2021 yılında başlayan Rusya- Ukrayna krizi son 1 ayda iyice hareketlendi. ABD’nin yaptığı Rusya, Ukrayna’yı işgal edecek sınırda askeri hazırlık var iddiaları üzerine gerilimin fitili ateşlendi. Ukrayna krizde ABD ve AB ile karşı karşı karşıya kalan Rusya güvenlik tehdidi yaşadığını belirtmişti.
Tarihe kısa bir bakış
2.Dünya Savaşı sonrası Hitlerden arda kalan siyasi boşluğu Stalin doldurdu. SSCB’nin çöküşünün ardından mirasçısı Rusya bağımsızlıklarını yeni kazanan Sovyet ardılı ülkeler ile yeteri kadar ilgilenemedi. Oluşan güç boşluğunu 90’lı yıllarda ABD ve AB doldurmak için harekete geçti. 2004 yılında AB’nin “Big Bang Enlargement” olarak adlandırıldığı genişlemede birçok Doğu Avrupa ülkesi tam olarak AB standartlarına ulaşamadığı halde hızlıca üyelik müzakereleri başlatıldı. Doğu Avrupa ülkeleri üyeliği ağır ekonomik sorunlara sebep olunca AB içerisindeki büyük ve güçlü devletler memnuniyetsizliklerini dile getirmeye başladılar. AB’nin 10 yeni üyeyi hazmetmesi bir hayli zaman aldı. Batının doğuya doğru genişlemesinin en net örneklerinden biridir. AB bu bölgelerde soft power (yumuşak güç) ile etkinliğini sürdürüyor. Ukrayna’nın bağımsızlık sonrası yönünü batıya çevirmesi AB ile ilişkileri geliştirmek istemesine Rusya şiddetle karşı çıkmıyor. AB kendi iç sorunlarına ve genişleme perspektifine bakacak olursak Ukrayna’nın AB katılması pek mümkün görünmese de ancak çeşitli ekonomik ve ticaret anlaşmalarla bir ortaklık geliştirilebilir. Ukrayna, enerji transferi ve enerji güvenliği açısından stratejik bir öneme sahiptir.
ABD’nin bölgedeki varlığı ise NATO üzerinden ilerlemektedir. NATO olası bir Rus tehdidine karşı savunma birliği olarak kuruldu. Doğu Avrupa ülkelerinin NATO’ya üyeliğini Rusya güvenlik tehdidi olarak görüyor. Çünkü NATO‘nun askeri ekipman ve personeli gittikçe Rusya’ya yakınlaşmaktadır. NATO ve Ukrayna yakınlaşmasını Rusya kesinlikle kabul etmeyeceğini açıklıyor. Bölgedeki olası NATO varlığını güvenlik tehdidi olarak algılıyor. Ukrayna’yı kendi doğal sınırı olarak gören Rusya, batı ile arasında tampon bölge olarak kullanıyor.
ABD’nin yaptığı açıklamalar
Biden’ın ‘Rusya askeri hazırlık içerisinde Ukrayna’yı işgal edecek’ açıklamasına Kremlin karşı çıkarak böyle bir hazırlığın olmadığını güvenlik tehdidi söz konusu olduğu için önlem alındığını söylüyor. Daha sonra ABD krizde beklemedik bir duruma karşı NATO Mukabele Gücü’nün aktif hale getirilmesi durumunda 8500 askeri teyakkuza geçirdi. Biden yaptığı açıklamalarda Rusya’nın işgalin kesin olacağını ve Kiev’in hazırlanması gerektiğini söyledi. ABD vatandaşlarının Ukrayna’yı derhal terk etmeleri için çağrıda bulundu. Rusya Biden’ın açıklamalarını tamamen suni bir savaş havası oluşturmak için yaptığını dile getiriyor. Rusya’nın savaş istemediğini eğer savaş olursa da bu savaşı Rusya’nın başlatmayacağını ancak savaş olmasa da ulusal çıkarlarının görmezden gelinmesine izin verilmeyeceği açıklandı. Amerika ambargo tehditleriyle Rusya’ya karşıt konumda yer alıyor ancak Rusya ambargo konusunda kendi iç ekonomisini revize ettiği için Amerikan tehditleri güçlü bir etkiye sahip değil.
AB’nin krize bakışı
Avrupalı devletlerde Rusya-Ukrayna krizinde Ukrayna yanlısı tutum sergiliyorlar. Putin bu tutumun sonucunda Avrupalı ülkelerin gaz sorunu yaşayabileceklerini hatırlattı. Doğalgaz bağımlılığı söz konusu olduğu için AB doğrudan Rusya’yı hedef alan açıklamalar yapmaktan kaçınıyor. Krizde arabuluculuk yapmak üzere Macron Rusya’ya bir ziyarette bulundu. Müzakere masasının uzunluğu ve müzakere sonrası Putin’in Macron’dan önce salondan çıkması dikkatleri çekmişti. Merkel sonrası Macron’un AB’de oluşan siyasi boşluğu dolduramadığı bir kez daha gözler önüne serildi. Türkiye yaptığı açıklamalarla ABD ve AB ile aynı tarafta yer alıyor ancak mevcut Rusya ilişkileri göz önünü alınınca Almanya gibi doğrudan Rusya’ya karşıt açıklamalarda bulunmuyor. Türkiye bu dönemde ‘bekle-gör’ politikası uygulamayı tercih ediyor.
