Uydu fırlatıcı otonom hava aracı: Ravn X

ABD’li Aevum şirketi uydu fırlatma sisteminin ilk aşaması olan insansız hava aracı Ravn X’in tanıtımını Youtube üzerinden canlı yayında gerçekleştirdi. İlk bakışta Loyal Wingman İHA’larına benzeyen tasarım dikkat çekti. Aevum, Ravn X’i kısa kalkış mesafesi olan (1 mil~1.6 km) tam otonom ve tekrar kullanılabilir bir sistem olmasına ek olarak Alçak Dünya Yörüngesine faydalı yük taşımayı hedefleyen bir araç olarak tanıttı.

NASA ve Boeing’de çalışmış bir mühendis olan Skylus, Ravn X’in ayrılma gerçekleştikten 30-80 dakika sonra iniş yaptığını söyledi.

Ravn X, 100 ila 500 kg ağırlığındaki faydalı yükleri yörüngeye taşıyacak. İlk aşamada tam otonom hava aracı sayesinde irtifa alındıktan sonra (30.000-60.000 feet) faydalı yükü kapsayan 2. aşama ayrılacak. 2. aşama kendi jet motoruyla (Jet-A yakıtı kullanılıyor) faydalı yükü yörüngeye taşıyacak.

Tanıtımda Aevum kurucusu ve CEO’su Jay Skylus, “Uçuş ve fırlatma lisansları için gerekli olan testleri yapmaya başlayacağız. Gerekli düzenlemeleri sağladıktan 18 ay sonra Ravn X’in operasyonel olmasını bekliyoruz.” dedi.

25.000 kg kalkış ağırlığı olan Ravn X, 18.3 metre kanat açıklığına ve 24 metre gövde uzunluğuna sahip. ABD Hava Kuvvetleriyle ve Pentagonla sözleşmeleri olduğu bilinen Aveum, Uzay Kuvvetlerinin yörünge fırlatmaları için sözleşmesi bulunan 8 şirketten biri.

Skylus, maliyeti 5-7 milyon dolar arasında değişen fırlatmaları yıl içerisinde 8-10 defa gerçekleştirmek istediklerini söyledi.

Ravn X’in ilk görevi ABD Uzay Kuvvetlerinin ASLON-45’i olacak. Bu görev için esasında 2019’da Vector Launch şirketi ile 4.9 milyon dolarlık anlaşma imzalanmıştı. Fakat şirketin daha sonra mali sebeplerden dolayı geri çekildiği açıklanmıştı. Görevin 2021 yılında gerçekleşmesi hedefleniyor.

Youtube üzerinden gerçekleştirilen canlı tanıtımda kaydedilen uçuş verilerine göre ilk aşama motoru çalıştırıldı.

Aevum, uydu fırlatma sistemi geliştiren ilk şirket değil elbette. Northrop Grumman’ın Pegasus roketi çok sayıda uyduyu yükseltmişti. Ancak bu diğer sistemler pilot kontrolündeki uçaklarda gerçekleşmişti.