NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Almanya’nın Amerikan nükleer silahlarını Rusya’yı caydırmanın bir yolu olarak ev sahipliği etmesini desteklediğini açıkladı.
Nükleer iştirak konsepti, NATO’nun nükleer caydırıcılık politikasına göre, kendi bünyesinde nükleer silahları olmayan üye ülkeleri NATO tarafından nükleer silah kullanımı planlamasına dahil eden bir projedir. Özellikle, bu belirlenen ülkelerin silahlı kuvvetlerine, ihtiyaç duyulması halinde nükleer silahların tedarik edilmesinde yer almasını sağlar.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Almanya’nın nükleer paylaşıma sağladığı desteğin bölgede barış ve özgürlüğün korunması için hayati önem taşıdığını belirtti.
Stoltenberg bahsi geçen açıklamaları Almanya’da yayım yapan günlük gazete Frankfurter Allgemeine Zeitung’da yayımlanan bir makalede ele aldı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Frankfurter Allgemeine Zeitung günlük gazetesinde,
“Koronavirüs, dünyanın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana karşılaştığı en büyük tehditler arasında. Ancak bu, başka tehditlerin yok olduğu anlamına gelmez.
“Bir nesil için en zorlu güvenlik ortamıyla karşı karşıyayız. Dünyada terörizm devam ediyor, otoriter rejimler liberal demokrasilere meydan okuyor ve Kuzey Kore gibi ülkelere dahi nükleer silahların ulaşmasını ve Rusya’nın devam eden saldırgan eylemlerini görüyoruz.
“Rusya, Ukrayna’yı yasadışı bir şekilde ilhak etti”
Son yıllarda, Rusya askeri kabiliyetlerine ve özellikle nükleer silah envanterine önemli yatırımlar yaptı. Bu kapsamda NATO kendi nükleer caydırıcılığını öncelikle siyasi bir araç olarak görse de, Rusya nükleer envanterini askeri stratejisi ile sıkı sıkıya entegre etti. Rusya, Almanya’nın başkenti Berlin’e sadece 500 km uzaklıktaki Kaliningrad’a nükleer kabiliyete sahip füzeler konuşlandırdı. Danimarka, Polonya ve Romanya gibi NATO müttefiki ülkeleri nükleer saldırı ile tehdit etti. Rusya ayrıca, Ukrayna’yı zorla ve yasadışı bir şekilde ilhak etti.
Rusya’nın tam aksine NATO, etkili bir silah kontrolü, silahsızlanma ve silahların yayılmasının önlenmesi yolunda nükleer silahların olmadığı bir dünyayı hedeflemektedir. Bunu başarmada büyük ilerleme kaydettik.
Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana NATO, Avrupa’daki nükleer silah sayısını yaklaşık % 90 oranında azalttı. Bu çok önemli.
Rusya’nın Avrupa ülkelerinin başkentlerine kısa bir sürede ile ulaşabilecek yeni bir orta menzilli füze konuşlandırılmasıyla INF Antlaşması’nı açık bir şekilde ihlal etmesine rağmen NATO, Avrupa’da kendi kara tabanlı nükleer füzelerimizi konuşlandırmak gibi bir niyetimiz olmadığını açıkça belirtti.” ifadelerini kullandı.
Almanya’nın Eurofighter ve F-18 Alımı
Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, ABD yapımı uçakların NATO gereksinimlerini karşıladığını vurgulayarak, Almanya’nın eskiyen savaş uçaklarının yerine 93 adet Eurofighter ve 45 adet F-18 satın almayı planladığını söylemişti.
Almanya’nın 45 adetlik F-18 alımının içerisinde yer alacak şekilde 15 adeti “EA-18G Growler” elektronik harp uçağını Tornado ECR uçaklarının yerine alacak. Geri kalan 30 adet “F/A-18E/F Super Hornet”, Tornado uçaklarının nükleer saldırı yeteneğinin yerini alması için satın alınacak.
