Baykar CEO’su Haluk Bayraktar: “Rusya tarafından vurulan tesis yapısal ve maddi hasar gördü. Ancak demir, beton ve binalar yeniden inşa edilebilir. Asıl önemli olan bu projeye olan irademiz ve inancımızdır.”
Baykar CEO’su Haluk Bayraktar, Ukrayna ulusal haber ajansı Ukrinform’un sorularını yanıtladı. Bayraktar, başarı sırlarına, şirketin savunma alanındaki gelişme perspektiflerine, uluslararası pazarlara açılımına, Ukrayna ile iş birliğine ve Kiev yakınlarında tesis kurma beklentilerine yönelik açıklamalarda bulundu.
Bayraktar, Ukrinform’un “Baykar şirketi, geçtiğimiz yıl içinde önemli ölçüde büyüyerek küresel muharebe İHA pazarının %60’ını ele geçirdi ve Piaggio Aerospace ve Leonardo’nun da katılımıyla uluslararası bir şirket haline geldi. Yakın gelecek ve sonrası için planlarınız ve hedefleriniz neler? Genel olarak insansız sistemlerin ve özellikle Baykar’ın önümüzdeki 10, 20 ve 50 yıldaki gelişimini nasıl öngörüyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Yakın geçmişteki somut başarılarımız, geleceği nasıl şekillendirdiğimizin en açık göstergeleridir. Bayraktar TB3, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bir kuvvet çarpanı olmak üzere TCG ANADOLU’daki testlerini tamamladı. Ayrıca, insansız savaş uçağımız KIZILELMA’nın seri üretimini ve envantere girişini tamamlamayı hedefliyoruz. Bu arada, yapay zekâ tabanlı mini seyir füzesi KEMANKEŞ gibi yenilikçi projeler, beceri setimizi sürekli olarak genişletiyor. Bu teknolojik deneyimle, bir ürün tedarikçisinin ötesine geçerek Avrupa’nın güvenlik mimarisinde stratejik ve vazgeçilmez bir teknoloji ortağı olmayı hedefliyoruz.
Geleceği düşündüğümde, önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın bireysel platformlardan akıllı, ağ tabanlı sürülere geçeceğini öngörüyorum. Paradigma, en iyi tek platformu inşa etmekten en akıllı sürüyü yönetmeye doğru evrilecek. Bizim rolümüz, bu sürülerin beyni olacak yapay zekâyı ve KIZILELMA gibi öncü aktörleri tasarlamak. 20 yıl içinde, insan-makine ilişkisi birlikte düşünen ve tartışan bir ortaklığa dönüşebilir; yani düşünen makineler takım arkadaşlarımız olabilir. 50 yıl içinde ise dünyanın hava, kara, deniz, siber ve uzay gibi tüm alanlarda sorunsuz bir şekilde işleyen entegre otonom ekosistemlere tanık olacağına inanıyorum.”
Baykar’ın gelecek hedeflerinden de bahseden Bayraktar, şirketin uzay alanına yöneleceğinin sinyalini verdi. Bayraktar, “Uzay bizim için havacılıkta başlattığımız Ulusal Teknoloji Hamlesi’nin doğal bir uzantısı ve bir sonraki hedefimiz. Gökyüzünde tam bağımsızlığı hedeflediğimiz gibi, uzayda da aynı vizyonla ilerliyoruz. Çok yönlü bir uzay ekosistemi kurmayı planlıyoruz. Önceliğimiz, Türkiye’ye küresel ölçekte güvenli ve yüksek hızlı iletişim ve gözlem yetenekleri sağlayacak uydu takımyıldızı projeleri. Sadece uydu inşa etmekle kalmıyor, aynı zamanda uyduları yörüngeler arasında taşıyabilen ve onlara hizmet sağlayabilen yörünge transfer araçları da geliştiriyoruz. Bunu uzay lojistiğinde önemli bir yetenek olarak görüyoruz. Nihai hedeflerimizden biri, uydularımızı kendi fırlatma sistemlerimizle uzaya fırlatmak. Kısacası, Türkiye’yi yalnızca uzay teknolojilerini kullanan bir ülkeden, bu alanda teknoloji geliştiren, standartları belirleyen ve oyun değiştirici bir güce dönüştürmek.” ifadelerini kullandı.
