DASA Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Rafet Yavuz ve DASA Genel Sekreteri Murat Kaymakçılar, I. Bölümde Savunma Havacılık ve Uzay Derneği’nin kuruluş felsefesi, amaçları, Türk savunma sanayiine katkıları ve faaliyetleri ile ilgili sorularımızı yanıtladı. 13 Şubat’ta THK Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleşecek söyleşi öncesi değerli vakitlerini bizlere ayıran ve bizi ağırlayan başta DASA Yönetim Kurulu Başkanı Rafet Yavuz’a, Genel Sekreteri Murat Kaymakçılar’a ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Azrameryem Akkaya’ya teşekkürlerimizi sunuyoruz.
DASA Yönetim Kurulu Başkanı Rafet Yavuz: THK Üniversitesi ile işbirliği içinde yapacağımız etkinlikteki önemli konulardan bir tanesi GPS uygulamaları; dünyadaki GPS uygulamalarına karşın milli bir sistemin öneminin vurgusu olacak aslında. Dünyada şu anda bununla ilgili bir konsept bir yürürlük var ancak milli olarak Türkiye’nin özellikle jeopolitik durumuna ve jeostratejik durumuna bağlı olarak bu ağın veya bu şemsiyenin milli olarak kullanılması oldukça stratejik bir unsurdur. Yine bu konferansın kapsamında tarih, havacılık tarihi ve uzay hukuku konularında çok değerli akademisyen arkadaşlarımızın konuşmaları olacak.
Defence Turk: Havacılık ve Uzay Söyleşileri ile THK Üniversitesi ve DASA ülkemiz adına nasıl bir kazanım amaçlamaktadır?
Murat Kaymakçılar: Havacılık ve Uzay Söyleşilerinde bizim maksadımız öncelikle kamuoyunun ilgisini bu yöne çekmektir. Belirli konular üzerinde yoğunlaşarak hem kamuoyunu bilgilendirmek hem de ilgi çekerek bu konular üzerine bir çekim merkezi oluşturmak gerekiyor. Çünkü şuna inanıyoruz; güçlü ve tecrübeli altyapımızın da katkısıyla havacılık ve uzay alanı Türkiye’nin gündeminde olmalıdır. Çünkü geleceğe yönelik baktığımızda kullanıcının ya da savunma sanayii, havacılık ve uzay konularında geleceği şekillendiren ve şu anda batı ülkelerinde önemli gelişmelere sahip olan konuların; burada en azından gündeme getirilmesi, bu konu ile ilgili bir teşebbüsün başlatılması, projelerin başlatılması gibi hususlara ön ayak olmak istiyoruz. Dolayısıyla üzerinde durduğumuz konular ağırlıklı olarak bunlardır. En basit şekliyle farkındalık yaratmak olarak ifade edilebilir. Yani hem toplumda farkındalık yaratmak hem de bu işin kullanıcısı olan kurumlarda farkındalıklar yaratarak geleceğe yönelik nasıl teknolojiler bizim hayatımızı şekillendirecek, geleceğe yönelik ülkemizin daha güçlü hale gelmesi için hangi konuların üzerinde şimdiden durulmaya başlanması gerektiğinin bir ön tespitidir. Bir de burada ‘söyleşiler’ ismini vermemizin sebebi bunun devam edecek olmasıdır. Yani 1. Söyleşi 13 Şubat’ta yapılacak ama havacılık ve uzay konularında başka gündem maddeleri de çıktıkça zaman zaman yine söyleşi ismiyle 2. – 3. diye yine söyleşilerimize devam edeceğiz.

Defence Turk: Havacılık ve Uzay Söyleşileri’nin kapsamı hakkında ne söylemek istersiniz?
