Çin’in Pasifik bölgesinde askerî varlığının ciddi oranda artırmasıyla Pentagon tarafından yeni bir caydırma planı yapıldı.
Pentagon, Kongre’ye önümüzdeki 6 yıl içinde Çin’i caydırmak adına Pasifik bölgesindeki kabiliyetlerini güçlendirmek için 27 milyar dolardan fazla harcama yapmayı öngören bir plan sundu. Şu anda Pasifik Caydırıcılık Girişimi veya PDI olarak bilinen bu genişlemede en önemli faktör; kara tabanlı seyir, balistik ve hipersonik füzeler de dahil olmak üzere ileri konuşlandırılmış uzun menzilli silah sistemlerinin kurulması. Sunulan plana ek olarak, daha kabiliyetli füze savunmalarının yanı sıra yeni uzay tabanlı ve karasal sensörler eklemek ve bunları desteklemek için gereken hava alanlarına, limanlara ve diğer tesislere erişim sağlamanın yollarını bulmak hedefler arasındadır.
Kongre, 2021 mali yılı için yıllık Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nda (NDAA) PDI’nın oluşturulmasını onayladı ve eski Başkan Donald Trump’ın Ocak ayında veto etmek istemesine rağmen 3’te 2 oy oranıyla geçti. Japon yayın kuruluşu Nikkei Asia’ya göre Kongre’ye sunulan PDI belgelerinden birinde, “Birleşik Devletler’in geleceği için en büyük tehlike, konvansiyonel caydırıcılığın aşınması olmaya devam ediyor. Geçerli ve ikna edici bir konvansiyonel caydırıcı olmadan, Çin bölgede eyleme geçmeye ve küresel olarak ABD çıkarlarına ters düşmeye cesaret ediyor. Hint-Pasifik’in askerî dengesi daha elverişsiz hale geldikçe, ABD düşmanlarını mevcut statükoyu tek taraflı olarak değiştirmeye teşebbüs etmeleri için cesaretlendirebilecek bir risk oluşuyor.” ifadeleri yer alıyor.

2021 mali yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, 2022 mali yılı boyunca PDI için yaklaşık 6,9 milyar dolar harcama planını içeriyordu. Hint-Pasifik Komutanlığı (INDOPACOM) daha önce milletvekillerine 2026 mali yılı sonuna kadar toplamda 20 milyar dolarlık bir bütçe önerisi sunmuştu.
Pentagon’un meclis üyeleri için hazırladığı yeni plan, 2027 mali yılına kadar 27,3 milyar ila 27,4 milyar dolar arasında harcama bütçesini içeriyor. Bu, 2021 mali yılında harcanacak 2,2 milyar doları ve bir sonraki mali yılda hazır olması beklenen 4,6 milyar doları da kapsıyor.
Şimdiye kadar açıklananlardan, INDOPACOM’un önümüzdeki yıllarda istediği belirli öğeler şunları içermektedir;
- Batı Pasifik’te “500 km’den daha uzun mesafelerden hava ve deniz unsurlarını destekleyebilecek, beka kabiliyeti yüksek, hassas saldırı ateş gücü için 3,3 milyar dolar.”
- ABD’nin Guam ada topraklarında Aegis Ashore hava savunma sahası kurmak için 1.6 milyar dolar.
- “Hızlı yeniden değerlendirme oranlarına sahip uzay tabanlı radarlardan oluşan bir takımuydu” fırlatmak için 2,3 milyar dolar.
- Takımadalar ülkesi Palau’daki hava ve saha tehditlerini tespit edebilen “Taktik Çok Maksatlı Ufuk Üstü Radar” inşa etmek için 197 milyon dolar.
- “Münferit, çok kaynaklı istihbarat toplama gereksinimleri sağlamada özel insanlı uçaklar” için 206 milyon dolar.
- Birleşik Devletler’deki “Güç Projeksiyonu, Dağıtım ve Eğitim Tesisleri” için kendi bölgelerinin yanı sıra uluslararası bir yolla Amerika Birleşik Devletleri’ne Free Association (COFA) olarak bilinen anlaşmayla yoğun şekilde sadık bağımsız ülkeler olan Mikronezya, Palau ve Marshall Adaları’nı da içerecek şekilde 4,67 milyar dolar.
Belirli ayrıntılar son derece sınırlı olsa da yeni ileri konuşlandırılmış uzun menzilli hassas saldırı kabiliyetleri oluşturma planları, önerilen PDI harcama bütçesinin kesinlikle en dikkate değer yönlerinden biridir. Belirli bir silah veya konuşlandırma yerinden bahsedilmemiştir ancak hedefin kara tabanlı sistemleri Çin ana karasına ve Batı Pasifik’teki diğer stratejik alanlara nispeten yakın bir yere yerleştirmek olduğu açıktır.
