“ABD Genelkurmay’ı bir hafta sonra bizim Elmadağ’da ne halt karıştırdığımızı resmi yazı ile bizim Genelkurmay’a sormuş.”
Serinin önceki yazısına ulaşmak için tıklayınız
TR-122 Mızrak roketinin babası DRTP (Demonstrasyon Roketi Tasarım Projesi) roketiydi. DRTP’nin babası ise Grad roketi. Sonradan DRTP daha da ilginç bir çalışmaya vesile oldu. Ona da kısaca DRTP (Deretepe) diyorduk aramızda. Bugün anlatacağım kısım bu çalışmanın hikayesi.
90’ların sonuna doğru katı roket yakıtı üzerine artık bir şeyler yazıp çizebilecek haldeydik. Farklı kimyasallarla yapılan yeni karışımların iç balistik parametrelerini belirleyecek laboratuvar testlerini (Strand-Burner Testi) yapıp analiz edebiliyorduk. Daha da güzeli, açık istihbarat kaynaklarından elde edilen bilgilere dayanarak karşımıza çıkan roketlerin balistik performansları hakkında gerçeğe yakın fikir üretebilmeye başlamıştık. Gerçi kısa bir süre sonra İran’ın bilgi potansiyelinin bizi yakalayıp geçtiğini de öğrenecektik ama şimdilik bu başka bir yazının konusu.
Tuğrul ve Uğur ağabeyler o hafta hepimize yeni görevler paylaştırdı. Hepimizin uğraştığı ana konular üzerinden belirgin bazı taleplere göre kavramsal tasarım (conceptual design) isteniyordu. Anlaşılacak dilden konuşmak gerekirse, bunun anlamı şudur; birisi gelir faydalı belirli bir yükü şuradan buraya şu şartlar altında iletmek istiyoruz der. Daha somut olmak gerekirse, dört kişilik bir aileyi, Ankara’dan Antalya’ya, karayolu üzerinden, kapalı ve konforlu bir araç içerisinde, altı saatte taşımak istiyoruz der. Siz de bu ana parametrelere uygun bir araç ve aracın özellikleri üzerinde düşünmeye başlarsınız.
Yakıt karışımı yeniydi. Herşeyden önce balistik parametrelerini analiz etmemiz gerekiyordu. Strand-Burner testi ile başlamalıydık. Numune hazırlanmasını ve tasarımda esas olan yanma odası basıncı üzerinden test edilmesi talebini yaptık. Bunun yanında kavramsal tasarım ana parametrelerine göre, roket motorunun iç basıncı, motorun boyu ve motor borusunun kalınlığı konusunda ip ucu sağladı. Bu aynı zamanda teknoloji grubunun motor borusu malzemesini de seçmesini olanaklı kıldı. Basıncı biliyorsam ve motor borusunun ne kadar süreyle basınca maruz kalacağını biliyorsam bu beni malzemeye götürecektir.
İç balistik yanma bilgisayar analizi (üç boyutlu geriye yanma modeli), iç akış çözücü (hesaplamalı akışkanlar dinamiği cfd modeli) bilgisayar analizlerini yapmaya başladık. Bunları tüm tasarım boyunca istenen ya da değişen durumlara göre tekrar tekrar çalışabilirsiniz.
Bu arada, o yıllarda ROKETSAN’ın Ar-Ge’si olan Mühendislik Geliştirme (Mü-Ge, çoğu zaman kim bu Müge arkadaş şeklinde geyiklere sebep olan kısaltmadır) bölümündeki çalışma ortamından bahsetmeden geçmemeliyim. Elmadağ’daki fabrika yerleşkesinin tam ortasındaki tek katlı bina bizim binamızdı. Paravanlarla bölünmüş kübik (cubicle) odacıklardan oluşurdu. Sıcak bir havası vardı. Hepimiz aynı yerdeydik. Biraz yukarıda yemekhane ve sosyal tesisler, azıcık aşağıda Roketsan Kooperatifinin marketi vardı. O marketi severdim. Ay sonu maaşınızdan mahsub edilmek üzere fiş karşılığı veresiye alışveriş yapardınız. Çocukluğumun fenomeni Nestle gofret ve yine Nestle’nin filli bebe bisküvilerinden kutu kutu alırdım. Bebe bisküvisinin üzerinde üç yaşından itibaren yazardı; yani bana uygun. Akşama doğru acıkan herkes benim kübikime uğrar ve alt dolaptaki zulam talan edilirdi. Asla bu durumdan şikayetçi olmadım.
