“1871 yılında Japonya’nın Osmanlı İmparatorluğu ziyareti ile başlayan süreç ile birlikte iki toplum arasında yakınlaşmanın önünü açmıştır.“
Eren Yiğitoğlu
Bazı tarihçiler, Türk-Japon ilişkilerinin başlangıç tarihi olarak Ertuğrul Fırkateyni’nin 1890 yılında Japonya’da kaza geçirmesi sonucu bölgedeki Japon halkının Türk denizcilere yardım etmesi sonucu başladığını ifade etmektedir. Halbuki iki taraf arasındaki münasebetler 1871 yılı itibarıyla başlamaktadır. İki taraf arasında başlayan görüşmelerle birlikte Osmanlı payitahtında bulunan II. Abdülhamid, Japonya’ya iade-i ziyaret gerçekleştirmek ister. Bunun üzerine Ertuğrul Fırkateyni 1889 yılında İstanbul’dan hareket ederek çeşitli limanlara uğrayarak Japonya’ya ulaşmayı başarmıştır. Üç ay boyunca Japonya’da kalan heyet, 15 Eylül 1890 tarihinde Japonya’dan Osmanlı İmparatorluğu’na geri dönüş yolculuğuna başlamıştır. Bu dönemde Japonya’da tayfun mevsimi olmasından dolayı gemi Honşu Adası’nın güneydoğusunda yer alan Wakayama eyaletine bağlı Kuşimoto ilçesi açıklarına ulaşmıştır. Tayfunun da etkisiyle gemi bölgede yer alan Oşima Burnu’nun kayalıklarına çarparak batmaya başlamıştır. 16 Eylül 1890’da gerçekleşen bu olayda başta Osman Paşa, gemi süvarisi Yarbay Ali Bey ve 54 subayının da içinde bulunduğu 532 mürettebat şehit olmuştur. Mürettebattan kalan 69 kişi ise bölgede yaşayan Japonların da yardımlarıyla kurtarılmıştır. Yaralıların iyileşmesi sonucunda 1891 yılında Japonya, mürettebatın Osmanlı İmparatorluğu’na geri dönmesi amacıyla gemi tahsis etmiş ve güvenli bir şekilde mürettebat yurda ulaşabilmişlerdir. Bu gerçekleşen olayla birlikte Türk-Japon ilişkileri ivmelenmeye başlamıştır.
Aradan geçen 134 yılın ardından Türk Deniz Kuvvetlerinin envanterinde yer alan TCG KINALIADA, ‘Türkiye ve Japonya Arasındaki İlişkilerin Tesisi’nin 100’üncü Yıl Dönümü’ ve ‘Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya Seyri’nin 134’üncü Yıl Dönümü’ kapsamında; Türk Deniz Kuvvetlerinin görünürlüğünü arttırmak, milli platformlarımızı tanıtmak ve liman ziyaretleri yapılarak çeşitli ülkeler ile ikili ilişkilerin arttırılması amacıyla Japonya’ya seyre çıkmıştır. Bu bağlamda TCG KINALIADA, İzmir’in TCG KINALIADA, İzmir’in Foça ilçesinde yer alan Foça Deniz Üs Komutanlığı’ndan hareket ederek seyrine başlamıştır. Geminin Suudi Arabistan, Cibuti, Somali, Maldivler, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Tayland, Çin, Güney Kore ve en sonunda Japonya’ya ulaşması planlanıyor.
Ertuğrul Fırkateyni’nden TCG Kınalıada’ya Japonya Ziyareti çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 20’nci sayısında.
Çalışmanın tamamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Ertuğrul Fırkateyni Felaketi Öncesinde Türk-Japon Münasebetleri
1890’da Ertuğrul Fırkateyni felaketi öncesinde Türk-Japon ilişkileri henüz yeni yeni gelişmekteydi. İlk adım olarak 1871’de Japon Dışişleri Tercüman ve Katibi Fukuchi Genichiro, Japonya’nın temsilcisi olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun payitahtı İstanbul’a ziyaret gerçekleştirir. İstanbul’da bir dizi ziyaret gerçekleştirdikten sonra Genichiro ülkesine geri döner. İlk görüşmelerden birisi de Rus Çarlığı’nın başkenti Petrograd’da Osmanlı Sefiri Şakir Paşa ile Japonya’nın Petrograd elçisi Yanagihara Sakimitsu arasında gerçekleşen görüşmedir. İki taraf arasında gerçekleşen bu olumlu görüşme neticesinde iki taraf da daha sık görüşme konusunda mutabık kalmıştır. 1878’de ise Japon Donanması içerisinde eğitim gemisi olarak hizmet veren Seiki 1878 yılında İstanbul’a gelmiştir.
1881 yılında ise Japon Dışişleri Müşaviri Yoshida Masaharu İstanbul’da II. Abdülhamid ile görüşme gerçekleştirip ülkesine geri dönmüştür. Bundan sonraki ziyaret ise 1887 yılında Japon İmparatoru Meiji’nin yeğeni Prens Komatsu Akihito’nun İstanbul’a gelmesidir. Prens İstanbul ziyaretinde II. Abdülhamid ile görüşmüş ve Japon İmparatoru Meiji’nin hediyelerini ve nişanlarını sunmuştur. Bu nişanlardan Japonya’nın en önemli devlet nişanı olan Krizantem Nişanı’nın da olmasından dolayı Osmanlı tarafı Japonya’ya iade-i ziyaret yapılması yönünde bir karara varmıştır.