Clearfield, Utah merkezli Northrop Grumman Systems Corp., A-10 Thunderbolt II Uçak Yapısal Bütünlük Programı (ASIP) Legacy VII kapsamında belirsiz teslimat/belirsiz miktar sözleşmesi ile 185.700.000 dolarlık ihale aldı. Bu sözleşmeye göre, A-10 uçağının mühendislik hizmetlerinin idamesi temin ediliyor. Modernizasyon Clearfield, Utah’da yapılacak ve 13 Aralık 2030 tarihine kadar tamamlanması bekleniyor. Bu ihale tek kaynaklı bir edinmenin sonucudur. 2021 yılı mali işletme ve bakım fonları, ihale sırasında 6.480.694 dolar tutarında borçlandırılmaktadır.
A-10 Uçak Yapısal Bütünlük Programı (ASIP), bakım aralıklarını optimize etmek ve uçak ömrünü en üst düzeye çıkarmak amacıyla yorulma hasarını analiz etmek ve doğru bir şekilde tahmin etmek için ilk etapta bir uçak bazında gerekli malzeme ve süreçlerin tanımlanmasıyla ilk A-10 OEM geliştirme sözleşmesiyle başladı. A-10 OEM ekibi, A-10 ASIP ekibinin önemli bir üyesi olmaya devam ediyor, yapısal arızayı önlemek için yük ve yapı analizi sağlıyor, uçağın iyileştirmeleri için üretim yöntemlerini analiz ediyor ve uçak için genel silah sistemi uzmanlığı sağlıyor.
A-10 Thunderbolt II (Warthog)
“Warthog” lakaplı A-10 Thunderbolt II, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri için artık Northrop Grumman Corporation Aerospace Systems Eastern Region’un bir parçası olan Fairchild Republic Company’nin OEM ekibi tarafından geliştirildi. Efsanevi P-47 Thunderbolt’un ayak izlerini takip eden OEM ekibi, 1960’larda, muharebe birliklerini sahada korumak için sağlam ve hayatta kalabilen yeni bir yakın hava destek uçağının gereksinimlerini tanımlamak için bir çalışma sözleşmesi aldı. Bu ilk çalışmayı A-X için bir prototip geliştirme sözleşmesi ve A-10 Thunderbolt II’nin seçilmesi izledi.
Bu görev için A-10 Thunderbolt II’nin seçimi, etkileyici düşük irtifa manevra kabiliyetine, ölümcüllüğe, “eve güvenli bir şekilde dön” prensibine bağlı hayatta kalma kabiliyetine ve OEM ekibi tarafından tasarlanan görev kabiliyetine dayanıyordu. Bu tasarımda, pilotu yaralanmalara karşı koruyan “küvet” yapılı titanyum bir kokpit bulunmaktaydı. Ayrıca pilotun, hidrolik kapasitenin tamamen kaybedilmesi gibi ciddi hasarlara rağmen, uçağı düşman menzilinden çıkarmasına izin veren ikili olarak yedeklenmiş uçuş kontrol sistemlerine sahipti. Bu özellikler hem 1990’ların Çöl Fırtınası operasyonunda hem de daha sonra Afganistan’da, Irak’da ve teröre karşı küresel savaşta büyük bir etki yarattı.