“ASELSAN, 1991 yılında alınan Savunma Sanayi İcra Komitesi kararı doğrultusunda, Türkiye’nin Radar Teknoloji Merkezi olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin radar ihtiyaçlarının gelişmiş teknolojiye sahip radar sistemleri ile karşılanması için faaliyetlerini artırarak sürdürüyor.”
Radar Sistemlerine ilişkin teknolojilere sahip olmak ülkeler için kritik önem taşımakta. ASELSAN tarafından yürütülen radar faaliyetleri ile farklı fonksiyonlara ve özelliklere sahip kara, deniz ve hava radarlarının millî olarak geliştirilerek üretilmesinde ihtiyaç duyulan bilgi birikimi ve altyapı ülkemize kazandırıldı. Bu altyapı ve bilgi birikimi sayesinde; hava savunma top ve füze sistemleri, sınır ve sahil gözetleme, deniz platformları, havadan keşif gözetleme ve sivil güvenlik sistemleri için ihtiyaç duyulan arama, takip, atış kontrol, silah tespit, gözetleme radarlarının özgün olarak geliştirilerek
üretilmesi faaliyetlerine en ileri radar teknolojileri uygulanarak devam ediliyor.
ASELSAN’da, 1991 yılında Savunma Sanayi İcra Komitesi tarafından ASELSAN’ın Radar Teknoloji Merkezi olarak belirlenmesi öncesinde radar alanındaki çalışmalar başlatıldı. Bu amaçla radar geliştirmek ve üretmek için gerekli teknolojilerin araştırılması, gerekli olan teknolojilere göre durum analizi, ülkemizin o dönem ihtiyaç duyduğu radar sistemlerinin belirlenmesi gibi çalışmalar yapıldı.
90’lı yılların başlarında ASELSAN’daki ve Türkiye’deki durum analiz edildiğinde; radar konusunda bilginin edinilmeye başladığı, temel askeri elektronik ve mekanik tasarım ve üretim imkânlarının var olduğu, anten ve mikrodalga tasarım ve üretimleri konusunda kısmen yetenekleri olduğu, çevre koşulları testleri ve ürün kalitesi anlamında yeteneklerinin oldukça iyi olduğu görüldü.
Aynı dönemde Türkiye’nin gündeminde ise şu projeler bulunuyordu.
1. 35 mm Oerlikon Topları İçin Arama ve Takip Radarları
100’ün üzerinde sistem alımının planlandığı bu proje o dönem gerçekleşemedi ve 2009 yılında AİC (Ateş İdare Cihazı) Projesi adıyla tamamen millî olarak olarak başlatıldı.
2. Alçak İrtifa Savunma Sistemi Üzerindeki Arama ve Takip Radarları
Proje o dönem gerçekleşemedi ve 2009 yılında KORKUT (Kundağı Motorlu Hava Savunma Topu) Projesi adıyla tamamen millî olarak olarak başlatıldı.
3. Mobil Radar Projesi
14 adet radar sisteminin Ankara’da kurulan Thomson-Tekfen ortak girişimi bir şirket tarafından üretilmesi sağlandı. Ortak girişim şirketi daha sonra HAVELSAN bünyesine girerek HAVELSAN, Teknoloji Radar firmasına dönüştü. 2016 yılında ise tamamen millî Erken İhbar Radar Sistemi Projesi başlatıldı.
4. Kara Gözetleme Radarı
Çok sayıda radar sisteminin üretildiği bu proje ASELSAN’ın ilk radar projesi oldu. 200’ün üzerinde radar sistemi, Fransız Alcatel SEL firmasından alınan üretim lisansı ile ASKARAD Kara Gözetleme Radarı ismiyle üretildi. Daha sonra ARS2000 ve ACAR Gözetleme radarları tamamen millî geliştirilerek üretildi.
5. Silah Tespit Radarları
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), ihtiyacı olan az sayıdaki sistemi yurt dışından tedarik ederek kullanıma aldı. Silah Tespit Radarları ile ilgili ilk sözleşmeyi ASELSAN 2013 yılında Seyyar Havan Tespit Radarı için aldı ve 15 adet radarın seri üretimini tamamlayarak TSK hizmetine sundu. Daha sonra 2016 yılında uzun menzilli Silah Tespit Radarı için sözleşme imzalandı.
6. Deniz Platformu Arama ve Takip Radarları
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının (Dz.K.K.lığının) ihtiyaç duyduğu sistemler MİLGEM Projesine kadar yurt dışından tedarik edildi.
1991 yılındaki Savunma Sanayi İcra Komitesi kararı sonrası radar alanında tam anlamıyla bir ivme kazanıldı.Çok sayıda ihtiyaç duyulan Kara Gözetleme Radarı Projesi, lisanlı üretim yöntemi ile 1992 yılında başlatıldı. Alcatel SEL firmasının RATAC-S radarı belirlendi ve 1992-2000 yılları arasında 210 adet ASKARAD Radarı üretilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığına (K.K.K.lığı) teslim edildi.
ASKARAD Projesi ASELSAN için üretim projesinden çok öte bir anlam ifade etmektedir; hem radar üretimine dair altyapılar ve tecrübe edinildi hem de radar tasarımına yönelik önemli bilgi birikimi kazanıldı. Radar üretimi sırasında çıkan problemlerin çözümünde lisans sahibi firmanın yetersiz kalması ve Türkiye’ye özgü bazı ihtiyaçlar ASELSAN’da radar alanında ciddi bilgi birikimi oluşmasını sağladı.
1995 yılına gelindiğinde 100’ün üzerinde radar üretimi yapıldı, millî ve özgün bir kara gözetleme radarı tasarlama fikri gündeme geldi. Bu amaçla ASKARAD Radarı ile benzer operasyonel özelliklere sahip, teknoloji olarak daha gelişmiş bir radarın tasarımı için çalışmalar başlatıldı. Daha sonra ARS-2000 adı verilecek bu radar sisteminde ASKARAD ile aynı mekanik kutuların kullanılması sayesinde, ileride ASKARAD’ların modernizasyonu gündeme geldiğinde sadece elektroniklerinin güncellenmesi ile ihtiyaç duyulan modernizasyonun yapılabileceği değerlendirildi.
2000 yılında ilk millî radarın prototipi tamamlandı ve testlerden başarıyla geçti. Prototip radar sisteminde ASKARAD Sistemine göre 7 kW’lık magnetron yerine 5 W’lık katı hal güç yükselteç kullanıldı, tamamen sayısallaştırılan sinyal ve veri işleme birimi ile önemli bir fark yaratıldı. Bu radardan dokuz adet üretilerek sınır gözetleme sisteminde kullanılmak üzere teslim edildi.
Kara Konuşlu Sistemlerdeki Gelişmeler
K.K.K.lığı tarafından 1994 yılında başlatılan Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi çalışmaları kapsamında, K.K.K.lığı ihtiyaçlarını karşılayacak bir komuta kontrol sisteminin millî savunma sanayi imkânları ile maliyet etkin geliştirilebileceği görüldü.1999 yılında Millî Savunma Bakanlığı (MSB) ile ASELSAN arasında Hava Erken İkaz Komuta Kontrol Sistemi (HERİKKS) sözleşme imzalandı.
HERİKKS Sisteminde hava resmi oluşturulması için ana arama radarı olarak ilk aşamada ABD yapımı bir radar kullanıldı. 2000 yılında, K.K.K.lığı direktifleri doğrultusunda, Ana Arama Radarının ASELSAN tarafından özgün geliştirilmesi için fizibilite çalışması yapıldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile birlikte gerçekleştirilen fizibilite çalışması sonucunda, sanayi-üniversite iş birliği ile millî imkânlarla radar geliştirilebileceği görüldü.
2003 yılında MSB ile ASELSAN arasında, K.K.K.lığı HERİKKS Sistemine entegre edilmek üzere bir adet Hava Savunma Erken İkaz Radarı tedarikine ilişkin sözleşme imzalandı. Radarın görevi alçak irtifa bölgesinde uçak, helikopter, insansız hava aracı ve füzelerin üç boyutlu arama ve takibi olarak tanımlandı.
2003 yılında başlayan ve daha sonra KALKAN Radarı adını alan bu ilk faz dizili antene sahip radar sistemi, ASELSAN ve ülkemiz açısından önemli bir kilometre taşı oldu. Bu projede ASELSAN ile birlikte ODTÜ, Bilkent Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve yurt içi çözüm ortaklarımızla tasarım ve üretime yönelik birikim ve altyapı kazanımı sağlandı. Kazanılan altyapılar arasında, anten üretimleri için vakum sinterleme, anten ölçümleri için yakın alan yankısız ölçüm odası, radar hedef ortam simülatörü bulunuyor.
2008 yılında ilk sistemin testlerden başarı ile geçmesinin ardından sanayimize güven arttı ve ülkemizin radar ihtiyaçlarının millî imkânlarla sağlanabileceği görüldü. 13 adet KALKAN Radarı üretilerek teslim edildi. 21 adet sistemin üretimi devam ediyor. KALKAN Radarı aynı zamanda HİSAR-O Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sisteminin arama radarı olarak seçildi.
