Türkiye Uzay Ajansı’nın resmen kurulduğu 2018 senesinden bugüne merakla beklenen Milli Uzay Programı (MUP), 9 Şubat 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde duyuruldu. MUP, Türkiye’nin uzay politikaları alanındaki 10 yıllık vizyon, strateji, hedef ve projelerinin yer aldığı 10 adet stratejik hedeften oluşan bir program.
Milli Uzay Programı tanıtım toplantısına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Bakanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu katıldı.
1. Ay Görevi
Cumhuriyet’in 100.yılında Ay’a ilk teması gerçekleştirmeyi hedefleyen Ay Görevi 2 aşamadan oluşuyor. İlk aşamanın 2023’te Ay’a sert iniş olarak gerçekleşmesi bekleniyor. İlk aşamada bilinmesi gereken temel husus milli ve özgün hibrit roketimizi Yakın Dünya Yörüngesinde (YDY) ateşleyecek olmamız. Bu demek oluyor ki hibrit roketimiz YDY’ye kadar farklı bir roketle taşınacak sonrasında kendi motorunu ateşleyecek. Bu şekilde Ay yörüngesine giren araç yüzeye çarpacak.
Burada Mikro Uydu Fırlatma Sistemi (MUFS) özelinde düşündüğümüzde Ay’a dokunacak ilk aracımızın hibrit ve çalışır olması çok önemli. Ay’da istenilen konuma dokunmak içinse yüksek hassasiyetli yıldız izler, tepki tekeri, hedef sensörü, yönelim algoritmaları ve pek tabi konum düzeltmeleri için yönlendirme iticileri gibi pek çok alt sistem gerekir. Yani sert iniş aşaması için kullanılacak sistem 2 alt kademeden oluşacak. Ay’a teması gerçekleşen sistem kendi haberleşme ve görüntüleme sistemlerine sahip olacak. Bu şekilde çarpma etkisiyle oluşan krater görüntülenecek, çarpmaya ilişkin veriler elde edilecek. Görevde Ay’ın radyasyon, hidrojen karakterizasyonuna ek olarak haritalama gibi amaçlarda benimsenebilir. Verilerin kullanımı hakkında bir açıklama yapılmadı fakat Ay’a çarpan kademeyi geri getiremeyeceğimiz için bugün gök taşlarına gönderilen araştırma araçlarında kullanılan dokun-git prensibine uygun alt bileşenlerle Ay yüzeyinden eser miktarda tozun gönderilecek araç içinde bir takım testlere tabi tutulup veriyi aktarması mümkün hale getirilebilir diye düşünüyorum. Tabi hatırlatmakta fayda var Ay’ın yer çekimi gök taşlarına kıyasla çok fazladır. Bu işin zorluğunu üst aşamaya taşıyan bir etkendir. Nitekim gök taşlarına gönderilen araştırma araçları genel olarak bu prensipte çalışsın istenir ve gök cismine dokunan/inen kademeye “impactor” denir. Türkiye’nin ilk aşamada milli ve özgün impactor geliştirmesi gerekiyor. Ve bu geliştirme için harcanan paranın, zamanın bir nebze karşılığı olması için azami seviyede bilimsel amaçların benimsenmesi gerekiyor.
2023 yılında gerçekleşmesi hedeflenen sert iniş aşamasından sonra 2028 yılında yumuşak inişin gerçekleşmesi bekleniyor. Yumuşak iniş aşamasında aracı YDY’ye çıkaracak roketinde milli ve özgün olacağı belirtildi. Ay’a yumuşak iniş gerçekleştiren bir uzay aracıyla bilimsel araştırmalar yapmak ilk aşamaya kıyasla çok daha mümkün.
Bu konuda ilan edilen tarihleri gerçekçi bulmamakla beraber kamuoyunda büyük bir heyecan oluşturması gayet güzel. Fakat kamuoyuna yüksek maliyetli ve zorlu uzay projelerinin ertelenmesinin de olağan olduğunu anlatmak gerekiyor.
