“Avrupa, ABD’ye olan askeri bağımlılığını azaltmak ve savunma sanayisinde kendi kendine yeterliliği artırmak için çeşitli stratejiler geliştirmeye çalışmakta.”
Olgun Yılmaz
Avrupalı savunma sanayi firmaları son yıllarda mühimmat, askeri araç ve ekipman üretiminde önemli bir artış göstermiştir. Bu artış, Avrupa ülkelerinin savunma kapasitelerini güçlendirme ve bölgesel güvenlik tehditlerine karşı daha hazırlıklı olma çabalarının bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle NATO’nun stratejik hedefleri doğrultusunda, üye ülkelerin savunma bütçelerini artırması ve modernizasyon projelerine hız vermesi, Avrupa özelinde savunma sanayii alanında kayda değer bir büyüme sağlamıştır. Bu gelişmelerde, Ukrayna-Rusya savaşının savunma ihtiyaçlarını yeniden değerlendirmeye zorlayan etkisi de büyük rol oynamaktadır. Avrupa’nın bu yeni dönemdeki savunma politikaları, hem ulusal güvenliği sağlamayı hem de uluslararası arenada daha güçlü bir duruş sergilemeyi de hedeflemektedir.
Avrupa Komisyonu tarafından, artan tehditler ve kendi kendine yeterliliği arttırma ihtiyacı karşısında bloğun savunma sektörünü güçlendirme planları gereğince açıklanan “Avrupa Savunma Sanayi Stratejisi” blok içinde harcamaları iş birliği ile arttırmayı öngörmekte. Söz konusu plan hem Rusya’nın Ukrayna’daki savaşına daha etkin bir şekilde karşılık verme hem de Avrupa’nın ABD’ye olan ağır bağımlılığını azaltma ihtiyacından kaynaklanıyor. Öyle ki plan, AB’nin 2025-2027 yılları arasında ortak bir savunma sanayi programına 1.5 milyar euro (1.63 milyar dolar) enjekte etmesini öngörüyor. Ayrıca üye devletlerin 2030 yılına kadar savunma teçhizatı alımlarının en az yüzde 40’ını toplu olarak yapmaları ve de AB içi savunma ticaretinin değerinin AB savunma pazarının en az yüzde 35’ini temsil etmesi gerekecek.
Avrupa Savunmasında Yeni Dönem çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 21′nci sayısında.
Çalışmanın tamamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Avrupa savunma sanayisinde yaşanan bu büyük dönüşümün esas ana kahramanları ise mühimmat üretimindeki ciddi artışlar, modernizasyon projeleri ve yeni Ar-Ge çalışmaları ile birlikte bunların iş birliği içerisinde sağlanması diyebiliriz. Bu gelişmelerde, Ukrayna’daki savaşın savunma ihtiyaçlarını yeniden gözden geçirme zorunluluğunu doğurması önemli bir etken olmuştur. Özellikle, bu savaşta FPV drone kullanımında ve topçu mühimmatlarının sık kullanımında artış görülmüş, bu durum neticesinde mühimmat stoklarının tükenme riski ile karşı karşıya kalınmasına neden olmuştur. Bu doğrultuda belirlenen hedefler ve planlar, Avrupa’nın savunma sanayisinde önemli bir büyüme ve modernizasyon sürecini beraberinde getirmiştir. Şimdi, bu stratejilerin ve projelerin detaylarına daha yakından bakmak için alt başlıklara geçelim.
Artan Savunma Bütçeleri ve Yatırımlar
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından açıklanan yeni verilere göre, Avrupa’da 2022 yılının başından bu yana askeri harcamalarda büyük bir artış yaşandı. Öyle ki verilere göre söz konusu harcamalar 2023 yılında toplam 552 milyar euroya ulaştı. Bu artış, ilgili ülkelerin 2022 yılında yaptığı harcamadan %16, harcamaların 330 milyar euro olduğu 2014 yılına kıyasla ise %62 daha fazla. Geniş bir perspektifden bakacak olursak NATO’nun 32 İttifak üyesinden 19’u askeri bütçelerinde reel olarak çift haneli büyüme gerçekleştirmiştir.
Böylece görünen o ki Orta ve Batı Avrupa’daki askeri harcamalar Soğuk Savaş’ın son yılından daha yüksek. NATO üyesi üç Avrupa ülkesi olan Yunanistan, İtalya ve Romanya hariç tüm ülkeler 2023 yılında askeri harcamalarını artırırken Polonya ise 2014’ten bu yana silahlanma bütçesini iki katından fazla artırdı. Ayrıca Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği 2014 yılından bu yana Avrupa’da askeri harcamaların her yıl arttığı da gözle görülmekte. Bu bağlamda hiç şüphe yok ki 2023-2024 yıllarında da Avrupa’da askeri harcamalardaki artışın ana itici gücü Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgali olmaya devam edecektir. Avrupa ülkeleri, Ukrayna’ya savunma kapasitesini artırmak için çeşitli silah ve mühimmat desteği sağlamış, bu da kendi mühimmat stoklarını yenileme ve artırma gerekliliğini doğurmuştur. Bu destek, hem Ukrayna’nın direnişini güçlendirmiş hem de Avrupa’nın kendi savunma sanayiini canlandırarak modernizasyon projelerine hız kazandırmıştır. Ancak bir taraftan Fransa örneğindeki gibi bu harcamaya alışık olmayan stok durumu, 155mm topçu mühimmatı gibi ürünlerin üretiminde barut eksikliği sıkıntısına kadar da sorunlara yol açmıştır.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi. Tarih, uluslararası ilişkiler ve savunma sanayii araştırmacısı