Kararının ABD yapımı uçakları içermesi üzerine kendini büyüyen eleştirilerin odağında bulan Almanya Savunma Bakanı, Sueddeutsche Zeitung gazetesine yaptığı açıklamada, F-18’lere “Köprüleme Teknolojisi” olarak ihtiyaç olduğunu söylemişti.
Uçak alımın açıklanması sonrası Almanya içinde konuya dair bir tartışmalar gün geçtikçe artarken, bu kapsamda, ”Alman nükleer bombardıman uçaklarının ne mantığı var?” başlıklı bir eleştiri yazısı kaleme alındı. Bu yazıda NATO’nun Nükleer Paylaşım kapsamında alınması istenen F-18’ler için sunulan iki savın ne denli doğru olduğu üzerinde duruldu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg açıklamasının devamında,
“Tüm Müttefik ülkeler Almanya’nın NATO’nun nükleer paylaşım düzenlemelerindeki rolünü takdir ediyor. Almanya başından beri NATO’nun nükleer görevi için çift kabiliyetli uçaklara katkıda bulundu.
Tüm Müttefiklerimize güvenlik sağlamak için nükleer paylaşıma katılanların bunu tam olarak yapmaları çok önemlidir. Bu, nükleer caydırıcılık misyonumuzu destekleyebilecek kabiliyete sahip uçaklara sahip olmayı da içeriyor.
NATO Müttefiklerinin birbirlerinin güvenliğine olan bağlılığı hâlâ sağlam. Dayanışmamız gücümüzdür ve dayanışmanın nihai ifadesi nükleer caydırıcılığımızdır. NATO’nun nükleer silahlarının amacı bir çatışmayı kışkırtmak değil, barışı korumak, saldırganlığı caydırmak ve baskıcı rejimleri önlemektir. İttifakımız nükleer silahı olmayan bir dünya arıyor, ne yazık ki bu koşullar bugün mevcut değil.” dedi.
Türkiye de NATO’nun nükleer paylaşım politikasının bir katılımcısı
Stoltenberg ayrıca, “Rusya, Çin ve diğer ülkelerin nükleer silahlara sahip olduğu fakat NATO’nun sahip olmadığı bir dünya, daha güvenli bir dünya değildir. Bu yüzden tüm müttefik ülkeler nükleer silahların olduğu sürece NATO’nun nükleer bir ittifak olarak kalacağı konusunda anlaştılar.
NATO’daki üç nükleer güçten (Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri), yalnızca ABD’nin nükleer paylaşım için silah sağladığı bilinmektedir. Şu anda Belçika, Almanya, İtalya, Hollanda ve Türkiye NATO’nun nükleer paylaşım politikasının bir parçası olarak ABD’ye ait nükleer silahlara ev sahipliği yapıyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de yer alan ABD nükleer silahlarının Adana’daki İncirlik Hava Üssü’nde bir süredir bulunduğu biliniyor. Bu bilgi çeşitli ABD kaynaklı raporlarda da yer alıyor.

Spiegel: Almanya’da askeri envanterin büyük kısmı görev yapamaz halde
Alman Spiegel dergisinin internet sitesinde yer alan haberde, daha fazla uluslararası askeri misyona katılma fikrinin tartışıldığı Almanya’da, silahlı kuvvetlerdeki eksikliklerin boyutunun dikkat çektiği belirtilmişti.
Harbe Hazır Sistem Sayısı/Toplam Sayı Bazında Silah Sistem Endeksi:
- Eurofighter Typhoon: 39/128
- Tornado: 26/93
- CH-53 nakliye helikopteri: 16/72
- NH-90 nakliye helikopteri: 13/58
- Tiger helikopteri: 12/62
- A400M ağır nakliye uçağı: 3/15
- Leopard 2 tankları: 105/224
- Fırkateynler: 5/13
- Denizaltılar: 0/6

Çukurova Üniversitesi Gazetecilik Öğrencisi, savunma sanayii ve global askeri teknolojilerle ilgileniyor.