2. Uydu Üretiminin Tek Çatı Altına Toplanması ve Yerli Uydu Geliştirme Programı
TUSAŞ, TÜRKSAT ve TÜBİTAK UZAY arasında “Milli Uydu Üretim Şirketi Kurulmasına İlişkin Protokol”ü imzalandı. Protokole, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TUSAŞ Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, TÜRKSAT Genel Müdürü Hasan Hüseyin Ertok imza attı.
Hedefi yeni nesil uydu geliştirmede rekabet edebilir ticari uydu markası kurmak olan bu maddeyle ülkemizin sahip olduğu uydu üretim kabiliyeti TUA koordinasyonuyla kurulacak milli şirket bünyesinde birleştirilecek. Ajans 2018’de yayınlanan kararnameye göre yerli uydu tasarımında da şemsiye bir kuruluş olarak koordinasyonu/dengeyi sağlamayı hedefliyor. Fakat uydu üretiminin tek çatı altında toplamasıyla kurulacak yeni şirketin bunu nasıl yürütüleceği merak konusu. Şimdiye kadar uydu ve uydu alt sistemleri konusunda ilerlemiş şirketlerin yeni bir şirket altında bir araya gelmesi işleyişin ne kadar sağlıklı olacağı ayrı bir soru işareti olsa da araştırma kurumlarının daha efektif yer alması için mantıklı çözüm tek şirket elinden yönetilen bir süreçle edinilebilir. Yerli uydu geliştirme programı kapsamında detay açıklanmadı fakat küp uydu geliştirmek uzay tarihçesi oluşturmak ve sonuçları daha kısa vadede görmek adına iyi bir ilk adım olurdu bence. İlerleyen zamanlarda yeni şirketin organizasyonuna ve paylaşım modeline göre konuşmak daha gerçekçi olacaktır. Umuyoruz ki protokolü imzalanan milli şirketimiz başarılı ve özgün sonuçlar verir.
3. Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi (BKZS)
Daha önceden de aktardığımız üzere TUA’nın BKZS geliştirme çalışmaları kapsamında milli atomik saat için imzaladığı protokol mevcuttu. Konumlama sistemlerinde bulunan alıcılar uydulardan gelen sinyallerin zamanını ve geldiği konuma temel alarak kendi konumunu hesaplar. Konumlama uydularında hassas atom saatleri kullanılırken alıcı sistemlerde yeterli hassasiyete sahip atom saatleri bulunmamaktadır. Alıcılarda yaşanan bu eksiklik daha fazla sinyalin denkleme katılmasıyla giderilmeye çalışılmaktadır. Fakat bu noktada çözüm için farklı yaklaşımların olduğu bilinmekte.
BKZS savunma, tarım, şehircilik, otonomi gibi hayatın pek çok alanında ihtiyaç duyulan ve bağımsız erişimle etkinliği daha da artacak bir sistem. Türkiye’ye ait BKZS geliştirme hedefinin planlaması yer tabanlı ve uzay tabanlı olmak kaydıyla 2 aşamalı olarak planlanacak. Bu planlamaya paralel olarak kritik teknolojilere yatırım yapılacak.
Ayrıca uluslararası iş birlikleriyle paradan, ayrılan mesai ve zamandan olabildiğince tasarruf etmek isteniyor. Küçük bütçeli teknoloji deneme projeleri ve teknoloji gösterimiyle de uluslararası iş birliğinin temelleri atılmış olacak.
Bu madde sürpriz olmamakla beraber stratejik hedeflerde ana başlık olarak yer alması projede ilerlemelerin kaydedildiği anlamına geliyor diyebiliriz.
