Türkler, bağımsızlık, cumhuriyet, demokrasi, istiklal gibi değerleri Avrupa’dakinin aksine kendi devletine karşı değil, batılı düşmanlarına karşı savaşarak kazanmıştır.
Müberra HUDOĞLU
Milli Savunma Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi
“20. yüzyılda Düvel-i Muazzama arasındaki ‘dünyayı paylaşma’ kavgası, esasen eski ve yeni sömürgeciler arasında cereyan eden küresel bir savaşa dönüştü. I. Dünya Savaşı’nda Akdeniz, bu güçlerin çatışma alanlarından birini teşkil etti. Akdeniz’deki hakimiyet mücadelesi her devlet açısından farklı gelişti. İngiltere’nin politikaları, Hindistan yolunu koruma ve petrol kaynaklarına ev sahipliği yapan Ortadoğu Devletleri ile Basra Körfezi yolunu koruma şeklindeydi. Rusya’nın Boğazlar üzerindeki tahayyülleri ve bu noktada İngiltere ile girdiği çıkar çatışması, Akdeniz’deki çekişme alanını oluşturuyordu. Almanya’nın ‘Drang nach Osten’ (Doğu’ya doğru) politikası, Fransızların Doğu’da sömürge oluşturma merakı, ilgilerini bu bölgeye kaydırmıştı. Tüm bu çatışma ve Akdeniz’de kritik noktalara sahip Osmanlı’nın hayatta kalma mücadelesi, savaşın Türk toprakları üzerinde düğümlenmesine sebep oldu. Bütün bu çatışmaları ve ‘Şark Meselesi’ni çözüme kavuşturmak adına müttefik donanmaları Çanakkale önlerine gelmişti.
.
.
.
Mustafa Kemal Atatürk, Akdeniz’de güçlü bir donanmanın Türkiye açısından ne kadar elzem olduğunu şu sözlerle ifade etmiştir: ‘Ruslar gibi karaya hapis durumdayız. Onlar yıkılmaya mahkûm, çünkü Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nı kapatıp onları Karadeniz’e hapsettim. Böylece Müttefikleriyle bağlantılarını kestim. Ama biz de aynı sebepten çökebiliriz. Akdeniz, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’nun kıyılarında oturuyoruz, doğru, ama okyanuslara açılacak ehliyette değiliz. Deniz gücü olmayan bir kara gücü olarak yarımadamızı, kara güçlerini hiç zorluk çıkarmadan getirebilecek deniz güçlerine karşı savunamayacak durumdayız.‘ I. Dünya Savaşı, Türkiye’nin jeopolitik konumunun deniz gücü olmasını zorunlu kıldığını, Türkiye’nin savunmasının denizlerden başladığını ve güçlü bir donanmaya sahip olmasının hayati önem taşıdığını gözler önüne sermiştir. Bu uğurda Türkiye’nin Akdeniz’deki haklı hak mücadelesini sonuna kadar sürdürmesi, Çanakkale, Millî Mücadele ve diğer tüm şehitlerin ruhunu şad edecek ve onların fedakarlıklarını teslim edecek varoluş mücadelesinin bir parçası mahiyetindedir.”
Akdeniz’de Hakimiyet Mücadelesi: I. Dünya Savaşı’nda Emperyalizm ve Çanakkale çalışmasının tamamı Defence Turk Dergi 3’üncü sayısında.
Defence Turk Dergi’ye online ve basılı olarak erişmek için tıklayınız.

Defence Turk; güvenlik güçleri personeline, savunma sanayii kurum ve kuruluşları ile araştırmacılara savunma ve güvenlik alanında bilgi ve haber takibi hizmeti sağlamaya adanmış bir platformdur.