Bir diğer konu, ROKETSAN’da efsane haline gelen, Ali Rıza Balta Paşa ile birlikte açık havuzu Nisan ayı başından Ekim ayının ilk haftasına kadar kullanıyor olmamızdı. Öğle arası bir saatti. Gider yirmi dakika yüzer, yirmi dakika duş kurulanma faslından sonra yemek yiyip ofise dönerdim. Cennet gibiydi. Havuza giremeyecek kadar serin havalarda beni yemekhanenin arkasındaki basketbol sahasında bulabilirdiniz. En sevdiğim şey yağmur yağarken o sahada spor yapmaktı. Elmadağ’ın en soğuk havasında bile üşüdüğümü hatırlamıyorum. Bir daha öyle bir ortamı hiç yaşamadım.
Gelelim DRTP’ye. Motor herşeyi ile şekillenirken teknik resimlerde, prototip imalatı aşamasına gelmiştik. Malzeme belliydi. Bizden çok daha tecrübeli imalat mühendisleri ile, kavramsal tasarım esaslarına göre belirlenen adede uygun malzeme tipi, stok malzeme tipi ve imalat metodlarını tartışmaya başladık. Asıl problemimiz, belirlediğimiz takvime göre yürüyen seri imalat çalışmalarının arasında DRTP’ye tezgahlarda yer bulmaktı. Neyse ki prototip atölyesindeki torna ve frezelerin zaman ve çalışma aralıkları bizim prototipe uygun çıktı. Böylece kavga gürültü çıkarmadan DRTP’nin parçalarını ürettirebildik.
Herhangi bir prototip çalışmasında bile, tasarım esaslarına uygun ara test ve kontroller yapılabilir. Roket motor boruları için yağ ile yapılan basınç testi bunlardan birisidir. Genelde NDT (Tahribatsız Test) olarak düşünülür ya da bütçeniz uygun ve patronunuz tahammüllü ise patlatıp çatlatıncaya kadar testinizi sürdürebilirsiniz. Burada diğer nokta, tasarımı bildiğiniz için test konfigürasyonunu da kendinizin hazırlamasıdır. Ancak bu konfigürasyonları planlarken, ilgili tüm diğer bölümlerle fikir alışverişinde olmanız hem faydalıdır hem de işbirliği yapacağınız insanları olumlu yönde motive edecektir.
DRTP yaklaşık yarım metre çapındaydı. Özel çelik alaşımı motor borusu bulunuyordu. Tamamen test üzerine tasarlandığından, aslında az bilinen şekilde segmentli olarak düşünülmüştü. Her segment 75 santim uzunluğundaydı. Bu roket kademelerini flanşlı bağlantılar kullanarak birbirine ekleyebiliyordunuz. Ayrıca tekrar kullanıma uygun tasarlamıştık.
Bir kaç aylık yoğun çalışmanın sonucunda, motor borularının stok malzemesi temin edilmiş, yakıt karışımının numunesi balistik olarak test edilmiş ve doğrulanmış, yeterli sayıda motor borusu imal edilmiş, basınç testi aparatları tasarlanarak üretilmiş, yağ ile basınç testi yapılmış, ateşleyici testi tamamlanmış, DRTP’nin test edilecek iki segmentli ilk motoru son montajı yapılarak depoya konulmuştu.