Kongre’ye gönderilen PDI belgelerinden birinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin “Birinci Ada Zinciri boyunca, artan miktarlarda kara konuşlu silah içeren, beka kabiliyeti yüksek, hassas saldırı ağlarına ihtiyaç duyduğu” belirtildi. “Bu ağlar, operasyonel olarak merkezden uzaklaştırılmalı ve Service agnostik altyapısı kullanılarak Batı Pasifik takımadaları boyunca coğrafi olarak dağıtılmalıdır.” ifadeleri yer aldı.
“İlk ada zinciri” terimi, Pasifik’in Doğu Asya ana karası dışındaki ilk takımadalar hattının oluşturduğu bir sınır içindeki alanı ifade eder. Bu geniş bölge, son derece stratejik olan Tayvan Boğazı’nın yanı sıra, fazlasıyla çekişmeler yaşanan Güney Çin Denizi’ni de içermektedir. Pasifik’teki stratejik planlama, sınırı Japonya ile doğu Endonezya arasında uzanan ve ABD’nin Guam topraklarını içeren “ikinci ada zinciri” tarafından tanımlanan bir bölge içindeki ihtiyaçlarını da hesaba katar.
Bir bütün olarak ABD Ordusu, özellikle Kara Kuvvetleri ve Deniz Piyadeleri, karadan fırlatılan yeni seyir füzelerini, balistik füzeleri ve hipersonik silahları içeren kara tabanlı uzun menzilli kara saldırısı ve gemisavar füze kabiliyetlerini geliştiriyor. Bunların tümü, havadan ve denizden fırlatılan sistemleri tamamlamak için Batı Pasifik’te ileriye doğru konuşlandırılabilir. Bu tür silahların Çin anakarasına daha yakın konumlandırılması, çok farklı türde caydırıcı tehdit oluşturabilir.
Bununla birlikte, Avustralya ve Güney Kore gibi Pasifik’teki birçok Amerikan müttefik ve ortağının bu silahlardan herhangi birine ev sahipliği yapmayı teklif etmeye meyilli görünmediklerine dair haberler çoktan ortaya çıktı. Üst düzey Japon Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Nikkei Asia’ya, Pasifik’te planlanan Amerikan füze kuvvetinin “Japonya-ABD ittifakının seyri hakkında konuşurken tartışılabileceğini” ve başka bir Japon yetkili de bunun “Japonya için bir artı olacağını” söyledi.
PDI teklifinin uzun menzilli saldırı bileşeninin aksine, Guam’da Guam Savunma Sistemi olarak da anılan Aegis Ashore sahasını 2026 yılına kadar inşa etme planları, geçen yıl ilk ortaya çıktığından bu yana çok daha belirgin hale geldi. INDOPACOM’un başkanı Amiral Phil Davidson, bunun bölge için bir numaralı önceliği olduğunu söyledi. PDI belgelerinden birine göre, bu tesis Batı Pasifik’te “ikinci ada zincirinde entegre hava savunması” sunan daha sağlam bir ileri konuşlandırılmış hava savunması sağlayacak.
Bu, bölgedeki Aegis anti balistik hava savunma kabiliyetine sahip Arleigh Burke sınıfı (DDG) güdümlü füze muhriplerini ve Guam’da bulunan daha düşük seviyeli Terminal Yüksek İrtifa Hava Savunması (THAAD) bataryasını tamamlayacak. THAAD sistemi, Çin’den gelen büyük füze bombardımanı yerine Kuzey Kore’den sınırlı balistik füze saldırısı gibi çok düşük hacimli saldırılara karşı savunmaya yönelik daha düşük seviyeli hava savunma sistemidir. Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri için Batı Pasifik’te son derece stratejik bir konum olan Guam, daha büyük ölçekli füze saldırılarına karşı savunmasızdır.

Uzay tabanlı radarlar, hem Guam’daki Aegis Ashore sistemi hem de Palau’daki yeni radar için “düşük gecikmeli hedef gözetimi ve kara ve havada hareket eden hedef göstergeleri sağlayacak ve kalıcı bir kuyruk kaynağını temsil edecek.” Takımuydu aynı zamanda “düşman faaliyetlerinin durumsal farkındalığını sürdürebilecek.” Bu, ABD Ordusu’nun uzay tabanlı sensörü ve önümüzdeki yıllarda iletişim ve veri paylaşım yeteneklerini önemli ölçüde genişletmeye yönelik diğer çabalarıyla aynı çizgide.
Doğrudan birbirine bağlı bu uzay ve kara tabanlı sensörler dizisi, ABD Hava Kuvvetleri’nin Gelişmiş Savaş Yönetim Sistemi (ABMS), Ordunun Entegre Savaş Komuta Sistemi (IBCS) ve ABD Donanması’nın Project Overmatch’inin yanı sıra Ortak Tüm Etki Alanı Komuta ve Kontrol (JADC2) çabası gibi ortak hizmet programları genelinde geliştirilen çeşitli dağıtılmış sensör ve genel savaş yönetimi konseptleriyle de uyumlu olacaktır.