1990’lı yıllarda hayata geçirilemeyen hava savunma sistemleri için çalışmalar yeniden başladı ve 2010 yılında Ateş İdare Cihazı ve Kundağı Motorlu Hava Savunma Topu Sistemleri için projeler imzalandı. Bu projeler kapsamında artık lisanslı üretim değil, millî geliştirme ve yerli üretim değerlendirildi. Bu amaçla ASELSAN tarafından Mobil Arama Radarı ve Atış Kontrol Radarı Sistemleri başarıyla geliştirildi ve ilk sistemler teslim edildi. Halen 100’ün üzerinde Mobil Arama Radarı ve Atış Kontrol Radarı üretimi devam ediyor. Mobil Arama Radarı aynı zamanda HİSAR-A Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sisteminin arama radarı olarak seçildi.
ASELSAN, 2011 yılında ülkemizin sınırları içinden ve dışından yapılan havan atışları için ikaz oluşturabilecek, atım/ düşüm noktalarını yüksek doğrulukla tespit edebilecek taşınabilir bir radar sistemi için çalışma başlattı. Çalışmanın başarılı olmasının ardından 2013 yılında, KKK.lığı ile Seyyar Havan Tespit Radarı Projesi imzalandı ve 2014 yılında ilk teslimat yapıldı. Daha sonra SERHAT adını alan bu sistemden bugüne kadar 20 adet üretilerek teslim edildi.
Yapılan başarılı çalışmalar ve sistemlerimizin arazideki başarısının ardından 2016 yılından itibaren karaya konuşlu yeni sistemler için sözleşmeler imzalandı.
– Erken İhbar Radar Sistemleri Faz-1
Proje kapsamında dört adet uzun menzilli aktif elektronik taramalı antene sahip Taşınabilir Erken İhbar Radar Sistemi teslimatı yapılacak.
– Silah Tespit Radarı
Proje kapsamında dokuz adet uzun menzilli aktif elektronik taramalı antene sahip Silah Tespit Radarı teslimatı yapılacak.
– Havaalanı Trafik Radar Sistemi
Proje kapsamında 10 adet Birincil ve İkincil Radar Sistemi teslimatı yapılacak.
– Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Aşama-C
Proje kapsamında EİRS tabanlı bir Uzun Menzilli Arama Radarı ve ÇAFRAD tabanlı bir Atış Kontrol Radarı sağlanacak.
Deniz Platformu Radarları
Deniz platformlarındaki radar sistemlerine yönelik çalışmalar MİLGEM Projesi ile birlikte başlatıldı. Bu kapsamda ilk millî LPI Seyir Radarı olan ALPER Radar Sistemi geliştirildi. ALPER Sistemi MİLGEM 1-2, LST Bayraktar ve Sancaktar gemilerine entegre edildi ve aktif görev yapıyor. ALPER Radarı ayrıca MİLGEM 3-4 ve LHD Anadolu Gemilerine de entegre edilecek.
ALPER mimarisinden yola çıkılarak tasarımı yapılan SERDAR Radarları da başarılarıyla adından söz ettiriyor. Dört m. antene sahip SERDAR dört m. radarından üç adet, yedi m. antene sahip SERDAR yedi m. radarından altı adet teslim edildi. Ondan fazla SERDAR yedi m. üretimi devam ediyor.
Dz.K.K.lığının Gabya ve Barbaros fırkateynlerindeki acil modenizasyon ihtiyacını karşılamak üzere Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ve Dz.K.K.lığı tarafından seçilen SMART-S Radarının Thales firması ile ortak üretim projesi başlatıldı. Bu proje kapsamında radarın en kritik bileşeni olan katı hal güç yükselteçlerin bulunduğu gönderme-alma modülleri (TR Modül) firmadan alınan teknik özelliklere göre ASELSAN tarafından geliştirildi ve üretildi. Bu yöntemle üretilmiş ondan fazla radar Dz.K.K.lığı platformlarına entegre edildi.
Deniz platformları alanındaki en önemli gelişmeler ÇAFRAD Projesi ile sağlandı. ÇAFRAD Projesi, Dz.K.K.lığına kazandıracağı operasyonel yeteneklerin yanında, ASELSAN ve ülkemiz için kazandırdıkları ile öne çıkıyor.
Bu sistem ile “minyatür RF elektronik devre tasarımı ve üretimi, RF güç ekseninde yarı iletken teknolojisinin kazanılması, Monolithic Microwave Integrated Circuit (RF MMIC) tasarımı ve üretimi kabiliyetinin önemi” ortaya çıktı. Bu kapsamda ülkemize ASELSAN ve Bilkent Üniversitesinin ortak girişimiyle Gallium Nitride (GaN) MMIC fabrikası kazandırıldı. Bir sistemde 10.000’lerce adet bulunan ve yurt dışından tedariği ihraç iznine tabi olan GaN MMIC’ler bu fabrikada üretilecek. Aynı şekilde bir sistemde 10.000’lerce adet bulunan SiGe (Silicon Germanium) çekirdek entegre devrelerin de üretimi amacıyla TUBİTAK’ta bulunan altyapıların güçlendirilmesi sağlanıyor. Bu amaçla YİTAL A.Ş. adında bir şirket kuruldu ve faaliyetler bu şirket bünyesinde devam ediyor. ÇAFRAD Projesinin ilk fazının 2018 yılında tamamlanması planlanıyor.
Ayrıca ASELSAN, Dz.K.K.lığının ihtiyaçlarına yönelik olarak millî ve yerli arama ve atış kontrol radarı çalışmalarına da devam ediyor.
Hava Platformu Radarları
Hava Platformuna yönelik ilk çalışmalar 2007 yılında TÜBİTAK 1007 Projesi olan SAR Teknolojileri Geliştirme Projesi ile başladı. 2012 yılında başarıyla tamamlanan bu proje ile önemli teknolojik kazanımlar elde edildi. Proje kapsamında geliştirilen sistem ANKA İnsansız Hava Aracına entegre edilerek doğrulandı.
ASELSAN kara ve deniz sistemlerindeki başarısını hava platformlarında da gösteriyor. Kazanılan teknolojiler insanlı ve insansız gözetleme uçaklarına ve savaş uçakları için ihtiyaç duyulan sistemlerin geliştirilmesi için önemli bir başlangıç oldu.
ASELSAN sahip olduğu teknolojileri, 2023 yılında ilk uçuşunu gerçekleştirmesi ve 2026 sonrasında envantere girmesi beklenen Millî Muharip Uçak Çok Rollü Radarı için geliştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda ÇAFRAD Projesi ile kazanılan altyapılar ve birikim de önemli rol oynuyor.
ASELSAN, en önemli gücü olan yetişmiş insan kaynağı, yıllarca biriktirdiği tecrübe ve kazandığı altyapılarla ülkemizin bugün ve gelecekteki radar sistem ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir özveri ile çalışıyor.
HAVA PLATFORMLARINDAN RADAR İLE KEŞİF VE GÖZETLEME
“Türkiye’de SAR Teknolojilerinin kazanılmasına yönelik geliştirme faaliyetleri 2007 yılında imzalanan TÜBİTAK 1007 destekli SAR Teknolojileri Geliştirme Projesi ile başlatıldı.”
Hava platformlarından radar ile yer üzerinde keşif ve gözetleme; Yüksek İrtifa Uzun Havada Kalış (HALE), Orta İrtifa Uzun Havada Kalış (MALE) ve Taktik İnsansız Hava Araçları, İnsanlı Keşif-Gözetleme-İstihbarat Uçakları, İnsanlı/ İnsansız Helikopterler ve Muharip Uçaklar gibi farklı hava platformlarında geniş uygulamaları olan bir konsepttir.
Hava platformlarına entegre radar sistemleri ile yer üzerinde keşif ve gözetleme uygulamaları kapsamında yüksek çözünürlüklü görüntüleme, görüntüler üzerinde art işleme ile otomatik hedef tanıma ve faz-uyumlu değişiklik tespiti işlevleri, kara ve deniz hedeflerinin tespit ve takibi, deniz hedeflerinin ISAR ile görüntülenmesi ve teşhisi, yaya tespiti gibi işlevler kullanılıyor.
Hava platformlarından radar ile görüntüleme sayesinde hava koşullarından (bulut, yağmur, vs.) az etkilenme; gece-gündüz çalışabilme; daha uzaktan, yüksekten ve eğik bakış açısıyla görüntüleme avantajları sağlıyor. Radar sistemlerinde yapay açıklık (Synthetic Aperture Radar-SAR) prensibi kullanılarak yüksek menzillerde cm mertebesindeki yüksek çözünürlüklü görüntüler hava platformlarına uygun boyut, ağırlık ve güç tüketimi ile elde edilebiliyor.
Türkiye’de SAR Teknolojilerinin kazanılmasına yönelik geliştirme faaliyetleri 2007 yılında imzalanan TÜBİTAK 1007 destekli SAR Teknolojileri Geliştirme Projesi ile başlatıldı. SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesi kapsamında, bölgesel görüntü oluşturmaya yönelik SAR Strip (Şerit) modu, dar bir bölgede yüksek çözünürlüklü görüntü oluşturmaya yönelik SAR Spotlight (nokta aydınlatma) modu ve hareketli hedeflerin tespitine yönelik GMTI modu bulunan SARPER Sistemi geliştirildi. İnsanlı ve insansız hava araçlarına entegre edilmek üzere geliştirilen SARPER Sistemi S2E test uçağına entegre edilerek kullanım özellikleri gerçek zamanlı test edildi ve tüm performans isterlerini sağladığı doğrulandı.
SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesinin çıktısı olan SARPER Sisteminin TUSAŞ tarafından geliştirilen ANKA platformuna entegrasyonuna yönelik sözleşme TUSAŞ ile Aralık 2011’de imzalandı, proje kapsamındaki faaliyetler Eylül 2016’da ANKA Blok-B Uçağı üzerinde gerçekleştirilen uçuş testleri ile tüm performans isterleri başarılı bir şekilde karşılanarak tamamlandı.
TUSAŞ ile imzalanan sözleşme kapsamında SARPER Sistemine SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesi ile elde edilen yeteneklere ilave olarak deniz üzerinde kullanılmak üzere Deniz Arama ve ISAR (Inverse SAR) kullanım özellikleri kazandırıldı. SARPER Sisteminin ANKA Türk İnsansız Hava Aracına entegrasyonu için ANKA’ya uygun radom tasarlanarak üretilen, entegrasyon için Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketinin (TUSAŞ) ihtiyaç duyduğu teknik destek sağlandı.Geliştirilmiş olan Deniz Arama ve ISAR kullanım özellikleri de öncelikle S2E test uçağı ile yapılan uçuş testlerinde doğrulandı. Bunun ardından SARPER Sistemi, ANKA Blok-B Uçağı’na entegre edilerek yer ve uçuş testleri gerçekleştirildi.
ANKA projelerinde kullanılmak üzere alınan sipariş kapsamında iki adet SARPER Sistemi, TUSAŞ’a teslim edildi. Aynı sipariş kapsamında bir adet sistemin daha teslimi planlandı. Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyaçları doğrultusunda talep edilecek sistem sayısının daha da artacağı bekleniyor.
2007 yılında SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesi imzalandığında SAR Teknoloji Hazırlık Seviyesi (THS) iki iken, 2016 yılında ANKA platformu üzerinde elde edilen gerçek zamanlı başarılı sonuçlar ile THS 8’e gelindi. SAR Sistemlerinin ANKA üzerinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına alınması ile THS 9 seviyesine ulaşılacak.
SAR Sistemlerinde elde edilen görüntülerdeki çözünürlük hava platformunun irtifasından bağımsızdır. Hava platformunun uçuş rotasına dik olan menzil eksenindeki çözünürlük, yapılan RF anlık bant genişliği ile ilişkilidir. Uçuş rotasına paralel yanca eksenindeki çözünürlüğün elde edilebilmesi içinse platformun hareket doğrultusunda yapay bir anten açıklığı oluşturularak 10.000’lerce radar darbe yansıma sinyali sayısallaştırılarak eş-fazlı olarak işleniyor. Bu nedenle faz hassasiyeti, SAR Sistemleri için yalnızca sinyal gürültü oranının iyileştirilmesi açısından değil, elde edilmek istenen çözünürlük değerlerinin de sağlanabilmesi açısından önemlidir.
SAR Sistemlerinin üzerinde bulunduğu platformların nominal yörüngesinden (sabit hızla düz bir çizgi üzerinde hareket) sapması ve/veya hızlarında meydana gelen değişimler sonucu, alınan yansıma sinyallerinde faz kaymaları meydana geliyor. Bu faz kaymalarını düzeltmek amacıyla veri ön işleme aşamasında hareket düzeltmesi işlemi gerçekleştiriliyor.
Hareket düzeltmesi işlemi SAR Sistemlerinde alma sinyali zamanlama, faz düzeltmesi ve darbe tekrarlama frekansı ayarlama gibi adımlarla gerçekleştiriliyor. Hareket düzeltmesi işlemlerinin doğru şekilde gerçekleştirilmesi için anten faz merkezine ait konum ve hız bilgilerinin yüksek bir doğrulukla ölçülmesi gerekiyor. Tüm bu işlemlerin başarılı bir şekilde uygulandığı ASELSAN SARPER Sistemi ile Dalaman civarında yaklaşık 650 km2’lik bir alanın birden fazla şerit görüntüsü birleştirilerek elde edilerek 1,5 m çözünürlüğünde görüntüsü Şekil-2’de görülüyor.
SARPER Sistemi ile görüntüleme uygulamalarının yanı sıra, Ground Moving Target Indication (GMTI) modu ile düşük hızla hareket eden kara araçları tespit edilebiliyor. GMTI operasyonu sırasında anten hüzmesi, yeryüzünü aydınlatıyor ve hedef ekoları, genellikle düşük genlikli olmaları nedeniyle kargaşa kaynaklı yansımaların altında kalıyor. Bununla birlikte, platform hareketi nedeniyle kargaşa sinyalleri Menzil – Doppler spektrumunda yayılıyor ve hedef sinyallerini Doppler ortamında da maskeliyor. Bu durum, hedef tespiti için Doppler işlemenin tek başına yetersiz kaldığını ortaya koyuyor ve dolayısıyla kargaşa bastırımı (clutter suppression) işlemini gerektiriyor.
ASELSAN SARPER Sistemi, kargaşa bastırımı işlevi için Space- Time Adaptive Processing (STAP) tekniğine dayanan bir teknik kullanılıyor. Söz konusu teknik uzaysal (anten elemanları) ve zamansal (darbeler-Doppler binleri) serbestlik derecelerini birlikte kullanarak ihtiyaç duyulan kargaşa bastırım filtrelerini adaptif olarak oluşturuluyor.
Deniz hedeflerinin radar ile tespiti ve takibinde ise hava platformlarının hareket özgürlüğü olmasından ötürü önemli avantajlar bulunuyor. Hava platformuna entegre bir radar ile geniş bir deniz yüzeyini taramak, farklı bakış açılarından ve farklı uzaklıklardan veri almak mümkün oluyor. 0-360 derece arası tarama yapılarak karadan uzaktaki bölgelerde yüzey hedeflerinin tespiti veya istenen dar bir açısal sektörde daha yüksek güncelleme oranı ile deniz hedeflerinin tespiti ve takibi mümkün olabiliyor.
ISAR Modu’nda ise farklı bakış açılarından elde edilen radar ekoları eş-fazlı olarak birleştirilerek deniz hedeflerinin yüksek çözünürlüklü görüntüleri elde edilebiliyor. ISAR Modu genel olarak bakış açısının değişiminin yanında hedef ile radarın birbirine göre hareketleri ve rotasyonları söz konusu olduğunda kullanılıyor. Görüntülenen hedefin rotasyon karakteristiğinde meydana gelen dalgalanmalar ve ani değişimler yeryüzünün eş-fazlı entegrasyon süresi içerisinde statik olduğu varsayımı ile çalışan konvansiyonel SAR görüntüleme teknikleri ile elde edilen görüntülerde bozulmalara yol açıyor. ISAR Modu, görüntülenen deniz hedefinin salınım hareketinden yararlanıyor ve bu mod ile deniz durumu yükseldikçe daha başarılı görüntüler elde ediliyor.
Şekil 3’te ASELSAN SARPER Sistemi ile aynı hedefe ait elde edilmiş örnek Stripmap, Spotlight ve ISAR görüntüleri ve karşılaştırma amacıyla görüntülenen hedefin fotoğrafı gösteriliyor.
Bir diğer önemli SAR uygulaması ise Faz-Uyumlu Değişiklik Tespiti (“Coherent Change Detection-CCD”) ile görüntülenen bir alanda iki uçuş arasında geçen sürede görüntü pikseli seviyesindeki değişikliklerin tespit edilmesidir. Bu uygulama için değişiklik tespiti yapılmak istenen bölgenin farklı zamanlarda alınmış iki görüntüsü öncelikle eşleştirme işlemine tabi tutulur ve sonrasında görüntüler arasında piksel bazındaki ilinti miktarına bakılarak yansıtıcılık değişimi olan yerler bulunur. Bu sayede genlik bilgisinin yanı sıra faz bilgisine sahip SAR görüntülerinin kullanıldığı durumda yer yüzeyindeki değişiklikler hassas şekilde tespit edilebiliyor.
Şekil-4a’da ASELSAN SARPER Sistemi ile elde edilen bir Spotlight SAR görüntüsü görülüyor. Şekil-4b’de görüldüğü üzere ilk görüntünün hemen ardından bir araba ile görüntülenen çimenlik alana girilmiş ve bir sekiz örüntüsü çizilecek şekilde hareket edilmiştir. Şekil-4c’de bu hareketliliğin ardından aynı bölgenin ikinci bir Spotlight SAR görüntüsü görülüyor.
Şekil-4a ve Şekil-4c arasında insan gözü ile bir fark görülememesine rağmen SAR Radarının faz bilgisine sahip görüntüler üretmesi sayesinde Şekil-4a ve Şekil-4c görüntüleri eşleştirilip CCD işlevi uygulandığında Şekil-4d’deki eş-fazlı ilinti görüntüsü oluşturuldu. CCD özelliği ile optik sensörlerden alınan görüntülerde veya CCD işlevine tabi tutulmadan önceki SAR görüntülerinde görülemeyen değişiklikler tespit edilebiliyor.
