Alman Spiegel’in aktardığına göre CDU’lu (Hristiyan Demokrat Birliği partisi) Alman Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer ağır eleştiri altında.
Eleştirinin nedeni siyasî ortağa danışmaksızın Amerikan Savunma Bakanı Mark Esper ile milyar dolarlık F-18 alımı görüşmesi ve bu görüşmenin içeriği. Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer 21 Nisan’da yaptığı açıklamada, Almanya’nın eskiyen savaş uçaklarının yerine Eurofighter ve F-18’lerin alınacağını doğrulamıştı. Bakan Annegret Kramp-Karrenbauer, ABD yapımı uçakların NATO gereksinimlerini karşıladığını vurgulayarak, Almanya’nın eskiyen savaş uçaklarının yerine 93 adet Eurofighter ve 45 adet F-18 satın almayı planladığını söylemişti.
”Alman nükleer bombardıman uçaklarının ne mantığı var?” başlıklı eleştiri yazısında NATO Nükleer Paylaşım kapsamında alınması istenen F-18’ler için sunulan iki savın ne denli doğru olduğu üzerinde duruluyor.
Birinci sav Almanya’nın daha çok söz hakkı sahibi, daha ağır bir müttefik olacağı yönündeyken, ikincisi “nükleer” caydırıcılık üzerinde duruyor. Yazıda her iki savın pek mantık/gerçek zemininde yürümediği ifade edilirken karara dek daha zamanın olduğu ve iyi düşünülmesi gerektiği vurgulanıyor.
Özellikle de konunun gizlilik içinde olduğu ve hâlde her iki savı doğrulayacak bir tartışma dolayısıyla olumlu ile olumsuzu ayırt ettirecek sağlıklı bir ortamın var olmadığı ve olmasının güç olduğundan meselenin muallak olduğu ifade ediliyor.
“Nükleer Güç Caydırıcılık İçin Etkili Bir Yöntem Değil”
Birinci savın Nükleer Paylaşım’ın kapsamı ve işleyişi gereği Almanya’ya söylendiği gibi özel bir konum sağlaması çok da mümkün görünmediği anlatılırken, öte yandan bu hususiyet bağlamında Rusya’ya karşı simüle edilen bir tatbikatta Mark Esper’in denizaltıdan nükleer saldırı emri verdiğinde herhangi bir ortak karar mekanizması gözetmediği örneği veriliyor ve olası durumda gerçeğin seyrinin nasıl olacağı sorusu soruluyor. Özellikle de D. Trump gibi bir başkanın olduğu bir zamanda bu durumun daha da sorgulanır olduğunun altı çizilip, genel olarak da böylesi bir nükleer saldırı emrinde Alman pilotların dolayısıyla Almanya’nın üzerine alacağı ‘’yük’’ten söz ediliyor.
İkinci sav için ise nükleer tehdidin örnek verilen bir araştırmaya göre ancak yüzde 30 oranında etkili olduğu, caydırıcılık için nükleer gücün çok etkili bir yöntem olmadığı dillendiriliyor.
Bağlamca değinilen diğer çok önemli bir husus ise AB-NATO güvenlik konseptinin salt nükleer güç üzerinden mi şekillenmesi, daha doğrusu konunun bağlandığı Tornado ardılı meselesinin bu gözle mi görülmesi gerektiği.
Özellikle Avrupa’nın da pek çok değişiklik geçirdiği ve siyasî konjonktürün dolayısıyla da siyasî düşünüşün günümüzde hızlıca değiştiği bir ortamda stratejik savunma kapsamında böylesi ‘‘bağlayıcı‘‘ bir kararın neler getirip götürebileceği sorgulanıyor ve daha az tartışmalı ve ayakları daha yere basar, daha oturaklı bir konsept gereğine gönderme yapılıyor.
İlgili Olarak:
Almanya Savunma Bakanı, Eurofighter ve F-18 savaş uçağı alımlarını doğruladı
Savunma sanayii takipçisi. Zırhlılara büyük ilgi duyar.