Yunanistan’ın son dönemde girmiş olduğu silahlanma politikası Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yakından takip ediliyor
Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri faaliyetlerine ilişkin bir basın bildirisi yayınladı. Bildiride, Ege, Doğu Akdeniz ve Karadeniz olmak üzere birçok konu hakkında açıklama yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri Ege’de, Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam ediyor.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)’nın Sismik Veri Toplama Projesi ve sondaj Faaliyetleri kapsamında Akdeniz’de ORUÇ REİS Sismik Araştırma Gemisi, Karadeniz’de BARBAROS HAYRETTİN PAŞA Sismik Araştırma Gemisi, FATİH ve KANUNİ Sondaj Gemileri ile DENAR-2 gemisi faaliyetlerini, deniz ve hava kuvvetleri unsurlarının refakat ve kontrolünde sürdürüyor.
“Yunanistan, hukuk dışı ve saldırgan söylemlerine devam etmektedir”
Yunanistan’ın 1988 Tarihli Türk-Yunan Atina Mutabakat Muhtırası’nda belirtilen “Moratoryum Periyodu (15 Haziran-15 Eylül)” dikkate alınmadan 2021 yılının tamamını kapsayan ve Ege Denizi’nde deniz geçiş faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyecek şekilde üç adet daimi saha ile 1976 Bern Mutabakatına aykırı olarak Ege Denizi’nde araştırma faaliyetlerinde bulunmak üzere NAVTEX/NOTMAR/NOTAM ilan etmesi ise, hukuk dışı ve saldırgan söylemlerinin bir örneğidir.
Yunanistan’ın Moratoryumu ihlal eden uygulamalarına mütekabiliyet çerçevesinde karşılık verme zorunluluğu doğdu. Bu kapsamda, 22 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan seyir duyuruları (NOTMAR) ile Ege Denizi uluslararası sularında eğitim sahaları ilan edildi. Yunanistan Doğu Akdeniz’de Türkiye aleyhinde faaliyetlerde bulunarak gerginliği tırmandıran taraf olmalarına rağmen, Türkiye’ymiş gibi gösterme; iki ülke arasındaki problemleri AB, ABD ve NATO problemi yapma çabaları devam ediyor.

Doğu Ege Adaları ve Akdeniz’de bulunan Meis Adası’nın gayri askerî/silahsızlandırılmış statüsü, 1913 Altı Büyük Devlet Kararı, 1923 Lozan Barış Antlaşması ve 1947 Paris Barış Antlaşması ile düzenlenmiştir. Bahse konu adalar, silahlandırılmamak ve askeri amaçlarla kullanılmamak şartıyla Yunanistan’a devredilmiştir.
Yunanistan’ın, Türkiye’nin barışçıl yaklaşımına rağmen Türkiye’yi tehdit olarak görme algısı yaratarak gayri askeri statüdeki silahlandırılmaması gereken adaları silahlandırması, Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklara sahip çıkmak gibi saldırgan bir tutum içine girmesi hukuk tanımazlığın başka bir boyutunu gözler önüne sererken bir taraftan da silahlanma yarışına girmesi barışçıl ve siyasal çözümden yana olmadığını, saldırganlıktan medet umduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Yunanistan’ın son dönemde girmiş olduğu silahlanma politikası yakınen izlenmektedir, bu gayretlerinin bölgenin güç dengelerine herhangi bir etkisi olmadığı gibi gerginliği tırmandırma amacı güttüğü de aşikardır.
İlgili Olarak

Savunma Sanayii ile ilgileniyor.