Hava platformu üzerindeki bir radar ile hem SAR Modlarında hem de GMTI Modu’nda yaya gibi çok düşük hızda hareket eden ve düşük Radar Kesit Alanı’na (RKA) sahip hedeflerin tespiti tekrarlanan bir performans ile mümkün olamıyor. Düşük performansın temel nedenleri hedef RKA’sının üzerinde bulunduğu yeryüzü RKA’sından küçük olması ve hedef hızının düşük olmasından dolayı kargaşadan ayrılmasının zorlaşmasıdır. Bu zorlukları aşmak için ASELSAN tarafından bu tip hedeflerin radar ile hava platformundan tespitine yönelik özgün bir teknik geliştirildi. Bu teknik ile SAR ve GMTI Modlarının avantajlı olan özellikleri birleştirilerek SAR veya GMTI Modlarının tek başına kullanılması ile ulaşılması oldukça zor olan yaya tespiti başarımına ulaşabiliyor. Bunun için GMTI Modu’nun iki kanallı yapısı ve SAR Modu’nda elde edilen yüksek çözünürlüklü görüntüleme kabiliyeti beraber kullanılıyor.
Şekil 5’te ASELSAN SARPER Sistemi ile elde edilen emsal yaya tespit sonucu görülüyor. Bu senaryoda üç yaya hedef farklı radyal hızlara sahip olacak şekilde doğrultularını ve ~1m/s yürüme hızlarını koruyarak kontrollü bir hareket gerçekleştirdi.Yaya tespiti sonucunda oluşan görüntü üzerine eklenmiş kırmızı noktalar hedeflerin kestirilen konumlarını belirtiyor. Radyal hızı sıfıra yakın olan hedef (Hedef 3) tek uçuş doğrultusu ile tespit edilememekle birlikte bu tip hedeflerinin aynı bölgenin farklı bir uçuş doğrultusunda görüntülenmesi ile tespit edilmesi mümkün oluyor.
SARPER Sistemi 80 kg olup yüksek faydalı yük taşıma kapasitesine sahip MALE tipi ve benzeri İHA’lar ve insanlı keşif, gözetleme, istihbarat ve deniz karakol uçaklarında kullanılmak için geliştirildi. Bununla birlikte daha düşük faydalı yük taşıma kapasitesine sahip Taktik İHA’larda kullanılabilecek Stripmap, Spotlight, GMTI, Sektörel Deniz Arama, ISAR, Genlik Değişiklik Tespiti, Faz-Uyumlu Değişiklik Tespiti, Yaya Tespiti ve Otomatik Hedef Tanıma yeteneklerine sahip olacak bir SAR Sisteminin geliştirilmesi için ASELSAN 2017 yılı içerisinde öz kaynakları ile konsept geliştirme çalışmalarına başladı.
Taktik İHA’lar için daha hafif ve daha az güç tüketimine sahip bir Taktik SAR Sistemi olan ASELSAN m-SAR Taktik SAR Sisteminin geliştirilmesi kapsamında en önemli kullanım alanlarından birinin düşük hızda hareket eden hedeflerin tespiti olduğu değerlendiriliyor. Optik sistemlerin performansı hava koşullarından (örn. bulutlu, yağışlı), menzil ve kapsama alanının artışından ve hedeflerin ayırt edici fiziksel özelliklerinin değiştirilmesinden olumsuz yönde etkileniyor. m-SAR Sistemi ile her türlü hava şartında, gece/gündüz bulut üstünden dahi yüksek menzil değerlerinde tespit edilen düşük hızda hareket eden hedeflere ait koordinat bilgisi optik sisteme iletilerek optik sistemin yapılan tespit ile ilgili teşhis yapması sağlanabilecek. Bu şekilde hem arama bölgesi daha çevik bir şekilde taranabilecek hem de nihai tespitler radar ve optik sistemlerin çıktılarının birleştirilmesi ile elde edileceğinden yanlış alarm olasılığı düşecek.
Bu konsepte m-SAR Sisteminin entegre edileceği Taktik İHA platformunun üzerinde optik sistem de yer alacağı için Taktik SAR Sisteminin gövde altında optik sensörün olduğu yere değil kanada takılması ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu nedenle m-SAR Sistemi bir pod içerisinde kanada entegre edilecek Aktif Faz Dizili bir radar olarak tasarlanıyor. Söz konusu çözüm sayesinde Taktik İHA’lar üzerinde aynı anda hem optik sistem hem de SAR Sistemi olabilecek, her iki kanada da m-SAR Sistemi takılabilecek. m-SAR Sisteminin geliştirilmesi faaliyetlerinin 2020 içerisinde tamamlanması ve Taktik İHA’lara entegre edilebilir hale getirilmesi hedefleniyor.
Sonuç olarak hava platformlarına entegre ilk yerli, millî ve özgün SAR Sistemi olan ASELSAN SARPER Sistemi ile kara ve deniz üzerinde, her türlü hava şartında, gece/gündüz yüksek menzil değerlerinde ve geniş kapsama alanlarında; Stripmap, Spotlight, GMTI, ISAR, Deniz Arama, Otomatik Hedef Tanıma, Faz-Uyumlu Değişiklik Tespiti ve Yaya Tespiti gibi uygulamalarla keşif ve gözetleme yetenekleri kazanıldı.
Elde edilen tecrübe ve birikim; insanlı keşif ve istihbarat uçaklarındaki SAR Sistemleri, Türkiye’nin ilk SAR uydusu olan GÖKTÜRK-3 Uydusu, Silahlı İHA Radar Sistemleri ile Millî Muharip Uçak ve F-16 için geliştirilecek Radar Sistemlerinde kullanılarak büyüyecek ve Türkiye’nin ve ASELSAN’ın Hava ve Uydu Platformu Radarları yol haritasında önemli bir dönüm noktasını oluşturacak.
ÜLKEMİZİN SINIRLARI ASELSAN RADARLARINA EMANET
“1974 yılında, Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında uygulanan ambargoya direnebilmek amacıyla kurulan ASELSAN, ilk günden bu yana ülkemizin sınır güvenliği ihtiyaçları için değişen tehdit ortamına göre gelişen teknolojik yaklaşımlar ile çözüm sunuyor.”
Yaşadığımız coğrafyadaki hızlı değişen siyasi dengeler nedeniyle ülkemiz için sınır güvenliği kuruluşumuzdan bu yana önemini artıran bir konu oldu. Değişen koşullarla birlikte sınır güvenlik ihtiyaçları da akan zaman sürecinde değişiklik gösterdi. 1974 yılında en büyük sorunumuz Kıbrıs’ta yaşayan soydaşlarımıza yapılan zulüm iken, 1984 yılında bölücü terör örgütünün gerçekleştirdiği ilk terör eylemi ile tehdit sınırlarımıza kadar geldi. 2015 senesinde Suriye’de tırmanan siyasi karışıklıklar ve bölgede hâkimiyetini artıran DAEŞ terör örgütü ile tehdidin sınır hattı genişledi. Çevremizde yaşanan jeopolitik değişikliklerin yanı sıra dünyada beliren teknolojik gelişmeler ile sınırlarımızdaki tehdidin karakteristiği de önemli ölçüde değişti. Önceleri düzenli cephe savaşları ile savunduğumuz sınır hattımız, zamanla terör eylemleri tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Terör eylemlerinin karakteristiği de gelişen teknoloji ve bölgede çıkarları olan ülkelerin desteği ile önemli ölçüde değişti. Tehdidin uzaklığı başlangıçta kolay temin edilebilen silahların menzili ile sınırlı iken, günümüzde sınırlarımızın kilometrelerce ötesinden gelen tehditlerle karşı karşıya kalmış durumdayız.
ASELSAN Radar Sistemleri Grup Başkanlığı’nın gözetleme radarları serüveni, 1992 yılında teknoloji transferi ile üretilen ASKARAD Kara Gözetleme Radarı ile başladı.
ASKARAD Projesi başlangıçta bir üretim projesi olarak kurgulanmış olmakla birlikte üretim ve üretim doğrulama testleri sırasında görülen eksiklikler ve bu eksikliklere ASELSAN olanakları ile geliştirilen çözümler sayesinde kısa sürede bir geliştirme projesine dönüştü. Karşılaşılan sorunların bir kısmı transferi gerçekleştirilen teknolojideki aksaklıklar olmakla birlikte önemli bir kısmı ülkemizde radarın çalışacağı ortam koşullarından kaynaklandı. Bu faaliyet, ASELSAN’ın gözetleme radarı geliştirme ihtiyaçlarının önemli bir kısmının radarın faaliyet göstereceği ortam koşullarına dayandığını ve gözetleme radarı geliştirme işinin ortam koşullarına uygun terzi işi, bir tasarım serüveni olduğunu gösterdi.
