“Ukrayna-Rusya savaşı ile kara tabanlı EH sistemi ihtiyacının alevlenmesi Türkiye’nin çok sayıda ürünü sahada aktif kullanılması nedeni ile bu alandaki en büyük ihracatçı potansiyeli taşımaktadır.”
Fatih Mehmet Küçük
Elektronik Harp (EH), savaşın elektromanyetik spektrumda kullanıcısına avantaj veya hasma dezavantaj sağlamak üzere kurulu olan bir kavramdır. EH temel olarak hasmın fiziki veya elektronik savaş kapasitesini öğrenme buna karşı tedbir alma ve dost birliklerin elektromanyetik spektrumda korunmasını kapsayan karmaşık bir harp alanıdır.
İlk örneğinin 1904 yılındaki Japon-Rus savaşına telsiz karıştırma faaliyetleri olarak görüldüğü Elektronik Harp kavramı yıllar içerisinde genişlemeye devam etmiş ve günümüz harp dünyasının en “karmaşık ve gizli” kısmını oluşturmuştur.
Bu karmaşık “dünya” en önemli silah olarak gizliliği kullanmaktadır. Nitekim EH sistemlerinin faaliyetleri kabaca antenler üzerinden gönderilen “sinyallerden” oluştuğu için gözle görülebilir değildir. Nitekim harp alanında kullandığınız 155 mm bir obüsün etkisinin oluşturduğu ürkütücü patlama efektini vermez. Buna karşın bütün bir tugayın hava savunmasını sağlayan yüz milyonlarca dolarlık hava savunma sisteminin radarını karıştırarak yüzlerce askeri hava hedeflerine karşı savunmasız bırakabilir.
Günümüz EH sistemlerine bakıldığın da farklı türler öne çıkmaktadır;
- Muhabere EH Sistemleri
- Radar EH Sistemleri
- Seyrüsefer EH Sistemleri
Bu sistemler kendi içlerinde farklı rollere (tek rollü veya çok rollü sistemlerde bulunmaktadır) sahip olan türleri vardır. Bu türler şu şekildedir;
- Elektronik Taarruz (ET)
- Elektronik Destek (ED)
- Elektronik Karşı Tedbir (ECM)
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 49. Yılında Kıbrıs Sorunu çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 17′nci sayısında.
Çalışmanın tamamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Son 30 yılda ABD öncülüğündeki batı sistemlerinde EH özellikle hava sistemlerine konuşlu olarak kullanılan ve hava araçlarına yönelik yatırımın artırıldığı bir alan olarak karşımıza çıktı. ABD’nin birbirinden çok uzak mesafelerde operasyon icra etme ve teknolojik üstünlüğü sayesinde bu komplike sistemleri uçar unsurlara konuşlandırabilme yeteneği ile böyle bir yoldan gitmesi mantıklı ve makul bir hamle. Türkiye ise 90’ların sonundaki hali ile bu alanda yeterli bilgi ve kapasiteye sahip olmaması nedeniyle kara tabanlı EH sistemlerine yöneldi. Çünkü kara araçlarında yer ve ağırlık sıkıntısı olmadığı gibi güç kaynağı sorunu da bulunmamaktadır. EH sistemleri boyutuna göre çok yoğun güç tüketebilen küçültmesi oldukça yüksek bilgi birikimi ve mühendislik gücü isteyen sistemlerdir. Bugün Türkiye’nin KORAL, MİLKAR, SANCAK, SEYMEN gibi EH sistemlerinin oluşumundaki temel etmenlerden biri budur.
Kara tabanlı kompleks EH sistemlerinin kullanımının tek sebebi teknolojik kabiliyetler değil. EH sistemleri de radarlarda olduğu gibi çalıştığı ortama ve konuma göre performanslarında değişimler ile karşı karşıya kalmaktadır. Yine bu sistemleri kullanıcılarının operasyonel konseptleri ve potansiyel kullanım coğrafyaları deniz, hava veya kara tabanlı EH sistemlerinden hangisine yöneleceğini etkilemektedir. Bu noktada özellik le etkileme hususundan bahsedilmiştir. Çünkü özellikle günümüz dünyasında EH sistemlerinin belirli bir spektrumda kullanımından ziyade aynı ağ merkezli harp anlayışında da olduğu gibi müşterek kullanımı öne çıkmaktadır. Dolayısı ile her sahada kuvvetli bir EH kabiliyeti modern harp sahasının vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Örneğin Rusya da güçlü kara tabanlı EH sistemlerine sahiptir. İsrail hem kara hem de hava tabanlı EH sistemlerine yoğun yatırım yapmaktadır.
Türkiye’nin kullandığı KORAL, REDET ve MİLKAR gibi kara tabanlı EH sistemleri Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiği operasyonlarda kendilerini kanıtlamış ve Türkiye’nin özgün harp doktrininin temel unsurlarından biri haline gelmiştir. Nitekim Bayraktar TB2 SİHA’nın Pantsir gibi hava savunma sistemlerini imha etmesinde Radar EH sistemlerinin de önemli payı bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye bu sistemleri oldukça entegre biçimde kullanmaktadır. Detayları bilinmemek ile birlikte EH sistemleri harekat merkezi ile doğrudan veya dolaylı olarak çok hızlı haberleşme imkanına sahiptir. Operasyonel ihtiyaçlara göre belirli sistemler hızlıca aktif hale getirilerek hava ve kara kuvvetlerinin manevralarına çok aktif destek verebilmektedir. Nitekim bu yönden kara tabanlı gelişmiş EH sis temlerinin varlığının ne kadar gerekli olduğu Türkiye tarafından ispatlanan bir olgudur.

Gaziantep Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Savunma Sanayii ve Uluslararası İlişkiler Meraklısı