Ayrıntılar, PDI harcama planının bir parçası olan “özelleşmiş” ve “gizli” istihbarat, keşif ve gözetleme uçakları konusunda da yetersizdir. Bu, ordunun Pasifik dahil olmak üzere Havadan Keşif ve Hedefleme Çok Görevli İstihbarat Sistemi (ARTEMIS) programı için çalıştığı işe çok benziyor.
Ordunun Havacılık Programı İcra Dairesi Ağustos 2020’de, “ARTEMIS, yakın rakiplere karşı yüksek irtifa algılama yetenekleri sağlıyor ve Çok Alanlı Operasyonlar görevindeki boşlukları kapatıyor. Ordu ve Endüstri ortakları arasındaki müşterek yatırım Mayıs 2019’da başladı. Yakın zamanda ise uçak ve sensör sistemi mühendisliği, uçuşa elverişlilik yeterliliği, bilgi güvence akreditasyonu, entegrasyon ve test gereksinimlerini tamamladı ve ABD Hint-Pasifik Komutanlığı’nda konuşlandırıldı.” açıklamalarında bulundu.

İlk ARTEMIS platformları, modifiye edilmiş, yüklenicilere ait ve işletilen Bombardier Challenger 650 iş jetleridir. Bu uçakların tam konfigürasyonu bilinmemekle birlikte, bir radarın yanı sıra elektronik istihbarat (ELINT) ve iletişim istihbaratı (COMINT) paketleri içeren Yüksek Doğruluklu Algılama ve Kullanım Sistemi (HADES) sensör paketini taşırlar. Önceki bir sözleşme bildirimine göre bu sistemler, “deniz aşırı operasyonlarda komuta kademesinin kritik hedefleri tespit etmesine, konumlandırmasına, tanımlamasına ve izlemesine olanak sağlar.”
Ayrıca, Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) da dahil olmak üzere ABD hükümetinin diğer unsurlarının, Kuzey Kore’nin yaptırım ihlallerini izlemek amacıyla Pasifik’te su üstü gözetleme görevlerini yürütmek için son yıllarda yüklenicilere ait ve işletilen uçakları kullandığına dair göstergeler olduğunu da belirtmek gerekir. Bu tür operasyonlar, PDI teklifinin bu insanlı havadan gözetim bileşeniyle de uyumlu olacaktır. Yabancı deniz ticareti faaliyetlerinin tacizi de dahil olmak üzere kötü niyetli Çin davranışlarını izlemek ve belgelemek için özellikle çok uygun olabilirler. ABD Donanması, Deniz Piyadeleri ve Sahil Güvenlik’in söylediğine göre, 2020’de yayınlanan üç hizmetli bir strateji belgesinde bölgedeki kuvvetler için günlük önemli bir sorumluluk olacaktır.
PDI’nın Pasifik’te “Güç Projeksiyonu, Dağıtım ve Eğitim Tesislerinin” genişlemesine tam olarak nasıl yardımcı olacağına dair birkaç ayrıntı var. Aynı zamanda ABD Ordusu, ABD topraklarında ve Pasifik’teki dost ülkelerde geleceğin dağıtılmış operasyonlarını destekleyebilecek altyapıyı genişletmek için çeşitli çabalarda bulunuyor. Eylül 2020’de Amerikalı yetkililer, özellikle daha büyük askerî ve ticari uçakları idare edebilmesi için uçak pistinin genişletilmesini içeren, Palau’daki Angaur Havaalanı için Ortak İyileştirme Projesinin tamamlandığını duyurdu. Angaur, takımadalar ülkesindeki en büyük ada olan Babeldaob’daki Roma Tmetuchl Uluslararası Havalimanı’na faydalı bir alternatif olarak kabul ediliyor.
ABD hükümeti içinde, Çin’in birden çok cephede ABD’ye yönelik en büyük ulusal güvenlik sorununu temsil ettiği konusunda büyüyen, iki partili bir fikir birliği var. Yakın tarihli bir politika notunda, Amerikan Deniz Piyadeleri Komutanı General David Berger, Çin’i baş tehdit kategorisine yerleştirerek, Rusya’yı ise Kuzey Kore ve İran ile birlikte ikincil tehditler kategorisine alarak bu gerçeğin altını çizdi. Savunma Bakanı Lloyd Austin, Çin’in ABD’nin savunma planlaması için “pacing threat“ olduğunu da açıkça belirtti.
İlgili Olarak
ABD Deniz Piyadeleri, Çin’e karşı üç yeni ‘Pasifik Alayı’ oluşturuyor