TÜBİTAK SAGE Enstitü Müdürü Gürcan Okumuş MaviVatan.net ile yaptığı söyleşide gemilere yönelik hava savunma sistemi çalışmalarına ilişkin önemli bilgiler verdi.
G-40 füzesinin Gemi Hava Savunma Füzesi olarak da ESSM muadili bir yapıya sahip olduğunu belirten Okumuş Esnek Dikey Atış Sistemi bir çok füzenin gemilerden ve karadan atılabileceğini belirtti.
Gürcan Okumuş’un konu ile ilgili açıklamaları şu şekilde:
“TÜBİTAK SAGE de öncelikli olarak GÖKDOĞAN ve BOZDOĞAN füzelerini kullanan NASAMS benzeri bir sistem için çalışmalar yapmış menzil ve irtifa değerini arttırmak için daha büyük bir motorlu versiyonun ön tasarımını yapmıştır.
G-40 dediğimiz füze 40 km menzil ve 40 bin feet irtifaya çıkabilen GÖKDOĞAN teknolojilerini kullanan bir hava savunma füzesidir. Bu füze kara konuşlu orta irtifa hava savunma füzesi olarak kullanılabilecek olmakla beraber Gemi Hava Savunma Füzesi olarak da ESSM muadili bir yapıya sahiptir.
TÜBİTAK SAGE’nin çalışmalarına başladığı bir çeşit soğuk atış teknolojisi içeren Esnek Dikey Atış Sistemi ile G-40 füzesini entegre bir şekilde geliştirme fikri de bu alandaki gelişmeler ile başlamış bulunmaktadır. Esnek Dikey Atış Sistemi (EDAS) ile G-40 füzesi gemilerden güvenli bir kullanım sunacağı gibi kara konuşlu sistemlerde kullanılabilecektir.
TÜBİTAK SAGE sadece soğuk dikey atış teknolojisini geliştirmiyor, aynı zamanda soft vertical launch denilen bazı farklılıkları olan benzer bir teknolojiyi de geliştiriyor. Ayrıca bunu tamamlayan yönelim değiştirme teknoloji ile ilgili de çalışmalar yürütülmekte ki bunlar ile ilgili yapılan bazı testleri paylaşmıştık. Buradaki amacımız alternatif atış yöntemlerini geliştirmek. Sektörde sıcak atış teknolojisi zaten mevcut ve biz her zamanki gibi geliştirilmiş olan bir teknoloji yerine olmayan bir yeteneği geliştirmeye odaklandık. Biz bu konuda özellikle deniz kuvvetlerinin günümüz ve gelecek ihtiyaçlarının neler olabileceği yönünde öngörülerde bulunarak başladık. Deniz kuvvetlerimizin yakın hava savunma ve orta menzil ve irtifa hava savunma sistemlerinin alternatif yerli muadilleri neler olabilirden yola çıktık.
Neden soğuk atış derseniz, bu sistem gemilerimizi nispeten daha güvenli tutacak bir teknoloji. Motoru geminin içersinde ateşlemiyorsunuz ve olası kazaların önüne geçmiş oluyorsunuz. Ayrıca sistemin daha az yer kaplayacağını ve daha hafif olacağını öngörüyoruz. Bu da gemilerimize daha fazla silah yükü demek. “
150 km mesafeden karaya hassas güdümlü taarruz yapabilecek mühimmat
Geçtiğimiz yıl Defence Turk tarafından yayımlanan “TÜBİTAK SAGE hava odaklı füzelerde “teknosistem” oluşturuyor” çalışmasında TÜBİTAK SAGE’nin çeşitli AR-GE yatırımlarının GÖKTUĞ (BOZDOĞAN ve GÖKDOĞAN füzelerinin geliştirildiği proje) füzeleri aracılığı ile farklı hava savunma sistemlerinin olgunlaşmasında kullanılabileceği bilgileri paylaşılmıştı. Okumuş açıklamasının devamında G-40’ın çok uluslu MBDA şirketi tarafından geliştirilen 25 km menzilli CAMM ve 45 km menzilli CAMM-ER hava savunma füzeleri ile benzerlik gösterebileceğini belirtti:
“TÜBİTAK SAGE özellikle gemilerde hava savunma tehditlerine karşı reaksiyon süresinin düşürülmesi için G-40, EDAS ve Yanal İtki Motorları ile ilgili teknolojiler geliştirmekte ve CAMM ve CAMM ER benzeri hava savunma füzelerini Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza kazandırmayı hedeflemektedir.
EDAS Sistemi hava savunma füzeleri ile kullanabileceği gibi seyir füzeleri ve güdümlü bombaların yerden atılması ile ilgili de kullanılabilecektir. TÜBİTAK SAGE tarafından EDAS teknolojisi ile ilgili bir vizyon yol haritası çalışması yapılmıştır. Bu yol haritası özellikle gemi hava savunması ile ilgili kendini korumadan bölge hava savunmasına kadar hava savunma füzelerini ve fırlatma sistemini içermektedir. Bunun yanında gemilerde 150 km mesafeden karaya hassas güdümlü taarruz yapabilecek mühimmat ve fırlatma sistemlerini de bu yol haritasında görüyoruz. Ayrıca ülkemizde geliştirilen ve geliştirilecek seyir füzelerinin bu sistemden atılması gibi ülkemizin sahip olmasını arzu ettiğimiz yetenekler için çalışmak arzusundayız.”