ASKARAD üretim ve “geliştirme” çalışmalarından edinilen tecrübe ve özgüven ile 1998 yılında ilk özgün gözetleme radarı olan ARS-2000 geliştirme faaliyetlerine başlayıp çok kısa bir sürede Türkiye’nin ilk millî radarı ARS-2000’i geliştirildi. ARS-2000’i, öncülü olan ASKARAD Radarına kıyasla önemli teknolojik avantajları olan ve geliştirildiği dönemin ileri teknoloji kabiliyetlerine sahip olarak tasarlandı. Tamamıyla katı hal (solid-state) teknolojisi ile üretilen, sayısal darbe kodlama ve sinyal işleme tekniklerine sahip olarak geliştirilen ARS-2000, ASKARAD Radarının 5 kW çıkış gücü ile elde ettiği performansı 10W’lık çıkış gücü ile sağlayan bir radar haline geldi. ASKARAD ve ARS-2000 radarları ile yalnızca radar tasarlamayı değil aynı zamanda seri bir şekilde radar üretme kabiliyetini de kazanarak 200’ün üzerinde radarı üreterek Silahlı Kuvvetlerimizin hizmetine sunuldu. Üretilen radarlar ile Silahlı Kuvvetlerimiz yürüyen tek bir insanı, her türlü hava şartlarında, 12 km uzaklıktan tespit ve takip edebilme kabiliyetine sahip oldu.
2010 yılına gelindiğinde değişen harekât ihtiyaçlarını değerlendirerek ASELSAN öz kaynakları ile yeni nesil kara gözetleme radarı olan ACAR-K’yı geliştirmeye başladı. ACAR-K öncülü olan ARS-2000 Radarının sağladığı performans gereklerinin tamamını sağlarken otomatik hedef sınıflandırma, yüksek kargaşa bastırma kabiliyeti, modülerlik, boyut küçülmesi ve hafiflik gibi önemli ek özelliklere de sahip bir radar olarak geliştirildi. ACAR-K, dünyadaki emsallerine kıyasla önemli avantajlara sahip olması nedeniyle yalnızca ülkemiz ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp önemli bir ihracat kalemi olarak ön plana çıkan bir radar sistemi oldu. İlk teslimatının, Silahlı Kuvvetlere 2012 yılında yapılan ACAR-K’nın günümüze kadar yapılan satışları ile ASELSAN olarak kullanımda olan ve siparişi alınan kara gözetleme radarı sayısı 400’ün üzerine taşındı. ACAR-K, 7/24 kesintisiz çalışma kabiliyetine, yüksek güvenilirlik değerlerine sahip, düşük arıza oranları ile çalışan ve herhangi bir arızasında çok kısa sürede onarım yapılabilecek modülerliğe sahip kara gözetleme radarı olarak varlığını sürdürüyor. ACAR-K Radarında ilk tasarlandığı günden itibaren gelişen teknolojiye paralel olarak güncellemeler yapılmaya devam ediliyor.
ASELSAN kara gözetleme radarlarının devreye alınması ile sınırlardaki geçişleri kontrol altına alınan terör grupları,
gelişen teknolojiden de yararlanarak mini/mikro İHA’lar ile keşif, gözetleme ve bombalama faaliyetleri düzenlemeye
başladı. Bu durum mini/mikro İHA’ları tespit ve takip edebilecek ve mini/mikro İHA hedeflerini ortamdaki diğer hareketli nesnelerden ayırarak sınıflandırabilecek bir gözetleme radarı ihtiyacını ortaya çıkardı. Bu ihtiyaç karşısında
ASELSAN öz kaynakları ile başlatılan çalışmalar 2016 yılında ACAR-İHA mini/mikro İHA Gözetleme Radarı ile ilk ürününü verdi. ACAR-İHA Radarı 360 derece yanca ekseninde mini/mikro İHA’ları tespit, takip edebilme ve takip ettiği hedefleri “İHA/Diğer” olarak sınıflandırabilme kabiliyeti ile önemli bir ihtiyacı karşılıyor. ACAR-İHA Radarının bir yandan seri üretimi devam ederken, tehdit teknolojilerindeki hızlı gelişmelere ayak uydurabilmek için yeni bir mini/mikro İHA Tespit Radarı üzerinde geliştirme çalışmaları da devam ediyor.
Kara gözetleme radarlarımızın da kullanıldığı başarılı sınır gözetleme faaliyetleri sayesinde hareket serbestliği daralan terör unsurları taktik değiştirerek uzaktan saldırı kabiliyeti kazandılar. Sınırlarımızdaki güvenlik ihtiyaçları havan mermilerinin terör örgütleri tarafından kullanılmaya başlanması ile boyut değiştirdi. Artık karşımızda düzenli bir ordu gibi hareket etmeyen fakat düzenli orduların kullandıkları havan silahlarına sahip bir terör örgütü var. ASELSAN REHİS Radar Grup Başkanlığı olarak havan mermisi tehdidinin tespit edilmesine yönelik radar sistemi geliştirme çalışmaları öz kaynaklar kullanılarak 2011 yılında başlatıldı. 2013 yılı Haziran ayında Silahlı Kuvvetlerimizin talebiyle resmi bir sözleşmeye de bağlanan çalışmalar 2014 yılı Haziran ayında meyvesini verdi ve ilk havan tespit radarımız SERHAT, Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi.
Tasarımında birçok özgün ve yenilikçi fikir barındıran SERHAT Radarı aynı zamanda ülkemiz için birçok ilkin gerçekleştiği bir radar oldu. SERHAT Radarı Türkiye’nin ilk silindirik faz dizili anten yapısına sahip radarıdır. Kullandığı patentli dalga biçimi ve kullanıcıya sunduğu kabiliyetleri sayesinde 2013 yılında TESİD Yenilikçi Tasarım Ödülü’nü kazandı. SERHAT Radarı yapılan havan atışlarının atım ve düşüm koordinatlarını, mermi henüz havada iken hesaplayabiliyor. Bu özelliği sayesinde kullanıcısına erken ikaz vererek hayat kurtarırken aynı zamanda düşman atıcısının koordinatlarını vererek karşı atış yapılmasına olanak sağlayabiliyor. Ülkemizin güney ve doğu sınırlarında yoğun olarak kullanılan SERHAT Radarlarının sayısı her geçen yıl artarak devam ediyor. SERHAT Radarlarının kullanıma alınması sonrasında önemli ölçüde kontrol altına alınan havan saldırıları, yakın dönemde yerini sınırlarımız dışından ülkemize yapılan roket atışlarına bıraktı. Bu durum SERHAT Radarında yapılması gereken yeni geliştirme faaliyetlerinin de önünü açtı. Hali hazırda devam eden geliştirme çalışmaları ile SERHAT Radarının hedef seti genişletiliyor ve SERHAT Radarı havan mermilerinin yanı sıra top ve roket mermilerini de tespit edebilecek kabiliyete çıkartılıyor. Roket mühimmatlarının tehdit setine dâhil edilmesi tehdit atıcılarının menzilinin artmasına neden oldu. Bu durum daha uzun menzilli ve alan olarak çok daha geniş bir bölgeyi koruma altına alabilecek bir radar sistemi gereksinimini ortaya çıkardı. Bu talep 2016 yılı itibariyle Millî Savunma Bakanlığımız ile sözleşmeye bağlanarak havan, top ve roket mermilerini tespit edebilecek uzun menzilli Silah Tespit Radar geliştirme faaliyetlerine de başlandı.
ASELSAN REHİS Radar Grup Başkanlığı, kara sınırlarımızın güvenliğinin yanı sıra kıyılarımızın güvenliği için de çalışmalarına tüm süratiyle devam ediyor. 2008 yılında başlayan ve ilk sahil gözetleme radarımız SERDAR-4M Radarı ile ilk ürününü veren ASELSAN’ın deniz gözetleme radarları serüveni, 2016 yılında geliştirme ve üretim çalışmalarını tamamladığı SERDAR-7M Radarı ve 2018 yılı itibariyle teslimata hazır hale getirdiği ACAR-D Radarı ile devam ediyor.
Kara sularımızın güvenliği için kullanılan SERDAR-4M Radarı FMCW prensibi ile çalışan, 7/24 kesintisiz çalışma kabiliyetine sahip, katı hal teknolojisi ile tasarlanıp üretilmiş ilk millî sahil gözetleme radarıdır. SERDAR-4M Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından 2014 yılından beri kullanılıyor, performansı ile göz dolduruyor. Büyük ölçüde, SERDAR-4M Radarındaki altyapıları kullanarak geliştirilen SERDAR-7M Radarı ise uzun menzilli bir deniz gözetleme radarı olarak görev yapıyor. 100 NM operasyonel menzile sahip SERDAR-7M Radarı ile ufuk hattı ötesine varan menzillerde de hedef tespit ve takibi yapılabildiği saha testleri ile kanıtlandı.
Sabit mevzilerde kullanım olanağı sunan SERDAR-4M ve SERDAR-7M uzun menzilli radarlarının yanı sıra, mobil kullanım ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla ACAR-D Sahil Gözetleme Radarı geliştirme faaliyetleri devam ediyor. “Pulsed-doppler” dalga şekli ile çalışan, yüksek menzil ve yanca doğrulukları sağlayan ACAR-D Radarı, kaçakçılık ve terör amacıyla kıyıya çok yakın seyir eden küçük bot ve teknelerin korkulu rüyası olma yolunda ilerliyor. İlk teslimatlarının 2018 yılı ilk yarısında yapılması planlanan ACAR-D Radarları 20 NM operasyonel menzili ile sahil güvenlik uygulamalarının en önemli tespit unsurlarından biri olacak.
ASELSAN’ın geliştirip ürettiği ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanımına sunduğu radarların sayısı arttıkça radarların kurulum, işletmeye alma ve lojistik ihtiyaçları da önemli miktarda arttı. Radarları ömür devirleri boyunca sahada faal durumda tutabilmek amacıyla ASELSAN lojistik destek ekibinin yanı sıra acil müdahale ekipleri ile terör bölgeleri ve sınır ötesi operasyon alanları da dahil olmak üzere 7/24 destek veriliyor.
