırasında Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Kapsamlı bir plan üzerinde uzlaştık” derken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Tüm katılımcılar, gerilimin tırmanmasını önlemek için çaba harcayacakları taahhüdünü verdi” diye açıklama yapmıştı.
Konferansta alınan sembolik kararlar yine kağıt üzerinde kaldı. IRINI Operasyonu’nun başlamasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve Mısır Libya’da darbeci Halife Hafter’e gönderdiği silah sevkiyatlarının sayısını arttırdı, Sudan’dan paralı milisler Libya’ya taşındı, IRINI katılımcısı Malta’da Rus bir firma milyonlarca dolarlık Libya Dinarı basıp Libya’daki savaşı körüklemeye devam etti…
Her şeyi bir kenara bırakırsak Rusya Libya’ya askeri savaş uçakları konuşlandırdı ve bunu ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) resmi bir açıklama ile bütün dünya ile paylaştı.
NATO’nun derin bir sessizliğe gömüldüğü bu dönemde NATO ülkesi Fransa’nın da darbeci Halife Hafter’e destek verdiğinin altını çizmek gerekiyor.
Çukurova Üniversitesi Gazetecilik Öğrencisi, savunma sanayii ve global askeri teknolojilerle ilgileniyor.