Ocak ayının soğuk bir günüydü. Kar yağmıştı. Yemekhane binasının arka tarafındaki Roket Test binasına giden yol buzla kaplıydı. Forklift’in DRTP’yi emniyetli şekilde taşıyabileceğinden şüpheliydik. Katı yakıtlı roketler içerdikleri yakıtın kimyası nedeniyle tehlikelidir. Motor yaparken aslında irice bir bomba yapıyor olabilirsiniz. Katı yakıtın kimyası RDX ya da SEMTEX gibi plastik patlayıcılara oldukça yakındır. İç balistik grubunun elemanları olarak Roket Test Binasındaki misafir odasında oturuyorduk. Bir kaç yüz metre ileride DRTP forkliftin çatalında nükleer bomba edasıyla sallanıyordu. Roket Test Teknisyeni hepimizin sevdiği Mustafa Özcan Statik Test yatağına DRTP’yi bebek gibi yatırmakla meşguldü. Yan odada test kontrol konsolunun başında Omay, Tuğrul, Uğur ağabeyler Murat Uzel’in tepesinde akbaba gibi dikilmişlerdi. Sigara tiryakisi olan Murat’ın o an o kalabalığa tahammül edişine hayrandım.
Son dakika Tuğrul ağabey beni elimde video kamera ile test alanına yolladı. Kamerayı yerleştireceğim noktayı tarif etti. Üç ayağı kurup kamerayı hazır duruma getirecek ve ateşlemeden bir kaç dakika evvel ayrılıp emniyetli alana çekilecektim. Normalde test alanının kendi kamera sistemi ve kayıtları tutulur. O an daha artistik bir görüntü ihtiyacı hissetmiştik. Statik test düzeneğinin arkasındaki toprak yığınında emniyetli olduğuna inandığımız noktaya üçayağı dikip kamerayı kurdum. Soğuk havada sessiz bir huşu içerisinde Mustafa Özcan’ın roket motorunun üzerine sensörleri yerleştirip kablolarını bağlamasını izledim. Kabloları bağladıktan sonra, bağlantı kutusu üzerinden ana binaya giden uçlardan okuma alınıp alınmadığını doğruladılar. Mustafa Özcan haberleşmeden Murat’a “Tamam” dedikten sonra yavaşça emniyetli alana doğru geçti. Hemen hemen bir dakika sonra, sensör bağlantılarının kalibrasyonunu yapan Murat’ın gergin sesi geri sayımın başladığını bildirdi. Kameraya son bir kez göz atıp play tuşuna bastım. Kayda başladığından emin olduktan sonra hızlı hızlı Mustafa Özcan’ın da olduğu yere ilerledim. Roketin alevi ayrı tehlikeli, patlama riski zaten dertli bir de çıkan gazların toksik olması da cabasıdır. Geri sayım tamamlanır tamamlanmaz boğuk bir patlama ve arkasında inanılmaz gürültü başladı. Modellemeden yakıtın teorik yanma süresini biliyordum. Saymaya başladım. Bir buçuk metrelik DRTP’nin motoru tam kırk beş saniye çalıştı. Düzgün ve bebek kıçı kadar pürüssüz. Bilmeyenler için söyleyeyim, Uzay Mekiğinin Booster motorları yetmiş iki saniye çalışır. DRTP’nin iki segmenti kırk beş saniye verimli şekilde sorunsuz çalıştı. Bir kere daha başarmıştık. Hem de ilk seferinde. Bunu ekip olarak başarmıştık. İyi bir takım olarak, diğer takımlarla uyumlu çalışarak başarmıştık.
Son söz bu çalışma için; bize sonradan dendi ki, ABD Genelkurmay’ı bir hafta sonra bizim Elmadağ’da ne halt karıştırdığımızı resmi yazı ile bizim Genelkurmay’a sormuş. Sebebi hikmeti şu; tüm Kuzey yarımküreyi izleyen IRIS kodlu ve herhangi bir olası balistik füze ateşlemesini takip eden NORAD (Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı) uyduları DRTP’nin denemesin görüp kaydetmiş. Nokta.
Serinin devamı Bir Roket Mühendisinin Notları-VI‘ya ulaşmak için tıklayın.
“Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra kariyerine ROKETSAN’da başlayan Çağrı Doğal GÜL halihazırda STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş.’de Kıdemli Danışman.”
Defence Turk Kurucu Ortağı, makine mühendisliği öğrencisi, savunma ve ulusal güvenlik konularıyla yakından ilgileniyor. Amatör olarak video editlemeyi ve fotoğraf çekmeyi seviyor.