ASELSAN, öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere ileri teknoloji ürünü gözetleme radarları geliştirme konusunda ilk günkü heyecan ve artan bilgi birikimi ile yoluna devam ediyor.
HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİNDE RADARLARIN ÖNEMİ
“Savaş zamanında ilk saldırıya uğrayan unsurlar hava savunma sistemlerinin radarları olduğu için radarların elektronik taarruzlara ve anti-radyasyon füze saldırılarına karşı sahip olması gereken etkin elektronik korunma tedbirleri, millî güvenlik açısından kritik önemi nedeniyle millî hakimiyet gerektiriyor.”
Barış ve savaş durumlarında ülkelerin savunmasında etkin olarak kullanılan Hava Savunma Sistemlerinde radarların önemi gün geçtikçe artıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda havadan taaruzlara karşı erken ihbar fonksiyonuyla başlayan bu görevler, günümüzde çeşitli tiplerdeki radarların geliştirilmesiyle arama/tespit/teşhis/takip/sınıflandırma, atış kontrol ve füze güdümü gibi kritik fonksiyonları kapsar hale geldi.
Silah sistemlerindeki gelişmelere eşlik eden radar teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda günümüzde üç boyutta hedef tespit ve takibi yapabilen, hava, kara ve deniz ortamlarında kısa menzilden uzun menzile, yüksek performanslı ve entegre edildikleri platform için etkin boyutta radarların geliştirilmesi mümkün oluyor.
Hava Savunma Radarlarının kabiliyet özellikleri, radarın operasyonel sahasının menzil, yanca ve irtifa kapsamasına, bu kapsamaya giren tehditler ile radarın bağlantılı olduğu silahların özelliklerine göre şekilleniyor; radarlar, görevleri kapsamında kısa-orta-uzun menzil ve alçak-orta-yüksek irtifa kategorilerinde tehdit özelliklerine göre performansı optimize edilerek tasarlanıyor.
Zaman içinde uzun menzilli önleyici silah ve füzelerin gelişimiyle önemi azalır görünen alçak ve orta irtifa radarları, günümüzde artan insansız hava araçları, havadan karaya füzeler ve diğer havadan gelen mühimmat tehditleri nedeniyle tekrar belirgin önem kazanmaya başladı.
Savaş zamanında ilk saldırıya uğrayan unsurlar, hava savunma sistemlerinin radarları olduğu için radarların elektronik taarruzlara ve anti-radyasyon füze saldırılarına karşı sahip olması gereken etkin elektronik korunma tedbirleri, millî güvenlik açısından kritik önemi nedeniyle millî hakimiyet gerektiriyor.
Hava Savunma Radarlarında İhtiyaçlara Göre Radar Özelliklerinin Belirlenmesi
Hava Savunma Radarları; teknik özellikleri, üstlendikleri görevler, tehditler, radarın entegre edileceği platform ve radarla birlikte kullanılan silahların özelliklerine göre belirlenerek aşağıdaki şekilde tanımlanabilir:
• Arama Radarları
• Atış Kontrol (Takip) Radarları
• Arama-Takip-Atış Kontrol-Füze Güdümü fonksiyonlarını bir arada yapabilen Çok Fonksiyonlu Radarlar
Yukarıda tanımlanan radar tipleri için Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterinde yer alan ve envantere alınması öngörülen savunma ve silah sistemleri üzerinden aşağıdaki örnekler verilebilir;
• ASELSAN tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı (K.K.K.lığı) ihtiyacı için geliştirilip seri üretimi yapılan alçak irtifa hava savunma komuta kontrol sistemi Hava Erken İkaz Komuta Kontrol Sistemi (HERİKKS) bünyesinde kullanılan KALKAN Hava Savunma Radarı,
• ASELSAN tarafından K.K.K.lığı’nın alçak irtifa hava savunma top ve füze sistemleri ihtiyacı için geliştirip seri üretimi yapılan KORKUT ve Ateş İdare Cihazı sistemleri ile geliştirmekte olduğu Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sisteminin (HİSAR-A) üç boyutlu tespit ve takip özelliğine sahip Mobil Arama Radarı ve Atış Kontrol Radarı,
• ASELSAN tarafından Hava Kuvvetleri Komutanlığının Erken İhbar Radar Sistemi ihtiyacı için Hava Kuvvetleri Radar ağında görev alarak savaş uçağı, helikopter, havadan karaya füzeler, insansız hava araçları ve balistik füzelere karşı etkili çok fonksiyonlu radar özelliğine sahip AESA mimarisindeki Taşınabilir Erken İhbar Radar Sistemi (TEİRS).
Hava Savunma Radarları taktik ve stratejik görevlerine göre kısa/orta/uzun menzil ve alçak/orta/yüksek irtifa sınıfları şeklinde tiplere sahip. Bu sınıflar arasında temel fonksiyonlar benzerlik gösterirken, performans özellikleri önemli ölçüde değişebiliyor. Mesela kısa menzilli radarlarda değeri yüksek olan A parametresi uzun menzilli radarlarda düşük oluyorken; B parametresinde durum tam tersi olabiliyor.
Hava Savunma Radarlarının bazı özellikleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
• Arama radarlarında ana fonksiyonların başında hacim arama fonksiyonu geliyor. Belirli bir menzil ve irtifa bölgesinde gerçekleştirilen hacim arama sırasında tespit edilen hedef takibe alınırken otomatik hedef sınıflandırma ve entegre IFF ile hedef teşhisi gerçekleştiriliyor. Uzun menzilli arama radarlarına Balistik Füze tespit ve takip özelliği de kazandırılıyor.
• Arama radarlarının etkinlik bölgelerindeki hava resmini sürekli oluşturmaları gerektiğinden, bu radarlar çoklu hedef
takibi özelliğine sahip oluyor.
• Kısa ve orta menzilli arama radarlarında, tehditler yüksek manevralı hareketle yakından taarruz ettiğinden uzun menzilli radarlara göre daha yüksek hedef takip performansı gerekiyor; bunun için daha yüksek anten dönüş hızı ve hedef konum doğruluğu sağlamaları gerekiyor.
• Radarların gözetleme menzili ile takip edilebilen hedef manevrası arasında ters bağlantı bulunuyor. Yüksek manevralı hedefin takibi için yüksek anten dönüş hızına, daha uzun menzilde gözetleme için daha düşük anten dönüş hızına ihtiyaç oluyor. Bu doğal ilişki sebebiyle orta-uzun menzilli radarlarda farklı anten dönüş hızlarına ve menzil değerlerine sahip menzil modları bulunuyor.
• Kısa menzilli arama radarlarının yakın bölge etkinliği sebebiyle yükseliş kapsaması uzun menzilli radarlara göre daha geniş oluyor.
• Kısa ve orta menzilli arama radarlarının oluşturduğu hedef konum doğruluğu, genellikle akıllı füzelerin güdümü için yeterli olduğundan çoklu hedef takibi sırasında çoklu füze angajmanı yapmak mümkün oluyor.
• Atış Kontrol Radarları, silahların gerektirdiği yüksek hedef doğruluğuna sahip oldukları için arama radarlarının tespit ettiği tehditlere yönlendirilerek silahın hedefe kilitlenmesini sağlıyor; füzelerin güdümü için gerekli güdüm/aydınlatma özelliğini bünyesinde bulundurabiliyor.
• Çok Fonksiyonlu Radarlar, arama ve atış kontrol radarlarındaki tüm kritik fonksiyonları gerçek zamanlı şekilde bir arada ve daha yüksek performansla gerçekleştirerek bağlı bulunduğu Hava Savunma Sisteminin çoklu angajman yapabilmesini sağlıyor. Bu özellikler radarların tasarımına farklı şekillerde yansıyabiliyor. Örneğin arama radarları döner veya sabit antenli yapılara sahip olabiliyor. Döner antenli yapılar 360 derece yanca kapsaması esas olan geniş alan kapsaması görevlerinde tercih ediliyor, sabit antenli yapılar ise özellikle füze ve mühimmat gibi çok yüksek hızdaki tehditlerin söz konusu olduğu görevlerde daha çok kullanılıyor. Döner antenli arama radarlarında yükselişte elektronik tarama mevcutken, sabit antenli yapılarda ilave olarak yancada da elektronik tarama özelliği sağlanıyor.
Çok Fonksiyonlu Radarlar, AESA anten mimarileri sayesinde yükseliş ekseninin yanı sıra yanca ekseninde de elektronik tarama yapabiliyor. Bu özellikleriyle 360 derece yanca kapsaması için dönerek çalışmanın yanı sıra anten durarak da yükseliş ve yanca taramalarını eş zamanlı yapabiliyor. Bu tip radarlar uygulamaya göre döner anten yapısı olmadan sabit çok yüzlü yapıda da olabiliyor. İki eksende elektronik tarama sayesinde çok yüksek hızlı füzelerin tespitinin yapılması ve tehdide yönlendirilen kendi füzemizin güdümü gibi döner antenli tek eksende taramaları, radarlarla sağlanamayacak işlevleri sağlayabiliyor.
