Patlayıcılarla Uzaktan Mücadele Aparatı (PUMAR) adını verdiğimiz proje ile kızılötesi hareket sensörlü EYP (El Yapımı Patlayıcı) tehdidine karşı askeri personeli ve araçları koruyacak bir aktif koruma sistemi geliştirerek bu alanda dünyada bir ilk hedeflenmiştir. Bu yazıda İstanbul Bilgi Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği öğrencisi olan şahsım Hazar Doğanlar’ın, konuyla ilgili yaptığım çalışmaları ve ortaya koyduğumuz buluş niteliğindeki kritik savunma sanayii teknolojisinin detaylarını bulabileceksiniz.
EYP tehdidinin gelişimi
Yıllar içerisinde ülkelerin ve orduların geleneksel EYP’lere karşı geliştirdiği çözümler karşısında EYP teknolojisi de terör örgütleri tarafından sürekli güncellenmiş ve değiştirilmiştir. En ilkel haliyle çekme, basma, baskıdan/gergiden kurtulma (tökez telli) gibi teknikleri kullanan fiziksel başlatma mekanizmalı EYP’ler, çeşitli dedektör ve tespit sistemleri sayesinde keşfedilebilir hale geldikten sonra ilk değişim yaşanmıştır. Bu değişimle birlikte yeni EYP tipi olarak telsiz kontrollü ateşleme yöntemi en çok kullanılan yöntem haline gelmiştir. Teröristlerin EYP’leri ateşlemek maksadıyla çok çeşitli uzaktan komuta cihazları kullandığı görülmüştür. Bu maksatla araba alarmları, garaj kapı açma sistemleri, araba otomatik kapı açma sistemleri, oyuncak araba ve uçak uzaktan komuta sistemleri, kablosuz kapı zilleri, uzak mesafeli kablosuz telefonları ve aile alarm sistemleri modifiye edilerek kullanılmaktadır. Radyo sinyali yayan herhangi bir cihaz modifiye edilerek bir ateşleme sistemine dönüştürülebilir. Telsiz kontrollü EYP’ler fiziksel başlatma mekanizmalı EYP’lere nazaran daha çabuk yerleştirilebilirdirler ve tespit edilmeleri daha zordur. Bir süre ülke ordularına ciddi problem yaratan bu EYP tipi, geliştirilen çeşitli jammer (sinyal bozucu) sistemler ile etkisiz kılınabilmiştir.
Kızılötesi hareket sensörlü EYP’lerin orataya çıkışı
Tam olarak bu noktada EYP teknolojisi bir kez daha güncellenmiş ve kızılötesi hareket sensörlerinin algılayıcı olarak kullanıldığı EYP düzenekleri geliştirilmiştir. 1980-1988 yılları arasında gerçekleşen İran-Irak Savaşı sırasında el yapımı patlayıcı konusunda uzmanlaşan ve ciddi bir tecrübe elde eden İranlılar mevcut teknikleri Hizbullah örgütü vasıtasıyla Lübnan’a taşıdı. 2000’li yılların başında buradaki İran bağlısı güçler, mevcut radyo kontrollü EYP’lere karşı sinyal kesici (jammer) sistemleri kullanılması üzerine, sinyal kesicilerden hiçbir şekilde etkilenmeyen pasif kızılötesi sensörleri EYP’lerde kullanmaya başladılar. Böylece dünyadaki EYP teknolojisi son halini aldı. Hareket sensörlü EYP teknolojisi günümüze dek muharebe sahasında karşılaşıldığında üstesinden gelmesi en güç ve en tehlikeli tuzaklı sistem olarak hâlâ literatürdeki yerini korumaktadır. Bunun sebebi her ne kadar konu üzerinde bazı çalışmalar yapılmış olsa da, henüz bu EYP teknolojisine karşı kesin çözüm sayılabilecek bir sistemin ortaya konamamış olmasıdır.