Murat Kaymakçılar: Havacılık ve Uzay Söyleşilerinde uydu ve konum belirleme sistemlerinin Türkiye açısından önemi. Yani uydu ve konum belirleme sistemleri şu anda bütün dünyada yaygın olarak kullanılan sistemler ama bunların milli olması dediğiniz zaman başka bir şey akla geliyor. Çünkü her türlü teknolojik gelişme aynı zamanda bir başka ülkeye bağlılık anlamına geliyor. Yani bağımsızlığın bir ölçüde kısıtlanması anlamına geliyor. Bundan kurtulabilmek için mümkün olduğunca daha fazla milli üretim gerekiyor. İşte böyle bir sistemi, milli olarak üretiyor olmak önemli bir baş kaldırıdır. Dolayısıyla bunun Türkiye açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu konu gündeme geldikçe bununla ilgili çalışan ticari işletmelerin ve müteşebbislerin artacağını, üniversitelerde bu konuyu en azından bizim faaliyetlerimiz üzerinden öğrenen, kafasında realize eden öğrencilerin, hocaların bunları gündeme getireceğini değerlendiriyoruz. Yine konum belirleme uydu sistemlerinin siber güvenlikle alakası ve bunların bize acaba egemenlik anlamında neler getirdiği, neler götürdüğü yani egemenliğimizi olumsuz olarak etkileyebilir mi; bir navigasyon sistemi ya da uydu sistemi ya da konum belirleme sistemi. Siber güvenlik işin içerisine girdiği zaman bu nasıl oluyor? Bunu açıkça görebileceğimiz bir söyleşi olacak. Hava harp sanayimizin bugüne kadarki serüvenini anlatacak bir hocamız. Bu da şunu getiriyor; biraz önce söylediğim gibi, geçmişi bilmeyen geleceği bilemiyor. Dolayısıyla acaba bizim 1915’ten itibaren Vecihi Hürkuş ile başlayan Vecihi K-6 uçağının günümüze kadar serüveni nedir, ondan sonra neler yapılmış ülkemizde ve F-16’ya gelinceye kadar ülkemizde neler yaşanmış? Bunu etkin ve yetkin bir ağızdan dinlemek, bir öğrenci için veya bir akademisyen için ya da onu üretmeye çalışan bir mühendis için ne anlama geliyor dersek sanırım yapacağımız şeyler daha iyi anlaşılır. Bu serüveni bir izleyici olarak görmek, yani baştan itibaren ve konuşmacımızın ağzından bizzat yaşamak, hangi yol izlenmiş bu konuda bilmek, bu yanlışlara bir daha düşmemek üzere yola çıkmak anlamına geliyor. Bu açıdan bu konuşmayı da bu şekilde önemsiyoruz.
Defence Turk: Havacılık ve Uzay Söyleşileri’nin hitap ettiği kitle hakkında ne söylemek istersiniz?
Murat Kaymakçılar: Ağırlıklı olarak bizim hitap ettiğimiz kitle; mühendislik öğrencileri, üniversitelerin mühendislik bölümlerinin öğrencileri, savunma ve havacılık kulüpleri, akademisyenler ve bir de kamu ve özel sektörde havacılık, uzay ve siber güvenlik konularında çalışan değerli araştırmacılara bu anlamda ulaşmak istiyoruz. Bu faaliyetimiz vesilesiyle 1-2 kişinin dahi olsa tabiri caizse kulağına kar suyu kaçırsak bundan bile kendimizi mutlu addedeceğiz çünkü neticede biz faydalı olmaya çalışıyoruz. Bunun sonucunda çok da farklı olumlu yankılar olacağını değerlendiriyoruz çünkü katılım gerçekten iyi seviyede gözüküyor. Burada tabii neticede yapmak istediğimiz şudur; eğer herkes bir konuyu aynı şekilde anlar ve gerekliğine kanaat getirirse, gerekliliği konusunda mutabık kalırsa çalışmalar daha hızlı ilerler.
Bizim burada yapımızın içerisinde bir son önemli husus da şu olmalı. Biz ekip çalışmasını önemsiyoruz çünkü içimizde yıllarca devletin içerisinde çalışmış insanlar var, daha sonra çeşitli ticari işletmelerde bunu devam ettiren var, akademisyenler var; bir araya geldiğimiz zaman bir şeyler üretebiliyoruz. Kendi çalıştığımız yerlerde de yıllarca hep buna tanık olduk. Eğer bir ekip çalışmasını sergileyebilecek olgunlukta bir insan grubu bir araya geldiyse buradan mutlaka iyi sonuçlar çıkıyor. Yoksa tabiri caizse birisi kendi tarafına çekiyorsa, öteki başka bir tarafa çekiyorsa oradan da iş çıkması zor oluyor.

Söyleşinin I. bölümüne ulaşmak için tıklayınız.
Defence Turk Yayın Koordinatörü. Türk Savunma Sanayii özelinde; savunma teknolojileri, stratejileri ve politikaları araştırmacısı ve takipçisi.