9 Şubat 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından duyurulan Milli Uzay Programı’nın 6. hedefi olan “Uzay Nesnelerinin Yerden Gözlemi ve Takibi” konusunda oldukça önemli bir konumda olan DAG (Doğu Anadolu Gözlemevi) Teleskobu’nun parçaları Türkiye’ye getirildi.
Yaklaşık 100 ton ağırlığında olan 4 metre çaplı teleskobun fabrika testlerinin İtalya’da tamamlanmasının ardından Türkiye’ye doğru yolculuk başlamıştı. Nakliye sürecinde kullanılan 7 tırdan oluşan filo Gebze Gümrüğü’nden giriş yaparak 26 Şubat 2021’de Erzurum Atatürk Üniversitesi’ne ulaştı.
Teleskobun tamamlanması için gereken sistemlerden aynaların Haziran ayında inşasına başlanacağı DAG Proje Yöneticisi Prof. Dr. Cahit Yeşilyaprak tarafından açıklandı. Teleskobun en büyük aynası M1 Rusya’da kaplanıp getirilecek. Projenin gerçekleşmesinin ardından aynaların kaplaması kurulacak olan AKS (Ayna Kaplama Sistemi) kapsamında gerçekleşecek.

DAG’ın yakın kırmızı ötesi (NIR) kamera sisteminin (AAO, Avustralya) de ilk tasarımı tamamlandı ve son tasarımdan sonra üretime başlanacak olup 2022 yılında teslim edilecek.
Teleskobun haziran ayında açılacak yol ile Doğu Anadolu Gözlemevi yerleşkesine, Karakaya Tepeleri’ne götürülmesi bekleniyor. DAG Teleskobu’nun kurulumunun ardından 2021 sonunda teleskobun ilk ışığını alması hedefleniyor.

DAG Projesi’nin amacı Türkiye’nin en büyük çaplı hem görsel (VIS) hem de kızıl ötesi (NIR, 0.3-3 mikron) dalga boyunda gözlem yaparak kozmoloji, astronomi, astrofizik, uzay bilimleri ve teknolojileri alanında uluslararası projelerin yürütülmesi ve bilim dünyasında başarılı bir yer edinmesidir.
Türkiye’nin şimdiye kadar ki en büyük teleskobu, Antalya’da bulunan 1.5 metrelik RTT150 Türk-Rus ortak teleskobuna kıyasla evrende daha derinleri gözlemleyebileceğimiz DAG Teleskobu yakın kızıl ötesi dalga boyunda gözlem yapabilecek ve uyarlanabilir bir optiğe sahip olacak.
Kızıl ötesi bir teleskoptan evreni gözlemlemenin ilk şartı olan ışığı almak için Yer’de bulunan teleskopların ortak sıkıntısı atmosferdir. Işık aldığı yolda ortam indisinin değişmesiyle kırılmalara uğrar. Bu kırılma ışığın geldiği cismin titrek ve bulanık görülmesine sebep olur.
Çözüm olarak uzayda bulunan teleskoplarda mevcuttur fakat Dünya’da ihtiyaç duyulan teleskoplar için geliştirilen teknolojiler vardır. DAG’da da karşımıza çıkan bu teknolojilerden biri uyarlanabilir optik prensibidir. Bu prensiple atmosferin etkisi gözlem esnasında düzeltilerek veri oluşturuluyor.
DAG ile Türkiye’de evren bilimi (kozmoloji) üzerine pek çok keşfe imza atabilir ve ortak araştırmalar yapabilir.
Güzel bir örnek vermek gerekirse bulutsu olarak bilinen yıldız doğumhaneleri uzayda gaz, toz, Hidrojen, Helyum ve diğer iyonize gazlardan oluşan bulutsu yapıdır. Yeni doğmuş bir yıldızın etrafında ultraviyole ışınımların yanı sıra kızıl ötesi dalga boyunda ışınımlarda gerçekleşir. İşte DAG ile bu kızıl ötesi ışınımları gözlemleme fırsatına erişeceğiz.
Defence Turk Dergisinin 2. sayısı çıktı. Dergiye ulaşmak için tıklayınız.
uzay ve savunma sanayii teknolojileri meraklısı, defenceturk.net te araştırmacısı.