Hareket algılamaya dayalı olarak aktive olan EYP devreleri; hem malzeme bakımından ucuz ve ulaşılabilir olduğu için, hem de bir bölgeye kurulduktan sonra zamanında patlaması için kimsenin gözetimine ihtiyaç duymadığından terör örgütleri tarafından tercih edilmektedir. Bu işlemin gerçekleşmesi için kullanılan elektronik devrenin en önemli elemanı, hedef tespitini yapan ve EYP’nin özgün karakteristiğini oluşturan pasif kızılötesi hareket sensörüdür. Bir EYP devresinde kullanılan PIR sensörü, EYP’nin kamuflajı içerisinde saklanmak zorundadır. Ancak, hedef tespiti yapabilmesi için de sensörün algılama yapan yüzünün açık olması ve taranmak istenen alana doğru bakar vaziyette olması gerekmektedir. EYP üreticileri bu sorunu çözmek için EYP’nin taş görünümündeki dış kaplamasına yaklaşık 1 cm çapında dairesel bir pencere açmaktadır. Bu pencereye literatürde “PIR penceresi” adı verilmektedir. Sadece sensörün önündeki alanı taramasına imkan sağlayacak kadar açıklığı olan bu pencere sayesinde EYP’nin kamuflajından da ödün verilmemesi sağlanmaktadır.
ABD ordusu tehdit karşısında çaresiz kaldı
Hareket sensörlü EYP’ler, Lübnan’da İsrail’e karşı etkili bir şekilde kullanıldı. Amerikan-Irak savaşı sırasında Irak direniş güçleri tarafından da ABD askerlerine karşı çok sık kullanıldı. Özellikle 2004-2007 yılları arasında ABD güçleri bu EYP tipi karşısında çaresizce kayıp vermeye devam etti. Kullanımı karşısında, askeri birliklerin çaresiz kalması ve kızılötesi hareket algılama tekniğini kullanan terör gruplarının hedeflerine verdirdikleri zayiatın artması bu EYP tipini daha da yaygın hale getirdi. Üstelik; terör örgütleri, istihbarat servisleri ve ülkelerin resmi silahlı güçleri arasında oluşturulan bu üçgende sürekli bir bilgi akışı ve tecrübe paylaşımı olduğu için bu EYP tekniğinin diğer silahlı örgütlerin eline geçmesi de uzun sürmedi. Irak ve Afganistan’da ABD güçleri sıkça sensörlü EYP’ler nedeniyle kayıp vermeye devam ettiler. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı hem Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi sınır ötesi harekâtlarda hem de yurt içinde çeşitli terör örgütleri tarafından hareket sensörlü EYP’ler kullanıldı.
IŞİD Suriye’de hareket sensörlü EYP’leri kullandı
Ortadoğu’da devam eden iç karışıklıklar kapsamında Suriye’ye de sıçrayan iç savaş sırasında, iç savaşın hemen hemen tüm süreçlerinde hareket sensörlü EYP’ler kullanıldı. Özellikle Suriye iç savaşında kritik bir öneme haiz olan Rakka Savaşı sırasında IŞİD terör örgütü, hareket sensörlü EYP’lerin, şehir savaşı konseptinde ne kadar işlevli olduğunu ve ciddi bir kuvvet çarpanı etkisi yaptığını göstermiştir. Özellikle yol kenarlarında ve bina girişlerinde çeşitli materyallere benzetilerek kamufle edilen bu EYP’ler, savaşın uzamasına neden olmuştur. Rakka savaşı sırasında karşılaşılan bu güçlük karşısında ABD ordusu, bölgeye bu tehlikeli EYP türüne karşı savunma sağlamasını bekledikleri “gergedan boynuzu” adını verdikleri sistemin entegre edildiği zırhlı araçları gönderdi. Bu araçların diğerlerinden farkı, ön tamponlarına takılı olan 1 metre uzunluğundaki aparattı. Ancak infilak eden EYP’lerin etki yarıçapı gözetildiğinde bu 1 metrelik aparatın, EYP saldırılarının etkisini azaltamadığı ortaya çıktı.
EYP teknolojisinin geldiği son nokta olan kızılötesi hareket sensörlü mekanizmaların, kullanıldığı ve bu tekniği kullanan grupların bulunduğu ülkelerin 4 kıtadan 18 ülke olduğu haber ajansları, araştırma raporları ve ülke verileri incelenerek tarafımızca tespit edilmiştir. (İran, Lübnan, İsrail, Afganistan, Irak, Türkiye, Bahreyn, Suriye, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Libya, Somali, İngiltere, İspanya, Fransa, Portekiz, Kolombiya) Dolayısıyla risk altında bulunan bu ülkeler aynı zamanda PUMAR sistemi için talebin yoğun olacağı pazarı da ifade etmektedir.
