Türkiye Uzay Ajansı, Alper Gezeravcı’nın deneylere başladığını açıkladı.
Türkiye Uzay Ajansı, Alper Gezeravcı’nın deney çalışmalarına başladığını açıkladı. Bu bağlamda Uluslararası Uzay İstasyonu’nda çalışmalarına başlanılan ilk deney EXTREMOPHYTE oldu. Deneyde, Tuz Gölü’nde yetişen bitkinin tuza verdiği tepki uzay ortamında araştırılıyor.
Yaşar Üniversitesinden Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. İsmail Türkan, Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Rengin Özgür Uzilday ve Doç. Dr. Barış Uzilday’dan oluşan ekibin tasarladığı deneyle yüksek tuzlu ortamlara dirençli bitkinin çok zayıf yerçekiminde yüksek tuzluluğa karşı gösterdiği toleransı sürdürüp sürdüremeyeceği incelenecek.
Türk Uzay Bilim Misyonu İçin Start Verildi🏁
Astronotumuz @TURKastro deney çalışmalarına başladı.🧑🏼🚀🔬
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda çalışmalarına başlanılan ilk deney EXTREMOPHYTE oldu.🌿
Gelin şimdi hep birlikte bu deneyi tanıyalım👇🏼#GururDuyTürkiye🇹🇷 pic.twitter.com/8bIK6n8Wt0
— Türkiye Uzay Ajansı (@tuajans) January 22, 2024
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. İsmail Türkan, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) gerçekleştirildikten sonra Türkiye’de devam edecek olan deney kapsamında bitkinin yüksek tuzluluğa karşı gösterdiği tolerans ve mikro yerçekimi arasındaki etkileşimin ortaya konmasının hedeflendiğini aktardı. Ayrıca uzay ortamında bu tür bir etkileşimin ilk kez araştırılacağını bildiren Türkan, şu bilgileri verdi:
“Bitkinin bu özelliğinin, diğer gezegenlerde kurulması planlanan üslerde, tuz ve metal içeriği yüksek regolitlerin (Ay ve Mars toprağı) iyileştirilmesi ve astronotların çeşitli atıklarının arıtılmasında kullanılabilme potansiyelinde olduğunu düşünüyoruz. Bitki sodyum klorür dışında, lityum ve bor gibi elementlere de toleranslı olduğundan uzayda ağır metal ve diğer çevresel streslere karşı toleransın araştırılması konularında ileride yapılacak deneylerde de kullanılabilir.”
Diğer deneyler
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 14 gün boyunca Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 13 deney yapacak. Deneyler, mikro yer çekimi ve uzay ortamında insan genetiği, insan sağlığı, biyoloji gibi alanlarda olacak. Uzay için yeni nesil alaşımlar deneyinde yüksek sıcaklıklara dayanıklı alaşımların üretilmesi üzerine çalışılacak. Deneyin, uzay, havacılık ve savunma sanayii için malzeme geliştirilmesine katkı sağlaması hedefleniyor. Ayrıca dünyada zorlu koşullara adapte olan tek hücreli canlıların yer çekimsiz koşullardaki testleri de gerçekleştirilecek. Ayrıca çalışmalar TÜBİTAK Uzay, Axiom Space ve NASA ile koordineli şekilde yürütülecek.
UYNA
“UYNA deneyi TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) tarafından geliştirilmiştir. Deney sonucu yüksek sıcaklıklara dayanıklı alaşımların üretilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca üretim süreçleri sırasında termofiziksel ve kristal büyümesi gibi özellikler üzerinde yer çekimsiz ortam incelenecektir. Bunun, Türkiye’nin uzay sanayisi için yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkısı olması hedefleniyor.
gMETAL
gMETAL deneyi TÜBİTAK MAM tarafından geliştirilen ikinci projedir. gMETAL deneyiyle katı parçacıklarla akışkan ortamı arasında homojen bir karışımın oluşturulmasına yer çekiminin etkisi araştırılacak. Ayrıca uzay araçlarının itki sistemlerinin daha verimli hale getirilmesi sağlanacak.
UzMAn
Boğaziçi Üniversitesi tarafından geliştirilen UzMAn deneyiyle dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yer çekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, karbondioksit (CO2) yakalama performanslarının ve oksijen (O2) üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için bilim misyonu ortağı TÜBİTAK MAM ile yaşam destek sistemi geliştirilmesi hedefleniyor.
