Nato’nun 70. yılının kutlanacağı zirve yarın Londra’da başlıyor. Uluslararası gündemin yoğun ve karmaşık olduğu bu günlerde zirvede ne gibi konuların tartışılacağı merak konusu olurken, zirve öncesi ortaya çıkan siyasi tablo bir takım ön izlenimler vermektedir.
Macron’dan ‘Beyin Ölümü’ Eleştirisi
Öne çıkan başlıklar arasında Emmanuel Macron’un geçtiğimiz günlerde yaptığı NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiği yönündeki ifadesi yer alıyor. Tarihine baktığımız zaman çoğu dönem Avrupa’nın en güçlü kara gücünü oluşturan Fransa, De Gaulle döneminde NATO’nun askeri kanadından çekilmişti. Son zamanlarda ise Macron benzer bir yaklaşım ile bir Avrupa ordusunda bahsetmeye başlamış ve akabinde Birleşik Devletler Başkanı Trump tarafından sert biçimde eleştiriye maruz kalmıştı. Geçtiğimiz günlerde ise Macron NATO’nun neyin ölümü gerçekleşmiştir diyecek noktaya geldi. Bu karşıt görüşe rağmen, Avrupa içerisinde NATO’ya karşı ortak bir koalisyonun kurulması zor gözükmektedir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası SSCB’nin işgali ile karşı karşıya kalan Kuzey Avrupa ülkeleri ve çifte işgal ile büyük travma yaşayan Polonya’nın bu tür söylemlere destek vermesi olası gözükmüyor.
Öte yandan yine Fransa’nın dahil olduğu bir tartışma Zirve’ye damgasını vurabilir. Zira, Macron’un ‘beyin ölümü’ ifadesi Türkiye’de geniş yankı buldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron’a sert tepki gösterirken, bu gelişmeler Londra’daki oluşacak atmosfer hakkında izlenim vermektedir.
Türkiye Savunma Planı’nın Yayımlanmasını Veto Etti
Bir diğer önemli gelişme ise Türkiye’nin merkezinde olduğu Savunma Planı hakkında. Rusya’nın artan gücü ve özellikle Kırım’a müdahalesi NATO için dönüm noktası olmuştur. Bu andan itibaren Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Rus tehdidi tekrar canlanmıştır. Buna bağlı olarak gelen haberlere göre Baltık ülkeleri ve Polonya’yı kapsayacak biçimde bir Savunma Planı hazırlanmış ancak Türkiye, bu Savunma Planı’nın yayımlanmasını yönünde pozitif adım atmamıştır. Bunun gerekçesi olarak Suriye’de gerekli desteği göremediğini ve bu yönde yayımlanmasını talep ettiği NATO Savunma Planı’nın yayımlanmayışı öne sürülmektedir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: “NATO’nun tüm müttefiklerin endişelerini karşılayacak şekilde hareket etmesi lazım. Güvenlik endişelerini karşılamada bazı ülkeler itiraz ederse bu kez NATO içinde birlik olmaz. NATO içinde kararlar zaten konsensüsle olur. Biz Baltık ülkelerine yönelik NATO’nun mukabele planına karşı değiliz ama Baltık ülkeleri için istenenin bizim için de istenmesi lazım. Biz de müttefikiz.” diyerek Türkiye’nin kaygılarını belirtmiştir.
Türkiye’den Baltık ülkelerinin savunma planına engel: YPG/PKK Terör Örgütüdür!
Miçotakis NATO’dan Kınama İsteyecek
Bir diğer gündem maddesinin ise Yunanistan-Türkiye arasında olması muhtemel gözükmektedir. Uzun süredir Doğu Akdeniz’deki rezervler ve münhasır ekonomik bölgelerin(MEB) belirlenmesi hakkında gergin bir uluslararası ortam bulunmakta. Türkiye, bir süredir gündemde olan Libya ile denizden komşu olduğuna yönelik tartışmalara dair somut bir adım attı ve Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması yönelik mutabakat imzaladı. Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat, Doğu Akdeniz jeopolitiğini köklü bir şekilde değiştirebilecek bir hamle olarak gündeme geldi. Hem BM hem de Türkiye tarafından tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Türkiye arasında imzalanan yetki alanı belirleme mutabakatı öncesinde bölgenin durumunun özetlenmesi, bu mutabakatın bölgedeki tüm dengeleri değiştirecek bir niteliğe sahip olduğunun anlaşılması için önemlidir. Bu hamle üzerine parti kongresinde konuşan Miçotakis, 3-4 Aralık’ta Londra’da yapılacak zirve sırasında NATO’dan Türkiye’ye kınama talep edecek. “Üyelerinin biri açıkça uluslararası hukuku çiğnerken ve bir diğer üyeyi karşısında almışken NATO gibi bir ittifakın kenarda durup sessiz kalması mümkün değildir” ifadelerini kullanan Yunan lider, Zirve’nin bir diğer önemli ismi olağanın sinyallerini veriyor.
Kaynak: BBC / Euronews
Dış Haberler Editörü