Putin’in açıklamasında tarihi birliktelikten söz etti
Vladimir Putin’in dün gece Kremlin Sarayı’ndan yaptığı canlı yayında Rusya ve Ukrayna’nın tarihi birlikteliğinden başlayarak günümüze kadar uzanan gelişmeler hakkında uzunca bir konuşma yaptı. Putin, günümüzdeki Ukrayna topraklarının SSCB zamanında verilen topraklar olduğunu ve Ukrayna’nın aslında Lenin tarafından inşa edildiği, o dönemde büyük imtiyazlar tanındığını belirtti. Bu politikanın amacı ise Bolşeviklerin güç toplama ihtiyacından dolayı olduğunu vurguladı. Tarihi birlikteliğe vurgu yaparak iki ülkenin ortak çıkarlarının üstün olduğuna değindi.
SSCB’nin dağılmasının ardından birliğe ait olan borçların tüm ülkelerin ekonomik durumuna göre paylaştırıldığını ancak o dönemde bağımsızlığını yeni kazanan, komünist ekonomiden kapitalist ekonomiye geçişte iyice zayıflayan ülkelerin Sovyetler Birliği’nin borcunu ödemek bir yana dursun o dönemde Rusya’dan ekonomik yardım aldıklarını dile getirdi. SSCB borçlarını ise birliğin mirasçısı olan Rusya’nın 2017 yılına kadar ödediğini belirtti. Ekonomik olarak Ukrayna’nın yeteri kadar gelişemediğini ve Rusya-Ukrayna arasındaki ticaret hacminin Ukrayna-AB arasındakinden daha büyük olduğunun altını çizerek anlattı.
“Rusya desteği olmadan Ukrayna güçlü olamaz”
Putin,1991 yılından beri Ukrayna’nın istikrarlı bir ülke olmadığının altını çizdi. Ukrayna devlet kurumlarının yolsuzlukla suçladı. Ukrayna’da ekonominin çok kötü olduğunu ve vatandaşlarının neredeyse yarısının yurtdışında yaşamaya başladığını vurguladı. Üretimin birçok alanda durduğunu söyledi. Ukrayna’nın batılı devletlerin kuklası haline geldiğini belirtti. Ukrayna devletini ve halkını küçümseyen bu açıklamalar daha sonra Ukrayna’da tepkiye neden oldu.
Ukrayna’nın nükleer silahları ve taşıyıcılarının olduğunu bunun bir tehdit olduğunu söyledi. Batılı devletler Ukrayna’ya askeri ekipman ve eğitim desteği vermiştir. NATO ülkelerinin birliklerinin Ukrayna’da bulunduğunu ve 20 binden fazla yabancı askerin Ukrayna’da konuşlandığı hakkında bilgilerin ellerinde olduğunu belirtti. NATO Ukrayna’ya yerleşti . ABD böyle bir altyapıyı daha önce kırımda kurmak istediğini ancak Sivastapol halkı karşı çıktığını belirtti. Ukrayna anayasasının 17. Maddesine göre yabancı askerlerin Ukrayna topraklarında konuşlanmasını yasaklıyor bu madde ihlal edildiğini belirtti. AB güvenlik tüzüğüne göre bir ülkenin kendi güvenlik tedbirleri bir başka ülkeye tehdit oluşturmaması gerektiğini hatırlattı.
Verilen sözler tutulmadı
1990’lı yıllarda Almanyalar birleşince Sovyetler Birliği’ne şu sözler verildi idari ve kolluk kuvvetlerinin 1cm konum değiştirmeyecekti bu güvenceler verildiğini belirten Putin, Orta Avrupa ve Doğu Avrupa ülkelerinin NATO’ya katılımı gerçekleşti. Rusya verdiği sözleri tuttu ve hatta AGİT’e katıldı. NATO doğuya doğru genişledi sözünü tutmadı. Rusya’nın sınırlarına yaklaşıyorlar bu yüzden güvenlik krizindeyiz ortak güven kayboldu, Rusya’ya karşı çok taraflı tehdit var açıklamasında bulundu.
Rusya’nın 3 ana önerisi olduğunu belirtti:
1) NATO doğuya doğru genişlememeli,
2) Rusya sınırına yakın saldırı ekipmanlarının konuşlanmamalı,
3) 1997 Rusya-NATO ilkelerine uyulması gerektiğini belirtti.
Bu öneriler reddedildi sürekli aynı sözler söylendi ve yaptırımla tehdit edildi. Amaçlarının Ukrayna’nın gelişmesi değil halihazırda bulunan Rusya düşmanlığı olduğunu belirtti.
Donetsk ve Luhansk
Donetsk ve Luhansk’ta ayrılıkçı Ruslar yaşamaktaydı. Yaşanan iç sorunlar ve savaş tehlikesi gibi nedenlerden dolayı protestolar başladı ve 2014 yılında bağımsızlıklarını ilan ettiler. Halihazırda bu bölgeler Ukrayna’dan kopmuş özerk bölgelerdi. Bu bölgedeki ateşkes ilan edilmesine rağmen çatışmalar devam etmekteydi. Bugün yaşanan krizde Ukrayna-Rusya arasında kalan Donetsk Halk Cumhuriyetini ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin egemenliklerini Rusya resmen tanıdı. Rusya, bu kararı almada geç kaldıklarını ve ilişkileri güçlendirileceklerini açıkladı. Çatışmanın eksik olmadığı bu bölgede yaşayanlar Rusya’nın iç kesimlerine yerleştirildi. Bölgeye güvenlik önlemi adı altında askeri gücünü gönderdi. Avrupa ülkeleri karşı atak olarak Donetsk, Luhansk ve Rusya’da bulunan bazı bankalara yaptırım getirdi.
İlgili Olarak