T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın himayelerinde Defence Turk’ün destekleriyle Çukurova Üniversitesi Savunma ve Yüksek Teknolojiler Kulübü (SAYTEK) tarafından düzenlenen Türk Savunma Sanayii MMU Konuşmaları-1 etkinliği 13 Aralık 2019 tarihinde Mithat Özsan Amfisinde gerçekleşti.
Etkinlikte SSB Uçak Daire Başkanı Abdurrahman Şeref Can, TUSAŞ Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Cavcar, TUSAŞ Kıdemli Sistem Mühendisi Özen Ersoy konuşma yaptı ve öğrencilerin sorularını cevapladı.
SSB Uçak Daire Başkanı Abdurrahman Şeref Can MMU’nun Savunma Sanayiindeki Rolü konuşmasında 1925 ile 1945 arasında Türkiye’de 400’ün üzerinde hava aracı üretildiğini belirtti.
Can, “Milli Muharip Uçağın ön tasarımını 2020 yılında bitireceğiz. Tabi bu ön tasarım devam ederken belki uçağın ilk sacını keseceğiz. Vizyonumuz, özgün tasarım ve ileri teknoloji yetenekleriyle savunma ve güvenlik anlamında Türkiye’yi küresel bir oyuncu haline getirmek.” dedi.
Prof. Dr. Mustafa Cavcar MMU ve Havacılık adlı konuşmasına 70’li yıllarda Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın kurulduğunu ve insanlarımızın buraya bağış yaptığını belirterek başladı. 2010’larda tekrar MMU konusunda harekete geçtiğimizi belirten Cavcar MMU için “çok rollü, genişletilmiş harekat yarıçapı olan, bugüne kadar envantere girmiş uçaklardan daha uzun menzilli olacak” dedi. MMU’da sensör füzyonu için gelişmiş aviyonikler olacağının altını çizen Cavcar, uçağın 2070’lere kadar envanterde kalacağını belirtti.
Prof. Dr. Mustafa Cavcar’ın konuşmasında öne çıkan kısımlar şu şekilde:
“Kapsam olarak projede hava aracının geliştirilmesiyle iş bitmiyor. Yüksek teknoloji gerektiren ürünler var. Bunları üretmek de yetmiyor, geliştirmek gerekiyor. Bu konularda bazı teknolojik eksikliklerimiz var. Bunları kapatacak potansiyeldeyiz.”
“Uçak için destek eğitim sistemleri var. Hava aracının alt sistemleri var. Ses üstü hızlarda çalışacak bir rüzgar tüneli ihtiyacı var. Mevcut olan ses altı hızlar için yeterli. Ses üstü hızlar için test yapılabilecek olan rüzgar tünelinin yapımı için faaliyetlere başladık. Bu tamamlanana kadar yabancı rüzgar tünellerinde çeşitli test faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.”
“Detay tasarım faaliyetleri sırasında hedefimiz 2025- 2026 yılı içinde ilk uçuşu yapmak. İlk operasyonel uçaklar için hedefimiz 2029. Nihai operasyonel uçaklar için 2030-2031. Bunun için gece gündüz çalışıyoruz.”
TUSAŞ Kıdemli Sistem Mühendisi/Havacılık ve Uzay Mühendisi Özen Ersoy, MMU’nun Bir Parçası Olmak adlı konuşmasına “amacımız motive etmek, kesinlikle övgü elde etmek değil. Buradan sektöre bir mühendis dahi kazandırsak bizim için kârdır” diyerek başladı.
Konuşmasına devam eden Ersoy, A400M ve Hürkuş projelerinin kariyerindeki önemini vurguladı. TUSAŞ’ın kadın mühendis istihdamı hakkında:
“Biz TAI olarak hep örnek olduk çünkü kadın mühendis çalışanı açısından TAI hep temsilciydi. Airbus’da yılın çalışanı seçilen kişi dahi Almanya’da yaşayan bir Türk kadındı. Proje içerisindeyken güzel anılarımız oldu. Sürekli küçük sistemler yapardık ve Almanlar ile iddialaşırdık. Sonunda ise haklı olduğumuzu ve bizim de bazı şeyleri yapabileceğimizi onlara göstermiş olduk” dedi.
Sonrasında “Neden MMU için Bu kadar hevesliyiz?” sorusunu yanıtlayan Ersoy:
“Ben 2011 yılından beri MMU projesindeyim ve benim için bir dönüm noktası oldu. Neden MMU için bu kadar hevesliyiz? Birincisi bu proje, ülkemiz, geleceğimiz ve çocuklarımız için olmazsa olmazlardan. Dünyada bu işle uğraşan çok az ülke var. Şu an Avrupa’da, bizim MMU dışında 2 tane yeni proje başlatıldı ve şu an projeler arasında en önde giden proje MMU. Bahsettiğim üç proje ise şu şekilde; Almanya ve Fransa ortaklı bir proje var, İngiltere’nin başlattığı İsveç ile ortak yürüttüğü bir proje var ve bizim projemiz MMU var. Normalde ülkeler bu tarz projeleri ortaklaşa yapar tıpkı A400m’de olduğu gibi ama biz tek olarak büyük bir sorumluluk ve yükün altına giriyoruz. Bu nedenle de çok çalışmamız lazım. Kurumsal takvim üzerinde ilerlendikçe gittikçe büyüyen bir ekip haline geliyoruz ve ben bunu MMU ailesi olarak tanımlıyorum. Birebir tasarlanmış ölçüleriyle ilk kez Fransa’da görücüye çıktı daha sonra ise Türkiye’de düzenlenen Teknofest’te sergilendi” dedi.
MMU Sistem Mühendisi olarak görev yaptığını ifade eden Ersoy:
“Genel olarak Sistemler Mühendisinin ne iş yaptığı tam olarak bilinmiyor. Çoğu üniversitede de bununla ilgili bir eğitim yok. Ne iş yapar diye soracak olursanız eğer bazen biz şakasına her şeyin mühendisi diyoruz. Bakarsanız eğer, proje üzerinde elliden fazla disiplin bir arada çalışıyor ve bir koordine halinde olmazsa ortaya çok değişik sonuçlar çıkabilir. Sistem Mühendisliği bunu birleştiren, herkesin aynı hedefe doğru gitmesini sağlayan ve her şeyi az az bilen bir mühendislik diyebiliriz. Ben detaylı mühendislik istemiyorum Sistem mühendisliği gibi genel bir mühendislik istiyorum diyorsanız bu konuyu araştırmanızı tavsiye ederim” dedi.
Milli Muharip Uçak Projesi
Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi ile Türk Hava Kuvvetleri’nin gelecekteki vurucu gücünün azami yerli imkan ve kabiliyet ile üretilmesi planlanmaktadır.
Proje’de yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu vb. teknoloji alanlarındaki çalışmaların sonucunda Türkiye’nin, dünyada ABD, Rusya ve Çin’den sonra 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek alt yapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasında yer alması hedeflenmektedir.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir son açıklamasında, milli savaş uçağının Türk Silahlı Kuvvetlerinde gönül rahatlığıyla bir filo olarak kullanılmasının 2028-2029 gibi düşünüldüğünü belirtti.
Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.