4. Uzaya Erişim ve Uzay Limanı
Türkiye’nin uzaya erişim çalışmalarının ilk ürününü 2020 senesinde duyurulan ama esasında 2018 senesinde gerçekleşen sonda roketi fırlatmalarıyla aktarmıştık. Mikro Uydu Fırlatma Sistemi Projesi kapsamında duyurulan son fırlatmada 136 km irtifa sağlanmış, başarılı bir şekilde kademe ayrılması gerçekleşmiş ve milli radyasyon ölçerle uzay ortamı hakkında veri toplanmıştı.
Hedeflenen uzaya erişim ve uzay limanı işletmesini kurmak için öncelikle daha küçük sistemleri barındıran MUFS’a yönelik çalışmaların sonuçlanması gerektiğini söylemek yanlış olmaz. Nitekim Türkiye coğrafi konumu sebebiyle fırlatma alanlarına düşük maliyetli ev sahipliği yapamayacağı için uluslararası iş birliği imkanlarını geliştirecek. Ayrıca fırlatma sistemleri Dünya çapında çeşitlenmeleri ve özel sektörün başarılı ve görece düşük maliyetle gerçekleştirmesiyle yeni bir konuma erişiyor diyebiliriz. Bu sebeple gelişmekte olan ülke sınıfına giren Türkiye için maliyeti yüksek fırlatma projeleriyle devam ederken yeterince uzun olan süreçte maliyet konusunda alternatif sistemlerin enine boyuna oldukça iyi düşünülmesi gerekiyor.
5. Uzay Havasına İlişkin Teknolojik Yatırımlar
Uzay havası veya meteorolojisi olarak tanımlanan uzay ortamına yönelik yatırımlarla bilimsel anlamda altyapı ve birikim sağlanacak. Birimin sürdürülebilir olması amacıyla üniversitelere yeni destek projeleri oluşturulacak. Bu sayede Türkiye uzay yolculuğunda uzay aracının maruz kaldığı zararlı etkileri incelenmesi ve azaltılması için ihtiyaç duyulan çalışmalara/testlere rehberlik edebilir hale gelecek. Şüphesiz edinilen birikim ve altyapı bilim dünyasına önemli katkı sağlayacak.
Ayrıca bu hususta uzay havası gözlemlerini toplamak ve modelleri çalıştırmak amacıyla birim oluşturulacak. Bu birimin uluslararası kuruluşlarla çalışması için imkan oluşturulacak. Netice olarak uzay havası araştırmalarında yetkin insan gücü, veri ve altyapı sağlanmış olacak.
6. Uzay Nesnelerinin Yerden Gözlemi ve Takibi
Bilindiği üzere uzayda görev ömrü tükenen uyduların pek çoğu bulundukları yörüngede kalıyor veya kısmen başıboş bir şekilde sürükleniyor. Edinilen son veriye göre uzayda 3 binden fazla aktif uydu bulunuyor. Bu uydular bulundukları yörüngelere ve kullanım amaçlarına göre ayrılıyor. Örneğin haberleşme uydularının neredeyse tamamı Yer Eş Zamanlı Yörünge’de yer alır ve bu yörüngede frekans sahibi olmak (yer kapmak) oldukça önemlidir. Bu sebeple aktif uyduların ve uzay çöplerinin Dünya’dan ve uzaydan izlenmesi durum farkındalığının oluşması için etkilidir.
Uzayda farkındalığı yalnızca yapay araçların takibiyle sağlamak farkındalığın oluşmasına engel olacaktır. Astronomik gözlemlerde daha yetkin bir Türkiye olmak amacıyla mevcut TUG ve DAG teleskopları birbirine entegre edilerek ulusal araştırma altyapısı haline gelecek. Ulusal araştırma altyapısının uluslararası iş birlikleriyle daha geniş bir uzaydan veri toplaması sağlanacak. Optik teleskoplarla azami faydanın sağlanmasıyla geçilecek orta vadede radyo frekans ve lazer tabanlı yer sistemleriyle uzay tabanlı sistemler projeye kademeli olarak dahil edilecek.
