“Bu yazı İspanyol Ordu Dergisindeki okumalardan çıkan notlardan oluşturulmuştur.”
İspanyol Ordusu gelecekteki savunma ihtiyaçlarını karşılamak üzere “Fuerza 35” (Kuvvet 35) isminde bir program yürütüyor. Programın anahtar kelimeleri pek yabancı değil:
- Müştereklik (Kuvvet Yapısı)
- Esneklik
- Gelişmiş Teknoloji
- İttifak ile Uyumluluk (NATO & AB)
“Fuerza 35” yapısal bir zihniyet değişikliği, derin bir kültürel değişim oluşturacak.
İttifak Vurgusu
Bahse konu anahtar kelimeler her ne kadar oldukça tanıdık gelse de program ile ilgili detaylarda ilgi çekici ifadeler var. Programı tanıtan bildiride ittifaklar ile ilgili oldukça iddialı bir bölüm şöyle:
“Günümüzde hiçbir ülke güvenliğini tek başına koruyamamaktadır. Müttefik ülkeler arasındaki uluslararası toplulukta karşılıklı bağımlılık giderek daha da derinleşecektir.
Ayrıca program kapsamında teknolojik entegrasyon kadar sosyal konulardaki entegrasyonun sağlanması hususunun altı çiziliyor.”
Programda yeni nesil muharebe sahası ile ilgili tanımlanan tüm anahtar kelimeleri (veri işleme uygulamaları, yüksek bağlanabilirlik, robotik, kuantum ve sinir ağı teknolojileri, otonomi, yapay zeka, nanoteknoloji, aşırı hassas silah sistemleri, akıllı sistemler) bulmak mümkün.
Sivil teknolojilerdeki gelişme hızının orduya yansıtılması için mevcut tedarik planlamalarının ve satın alma süreçlerinin çok daha hızlı gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Bu vurgu büyük önem taşıyor. Günümüzdeki savunma tedarik programları onlarca bürokratik süreç, sivil ve askerî testler, standartlar ve çeşitli sebeplerce çok uzun zamanlar almaktadır. Nitekim bu süreçler orduların yeni gelişmeleri istenen ölçüde yakalamasının önündeki en büyük engellerden birini oluşturmaktadır. Hatta bazı konularda standardizasyon gibi dertleri olmayan devlet dışı aktörler ve terör örgütleri daha işlevsel ve yenilikçi saldırı sistemlerini ordulardan önce kullanarak sürpriz etkileri yaratmaktadırlar. Yemen ve Suriye’de bu doğrultuda çokça örnek sergilendiği görülmektedir.
Kapsamlı Dönüşüm
15 yıldan uzun sürecek program kapsamında dönüşüm kara kuvvetlerindeki tüm birimleri etkileyecek. İlk olarak, referans birimi olan ’35. Tugay’ dönüştürülecek. Daha sonra dönüşüm ordunun kalanına yansıtılacak. Program ile ilgili bildirilerde ’35. Tugay’ın kabiliyetlerinin doğrudan 8×8 araçlar üzerine kurgulanacağı çok kez yineleniyor.
Program günümüz muharebe ortamlarının vazgeçilmezi olarak şehir savaşlarından geniş kapsamlı konvansiyonel muharebe ortamlarına kadar etkin olacak bir kuvvet yapısını amaçlıyor.
Bahse konu amaçlar bu tarz programlar için standart hedefler haline geldi. Ancak bu tarz programlarda “teknolojinin gelişim hızına” aldanılarak fazla iyimser hedeflerin belirlenmesi gibi problemlere sıkça rastlanmaktadır. Deneysel olarak sergilenen ve/veya yakın gelecekte hedeflenen gelişmelerin saha yansımasının ön görülemeyecek kadar çok aksilik ile karşılaşabileceği gerçeği önümüzde durmaktadır. Nitekim “insansız” araçlar geleceği 2000’li yıllar için en belirgin hedeflerdi. Bu doğrultuda F-35 progamının son insanlı savaş uçağı programı olduğu çok uzun yıllar temel argüman olarak sunulmuştu. Bugün, içerisinde bulunduğumuz dönemde ise TEMPEST ve FCAS gibi yeni nesil insanlı savaş uçağı projelerinin farklı ülkelerce devam ettiğini, ABD nezdinde ise donanma ve hava kuvvetleri tarafından aynı isimde ayrı ayrı yürütülen iki farklı yeni nesil uçak programı Next Generation Air Dominance (NGAD) programlarının da insanlı olarak kurgulandığını ununutmamak gerekmektedir.
Programda bazı noktalarda ciddi farkındalıklar bulunmakta. Genel bir problem olarak savaştaki tecrübelerin bu tarz programlardaki deneysel çalışmalarda pek kullanılmadığı gerçeğinin altı çizilmiş durumda. Bu nedenle deneysel araçların çatışma sahasından denenmesi hususunun altı çiziliyor. Bu “geçmiş tecrübeleri aktarma” noktasında soru işaretleri doğuruyor olsa da problemin farkında olunması mühim bir husus.
