Bu sayfadaki yazı Roketsan Dergi Temmuz 2019 (ISSN 1302-1435) sayısından alınmıştır.
Yönlendirilmiş Enerji Silah Sistemleri (YESS’ler) temel olarak; hedef üzerinde yapısal ya da geçici bir hasar oluşturabilmek için bir silah sisteminden hedefe doğru çok yüksek miktarda enerji gönderilmesi prensibine dayanmaktadır.
Burada hedef üzerinde etki yaratmak için enerjinin kullanılması, ışık hızında bir karşı reaksiyon sağlanması anlamına gelmektedir. Klasik mühimmat ise hedeflerini vurarak, üzerinde basınç oluşturarak ya da parçacık etkisi gibi kinetik bir etki oluşturularak yok edilmesini sağlamaktadır. Bu noktada, mühimmatın tam olarak hedeflenen noktaya ulaştırılması, hedef üzerinde istenilen etkinin yaratılması ve hedef dışında istenmeyen bir etki oluşturulmaması ise klasik mühimmat için göz önünde bulundurulması gereken en temel problem sahalarıdır.
Günümüze yansıması

Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte, tehdidin tanımı ve boyutu da değişiklik göstermektedir. Ticari ve sivil kullanımı giderek artan sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçları, günümüzde terör eylemlerinde artan bir sıklıkla kullanılmaya başlamıştır. Düşük maliyetli olan sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçları otonom uçuş yeteneği kazanıp karıştırmaya karşı daha dayanıklı hâle gelmekte, sürü algoritmaları ile desteklenmiş yetenekler kazanmaktadır. Buna ilave olarak el yapımı patlayıcı (EYP) düzenekleri de önemli bir tehdit olarak kendini göstermektedir.
Nizami bir harp içerisinde bugüne kadar tanık olmadığımız EYP’ler ile sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçlarının geleneksel ateşli silahlarla (omuzdan atılan roketler, füzeler ve uzun namlulu silahlar gibi) etkin bir menzil dışında (örneğin 500 m gibi) önlenmesinin imkânsız olduğu, ayrıca bu tür mühimmatın tehdidi önlemek için daha yüksek maliyetli bir çözüm yolu olduğu gözükmektedir. Daha büyük kalibreli ya da parçacık tesirli mühimmatla saldırıya cevap verilmesi durumunda ise istenmeyen hasar (İng. Colleteral damage) oluşturulabileceği, bu tür saldırıların genellikle nüfus yoğunluğu olan bölgelere yapılması nedeniyle bu tür istenmeyen hasarın daha da önemli sorunlar oluşturduğu görülmektedir.
Örneklendirme
Örneğin; havaalanları gibi sivil personelin kullanımına açık bir alanda bu tür klasik tedbirlerin uygulanması, terörist saldırının amacı olan panik seviyesini daha da artırıcı bir unsur olabilir. Ayrıca bu şekilde bir savunma, sivil alanlarda sürekli olarak çok sayıda mühimmat ve uzman personelin bulundurulması ihtiyacını doğurduğu için çok fazla tercih edilen bir yöntem olmamaktadır.
Dünya çapındaki güncel eğilimler dikkate alındığında, asimetrik tehdide karşı yenilikçi sistemlerin kullanımının yaygınlaştığı görülmektedir. Klasik sistemler ile karşılaştırıldığında gelişim safhasının henüz başında olan YESS’ler, yukarıda ortaya konulan asimetrik tehdit alanlarına karşı çok büyük avantajlar sağlamaktadır. Hâlihazırda “Hibrit Çok Alçak Hava Savunma Sistemi” olarak da tanımlanabilen YESS’ler, aşağıda sunulan avantajları da göz önüne alındığında, gelişim süreci içerisinde çok daha farklı hedef türlerine karşı klasik sistemlerin yerini almaya aday sistemler olacaklardır:
- Enerji havada ışık hızında yayılım gösterdiği için hedefe karşı reaksiyon da ışık hızında gerçekleşmektedir.
- Çok sayıda tehdide aynı anda angaje olunabilir, tehdit hızla etkisiz hâle getirilebilir.
- Cephane depolama sorunu yoktur. Bir enerji kaynağına bağlı olduğu sürece önleme yapılabilir.
- Klasik mühimmat ile karşılaştırıldığında atış başına maliyet çok düşüktür.
- Hassas vuruş kabiliyeti sağladığından istenmeyen hasar oluşturmaz.
Geliştirilmesi gereken yönler
Her sistem için bazı kullanım kısıtları olduğu göz önüne alındığında, YESS konusunda aşağıdaki hususların çalışılması/geliştirilmesi gerekmektedir. Böylelikle YESS’ler, hem teknolojide yaşanacak gelişmeler hem de bu tür sistemlerin hibrit kullanım konseptleri ile çok daha farklı hedeflere karşı kullanılabilecek hâle gelebileceklerdir:
- Atmosferik şartlar, lazer silahlarının her hava koşulunda görev almasını ve menzili kısıtlayabilir. Ancak “Adaptif Optikler” ile bu kısıtların mümkün olduğunca giderilmesine çalışılmaktadır. Böylece daha yüksek mesafelerde etkinlik sağlanabilir.
- Yüksek güçlerde daha büyük ağırlık ve hacim gereksinimi doğmaktadır.
- Uluslararası anlaşmalar gereği, Lazer Silah Sistemleri’nin nizami harp içerisinde personele karşı kullanılması mümkün görülmemektedir (1995 tarihli ‘United Nations Convention on Certain Conventional Weapons’ anlaşmasına ait ‘On Blinding Laser Weapons’ protokolü; lazer silahlarının sadece kara, deniz ve hava platformlarına karşı kullanılabileceğini vurgulamaktadır)
Bu kapsam içerisinde Roketsan, kendi öz kaynaklarını kullanarak, günümüz tehdit setlerine karşı tümü ile millî ve yerli bir çözüm olan ALKA YESS’yi geliştirmiştir.