Hava Savunma Radarlarında yaygın olan faz dizili anten yapılarında, teknolojinin gelişmesiyle çok sayıda yarı iletken teknolojili gönderme/alma modülleri mimarisine geçildi. Radarın görev-bant-platform-boyut ilişkileri doğrultusunda yerine göre tek güç yükselteçli veya gönderme/alma modüllü anten yapıları oluşturuluyor. Gönderme/alma modüllü yapıların en önemli avantajı, modül arızaları sonucunda performansta kademeli düşüşün mümkün olması.
Radarların tasarımında kullanılan “Darbe Sıkıştırma” tekniği ile yayın gücünü düşürmek amacıyla sadece darbe genişliğini artırmanın yeterli olmadığı durumlarda darbe genişliğinin artışıyla kaybedilen menzil çözünürlüğünün korunmasını sağlıyor. Darbe içine yerleştirilen darbecik dizisi bir sayısal kod dizisi olarak kullanıdığından bu kod dizisinin bir şifre gibi değişkenliği ve genel yayın gücünün düşüklüğü, radarın algılanmasını ve teşhisini önemli ölçüde güçlendirebiliyor. Önemli bir tasarım tekniği olan “Sayısal Hüzme Oluşturma” (Digital Beamforming) sayesinde çoklu hüzme yapısına sahip radar antenleri ile geniş bir kapsama bölgesi, yüksek bir tarama hızı ile taranırken yüksek yükseliş çözünürlüğü sağlanabiliyor.
ASELSAN Hava Savunma Radarları
Ülkemizde 1990’lı yıllardan bu yana yürütülen millî projeler ile önemli radar sistemleri özgün olarak geliştirilerek Türk Silahlı Kuvvetlerimize kazandırılıyor. Ocak 1991 tarihli Savunma Sanayi İcra Komitesi kararı ile ASELSAN, Türkiye’nin radar merkezi olarak görevlendirilmesini takiben radar faaliyet alanında ihtiyaç duyulan altyapı, teknoloji ve bilgi birikiminin ülkemize kazandırılması için çalışmalarını başlatarak üniversitelerimiz ve yurt içi çözüm ortakları ile iş birliğini sürdürdü. 2000 yılında ilk millî radar ARS-2000 Kara Gözetleme Radarının ardından 2008 yılında gelişmiş teknolojilere sahip üç Boyutlu Hava Savunma Radarı özelliğindeki KALKAN Radarını geliştirerek Hava Savunma Radarı sahasında daha yüksek menzil ve kabiliyetlerdeki radarların ölçekli örneği olan bir kabiliyetin kazanılmasını sağladı.
ASELSAN, son yıllarda başlattığı projeler kapsamında geliştirilen yeni sistemler ile Kara ve Deniz Hava Savunma Radarları ürün grubunda geniş bir ürün yelpazesine ulaştı. Aşağıda tanıtılan bu sistemler, üç boyutlu hedef tespit ve takip özelliğine sahip olup taktik hava savunmasından uzun menzilli erken ihbar ve güdümlü füze atış kontrolüne sahip çok fonksiyonlu radarlara kadar uzanıyor:
• KALKAN- Hava Savunma Erken İkaz Radarı
• Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sistemi Mobil Arama Radarı
• Alçak İrtifa Hava Savunma Silah Sistemi Atış Kontrol Radarı
• Uzun Menzilli Erken İhbar Hava Savunma Radarları
ASELSAN Hava Savunma Radarlarında aşağıdaki temel özellikler ortaktır;
• Üç boyutlu yüksek doğruluklu hedef takibi,
• Otomatik hedef sınıflandırma,
• Entegre IFF ile dost/bilinmeyen kuvvet teşhisi,
• Gelişmiş elektronik korunma özellikleri,
• Karıştırıcı tespiti ve karıştırıcı yönü belirleme.
KALKAN Hava Savunma Radarı
KALKAN Hava Savunma Radarı, alçak ve orta irtifa hava savunması için, hava hedeflerinin üç boyutta otomatik tespit ve takibini yapmak üzere, TSK ihtiyaçları doğrultusunda ASELSAN tarafından özgün olarak geliştirilen faz dizili ilk millî radardır. Sistem yakaladığı hedeflerin sınıflandırmasını ve teşhisini yaparak komuta kontrol sistemine hava resmi olarak aktarılmasını sağlıyor. X-Bant frekans aralığında çalışan ve en az 100 km menzile kadar hedef tespit ve takip edebilen KALKAN, savaş uçakları, helikopterler, havada asılı helikopterler, insansız hava araçları ve seyir füzelerinin tespit ve takibini yapabiliyor.
Komuta kontrol sistemi ile entegre çalışabilme özelliği sayesinde üs, liman gibi kritik bölgelerin korunmasında kullanılıyor. Bu doğrultuda, ASELSAN tarafından K.K.K.lığı’nın Hava Savunma Erken İkaz Komuta Kontrol Sisteminin (HERİKKS) yanı sıra Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sisteminin (OİHSFS) de Ana Arama Radarı olarak kullanılıyor.
KALKAN, ilk olarak 2008 yılında envantere girmiş olup Millî Savunma Bakanlığı (MSB) ile yapılan seri üretim sözleşmesi doğrultusunda teslimatları sürüyor. KALKAN, yurt dışı ihalelerde de büyük ilgi görüyor.
K.K.K.lığı’nın HERİKKS’inin ana arama radarı olan Hava Savunma Erken İkaz Radarının ikinci yaygınlaştırma faaliyeti kapsamında tedarikine yönelik olarak MSB ile ASELSAN arasında imzalanan yeni sözleşme ile KALKAN-II adıyla yeni nesil KALKAN Radarı geliştiriliyor.
KALKAN-II Radarı çok hüzmeli, faz dizili anten yapısına sahip, gelişmiş özgün kritik radar algoritmaları ile yazılım ve donanım hâkimiyetinin Türk Savunma Sanayi ve ASELSAN bünyesinde geliştirilmesi sağlanan hava savunma radar sistemidir. KALKAN-II Sistemi geliştirilmesi ile ürünlerin malzeme yönetimi hâkimiyetinin güçlenmesi, menzil performansının artırılması, daha hafif yapıya kavuşturulması, modülerliğinin artırılması ve sahadaki KALKAN kullanıcılarından gelen geri beslemelerin değerlendirilerek sistemde iyileştirmeler yapılması sağlanacak.
Hava Savunma Silah Sistemi Mobil Arama Radarı:
ASELSAN Mobil Arama Radarı, mobil hava savunma silah sistemleri için tasarlanan sayısal hüzme oluşturma ve gönderme/alma modülleri gibi modern radar teknolojilerine sahip bir radardır. Mobil Arama Radarı, mobil hava savunma silah sistemlerinin gerektirdiği yakın muharebe özelliklerine yönelik olarak alçak irtifa hava hedeflerinin hızlı ve doğru tespiti ile takibini sağlıyor. X-Bantta çalışan ve en az 70 km menzile kadar hedef tespit ve takip edebilen Mobil Arama Radarı, ASELSAN tarafından K.K.K.lığı ihtiyacı için geliştirilen Kundağı Motorlu Namlulu Hava Savunma Silah Sistemi (KMNAİHSSS), Ateş İdare Cihazı (AİC) ve Kundağı Motorlu Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sisteminin (AİHSFS) ana arama radarı olarak kullanılıyor. Ayrıca dünyada üç boyutlu arama radarlarının yaygın kullanımı dikkate alınarak kritik tesislerin hava saldırıları ve insansız hava araçları tehditlerine karşı savaşın yanı sıra barış zamanı da korunması, uzun menzilli radarların kapsama boşluklarının doldurulması, askeri helikopter üslerinde hava trafik kontrolü gibi değişik görevlerde kullanılmak üzere genel amaçlı bir zırhlı araç bünyesinde telsiz, konum bulma, jeneratör gibi destek sistemlerin yer aldığı bir taktik üç boyutlu radar sistemi çözümü de geliştirildi. Bu radarın, dünyada üç boyutlu özellikte rakip ve emsal azlığı nedeniyle yurt dışı satış potansiyelinin yüksek olacağı değerlendiriliyor.
Hava Savunma Silah Sistemi Atış Kontrol Radarı:
ASELSAN Atış Kontrol Radarı, kara ve deniz hava savunma silah sistemi uygulamaları için yüksek hassasiyette hedef tespit ve takip ihtiyaçlarına yönelik tasarlanana “hareket halinde çalışma” özelliğine sahip modern üç boyutlu takip radarıdır. Atış Kontrol Radarı; yüksek doğruluk, otomatik sınıflandırma ve ayırt etme yetenekleri sayesinde yüksek performanslı atış yönlendirme özelliğine sahiptir.
En az 30 km etkinlik menziline sahip olan Atış Kontrol Radarı, ASELSAN tarafından K.K.K.lığı ihtiyacı için geliştirilen Kundağı Motorlu Namlulu Hava Savunma Silah Sistemi (KMNAİHSSS) ve Ateş İdare Cihazı (AİC) Sisteminin takip radarı olarak kullanılıyor. Radarın, dünyada üç boyutlu rakip ve emsal azlığı nedeniyle yurt dışı satış potansiyelinin yüksek olacağı değerlendiriliyor.
