Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı 10 Eylül 2020 tarihinde resmi twitter hesabından Doğu Akdeniz konusunda Yanlışlar ve Doğrular adlı paylaşım yapıldı.
Yanlış |
Doğru |
Doğu Akdeniz’de bulunan her ada, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge (MEB) oluşturabilmektedir. | Uluslararası deniz hukukuna göre, iki ana kara arasındaki ortay hat ters tarafında kalan adalar, her durumda kara suları dışında deniz yetki alanı yaratamamaktadır. |
Bölgedeki Yunan Adalarının varlığı, Yunanistan’ın deniz yetki alanını artırmasına olanak sağlamaktadır. | Deniz yetki alanlarının, hakkaniyet ilkesi korunarak ikili veya çoklu uluslararası anlaşmalar ile belirlenmesi gerekmektedir. |
Türkiye’nin NAVTEX ilan ettiği bölgeler, Yunan kıta sahanlığı içerisinde yer almaktadır. | Türkiye’nin araştırma faaliyetleri yürüttüğü ve NAVTEX ilan ettiği bölgeler, Türk kıta sahanlığı içinde bulunmaktadır. |
📍Doğu Akdeniz konusunda deniz yetki alanı, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge ve NAVTEX'e ilişkin doğru bilgileri öğrenmek için 👇 pic.twitter.com/Yzv207ywQJ
— T.C. İletişim Başkanlığı (@iletisim) September 10, 2020
Türkiye için Doğu Akdeniz meselesi
Doğu Akdeniz, geçmişten günümüze kadarki süreç boyunca Kıbrıs sorunu, Suriye iç savaşı ve Lübnan sorunu, Libya iç savaşı, Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan Ege’de(Adalar Denizi) karasuları, hava sahası, adaların silahsızlandırılması ve kıta sahanlığı sorunları gibi birçok sorunun merkezinde kalan bölge olarak, coğrafi açıdan da bölgeye sınırı olan Türkiye, İsrail, Mısır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan, Lübnan, Suriye ve Libya’nın aktif politika yürüttüğü alan olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bunun yanında sınırı olmadığı halde dünyanın doğu ve batısını birbirine bağlayan, ticaret yollarının ve petrolünün geçtiği Doğu Akdeniz ile enerji kaynaklarının paylaşımı üzerine bölgeye kıyıdaş olmayan ABD, Rusya, İngiltere, İtalya, Almanya, Suudi Arabistan, BAE ve İran gibi ülkelerinde bölgeye olan ilgisi tüm yoğunluğuyla sürmektedir. Doğu Akdeniz kıyı açıklarında keşfedilen zengin gaz rezervlerinin önümüzdeki yıllarda bölgeye fazlasıyla refah ve zenginlik getireceği gözlemlenmekte olduğundan, kıyıdaş olmayan bu ülkelerin ilgisi beklendiği gibi dikkatleri üzerine çekmektedir (Taner, 2018).
BM Deniz Hukuku Sözleşmesinde, bölgeye kıyısı bulanan ülkelerin, diğerleri üzerinde bölgedeki haklarını sınırlandırma yetkisinin olmayacağı belirtilmiştir. Ülkelerin yalnızca 200 mil haklarının kullanıldığı bu bölgelere Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) denirken, bahsedilen rezervlerin olduğu alanda çakışma yaşanması dolayısıyla ülkeler BM’ye sundukları MEB anlaşmaları yanında, kendi aralarında da ikili anlaşmalar yapma yoluna gitmişlerdir.

Bölgenin Jeopolitik Önemi
Doğu Akdeniz, birçok ülkenin deniz ile bağlantısının sağlandığı, dünyaya açıldığı bölge olmakla birlikte, bölge ülkelerinin istikrarsızlığı, az gelişmişliği, yaşanan bölgesel çatışmalar ve iç savaşlar neticesinde gerçek anlamda potansiyelini yansıtamamaktadır. Bu istikrarsızlık yine en çok bölge ülkelerinin etkinliğini kısıtlamakta, maksimum faydanın elde edilmesinin önüne geçmektedir. Bölgede bulunan Kıbrıs adası anahtar rolde olup, ileri bir karakola benzetilebilir. Ada, geçiş güzergahlarının merkezinde bulunup, konumu sebebiyle bölge hakimiyetinde kritik bir yere sahiptir. Adada Türk askeri varlığının yanı sıra Birleşik Krallık’a ait hava üslerinin bulunuşu bunu kanıtlar niteliktedir.
Bölgesel güçlere ev sahipliği yapan bu alan, Süveyş Kanalı vasıtasıyla Asya-Afrika bağlantısı sağlayıp, önemli bir ticaret rotası olması sebebiyle geçmişten bugüne değin bölgesel/küresel çapta kanalı hakimiyet mücadelelerin başrolünde olmuştur. Arap milliyetçisi, Mısır’ın devrik lideri Nasır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirilmesi ve akabinde yaşanan İsrail – Birleşik Krallık – Fransa müdahalesi, Kıbrıs Adası üzerindeki egemenlik çabaları, yine Birleşik Krallık’ın adada garantör ülke sıfatıyla söz sahibi olması ve askeri varlığını sürdürmesi, Suriye iç savaşı sebebiyle bölgede bulunan çeşitli ülke donanmalarına ait filolar, bölgedeki Rus askeri varlığı ve son olarak Rusya’ya Tarsus Limanı üzerinden verilen uzun yılları kapsayacak ticari imtiyazlar… Yukarıda bahsi geçenler ve dahası sebebiyledir ki bölge önemini yitirmemiş aksine giderek bölge ülkelerinin kesişim noktası olmaktadır.
İlginizi çekebilir
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesi

Savunma Sanayii ile ilgileniyor.