ALKA YESS kullanıcıya;
- Elektromanyetik karıştırma yeteneği ile tek veya sürü hâlindeki sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçlarının işlevsel olarak engellenmesini (soft kill),
- Elektromanyetik ve lazer tahrip yeteneğiyle de sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçları ile drone sürülerinin ve EYP’lerin güvenli mesafeden imha edilmesini (hard kill) sağlamaktadır (Şekil 2).
İlk kez IDEF’19’da tanıtılan (Şekil 3) ALKA YESS:

- Elektronik Karıştırma Sistemi (EKS): Sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçları ya da sürülerin savunma alanı içine girmeden işlevsel olarak engellenmesi (soft-kill),
- Elektronik Tahrip Sistemi (ETS) (Geliştirme çalışmaları devam etmektedir): Sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçları ya da sürüleri etkin menzil içerisinde imha etmek (hard-kill) ve
- Lazer Silah Sistemi: Sabit ve döner kanatlı mini/mikro hava araçları ya da EYP’leri güvenli mesafede imha etmek maksadıyla geliştirilmiştir.

Bu bağlamda ALKA YESS, kullanıcıya 3 katmanlı savunma yeteneği sunan dünyadaki ilk yüksek enerjili silah sistemidir (Şekil 4). Türkiye’nin yeni silahı ALKA YESS (Şekil 5), kullanıcı ihtiyaçlarına göre mobil veya sabit konuşlu sistem çözümleri sağlamaktadır.
Mobil sistem; intikal hâlindeki veya sahada konuşlu birliklerin savunması ile meskûn mahal operasyonları için, sabit konuşlu sistem ise karargâh, üsliman, kalekol, vb. kritik tesislerin nokta hava savunması için ideal çözümdür.

