ABD Hava Kuvvetleri’ne ait F-15E savaş uçağı, 42 adet lazer güdümlü roket ve 8 adet hava-hava füzesi ile İHA avcısına dönüştürüldü.
F-15E savaş uçaklarının insansız hava aracı önleme görevleri için 4 veya 6 adet LAU-131 roket podu taşıdığı ilk görüntüler ortaya çıktıktan birkaç gün sonra, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), operasyonel olarak konuşlandırılmış bir F-15E’yi aynı silah yükü ile gösteren bir fotoğraf yayınladı.
Florida’daki Eglin Hava Üssü’nde yapılan testlerde F-15E’lerde gözlemlenen ve toplam 42 adet AGR-20 APKWS II (Advanced Precision Kill Weapon Systems II/Gelişmiş Hassas Öldürücü Silah Sistemi II) lazer güdümlü roket içeren 6 adet LAU-131 podu yüklenmiş F-15E’nin Orta Doğu’ya konuşlandırılarak CENTCOM AOR’a (Sorumluluk Alanı) ulaştığı öğrenildi.

Uçağın silah yükünde gözlemlenen bir diğer detay ise F-15E’nin 42 roketin yanı sıra, 4 adet AIM-9X ve 4 adet AIM-120C/D hava-hava füzesi ile donatılmış olması. CENTCOM tarafından yapılan paylaşımda F-15E’nin nereye gönderildiği açıklanmasa da, OSINT (Açık Kaynak İstihbaratı) Araştırmacısı Evergreen Intel’e göre konuşlandırma Ürdün’de gerçekleşti.
Eglin Hava Üssü’nde F-15E ile testleri gerçekleştirilen APKWS mühimmatı, son zamanlarda Kızıldeniz çevresinde insansız hava aracı önleme görevlerinde bulunan ABD Hava Kuvvetleri’nin F-16’ları tarafından da hava-hava görevlerinde kullanılmaya başlanmıştı. Söz konusu görevlerde genellikle ikişerli uçan F-16’lardan biri Sniper Gelişmiş Hedefleme Podu ile hedefi tespit ederken, diğeri ise APKWS roketlerini kullanarak hedefin imhasını gerçekleştirdi.
Geleneksel hava-hava görevleri için füze yüklemelerine kıyasla, APKWS konfigürasyonu F-16’nın angajman kapasitesini önemli ölçüde arttırmış durumda. Standart bir AIM-9X ve AIM-120 füze yüklemesi 6 atım sağlarken, APKWS ile 1 veya 2 roket podu taşımak F-16’nın bu sayıyı 3 katına çıkarmasını sağlamaktadır. Böylece özellikle düşük maliyetli İHA’lara karşı önleme çok daha düşük bir maliyetle sağlanmış oluyor. Her bir APKWS roketinin maliyeti yaklaşık 30 bin Dolar iken, bir AIM-9X’in maliyeti yaklaşık 450 bin Dolar’ı ve bir AIM-120’nin maliyetinin ise birim başına 1 milyon Dolar’ı aştığını belirtmekte fayda var.
Habere konu konsept ile birlikte F-15E, standart 8 adet hava-hava füzesine ek olarak 6 adet LAU-131 podu ile 42 adede kadar APKWS roketi taşıyabilmektedir. Bu, dahili silahı hesaba katmadan bile uçağa 50’ye kadar angajman fırsatı sağlamaktadır. Söz konusu silah yükü, F-15’in arka koltuktaki Silah Sistem Subayı Sniper hedefleme podu kullanarak hedefleri lazerle belirleyebilirken, pilota angajmana konsantre olma fırsatı tanıdığından sahada daha fazla operasyonel esneklik sağlayacaktır. Böylece F-16 ile gerçekleştirilen görevlerdeki gibi eşleştirilmiş operasyonlara ‘ortam/görev dahilinde’ gerek kalmayacaktır.

Tüm bu avantajların yanında APKWS roketlerinin sadece manevra kabiliyeti sınırlı olan öngörülebilir hedeflere karşı etkili olması bir dezavantaj olarak söylenebilir. Başlangıçta hava-yer hedefleri için düşük maliyetli, lazer güdümlü hassas mühimmat olarak tasarlanan APKWS II, 2019 yılında ilk kez hava-hava kullanımı için test edilmişti. Bu kapsamda sistem, İHA ve seyir füzeleri gibi yavaş hareket eden hava tehditleriyle mücadele için uygun maliyetli bir seçenek sunmaktadır.
Kara tabanlı APKWS konseptinde Türkiye
Bu kapsamda ABD’nin hava araçlarına entegre ettiği APKWS mühimmatları aynı zamanda kara tabanlı anti-İHA rollerinde kullanılıyor. Örneğin ABD’li L3Harris, APKWS II roketlerini sivil veya ticari olarak temin edilebilen araçlardan fırlatılan VAMPIRE sistemini geliştirmiş bunu Ukrayna’ya ihraç etmiştir. APKWS gerek boyut gerek güdüm açısından ROKETSAN’ın CİRİT füzesi ile oldukça benzerdir. İki ürün arasındaki temel fark APKWS 2,75 inç roketler için pod olarak geliştirilirken CİRİT aynı boyutlarda sıfırdan bir füze olarak geliştirilmiştir. Geçtiğimiz aylarda kamyonet üstü CİRİT sistemi PUSU, ROKETSAN tarafından tanıtılmıştır. Kara-kara hedefleri için geliştirildiği açıklanan PUSU görünüş itibari ile VAMPIRE sistemine benzemektedir. ROKETSAN’ın da CİRİT veya CİRİT türevi bir ürün ile maliyet etkin drone/İHA avlama görevleri için PUSU tabanlı bir sistemi kullanması beklenmektedir.

4 adet CİRİT lazer güdümlü füze ile güçlendirilen PUSU, mobil yapısının yanı sıra 8 kilometreye kadar olan operasyonlarda büyük başarı sağlayan yüksek hassasiyetli vuruş gücüyle de dikkat çekiyor. Sabit ya da hareketli hedeflere karşı etkin bir çözüm sunarak sahada fark yaratmayı amaçlayan PUSU, araç kabininin üstüne entegre edilen ASELSAN’ın KARAKURT elektro-optik ve kızılötesi (EO/IR) sensör sistemiyle hedef tespiti için 1 adet lazer işaretleyici ile birlikte çalışmaktadır. Gelişmiş lazer güdüm teknolojisi sayesinde yüksek doğrulukla hedeflere ulaşan sistem, güvenlik güçlerinin operasyonel gücünü önemli ölçüde arttıracaktır. Bu kapsamda PUSU, hız, hassasiyet ve etkin vuruş gücü ile modern savaş ve savunma ihtiyaçlarına tam olarak cevap verecektir.
PUSU’nun ABD’li muadili denebilecek L3Harris’in geliştirdiği VAMPIRE (Vehicle-Agnostic Modular Palletized ISR Rocket Equipment) sistemi de günümüz muharebe standartları düşünüldüğünde kolay taşınabilen ve pek çok platforma entegre edilip kullanılabilen bir sistemdir. VAMPIRE, Birleşik Krallık merkezli BAE Systems tarafından üretilen 70mm’lik lazer güdümlü APKWS (Advanced Precision Kill Weapon System) ve diğer lazer güdümlü mühimmatları kullanmaktadır. Bu kapsamda APKWS, döner kanatlı hava hedeflerini 5 kilometreye ve sabit kanatlı sistemleri ise 12 kilometre menzile kadar vurabilmektedir.
İlgili Olarak
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğrencisi. Uluslararası İlişkiler ve Savunma Sanayii araştırmacısı.