EYP’lerin uzaktan imhası için özel olarak tasarlandı
PUMAR teknolojisi, tüm bu eksiklikler ve harp sahasının gerçekleri gözetilerek geliştirilmiş bir aktif koruma sistemidir. Kızılötesi hareket sensörlü EYP’lerin uzaktan imhası için özel olarak tasarlanmış olan bu sistem, kızılötesi algılama yapan sensörlere sahip EYP’leri, kızılötesi karşı tedbir teknikleri ile aldatarak söz konusu EYP’lerin uzaktan imhasına veya diğer bir ifadeyle erken infilakına sebep olmakta ve taranan bölgeyi ya da menzili sensörlü EYP tehdidinden arındırmaktadır. Projenin nihai çıktısı olarak öngörülen PUMAR sistemi, kullandığı teknik itibarı ile daha önce sunulan tüm ürünlerin dışında yeni bir ürün olmakla beraber sensörlü EYP’lere karşı geliştirilmiş, uzaktan imha özelliğine sahip tek aktif koruma sistemi olduğu için tarafımızca patent başvurusu yapılmıştır.
Mevcut durumda hareket sensörlü EYP’lere karşı sunulan kesin bir çözümün var olmaması ve bu EYP tipinin düzenli ordular üzerinde oluşturduğu çaresizlik etkisi bilindiği için sahada örgütler tarafından oldukça sık kullanılması, projenin önerdiği çözümün alanında rakipsiz olmakla birlikte kullanımının zaruri bir çözüm olmasını sağlamaktadır.
EYP’yi güvenli mesafeden imha yeteneği
PUMAR, sahip olduğu opto-elektronik sistem ile entegre olduğu askeri aracın ilerlediği yönde, menzili dahilinde bulunan tuzaklanmış hareket sensörlü EYP’leri kullanıcısı zarar görmeyecek kadar uzak mesafeden otomatik olarak imha etmektedir. PUMAR sistemi, modüler yapısı sayesinde direkt olarak kara araçlarına entegre edilebilir. Üzerinde bulunduğu kara platformunu ve dolayısıyla arkasındaki konvoyu da koruyabileceği gibi, mini insansız hava araçlarına entegre edilip operasyon yapılacak bölgenin önceden taranması ve söz konusu sensörlü EYP tehditlerinin bertaraf edilmesi konseptiyle de kullanılabilecektir.
Yüksek İhracat Potansiyeli
PUMAR’ın öncelikli olarak ülkemiz ve TSK’nın acil şekilde sensörlü EYP’lere karşı olan zafiyetini gidermek üzere geliştirilmesi hedeflenmektedir. Dünya üzerinde sensörlü EYP’lerin kullanıldığı ülkeler baz alındığında bu bölgede askeri faaliyeti olan tüm ülkelerin zafiyetini ortadan kaldırabilecek nitelikte olması, ihracat potansiyeline sahip olması açısından da ciddi bir motivasyon kaynağı oluşturmaktadır.
PUMAR projesi Kasım 2016’da başlatılmış olup, sırasıyla; taslak, ön tasarım, kritik tasarım gibi aşamaları tamamlamış ve prototip aşaması noktasına ulaşmıştır. PUMAR projesi bu süreçte katıldığı ilk yarışma olan Başakşehir Living Lab Girişimci Günü 7 yarışmasında Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. TÜBİTAK 2242 Üniversite Öğrencileri Araştırma Prrojeleri Yarışması’nda Edirne’den Düzce’ye uzanan alanda 7 şehri kapsayan bölge finalinde savunma uzay ve havacılık kategorisinde birincilik ödülüne layık görülen PUMAR, aynı yarışmanın ulusal finallerine katılım hakkı kazanmıştır.
Halihazırda Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark Kuluçka Merkezi’nde şirketleşen ve kurumsallaşan yapımızla PUMAR projesinin Ar-Ge faaliyetleri devam etmektedir. Bu kapsamda sektör uzmanları tarafından gelebilecek işbirliği tekliflerini de değerlendirebileceğimizi belirtmek isteriz. Ayrıca fikri mülkiyet hakları tamamı ile tarafımızca koruma altına alınmış olan projemizle alakalı bizimle iletişime geçmek için aşağıda bulunan iletişim adreslerini kullanabilirsiniz.
Hazar Doğanlar
İletişim Bilgileri:
E posta: hazardoganlar@hotmail.com
Twitter: @hazardoganlar
Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.