METABOLOM
Ankara Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen METABOLOM araştırmasıyla, uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanıyor. Bu olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik, uzay görevine katılan astronotun, uzay ortamı koşullarının etkisiyle gen ekspresyonlarında ve metabolizmalarında gerçekleşen fizyolojik ve biyokimyasal değişimlerin incelenmesi öngörülüyor. Çalışmayla, vücuttaki sistem çapındaki değişikliklerin uzay yolcularının sağlığına yönelik olası risk faktörlerinin anlaşılmasında yeni bilgiler sağlanması amaçlanıyor. Çalışmanın dünyada var olan hastalıklar için yeni tedaviler ve önleyici tedbirlerin geliştirilmesinde faydalı olabileceği de düşünülüyor.
MİYELOİD
Hacettepe Üniversitesi tarafından geliştirilen MİYELOİD deneyiyle uzay misyonu katılımcılarının maruz kalacağı yolculuk ve uzay koşulları, kozmik radyasyon hasarının immünolojik olarak ‘miyeloid kökenli baskılayıcı hücreler (MKBH) düzeyinde ölçülmesi ve değerlendirilmesi hedefleniyor.
MESSAGE
Üsküdar Üniversitesi tarafından geliştirilen MESSAGE deneyiyle yer çekimsiz ortamdan etkilenen henüz işlevi keşfedilememiş genlerin tespit edilmesi ve uzay görevlerinde, bağışıklık hücrelerinden hangilerinin yer çekimi tarafından direkt olarak etkileneceğinin, CRISPR gen mühendisliği yöntemleriyle belirlenmesi amaçlanıyor.
ALGALSPACE
Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilen ALGALSPACE deneyiyle uzayda, Antarktik ve ılıman bölge mikroalglerinin büyüme verileri karşılaştırılarak, literatürde ilk kez kutup alglerinin uzayda kullanımına yönelik bir çalışma gerçekleştirilecek. Uzayda algler, CO2’den O2 rejenerasyonu, ek gıda temini, su iyileştirme, yaşam destek alanlarında kullanılmak amaçlarıyla araştırılacak.
CRISPR-GEM
Aynı üniversite tarafından gerçekleştirilen CRISPR-GEM deneyiyle insanlığın uzaydaki geleceği için aşılması gereken en büyük engellerden olan uzun süreli uzay görevlerinde sürdürülebilir bir sistemin sağlanamaması sorununu çözmek amacıyla tasarlanan biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin, uzay görevi sırasında meydana gelen biyolojik ve biyolojik olmayan stresler karşısındaki savunma mekanizmalarının anlaşılması ve geliştirilmesine yönelik moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden CRISPR’in mikro yer çekimi ortamda bitkiler üzerindeki etkinliğinin araştırılması amaçlanıyor.
PRANET
Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerince hazırlanan PRANET deneyiyle propolisin mikro yer çekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacak. Kontrol ve deney grupları oluşturularak propolisin anti bakteriyel etkisi test edilecek, sonuçların yer çekimli ortamla benzer sonuçlar verip vermeyeceği karşılaştırılacak.
VOKALKORD
Haliç Üniversitesince yapılan VOKALKORD deneyiyle solunum sistemi fizyolojisi içinde akıllı saat yapay zeka desteğiyle seste meydana gelen frekans değişiminden rahatsızlıkların tespit edilmesi ve yer çekimsiz ortamın etkilerinin insan sesi üzerine etkilerinin araştırılması planlanıyor.
OKSİJEN SATURASYONU
Nişantaşı Üniversitesince gerçekleştirilen OKSİJEN SATURASYONU deneyi, yapay zeka desteğiyle verilen havanın oksijen seviyesini hesaplayarak düşük yer çekiminin sebep olduğu farklılıklar ve rahatsızlıkların tanımlanması hedefleniyor.
MİYAKO
TÜBİTAK UZAY tarafından gerçekleştirilen MİYOKA deneyiyle birlikte elektronik kart üzerine kurşunsuz bileşen montajı gerçekleştirilecek. Ayrıca uzay görevi sonrası dünyaya getirilecek elektronik kartlar TÜBİTAK UZAY tarafından incelenecek. Buna ek olarak mikro yer çekiminin lehimleme sürecine etkileri bilim dünyasının kullanımına sunulmak üzere raporlanacak.”
İlgili Olarak
Selçuk BAYRAKTAR: FERGANİ’de ilk test uydumuzu bu sene fırlatacağız