Balistik füzeler güçlü bir tahrik sistemine sahip olan, bu sistem sayesinde elde edilen enerji ile ciddi bir hızla, belirlenen hedefe yönelen ve üzerilerinde bir veya birden fazla nükleer, kimyasal, biyolojik ve konvansiyonel (yüksek patlayıcılı) başlık taşıyabilen, bazı modellerinde taşıdığı bu başlıkları istenildiğinde farklı hedeflere de yönlendirebilen füze sistemleridir.
Balistik füzeleri roketlerden ayıran temel özellik sahip oldukları güdüm sistemleridir. Balistik füzelerin öncülünün güdümsüz mühimmatların yani roketlerin olduğu doğrudur. Sahip oldukları başlıklar sayesinde balistik füzelerin hedef üzerindeki etkileri ve hasarları da değişkenlik göstermektedir.
Ayrıca, balistik füzeleri ele aldığımız bu çalışmamızın başında ‘balistik’ kavramının; ateşli silahlarda, mermi veya füzenin barut gazının basıncıyla fırlayıp hedefe ulaşıncaya kadar olan devinimini inceleyen bir bilim dalı olduğunu belirtmek isteriz. Kısaca Atış Bilimi.
Aslında balistik füzeleri özel ve tehlikeli kılan unsur Balistik Rota yani eğik atış prensibidir. Balistik füzeler dik veya dike yakın bir açıyla fırlatılarak atmosfer tabakalarını geçerek neredeyse uzayda hareket etmeleri ve normalde etkili olan yer çekiminin de etkisini bu sebeple azaltarak, hedefe kitlenerek troposferde çok yüksek bir hıza ulaşarak dalışa geçmeleridir. Bu hız ise 7 km/sn olarak belirtilmekle beraber hedef unsur için de tespit etmesi bir hayli zor bir durumdur.
Balistik füzeler genel olarak menzil ve fırlatıldığı platforma göre altı sınıfa ayrılırlar;
- Taktik Balistik Füze (Tactic Ballistic Missile) (TBM) 300 km’den az menzile sahip BF sistemidir.
- Kısa Menzilli Balistik Füze (Short-Range Ballistic Missile) (SRBM) 300 ile 1000 km menzil aralığında olan BF sistemidir.
- Orta Menzilli Balistik Füze (Medium-Range Ballistic Missile) (MRBM) 1000 ile 3000 km menzil aralığında olan BF sistemidir.
- Uzun Menzilli Balistik Füze (Intermediate Range Ballistic Missile) (IRBM) 3000 ile 5550 km arasında menzile sahip BF sistemidir.
- Kıtalararası Balistik Füze (İntercontinental Ballistic Missile) (ICBM) 5000 km ve üzeri menzile sahip olan BF sistemidir.
- Denizaltından Atılan Balistik Füze (Submarine Launched Ballistic Missile) (SLBM)
Kısa Menzilli Balistik Füze (KMBF) / (Short-Range Ballistic Missile) (SRBM)
Kısa menzili balistik füzeler menzili 1000 km veya 1000 km’den az olan füzelerdir. Kısa menzilli olmalarına rağmen bazıları nükleer başlık taşıma kabiliyetine sahiptirler. Tahmin edeceğiniz üzere balistik füzelerin askerî harekâtlarda kullanılması İkinci Dünya Savaşı zamanlarına denk gelmektedir. Aşağıda detaylı değineceğiz fakat Nazi Almanya’sının 1942 yılının sonlarından itibaren geliştirdiği V-2, balistik füzelerin atası diyebiliriz. Bu füzeler o zamanın teknolojisinde içlerine yerleştirilen bir jiroskop sisteminin yardımıyla 800 ila 1000 m irtifada 500 km/saat civarı hızla uçabilmekte ve yaklaşık 1000 kg’a kadar patlayıcı (genelde konvansiyonel) madde taşıyabilmekteydi. Harp başlığını ise 250+ km uzaklıktaki hedefe ulaştırabilmekteydi.
Belirli Bazı Kısa Menzilli Balistik Füzeler
- Ghaznavi/Pakistan/290 km
- Abdali/Pakistan/180 km
- V-2 /Nazi Almanyası/320 km
- LORA /İsrail/250 km
- Agni I/Hindistan/700 km
- Prithvi II/Hindistan/500 km
- Prahar/ Hindistan/150 km
- Shabab 1/İran/200-300 km
- Shabab 2/İran/500+km
- J600T Yıldırım I/Türkiye /150 km
- BORA/Türkiye/280 km
Orta Menzilli Balistik Füze (OMBF) / (Medium-Range Ballistic Missile) (MRBM)
Orta menzilli balistik füzeler kısa menzilli füzelerden daha uzun menzile sahip olup 1000 ile 3000 km aralığında olan füzelerdir. Çoğu orta menzilli balistik füzeler nükleer başlık taşıma kabiliyetine sahiptirler. Yine kurum ve ülkelere göre değişiklik göstermekle beraber ABD Savunma Bakanlığına göre 1000 ile 3000 km menzil aralığında olan balistik füzeler Orta Menzilli Balistik Füze sınıfına girmektedir.
