“Kuvvet dengesi aleyhine olan Ukrayna SİHA’ları gruplar halinde değil, en çok etkili olacağı yer ve zaman hesaplanarak adeta bir ‘gerilla baskını’ yapar şekilde vur-kaç taarruzu sergilemektedir.”
Rahmi Erkut Erdinçler
Araştırmacı
Türkiye, karşılaştığı askeri ve jeopolitik sorunların üstesinden gelmek ve maruz kaldığı ambargo / teknoloji kısıtlayıcı hamlelere karşı geliştirdiği yerli ve milli savunma sanayii ile bu alanda 21. yüzyılın en çok gündeme gelen ülkelerinden biri olmuştur. Teknolojik olarak doğuş yeri Türkiye olmamasına ve kısmen envantere girişi diğer ülkelere göre geç kalınmış olsa dahi Silahlı İnsansız Hava Araçlarının (SİHA) gerçek potansiyelini tüm dünyaya gösteren ülke Türkiye olmuştur. Terörle mücadelede gösterdiği kabiliyet ve getirdiği kazanımlar ile göz dolduran Türk SİHA ürünleri, ilk olarak Şubat-Mart 2020’de Suriye’de Bahar Kalkanı Harekâtı’nda, sonrasında Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) tarafından bölücü Hafter güçlerine karşı, devamında ise Eylül-Kasım 2020’de Azerbaycan’ın Karabağ’ın kurtarılması harekâtında oyun değiştirici olarak tüm dünyanın gündemine yerleşmiştir. Türk SİHA’larının bu başarısı birçok ülkeye ihraç edilmesinin önünü açmış; imha ettikleri özellikle Rus menşeili birçok silah sisteminin sorgulanmasına yol açmıştır. Ukrayna’nın Türk firması BAYKAR Teknoloji’den aldığı Bayraktar TB2 SİHA’lar, Rusya’nın 22 Şubat 2022’de Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal girişiminde herkesin merakla performansını beklediği bir ürün olmuştur. Ukrayna ise kendi SİHA envanterini, çok daha üstün bir hasıma karşı uyguladığı vurkaç (gerilla) tipi taarruz konsepti ile kullanma imkânı bulmuş, bu konuda dünya harp literatürüne yeni bir başlık açmıştır. Bu çalışmada Türk SİHA Taarruz konsepti olan Sürü SİHA taarruzlarına giden süreçten analize başlanarak Ukrayna’nın Gerilla SİHA Taarruzu konsepti analiz edilecek; Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki etkileri ortaya konacaktır.
Türkiye’nin Terörle Mücadelesi ve SİHA’lara Giden Süreç
Türkiye’nin 1980’lerden beri maruz kaldığı temel beka sorunu bölücü terör olmuştur. Soğuk Savaş’ın bitimiyle Orta Doğu’da başlayan siyasi-askeri krizler, devamında Körfez Savaşları bölücü terörün hem Türkiye içinde hem de Türkiye’nin komşu olduğu özellikle Irak, Suriye, İran gibi sorunlu komşu ülkelerde palazlanıp daha da güçlenmesine imkân tanımıştır. Türkiye’nin Soğuk Savaş sürecinde olası bir Sovyet işgaline karşı organize ettiği ve nizami harp düzeninde teşkilatlanan ordusuyla, gerilla tipi saldırılar ile gayrinizami harp benimseyen bölücü terör örgütü ile mücadelesinde istediği etkiyi ilk etapta yakalayamamıştır.[I] Ancak geçen süre içinde edinilen acı tecrübeler ile Türkiye kendi anti-gayrinizami harp organizasyonunu oluşturmuştur. 2000’li yıllardan itibaren kümülatif olarak gelişen teknoloji ile yerli ve milli savunma sanayii konusunda ciddi girişimler başlatan Türkiye, terörle mücadele noktasında istediği etki ve sonuçları İHA’lar ile taçlandırmıştır. Başlangıçta keşif-gözlem gibi yardımcı görevlerde kullanılan BAYKAR üretimi Bayraktar TB2 ve TUSAŞ üretimi ANKA gibi İHA’lar, Türk Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan F-16 ve F-4 gibi konvansiyonel savaş uçakları ile entegre görevler icra etmiştir.
Yeni Bir SİHA Taarruz Konsepti? Ukrayna’da Gerilla SİHA Taarruzları çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 9′uncu sayısında.
Defence Turk Dergi’ye online ve basılı olarak erişmek için tıklayınız.
Ancak yaşanan istihbarat zafiyetlerinin önüne geçmek, operasyon maliyetlerini düşürmek ve noktasal hedef imhası imkânına kavuşmak amacıyla mevcut İHA’ların silahlandırılması başlatılmıştır. ABD Ordusu’nun Afganistan Savaşı sırasında Taliban’a karşı General Atomics MQ-1 Predator SİHA’lar ile uyguladığı ancak kısmen başarılı olan taktik, Türkiye’de terörle mücadelede çok büyük olumlu sonuçlar getirmiştir.[II] FETÖ/PYD terörist organizasyonunun Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden temizlenmesi ve geçmişte elde edilen terörle mücadele tecrübesi, yerli ve milli savunma sanayii ile birleşerek Türkiye’yi güvenlik sorunları ile mücadele bağlamında tekrar bölgesel güç konumuna yükseltmiştir.[III] Türkiye’nin Suriye’de ve Irak’ta bölücü/kökten-dinci terör örgütleri ve yine Suriye’de hasım Eset Rejimi güçlerine karşı girişilen sınır ötesi operasyonlarda kullandığı SİHA envanteri, kendisine küresel anlamda ün getiren konumuna Şubat-Mart 2020’de Suriye’de ulaşmıştır.
Grup SİHA Taarruzu Konsepti
27 Şubat 2020 gecesi Rus-Rejim savaş uçaklarının hava saldırısında, hava sahası (ve katmanlı hava savunma sistemi tam anlamıyla kurulamadığı için) Türk kontrolünde olmadığı için 34 şehit verilmiştir. Bu saldırı karşısında Türkiye Rejim ve onu destekleyen terör unsurlarına karşı “Bahar Kalkanı Harekâtı’nı” başlatmış, elindeki SİHA envanterini gruplar halinde taarruz ettirerek dünyaya SİHA’ların gerçek potansiyelini göstermiştir. Bahse konu konsept için “sürü” terimi de kullanılmaktadır. Ancak “sürü” harekat sensör verilerinin ortak biçimde işlendiği, uçakların havada birbirileri ile etkileşime girdiği çok daha kapsamlı bir teknik entegrasyonu kapsadığı için burada “grup” olarak değinilmiştir.
Yazının devamı için lütfen giriş yapın veya kaydolun