Programın omurgasındaki en önemli unsurlardan biri “entegre savaş sistemi”. İspanyol Ordu Dergisi yeni nesil komuta sistemleri ve komuta yapıları üzerinde önemli içerikler barındırıyor. Derginin son sayıları genel olarak incelendiğinde bahse konu program için entelektüel bir bilgi birikimini destekleyici içerikler oluşturulduğu söylenebilir. Bu vizyonu açık biçimde tebrik etmek gerekmekte.
Gelecekteki komuta sistemleri ve dönüşümler ile ilgili daha önce kaleme aldığım şu yazıyı okuyabilirsiniz:
“İnternetin Silahları”: Ağ Merkezli Harp, Komuta Kontrol ve Gelecek
Program kapsamındaki komuta kontrol sisteminin yerel ve müttefik askerî birlikler dışında sivil sistemler ile de uyumlu çalışacağı net biçimde bildiriliyor.
Yukarıdaki yazıda belirtilen ABD tarafından kurgulanan yapıda olduğu gibi İspanyollar tarafından kurgulanan komuta kontrol sisteminin de çok sayıda sensörden veri alması ve bunları hızlıca işleyerek dağıtması temel hedeflerden biri. İHA’ların sahadaki dinamik birliklerin en önemli sensör kaynaklarından biri olacağı ve en az dört kategoride İHA ile çalışması bekleniyor.
35. Tugay’ın akıllı mühimmat kapasiteli 40-50 km menzillerde topçulara ve 120-140 km menzillerde topçu roketi sistemlerine sahip olacağı belirtiliyor. İspanyol Ordu Dergisi bu konuyu detaylı bir şekilde Kasım 2020 sayısında incelemişti:
İspanyol Ordu Dergisi Kasım 2020 sayısında Tuğgeneral Luis Carlos Torcal Ortega, İspanya Ordusunun topçu sistemleri ihtiyacına yönelik bir yazı yazmış. Yazıda özellikle uygun maliyetli topçu sistemlerinin envantere alınması gerektiği üzerinde duruluyor. https://t.co/nhIEabSQ48 pic.twitter.com/vP7GFGh9Z3
— Fatih Mehmet Küçük (@Fatih_MehmetK) December 29, 2020
Tugay’ın çok alçak irtifa (6 km) ve alçak irtifa (9-10 km) füze tabanlı ve alçak irtifa (5 km) topa sahip hava savunma sistemlerine sahip olması planlanıyor. Ayrıca 5 km menzilli yönlendirilmiş enerji silahları ve elektronik harp sistemleri ile İHA’lara karşı bir hava savunma kapasitesine sahip olması planlanıyor. Bahse konu hava savunma yapısının at unut tipi modern radarlar (AESA vb.) ve hava savunma füzeleri ile oluşturulması halinde özellikle İHA’lara karşı etkin ve makul bir yapıda olduğu düşünülebilir. Ancak günümüz modern mühimmatları göz önüne alındığında; serbest düşümlü mühimmatların dahi 15 km üzerinde menzillerden atılabilmesi nedeniyle füze tabanlı mobil hava savunma sistemlerinin daha uzun menzillerde olması İspanyol Ordusu için faydalı olacaktır.
Program kapsamında sürekli olarak teknolojik gelişimlerden, personel azaltılmasından bahsedilirken bildirinin sonunda net bir biçimde ordudaki savaşçının “askerler” olacağının altı çiziliyor.
“Yaşadığımız değişikliklere rağmen, Ordunun ağırlık merkezi hâla savaşçı olacak. Makineler insanlara bazı işlevlerde yardımcı olacak, ancak onların yerini almayacaklar.”
Ordunun Sektörü Yönlendirmesi
Fuerza 35 programı içerisinde vizyoner bakış açıları barındırıyor. Programın bildirisinde ve İspanyol Ordu Dergisi’ndeki yazılarda net bir biçimde ordunun sektördeki firmalar ve üniversiteler ile doğrudan iletişimde olması ve yönlendirmesi hususunun altı çiziliyor. Ejército-Empresas-Innovación (2E+I): “Ordu-Şirketler-İnovasyon” forumunda ordu doğrudan üniversite ve şirketleri Fuerza 35 programı özelinde yönlendirmekte.
Şahsi bir fikir olarak; İspanyol Ordu Dergisi‘nin topçu sistemlerinden paraşütle indirme operasyonlarına kadar bilgi aktardığı içerikler ile personelini ve yerel sektörü yönlendirme çalışmaları bahse konu programın başarısı için en temel öğelerden birini oluşturuyor. İspanyol Ordusu programın sadece kara kuvvetleri için değil İspanya’nın genel savunma yapısını etkileyeceğini düşünerek Fuerza 35’i olabildiğince geniş bir modernizasyon programı olarak kurguluyor.
Ülkemizde de bir yansıma olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gelecek programları ile ilgili net biçimde vizyonunu paylaşacağı, yönlendireceği atılımlar yapması dileğiyle…
Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.