ABD’nin Pasifik’teki savaş için ihtiyaç duyduğu sürekli askeri lojistik desteğindeki büyük eksiklikler konusunda alarm zilleri çalmaya başladı.
ABD Hint-Pasifik Komutanlığı Komutanı geçtiğimiz günlerde Kongre’de ifade verdi. ABD’li Komutana göre ABD Ordusu, Güney Kore’de bulunan bir Patriot taburunu Hint-Pasifik’ten Orta Doğu’ya kaydırdı ve bu en az 73 uçuş gerektirdi. Bu, büyük bir çatışma zamanında, havada ve denizde büyük malzeme hareketleri gerektirecek ve özellikle Pasifik’in geniş bölgelerini kapsayacak bir mücadelede, ABD askeri nakliye lojistiğinin ne kadar zor durumda kalacağına dair sadece bir örnek.
“Taşıma gereksinimlerimize dikkat edilmeli” diyen uzman, sürdürülebilirliğin “İkinci Dünya Savaşı’nı kesinlikle kazandığını” sözlerine ekledi. Keza Komutana göre bu sorun, denize de uzanıyor. Bu bağlamda ABD Hint-Pasifik Komutanlığı Komutanı Donanma Amirali Samuel J. Paparo Jr. Senato Silahlı Hizmetler Komitesine “deniz taşımacılığında önemli boşluklar var.” dedi.

Paparo Jr,, “Birincisi, Muharebe Lojistiği Gücü toplamda gerçek gereksinimin yaklaşık %60’ını oluşturuyor. Bunu CONSOL [birleştirilmiş kargo operasyonları] tankerleri kiralayarak ve diğer yetenekleri kiralayarak telafi ediyoruz. Ancak acımasız saat geldiğinde, tehlike altına sokacağımız bölgelere taahhüt edebileceğimiz tek gemiler gri gemiler olacak. Ve bu sözleri söylerken, Muharebe Lojistiği savaş gemilerinden 17’si personel eksikliği nedeniyle beklemede.” ifadeleriyle durumun ciddiyetini anlatmakta.
The War Zone tarafından yapılan habere göre jet yakıtlarının hava yoluyla taşınması konusunda da benzer endişeler olduğunu anlatan Paparo, ABD’nin tanker uçak açığına da vurgu yapmakta. Komutan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Her uçak için havada milyonlarca pound yakıt, jet yakıtı bulundurmamız gerekiyor. Ve bu yüzden tanker filomuz ihtiyacımız olanın altında. Bunu bazı sözleşmeli hava hizmetleri için de hesaba katıyoruz. Ama bir kez daha… gri bir kuyruğunuz (askeri uçak) olması gerekiyor.”

ABD’nin Orta Doğu’ya yığınağı
ABD, Orta Doğu’ya şu anda büyük bir askeri yığınak yapıyor. Örneğin geçen ay ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Nimitz sınıfı USS Carl Vinson uçak gemisine Hint-Pasifik’ten Orta Doğu’ya konuşlanma talimatı vermişti. USS Harry S. Truman’ın bölgede konuşlanması da uzatılmıştı.
Ayrıca ABD, İngiliz Diego Garcia kolonisindeki bir hava üssünde çok sayıda yakıt ikmal uçağı, nakliye uçağı ve en az 6 adet B-2 bombardıman uçağı konuşlandırdı. “Gökyüzünün hayaletleri” olarak adlandırılan bu bombardıman uçakları, en gelişmiş hava savunma sistemlerini bile aşabiliyor ve ölümcül, hassas vuruşlar yapabiliyor.
Daha önce seferberliğin Yemen merkezli Husi milislerine yönelik saldırıları artırma hazırlığı olduğu düşünülürken, şimdi destekçisi İran’ı hedef aldığı anlaşılıyor. Keza Trump, 30 Mart’ta İran’a nükleer programı konusunda Washington ile bir anlaşma yapması için iki aylık bir süre vermişti. NBC News’den Kristen Welker’a telefonla verdiği röportajda Trump, şu uyarıda bulunmuştu: “Anlaşma yapmazlarsa, bombalama olacak. Daha önce hiç görmedikleri türden bir bombalama olacak.”
Her ne kadar ABD Orta Doğu’ya ciddi bir güç aktarımı yapsa da ABD’nin Yemen’de Husilere karşı yürüttüğü mevcut operasyon, ABD Ordusu’nun kaynak sıkıntılarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu bağlamda CNN tarafından yapılan haberde “15 Mart’ta başlatılan askeri operasyon için şimdiden yüz milyonlarca Dolar değerinde mühimmat kullandı.” ifadelerine yer verildi. Kaynaklar, bahse konu operasyonda JASSM’ler, JSOW’lar ve Tomahawk seyir füzelerinin de dahil olduğunu ifade etmekte.
The War Zone, geçtiğimiz hafta Deniz Hava Uzay Sempozyumu’nda düzenlenen bir oturumda ise Deniz Operasyonları Geçici Şefine, ABD Donanması’nın Husilerle savaşmak ve Pasifik’te gerekli çabaları desteklemek için yeterli mühimmata sahip olup olmadığını sordu. Amiral James Kilby ise “… daha fazla mühimmat sağlamak için … mühimmat sanayi üssümüzün peşine düşmeliyiz. Uzun süreli bir çatışmaya gireceksek kesinlikle derin bir şarjöre ihtiyacımız var.” ifadelerine yer verdi.
Bütün olarak ele alındığında, ABD Ordusu’nun lojistik kısıtlamaları ve bu temel alanlara yatırım yapılmaması, dünya genelindeki krizlerin sisteme baskı yapmasıyla birlikte daha acil bir konu haline geliyor gibi görünüyor. Keza bu durum, üst düzey bir sürekli çatışmanın dışında gerçekleşmekte. Bu eksiklikleri gidermek için yeterli paranın harcanıp harcanmayacağı ise henüz bilinmiyor.
İlgili Olarak
Güney Kore’deki Patriot hava savunma sistemleri Orta Doğu yolcusu

Gaziantep Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Savunma Sanayii ve Uluslararası İlişkiler Meraklısı