Doğu Akdeniz üzerinde gözetleme görevi yapan Fransa’ya ait MQ-9 Reaper İHA’ya, Rus Su-35 savaş uçağı tarafından önleme gerçekleştirildiği aktarıldı.
Fransa Savunma Bakanı Sébastien Lecornu Salı günü yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz üzerindeki uluslararası hava sahasında gözetleme görevi yapan Fransız MQ-9 Reaper insansız hava aracının bir Rus Su-35 savaş uçağı tarafından taciz edildiğini söyledi. Söz konusu olay, Trump yönetiminin Avrupa’yı savunma konusundaki kararlılığına ilişkin şüphelerin arttığı bir ortamda, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını arttırma ve Rus güçlerine karşı savaşında Ukrayna’ya desteği arttırma çabaları sırasında meydana geldi.
Bakan Lecornu, resmi X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Rus savaş uçağının Fransız İHA’sına yakın mesafeden art arda üç geçiş yaptığını ve bunun “ortak alanlarda serbest hava hareketini kısıtlama arzusunu yansıtarak insansız hava aracının kontrolünü kaybetmesine neden olabileceğini” belirterek bunun “kabul edilemez, kasıtlı, profesyonelce olmayan ve saldırgan bir eylem” olduğunu ekledi.
Dimanche, un avion de chasse SU-35 russe a adopté un comportement dangereux à l’égard d’un drone Reaper français, en mission de surveillance dans l’espace aérien international au dessus de la Méditerranée orientale.
Trois passages successifs à grande proximité, qui auraient pu… pic.twitter.com/sAmMBNNjyU
— Sébastien Lecornu (@SebLecornu) March 4, 2025
Açıklamalarına “Fransa uluslararası hava ve deniz alanlarında seyrüsefer özgürlüğünü savunmak üzere hareket etmeye devam edecektir.” ifadelerini ekleyen Bakan Lecornu, olayın Doğu Akdeniz’de tam olarak nerede meydana geldiğini ise belirtmedi.
Rus savaş uçağının tehlikeli manevralar yaptığı, insansız hava aracına defalarca yakın mesafeden yaklaştığı ve potansiyel olarak uçuş dengesini tehlikeye attığı bildirilen taciz ilk kez yaşanmıyor. Habere konu olay, hava ve deniz seyrüsefer özgürlüğünün kilit bir stratejik mesele olmaya devam ettiği Rusya ile Batılı ülkeler arasında süregelen gerilimlerin bir parçası olarak gerçekleşmiştir.
Son yıllarda Rus ve Batılı askeri uçaklarının karıştığı bir dizi benzer olaya eklenen bu tür eylemler, uluslararası hava sahasında hareket özgürlüğünü kısıtlamayı amaçladığı belirtilmektedir. Karşıt hava kuvvetleri arasında etkili iletişim kanallarının bulunmaması, yönetilmesi zor diplomatik krizlere yol açabilecek ciddi olayların meydana gelme riskini arttırmaktadır.
Halihazırda yüksek istikrarsızlığın damgasını vurduğu jeopolitik bir bağlamda, bu tür etkileşimler Rusya ile Batılı güçler arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşmesini önlemek için net sınırlar belirleme ihtiyacının önemini vurguladığı aktarılmaktadır.

İlgili Olarak
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğrencisi. Uluslararası İlişkiler ve Savunma Sanayii araştırmacısı.