Baykar’ın Ukrayna’da inşası devam eden fabrika ile ilgili de konuşan Bayraktar, fabrikanın inşasının, Ukrayna’nın geleceğine olan inancın bir sembolü olduğunu belirtti. Rusya’nın bahse konu fabrikayı hedef almasına yönelik açıklamalarda bulunan Bayraktar, tesisin hasar gördüğünü ancak bu hasarların onarılabileceğini belirtti. Haluk Bayraktar, şu ifadelere yer verdi:
“Ukrayna ile ilişkimiz basit bir ticaret anlaşmasının çok ötesine geçiyor. Bu ilişkinin temelinde, Ukrayna’nın tam bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne odaklanan dostluğumuz ve iş birliği ruhumuz yatıyor. Ukrayna, silahlı İHA satın almaya bir gecede karar vermedi. Ukrayna, bu doktriner değişimi 2017’den beri ordusuna entegre etmek istiyordu. Egemen bir ulusun kendini savunma hakkına sahip olduğuna inanıyoruz; bu da uluslararası hukuka tamamen uygundur. 2018’de atılan adımlar, Ukrayna’nın uzun vadeli vizyonunun bir parçasıydı. Daha sonra hibe verme kararlarımız ise, Ukrayna halkının inanılmaz direnişine ve dünyanın dört bir yanındaki insanların gösterdiği samimi dayanışma ve iyilik ruhuna bir yanıt olarak geldi. Bu bizim için ahlaki bir yükümlülüktü.
Elbette, bu ölçekteki stratejik iş birlikleri uluslararası arenada ilgi görüyor ve çeşitli şekillerde yankı buluyor. Ancak Baykar, kendi ilkeleri doğrultusunda hareket eden bağımsız bir Türk teknoloji şirketidir. Tüm kararlarımızı ülkemiz yasalarına, uluslararası hukuka ve etik ilkelere uygun olarak alırız. Ne olursa olsun ilkeli ve adil duruşumuzdan ayrılmamaya özen gösteririz. Ukrayna’da inşa ettiğimiz fabrika da, Ukrayna’nın parlak geleceğine olan inancımızın en somut göstergesidir.

Her şeyden önce, bu saldırı Ukrayna halkının her gün cesurca karşı karşıya kaldığı acımasızlığın bir başka göstergesiydi. Ukraynalı meslektaşlarımızın güvenliği en büyük endişemiz ve önceliğimizdi. Saldırının herhangi bir can kaybına yol açmamış olmasından dolayı minnettarız. Elbette tesis yapısal ve maddi hasar gördü. Ancak demir, beton ve binalar yeniden inşa edilebilir. Asıl önemli olan bu projeye olan irademiz ve inancımızdır. Hiçbir füze dostluğumuza zarar veremez. Bu saldırı planlarımızda herhangi bir değişikliğe yol açmadı. Hasar tespitini tamamladık ve planlandığı gibi ilerliyoruz.”
Ukrayna’dan çıkarılan dersler
Baykar’ın Ukrayna’ya çok sayıda Bayraktar TB2 SİHA sağladığı biliniyor. Konuyla ilgili olarak Ukrinform, “Baykar Ukrayna’da edindiği savaş deneyiminden yararlanarak İHA’larını geliştiriyor mu? Geri bildirim alıyor musunuz?” sorusunu Haluk Bayraktar’a yöneltti. Savaş alanından alınan geri bildirimlerin değerli olduğunu belirten Bayraktar, şu ifadelere yer verdi:
“Bu nokta, Baykar’ın tasarım ve geliştirme felsefesinin tam merkezinde yer almaktadır. Sahadan, özellikle de dünyanın en zorlu savaş alanı Ukrayna’dan gelen geri bildirimler, bizim için Ar-Ge için en değerli girdidir. Tüm kullanıcılarımızla 7/24 kesintisiz iletişim ve veri akışı sağlıyoruz. Bu geri bildirim döngüsü sayesinde Bayraktar TB2, sürekli gelişen, yaşayan bir sistemdir. Bugün üretilen bir Bayraktar TB2, dışarıdan bakıldığında 2014 yılında envantere giren ilk TB2’lerle aynı görünse de, kabiliyetler açısından aralarında dünyalar kadar fark vardır.”
İlgili Olarak

Gaziantep Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Savunma Sanayii ve Uluslararası İlişkiler Meraklısı