Uzun Menzilli Erken İhbar Hava Savunma Radarı:
SSM tarafından yürütülen aktif faz dizili radar programları kapsamında başlatılan konsept tasarım çalışmalarıyla TSK’nın kara ve deniz platformlarında ihtiyaç duyduğu uzun menzilli yeni nesil radar sistemlerinin yurt içi imkânlar kullanılarak geliştirilecek özgün sistem çözümleri ile karşılanması hedeflendi.
Bu kapsamda kara platformu döner antenli mobil ve sabit radar uygulamaları ile deniz platformları döner ve sabit çok yüzlü anten yapılarına sahip sistem mimarileri oluşturuldu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı için SSM ile ASELSAN arasından imzalanan sözleşme doğrultusunda Taşınabilir Erken İhbar Radar Sistemi (TEİRS) adıyla yüksek mobil sistem yapısına sahip uzun menzilli erken ihbar sistemi geliştiriliyor.
TEİRS, uzun menzilli erken ihbar amaçlı geliştirilen, AESA ve sayısal hüzme oluşturma altyapısında anten mimarisine sahip, yeni nesil S-Bant bir radardır. EİRS hava soluyan hava hedeflerinin yanı sıra balistik füzelerin ve görünmezlik teknolojisine sahip/düşük RKA’lı hedeflerin uzun menzilden tespit ve takip kabiliyetine de sahiptir. EİRS, AESA ve sayısal huzme oluşturma mimarisi ve çok kanal almaç yapısı sayesinde aynı anda birden fazla hüzme oluşturma yeteneğine sahiptir. EİRS’in, tespit ve takip performansını artırmak amacı ile meteorolojik verileri kullanabilme özelliği bulunuyor. EİRS’i oluşturan radar, haberleşme/komuta kontrol ve güç alt sistemleri taktik araçlar üzerinde taşınıyor. Bu nedenle yüksek hareket kabiliyetine sahip olan EİRS’in, kurulum ve toplanması için herhangi bir sökme takma işlemine ihtiyaç duyulmuyor. EİRS mevcut radar ağlarına bağlanarak AWCIES formatındaki mesajlarla, 3B hava resmini diğer sistemlerle ve Kontrol İhbar Merkezleri ile telsiz veya radyolinkler üzerinden paylaşabiliyor.
EİRS, özellikle balistik füze savunması için kritik olan, diğer EİRS’lerle veri füzyonu yapma ve hedef devretmek üzere iz bilgilerini aktarma özelliklerine sahiptir. Radarın operasyonel modlarını desteklemek amacıyla uzun menzilli Mod 5 IFF sorgulayıcı, yüksek kazançlı bir IFF anteniyle entegre edildi. EİRS’in sahip olduğu AESA mimarisi ve moduler tasarım yaklaşımı, düşük maliyetli bakım ve yüksek kullanıma hazır olma oranı kavramlarını destekliyor. EİRS, geniş frekans bandında frekansta ve zamanda hareketlilik, yan hüzme karartma, düşük yan hüzme seviyelerine sahip olma gibi elektronik korunma özelliklerine sahip.
SİVİL RADARLAR
“ASELSAN kara, hava, deniz ve uzay platformları için çeşitli özgün radarlar geliştiriyor, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yurt içi/dışı müşterilerinin hizmetine sunuyor.”
ASELSAN, radar ihtiyaçlarını millî imkânlarla karşılamak üzere Türkiye’nin Radar Teknoloji Merkezi olarak radar tasarım, geliştirme ve üretim faaliyetlerine 20 yılı aşkın bir süredir devam ediyor.
ASELSAN REHİS Sektör Başkanlığı tarafından, radar konusunda askeri alanda kazanılan birikim ve teknolojilerin kullanılmasıyla yurt içi/dışı müşterilerinin sivil radar ihtiyaçlarına cevap verebilecek radarların süratle geliştirilebileceği değerlendirildi. Bu sayede, öncelikli olarak ülkemizin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak X-Bant Meteoroloji Radarı, Karayolları Trafik Denetleme Radarı ve 3 Boyutlu Güvenlik Radarı geliştirilmesi faaliyetleri başlatıldı.
ASELSAN tarafından geliştirilen X-Bant Meteoroloji Radarı; meteorolojik hedefin konumunu, hızını, hareket yönünü belirleyerek meteorolojik hadisenin tipi, şiddeti ve miktarı hakkında bilgi sağlayan radar sistemidir. Bu radar sistemleri; havalimanlarında, C-bant Meteoroloji Radarının kapsayamadığı alanlarda “tamamlayıcı” olarak büyükşehirlerde ve silahlı kuvvetlerde kullanılıyor. X-Bant Meteoroloji Radarı geliştirme faaliyetleri 2016 yılında başlamış olup 2018 yılı ortasında tamamlanacak ve saha testlerine başlanacak.
ASELSAN tarafından geliştirilen Karayolları Trafik Denetleme Radarı ise gece/gündüz tüm hava koşullarında kırmızı ışık, hız sınırı, emniyet şeridi veya trafik yönü ihlali yapan araçların tespit ve takibini yapabilen, araçları sınıflandırabilen, plaka tanıma ve görüntüleme amaçlı kullanılan kamera sistemini ihlal eden aracın konumunu gönderen radar sistemidir. Karayolları Trafik Denetleme Radarının saha testleri 2017 yılında başarıyla tamamlanmış olup Trafik Denetleme Sistemlerinde kullanıma hazırdır.
Günümüzde havaalanı, otogar, metro, AVM, stadyum gibi kalabalık kamusal alanlarda oluşabilecek güvenlik zafiyetlerini önlemek amacıyla giysi altında saklanan tehditlerin insan müdahalesine gerek olmadan tespitine ilişkin ihtiyaç giderek artıyor. Söz konusu ihtiyaca cevaben, ASELSAN 3 Boyutlu Güvenlik Radarı (3BGR) Sisteminin, şahıslar üzerinde gizlenmiş ve güvenlik için tehlike arz edebilecek metalik/metalik olmayan yabancı cisimleri üç boyutlu olarak yüksek çözünürlükle görüntüleyen, otomatik hedef tespit işlevine sahip bir ultra-geniş bantlı radar görüntüleme sistemi olarak geliştirilmesi hedefleniyor.
Bu kapsamda TÜBİTAK TEYDEB destekli bir Ar-Ge Projesi olarak 3 Boyutlu Güvenlik Radarı Teknoloji Geliştirme Projesi Ocak 2015’te başladı ve 2017 yılı Aralık ayı sonu itibariyle tamamlandı. Teknoloji Geliştirme Projesi kapsamında ultra-geniş bantlı, seyrek yerleşimli MIMO anten dizisine sahip bir basamak frekans taramalı görüntüleme radar prototipigeliştirildi. Yapılan testlerde, kıyafet altına gizlenmiş metalik/ metalik olmayan silah ve bıçak hedeflerinin başarıyla görüntülendiği doğrulandı. Söz konusu Teknoloji Kazanım Projesi ile 3 Boyutlu Görüntüleme Radarının ürünleşmesi için gerekli kritik teknolojiler kazanılarak; önümüzdeki dönemde ürün geliştirme faaliyetlerine devam edilmesi hedefleniyor. Buna ek olarak, bu proje kapsamında geliştirilen üç boyutlu görüntüleme algoritmaları, Yere Nüfuz Eden Radar (YENER) ve Duvar Arkası Görüntüleme Radarı gibi radar sistemlerinde de kullanılabilecek.
Sivil uygulamalara yönelik geliştirilen radarlar, donanım olarak askeri radarlar ile ortak yapıdadır. Bu doğrultuda 20 yılı aşkın süredir askeri radarlara yönelik yürütülen anten, anten yönlendirme birimi, almaç/göndermeç birimi, güç yükselteç, sinyal işleme ve radom geliştirme faaliyetleri ile oluşturulan yapı taşları, sivil radarların geliştirme faaliyetlerinde de kullanılabiliyor.
Sivil alan için yürütülen çalışmalarda, sivil alan gereksinimlerine cevap verebilen ve ilgili sivil standartlarla uyumlu sistemler geliştiriliyor. Bu yönü ile askeri alanda kazanılan tecrübenin üzerine yeni bilgi birikimi kazanılıyor.
Önümüzdeki dönemde de Havalimanı Yabancı Cisim Tespit Radarı, Çok Amaçlı Minyatür Radar gibi sivil alanın ihtiyacına cevap verebilecek maliyet ve performans etkin radar geliştirme çalışmalarına başlanması hedefleniyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye’de son yıllarda geliştirilen hava savunma sistemleri ve kara/deniz/hava platformları ihtiyaçları doğrultusunda çeşitlenen özgün radarlarımız ile kazanılan birikim sayesinde, Türkiye’nin ve kardeş ülkelerinin ihtiyaç duyabileceği uzun menzilli füze savunma sistemlerinin arama ve silah kontrol radarlarının yurt içinde geliştirilerek üretilebilmesine yönelik çalışmalara devam ediliyor.
Kaynak: ASELSAN Dergisi Sayı: 98
Defence Turk Kurucu Ortağı, makine mühendisliği öğrencisi, savunma ve ulusal güvenlik konularıyla yakından ilgileniyor. Amatör olarak video editlemeyi ve fotoğraf çekmeyi seviyor.