NATO, konvansiyonel alanda üyelerine yönelik yapılacak saldırıların 5. Madde’yi tetiklemesi gibi siber alanda yapılacak saldırılara da koordine yanıt verebileceği konusunda saldırganları uyardı. İttifak’ın Genel Sekreteri Jens Stoltenberg; siber saldırıların da hava, kara ve denizden gerçekleştirilecek saldırılar gibi ortak askeri yanıt gerektirdiğini söyledi.
Daha öncesinde yayınlanan resmi belgelerde de ittifak siberuzay’ı resmi bir askeri alan olarak belirlediğini ilan etmişti.
Siber Saldırılar, Kolektif Meşru Müdafaa öngören Madde 5’i tetikleyebilir.
NATO, artniyetli aktörler tarafından mensuplarına yönelik gerçekleştirilecek siber saldırıları müteakiben Madde 5’in devreye girmesini mümkün kılabilen Kapsayıcı Siber Savunma Planı’nı onayladı.
1949 yılında kabul edilen Madde 5, NATO mensubu üyelere yönelik olası bir saldırının tüm ittifak üyelerine gerçekleştirilmişçesine kabul edilerek kolektif bir askeri yanıtla karşılanacağını öngörmekteydi.
Brüksel’de gerçekleştirilen NATO zirvesini müteakiben Washington’da bulunan Atlantik Konsülü genel merkezinde, Genel Sektreter Stoltenberg, siber saldırıların diğer saldırılardan ayırt edilmediğine değinerek, bu saldırılara “diğer yöntemler de” dahil olmak üzere askeri yanıt verilebileceğini söyledi;
“Bir noktada, saldırının siber saldırı ya da kinetik bir saldırı olması çok da önemli değil, biz müttefikler olarak yalnızca saldırının Madde 5’i tetikleyebilecek düzeyde olup olmadığına dikkat edeceğiz. Bu, siber saldırıları da diğer saldırılar gibi değerlendireceğimiz mesajını vermeli.”
Stoltenberg, aynı zamanda BBC’ye yaptığı açıklamada, siber saldırıların da silahlı saldırılar kadar “zararlı ve tehlikeli” olabileceğini ve havadan, karadan veya denizden bir askeri karşılığı tetikleyebileceğini söyledi.
Colonial Boru Hattı ve SolarWind saldırıları
Stoltenberg aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Colonial Boru Hattına yönelik ransomware saldırısına ve SolarWinds tedarik zincirine yönelik saldırıya da değinerek, üyelerin “kritik alt yapılar ve demokratik enstitülerine” yönelik gerçekleştirilen siber saldırıların karmaşık, yıkıcı ve sık bir hal aldığını söyledi. Bahsi geçen bu iki saldırının da Rusya Federasyonu destekli aktörler tarafından gerçekleştirildiği düşünülmekte.
Bunun yanı sıra Rusya’nın devletlerin genel seçimlerine müdahalesi, Ukrayna’da gerçekleştirilen askeri müdahaleler ve Alman Parlementosu ile diğer komşu ülkelere yönelik siber saldırılara da değinen Stoltenberg, bu tarz artniyetli davranışların görüldüğü gibi dillendirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.
“NATO’nun savunma sorumluluğun tekrardan onaylayarak, İttifak, siber tehditlerin tümüne yönelik, hibrid saldırıların bir parçası olanlar da dahil olmak üzere, uluslararası hukuka uygun bir şekilde, tüm kapasitesini her zaman bu saldırılara karşı savunmak, karşılık vermek ve bu saldırıları aktif bir şekilde caydırmak için kullanmaya kararlıdır.”
Estonya’da bulunan NATO Kooperatif Siber Savunma Mükemmelliyet Merkezi
Stoltenberg, mevcut NATO askeri yanıt ve pratiklerinin siber güvenlik senaryoları içerdiğine değindi. Ayrıca siber alanda yaşananları gözlemlemek ve koordine yanıtlar verebilmek adına Estonya’da bir merkez tesis edildiğini de ekledi.
Son olarak Stoltenberg NATO’nun Rus devleti destekli siber saldırılara yönelik yanıtının “güçlü ve sert” olacağını söyledi. Bununla birlikte, Avrupa üzerindeki yükselen tansiyonu düşürmek adına ittifakın silahlanma kontrolü çerçevesinde görüşmelere açık olduğunu da dile getirdi.
Alınan karara yönelik yorumda bulunan Aleada Danışmanlık’ın kurucularından Elena Elkina, NATO’nun bahsi geçen kararına ilişkin olarak şimdiye kadar beklenmiş olmasının şaşırtıcılığına vurguda bulundu;
“Siber savunmanın şirketler ve devletler adına kaçınılmaz olduğu bir dünyada yaşamaktayız. Sıklık, karmaşıklık ve son kertede gelişen saldırıların yok ediciliği neticesinde, şaşırtıcı olan, NATO’nun bu noktaya gelinene kadar mevcut kararını umumileştirerek iddialı adımlar atmayı beklemesidir.”
“Saldırı olacak mı” değil “Ne zaman saldırı olacak?”
Gelişen teknolojiler, yalnızca kara, hava ve suda oluşturulacak bir askeri savunma mekanizmasının yetersizliğini gün geçtikçe gözler önüne sererken, NATO gibi kolektif ve kapsayıcı bir savunma ağına sahip, mensuplarına tam kapsamlı savunma sorumluluğunu üstlenmiş bir ittifakın da siber savunma alanında geri kalması olası ihtimaller arasında görünmemekte. Özelikle bünyesinde siber güvenliğe yüksek önem arz eden devletleri barındıran ittifakın, siber uzayın kolektif çaba gerektiren doğası gereği, kanaatimce, ortaklaşa gerçekleştirilecek hareketleri daha üst düzeyde desteklemesi gerekecektir.
Lisans: Uludağ Üniversitesi – Uluslararası İlişkiler
Msc: Universita degli Studi di Milano – International Politics and Regional Dynamics
Thesis: Cybersecurity Approaches: EU and NATO