Yusuf Emir Işık
Modern savaşın doğası hızla değişirken, teknoloji ve asimetrik tehditler muharebe sahasında belirsizliği ve karmaşıklığı artırmaktadır. Bu durum, orduların operasyonel kabiliyetlerini artırmak, mevcut kuvvet yapısını modernize etmek ve geleceğin savaş ortamına uyum sağlamak adına yeni programlara ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. ABD Ordusu, geleceğin muharebe sahasında karşılaşacağı tehditlere ve operasyonel gereksinimlere yönelik beklentilerini sürekli olarak güncellemektedir. Bu bağlamda ABD, 2017 yılında 31 modernizasyon programını belirlemiş ve ardından 4 yeni program ekleyerek bu listeyi “31+4 İmza Sistemleri” (31+4 Signature Systems) olarak adlandırmıştır. Bu sistemler, çoklu alan operasyonları için kritik kabul edilmektedir. 31+4 programı, ABD Ordusu’nun gelecekteki muharebe sahasından beklentilerini ve bu beklentilere yönelik stratejik hazırlıklarını şekillendirmektedir. Bu yazıda ise 31+4 sistemleri ve ABD’nin gelecek muharebe sahasından beklentileri değerlendirilmeye çalışılacaktır.
8 ana başlık neleri kapsıyor
2018 yılında kurulan Gelecek Komutanlığı (Army Futures Command), 31 geliştirme ve edinim programının sorumluluğunu üstlenirken, Pentagon’un Hızlı Yetenekler Kritik Teknolojiler Ofisi (Rapid Capabilities Critical Technologies Office/(RCCTO)), geri kalan 4 programın (hepsi uzun menzilli füze sistemleri veya savunma amaçlı yüksek enerjili lazer sistemleri ile ilgili) yürütücülüğünü üstlenmiştir. 35 program, 8 yetenek portföyüne gruplandırılmıştır. Bunlar Uzun Menzilli Hassas Atış (Long Range Precision Fires /LRPF), Yeni Nesil Muharebe Araçları (Next Generation Combat Vehicle/NGCV), Gelecek Dikey Kalkış (Future Vertical Lift/FVL), Entegre Hava ve Füze Savunması (Integrated Air and Missile Defense/IAMD), Asker Öldürücülüğü
(Soldier Lethality), Güvenli Konumlandırma, Navigasyon ve Zamanlama (Assured Positioning, Navigation, and Timing/A-PNT), Ağ (Network), Sentetik Eğitim Ortamı (Synthetic Training Environment) olarak adlandırılmaktadır. İlk altı kategori resmi olarak moderninizasyon öncelikleri olarak belirlenirken, son ikisi ise “destekleyici alanları” olarak tanımlanmaktadır. Destekleyici alanlar ifadesi, doğrudan muharebe işlevi görmeseler de ana operasyonel önceliklerin etkinliğini destekleyen veya artıran yetenekler anlamına gelmektedir.
Uzun Menzilli Hassas Atış programları ile çoklu alan kuvvetlerinin (multi domain/ hava, kara, deniz, uzay ve
siber birimleri kapsayan) düşman A2/AD yeteneklerini delmesine ve etkisiz hale getirmesine olanak tanırken, her kademede askeri üstünlüğü garanti etmeyi hedeflemektedir.
• Yeni Nesil Muharebe Araçları programları, kara kuvvetlerinin ateş gücünü, hızını ve hayatta kalma kabiliyetini artırarak, savaş alanında üstün pozisyonlara manevra yapmalarına ve robotik araçlarla eşleşmelerini hedeflemektedir.
• Gelecek Dikey Kalkış Aracı platformları ve teknolojileri, hava araçlarının manevra kabiliyetini, dayanıklılığını, öldürücülüğünü ve hayatta kalma kabiliyetini artırarak, operasyonel erişimlerini ve rakiplere karşı etkinliklerini artırmayı hedeflemektedir.
ABD Geleceğin Muharebe Sahasından Ne Bekliyor? çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 23′ncü sayısında.
Çalışmanın tamamını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
• Ordu ağ teknolojilerinin modernizasyonu ise geniş arazilerde dağılmış kuvvetleri komuta-kontrol etmek,
çoklu alanlardan etkileri birleştirmek ve ortak bir durum anlayışı korumayı hedeflemektedir.
• Entegre Hava ve Füze Savunması programları hava ve füze savunma yeteneklerinin modernize edilmesini
sağlamayı hedeflemektedir.
• Asker öldürücülüğü programları ise bireysel silahların yeteneklerini artırmayı, askerlere gelişmiş gece görüşü sağlayarak ve ortaya çıkan durumları hızlı bir şekilde anlama ve tepki verme yeteneklerini artırarak öldürücülüklerini, hassasiyetlerini ve hayatta kalma kabiliyetlerini artırmayı planlamaktadır.
Uzun Menzilli Hassas Atış (Long Range Precision Fires /LRPF)
ABD Ordusu, uzun menzilli hassas atış kabiliyetlerini geliştirmek için beş ana program yürütmektedir veya değerlendirmektedir. Bunlar:
• Genişletilmiş Menzilli Topçu (ERCA) programı: Mevcut sistemlerin 30 kilometre olan hedef mesafesine kıyasla, 70 kilometreden daha uzak hedeflere isabetle ateş edebilen bir sistem geliştirmeyi planlamaktadır.
• Hassas Vuruş Füzesi (PrSM): M270A1 ÇNRA Sistemi ve M142 HIMARS ile ateşlenen, karadan karaya, her hava koşulunda hassas vuruş yapabilen bir güdümlü füzedir. PrSM, mevcut ÇNRA ve HIMARS füzelerinin yerini almak üzere tasarlanmış olup, fırlatma podu başına iki füzeyle mevcut ateşleme oranını iki katına çıkarmaktadır.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi. Tarih, uluslararası ilişkiler ve savunma sanayii araştırmacısı