Sayın Gürcan Okumuş’un 150 km’den karaya hassas güdümlü taarruz vurgusunda KUZGUN modern modüler müşterek mühimmattan bahsetmesi yüksek bir olasılık olarak görülebilir. IDEF 2019’da KUZGUN Konsepti deniz, kara ve hava platformlarından kullanılabilecek bir mühimmat olarak planlanmıştı. Konseptte dikey atım sisteminden KUZGUN’un fırlatıldığı tasvirler kullanılmıştı. Nitekim Kuzgun’un Turbojet motorlu versiyonun 250 km menzile erişmesinin planlandığı geçtiğimiz günlerde yine Gürcan Okumuş tarafından açıklanmışı.
Savaş gemileri için hava savunma ailesi
Türk Deniz Kuvvetleri halihazırda SM-1, RAM ve ESSM gibi yurt dışından temin edilen hava savunma füzeleri kullanıyor. İstif sınıfı fırkateynlerin üretimi sürecinde dikey atım sistemi konusunda dahi problem oluştuğu ifadeleri kamuoyuna paylaşılırken savaş gemileri için yerli hava savunma sistemi ihtiyaçları artmaktadır.
Türk Deniz Kuvvetleri’nin Kullandığı Hava Savunma Füzeleri:
Füze | Menşei | Menzil | Platformlar |
RIM-66B SM-1MR | ABD | 50 km | Gabya Sınıfı Fırkateynler |
RIM-116A RAM | ABD/Almanya | 7-10 km | Ada Sınıfı Korvetler |
RIM-7P/M Sea Sparrow | ABD | 18+ km | Yavuz Sınıfı Fırkateynler (VLS taşıyan gemilerden de atılabilmekte) |
RIM-162 ESSM | ABD (NATO Konsorsiyumu) | 50+ km | Gabya ve Barbaros Sınıfı Fırkateynler |
Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılar neticesinde kara ve hava kuvvetlerindeki hava savunma sistemi açığının deniz kuvvetlerinde yaşanmaması ve halihazırda devam eden ihtiyaçların da karşılanması için deniz kuvvetlerine yönelik modern ve etkili hava savunma füzelerine yönelik ihtiyaçlar artıyor. Türkiye’nin halihazırda devam eden gemi inşa programlarına yönelik modern savaş yönetim sistemi ihtiyacı yerli için ADVENT bulunurken radar konusunda ÇAFRAD ve CENK-S gibi projelerde çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin gemiler için hava savunma sistemi ihtiyacında en kritik ihtiyaç sistemi füze bu füzeler için uygun fırlatma ve lançer sistemleri.
Gürcan Okumuş söyleşinin devamında sadece kısa ve orta menzildeki savunma ihtiyaçları değil RIM-116A RAM gibi nokta hava savunma amaçlı kullanılan hava savunma füzelerinin de GÖKTUĞ projesi kapsamındaki çıktılar ile tamamlanabileceğini ifade etti:
“Az önce bahsettiğimiz gibi Gökdoğan ve Bozdoğan füzelerimizi hava savunma füzeleri olarak kullanmak için bir yol haritamız var. GÖKDOĞAN füzemiz EDAS sistemi ile beraber kullanılabileceği gibi yeni bir füze türetmek de olasıdır. BOZDOĞAN da yine aynı şekilde kullanılabilir olarak görüyoruz. Bozdoğan füzemizi ayrıca RAM (Rolling Airframe Missile) gibi gemi yakın hava savunma füzesi olarak kullanılmasıyla ilgili ciddi çalışmalarımız mevcut.
Bunun yanında gemilerimizin taşıma kapasitesinin izin vermesi durumunda eğik atış fırlatıcıları ile de kullanmak da mümkün. Aslında özetleyecek olursak çok yakın güdümlü mühimmat savunma için Bozdoğan, yakın/orta menzil hava savunma için Gökdoğan ve orta menzil hava savunma için G-40 diyebiliriz.”
TÜBİTAK SAGE hem deniz hem de karada kullanılması beklenen uzun menzilli hava savunma sistemi projesi SİPER’de yüklenici olarak bulunuyor. Dolayısıyla TÜBİTAK SAGE’nin projeleri başarıyla hayata geçirmesi durumunda nokta hava savunma’dan uzun menzilli hava savunma füzelerine kadar savaş gemilerinin hava savunma şemsiyesinin neredeyse tamamını kapsayacak. Bu süreçten sonra Türkiye’nin anti balistik füze çalışmaları gibi bu alanın en zor projelerinde de TÜBİTAK SAGE’nin yer alacağı değerlendirmesi abartı olmayacaktır.
İlginizi Çekebilir:
TÜBİTAK SAGE hava odaklı füzelerde “teknosistem” oluşturuyor
TÜBİTAK SAGE Enstitü Müdürü Gürcan Okumuş ile Söyleşi | II. Bölüm
Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.