Mobil ALKA (Şekil 6):

- 4×4 araç üzerinde tümleşik olarak görev yapabilmektedir.
- Araç içinden komuta edilebilir.
- Dâhili güç kaynağına sahiptir.
- Modüler bir yapıdadır, istenilen bölgeye intikal edebilir.
- 2 personel ile kolayca kurulabilir ve sabit olarak da görev yapabilir.
ALKA Kritik Sabit Tesis Koruma (Şekil 7):

- Savunma alanına göre kule veya kabin yerleşimi yapılabilir.
- Komuta merkezinden komuta edilebilir.
- Tesisteki mevcut sabit güç hattı kullanılabilir.
- Savunma bölgesine göre farklı entegrasyonlar yapılabilir.
- 1 personel ile kolayca kullanılabilir. Söz konusu sistemlerde;
- Kara konuşlu mobil kullanım (Meskûn mahal operasyonları, kara birliklerinin intikali, EYP ile mücadele, vb.)
- Kara konuşlu sabit kullanım (Karargâh, komuta kontrol merkezleri, stratejik tesisler, vb. kritik sabit tesislerin korunması ve
- Deniz platformu üzeri konuşlu kullanım (Gemi öz savunması maksadıyla) mümkündür.

ALKA kritik özellikleri şöyledir:
- Hedef tespit menzili, seçilecek/kullanılacak radara bağlıdır.
- Radarın tespit ettiği hedefe otomatik yönlenebilir.
- Radar olmadan tek başına da kullanılabilir.
- Lazer tahrip menzili 500 m’dir.
- Uzun menzilli ETS ve EKS’ye sahiptir.
- Hareketli hedefler vurularak imha edilebilir ya da durdurulabilir.
- Sürü saldırılarında hedef sayısından bağımsız önleme yapılabilir.
- Hedef üzerinde tahrip edilecek bölgenin hassas seçimi yapılabilir.
- Yapay zekâ ile otomatik hedef tespiti ve takibi yapılabilir.
- Yüksek hızlı hedefler takip edilebilir.
- Yüksek hassasiyetle hedef takibi yapılabilir.
- Aynı anda birden fazla hedef takip edilebilir.
- Hedef tipi otomatik teşhis edilebilir.
- Gece ve gündüz görev yapılabilir.
- Gözetleme sistemi olarak da kullanılabilir.
- Nöroergonomi ile kullanıcı üzerindeki operasyon yükünü en aza indirir.
- Klasik sistemler ile karşılaştırıldığında düşük operasyon maliyetine sahiptir.

ALKA tüm bu özelliklerine ilave olarak, yer testleri sürecinde özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan terör olayları ile sıkça gündeme gelen el yapımı, köpük kanatlı, otonom intihar dronelarına karşı da en zor koşullar altında güvenilirliğini kanıtlamış olup Roketsan tesislerinin korunmasında da görev almaktadır (Şekil 9). Sonuç olarak Roketsan, günümüzün asimetrik tehditlerine karşı geliştirmiş olduğu ALKA YESS ile özellikle;
- Işın Odaklayıcı ve Optik Bileşenler,
- Hedef Takip Yazılımı,
- Hedef Takip Donanımı,
- Stabilizasyon,
- Silah Yönetim Sistemi,
- Nöroergonomi ve
- Platform Entegrasyon
alanlarında çok önemli yetenekler kazanmış ve misyonuna uygun olarak sektörde yenilikçi silah sistemleri geliştirme konusunda öncü rolü oynamaya devam etmiştir. Kazanılan bu yetenekler ile Roketsan, gelecekte çok daha etkin sistemler ile ülke savunmasına olan katkısını artırarak devam ettirecektir.
Yazarlar:
Seyit TUNÇ
Roketsan Güdüm ve Fotonik Teknolojileri Birimi
Lider Mühendis
İbrahim Refik ALTAY
Roketsan Atmosfer Üst Katman ve Uzay Savunma Sistemleri Birimi
Lider Mühendis
Uğur KAYASAL
Roketsan İleri Güdüm ve Kontrol Teknolojileri Müdürlüğü
Müdür

Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.