Türk mühendisler tarafından tasarlanan teleskopların uzun vadede ülkemizin Derin Uzay Programının haberleşme altyapısının temelini atacağı öngörülüyor.
7. Uzay Sanayi Ekosisteminin Geliştirilmesi
Kurumun sürdürülebilir olması için gereken kullanıcı – özel sektör – araştırmacı kurum üçgenini netleştirerek ilgili mevzuat ve politikalar oluşturulacak. Oluşturulan politikalar esas alınarak proje destek mekanizmaları kolaylaştırılacak. Nihai yelpaze olarak Uzay Teknolojileri Geliştirme Bölgesi kurulacak ve üçgen içerisinde yer alan aktörlerin entegrasyonu, iş birliği ve dengeli rekabet ortamına katılımı sağlanacak.
Bahsettiğimiz süreç başarıyla gerçekleştiği takdirde Türk havacılık ve uzay sanayiisinin çözümlerinin ve hizmetlerinin iç ve dış pazarlarda daha ön plana çıkmasının da bir sonucu olarak nitelikli insan kaynağı için Türkiye cazibe merkezi olacak.
8. Uzay Teknolojileri Geliştirme Bölgesi (UTGB)
ODTÜ ile birlikte yerli ve yabancı yatırımcılara ev sahipliği yapması amaçlanan Uzay Teknolojileri Geliştirme Bölgesi Türkiye Uzay Ajansı’na da ev sahipliği yapacak. UTGB’nin uzun vadede en faydalı kazanımı şüphesiz Türkiye’yi uzay teknolojilerinin tüm alt bileşenlerini üretebilen ve bunu ticari olarak rekabet edebilir seviyede yapan bir ülke konumuna getirmesi olacaktır. Bu noktada mevcut tesislerin verimli kullanımı ve yine uluslararası iş birliklerine muhtemel katkısı oldukça kıymetli.
9. Uzay Farkındalığının ve İnsan Kaynağının Geliştirilmesi
Şu ana kadar okumuş olduğunuz stratejik hedeflerin sürdürülebilir olması için gereken temel kaynak nitelikli insan gücüdür. Türkiye uzay alanında etkin ve yetkin insan kaynağı konusunda sektörün mevcut durumuna bakıldığında da yetersizdir. Başlıca sebebi akademi dünyasında etkin ve yetkin kişi sayısının az ve bu kişilere hitap eden programların yetersiz olmasıdır. Son zamanlarda çeşitli politik ve ekonomik sebeplerden dolayı nitelikli insan kaynağımızın beyin göçüyle erimesi ileride büyük eksikliklere yol açacaktır.
TUA’nın bu noktada stratejisi üniversite programlarının potansiyele gereken ihtiyaç tespitiyle başlıyor. Tespitin ardından ihtiyaçlara uygun ulusal ve uluslararası yaz okulu, kurs ve çalıştayların organizesi gerçekleşecek.
Toplum bilim faaliyetlerine teşvik edilecek ve üniversitelere proje destekleriyle eğitim ve araştırma konusunda yetkinlik sağlama olanağı tanınmış olacak.
Uzun vadede çözülmesi ancak mümkün olan bu sorunun gelecek nesillerde de yaşanmaması adına TUA uzay ve havacılık ile ilgili eğitim kaynaklarını ve TUA’nın teknolojik ve bilimsel hedefleri hakkındaki bilgileri internet sitesinden erişime açacak. Sitede yer alacak materyaller ve çeşitli kaynaklar aracılığıyla öğrencileri, eğitimcileri, ebeveynleri ve kamuoyunu bilgilendirerek uzay farkındalığının küçük yaşlarda edinilmesiyle beraber mevcut kitlerin canlılığını ayakta tutmayı hedefliyor.
uzay ve savunma sanayii teknolojileri meraklısı, defenceturk.net te araştırmacısı.