Japonya İngiltere ve İtalya'dan yeni nesil savaş uçağı projesi

Japonya, İngiltere ve İtalya’nın birlikte yeni bir savaş uçağı geliştirmek için yapılan anlaşmayı önümüzdeki hafta açıklayacakları iddia edildi.

Reuters tarafından aktarıldığı üzere Japonya, İngiltere ve İtalya’nın birlikte yeni bir savaş uçağı geliştirmek için yapılan anlaşmayı önümüzdeki hafta açıklayacakları iddia edildi. Bu durum Tokyo ve Londra için daha yakın savunma bağlarının geliştirilmesi anlamına geliyor. Bu sayede İngiltere, Asya’da daha büyük bir güvenlik rolüne sahip olacak.

İngiliz liderliğindeki Tempest savaş uçağı projesini Japonya’nın FX savaş uçağı programıyla birleştirme çabası ilk kez Temmuz ayında Reuters tarafından bildirilmişti. Projenin gerçekleşmesi halinde Japonya, büyük bir savunma teçhizatı projesinde ABD dışındaki ülkelerle ilk kez işbirliği yapacak.

Ayrıca kaynaklar, projenin duyurusunun Japonya’nın yeni bir ulusal güvenlik stratejisi ve askeri tedarik planını Aralık ayı ortalarında yayınlamasından önce geleceğini söylemekte. BAE Systems ve Mitsubishi Heavy Industries tarafından yönetilecek olan proje hakkında Japonya, İngiltere ve İtalya arasındaki görüşmeler, projenin ayrıntılarını belirlemek için önümüzdeki yıl da devam edecek.

Japonya’nın eski savunma bakanı ve milletvekili Itsunori Onodera, geçen ay verdiği bir röportajda Japonya’nın iktidardaki Liberal Demokrat Partisi’nin de ortak savaş uçağının ihraç edilebilmesi için askeri ihracat kurallarını gevşetme önerilerini incelediğini söylemişti.

TEMPEST Programı

Sistemler sistemi olarak da ifade edilen FCAS, insanlı ve insansız hava platformlarını bağlayan müşterek çalışabilirlik sunan bir sistemdir. FCAS sadece bir savaş uçağı programı değildir. Program kapsamında yeni nesil bir savaş uçağının yanı sıra yeni nesil mühimmatlar, destekleyici insansız hava aracı konseptleri ve uydular ile bu kapsamda veri bağlarının geliştirilmesi planlanmaktadır.

Proje açıklamasına göre tüm unsurlar yapay zekâ destekli bir “savaş bulutu” ile birbirine bağlanacak. Sistemin yapay zekâ ile destekleneceği belirtilmektedir. Sistemler sisteminin 2040’a kadar tam anlamıyla operasyonel olması beklenmektedir.