Belirli Bazı Orta Menzilli Balistik Füzeler
- HATF 5/Pakistan/1500km
- Agni II/Hindistan/2000+km
- DF-21D/Çin/1500+ km
- Jericho II/İsrail/1500 km
- Ghadr/İran/2000km
- PGM-19 Jupiter/Amerika/2400 km
Denizaltından Atılan Balistik Füze (SLBM)
Denizaltından atılan balistik füzeler genel çerçevede MRBM ve ICBM kökenli füzelerdir. Mimari olarak çok büyük farklar taşımazlar. Bir çoğu kara tabanlı MRBM ve ICBM’ler üzerinden geliştirilmiştir. SLBM’lerde en kritik hususlardan biri fırlatma teknolojileridir. Füzenin denizaltından güvenli bir şekilde ayrılışı ile denizden etkilenmeden uçuşa geçmesi kritik hususları oluşturmaktadır.
Kıtalararası Balistik Füze (KABF) / (Intercontinental Ballistic Missile) (ICBM)
Bu yazımızda daha çok kıtalararası balistik füzeleri inceleyeceğiz. Kıtalararası Balistik Füzeler asgari 5000 km menzili olan, daha çok nükleer başlık taşımak amacıyla tasarlanmış gelişmiş balistik füzelerdir. Gelişen silah teknolojileriyle birlikte bu teknolojileri kullanarak ciddi anlamda hava ve füze savunma sistemleri geliştirilmeye çalışılıyor. Günümüzde tehdit algılamalarına ve gelişen meselelere baktığımızda tehlike ve tehditlerin uluslararası boyutu genişlemiştir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi tek bir füze birden fazla hedef için birden fazla harp başlığı taşıyabilmektedir.
İlk model Kıtalararası Balistik Füzelerin (ICBM), hedefleri yüksek hassasiyetle vurma konusunda yetenekleri kısıtlıydı, bu nedenle daha çok şehir gibi büyük hedefler üzerinde kullanılıyordu. Daha sonra bu alandaki deneyimler arttıkça, sistem ve teknolojiler geliştikçe daha düşük CEP değerleri ortaya çıktı.
Uçuş Aşamaları
Füzelerin hedefe doğru ilerlerken seyri üç ana aşamaya ayrılabilir;
- Yükselme Aşaması; genelde katı ve sıvı yakıtlı itki sistemli olmasına göre değişmekle birlikte 3 ila 5 dakika sürer. Bu aşamanın sonunda füze gönderildiği açıya bağlı olarak 150 ile 400 km irtifaya ulaşır. Genellikle yanma hızı ise 4 km/sn olur.
- İlerleme Aşaması; ortalama olarak yaklaşık 25 dakika süren bu aşama çoğunlukla dikey açıda oval bir yörünge çizerek yol almakta. Zirve yüksekliği ise 1200 km’dir.
- Tekrar Giriş Aşaması; giriş aşaması füze yaklaşık 100 km irtifada iken başlar ve ortalama 2 dakika sürer. Bu aşamada füze hedefine doğru tepeden iner ve 7 km/sn hızlara ulaşarak hedefe çarpar ve patlar.
Belirli Bazı Kıtalararası Balistik Füzeler:
- Peacekeeper / 10.000 km / ABD
- R-36M2 / 10.00 + km / SSCB, Rusya
- RS-24 “Yars” SS-29 / 10.000+ km / Rusya
- DF-31 10.000+ km / Çin
- Agni-V / 5.000 – 8.000 km / Hindistan
- Jericho 3 / 5.000 – 11.500 km / İsrail
- Timur 1 / 7000 – 11000 km / Pakistan
Caydırıcılık
“Balistik füzelerin en önemli özelliği beraberinde getirdiği caydırıcılık unsurudur. Taktik balistik füzelerin dahi engellenmesi çok iyi bir radar – sensör ağı, güçlü bir komuta kontrol ve iyi bir füze mimarisi ile mümkün olabiliyorken daha uzun menzilli SRBM, MRBM, ICBM gibi tehditlerin havada engellenmesi çok zor. Hatta 2-3 bin kilometreden daha uzun menzilli sistemleri teoride imha mümkün olsa bile pratikte çok düşük başarı oranları ile mümkün. Bu durum balistik füzelerin henüz kullanılmadan psikolojik olarak kitlesel bir caydırıcılık unsuru hale gelmesine sebep oluyor.
Ayrıca SRBM ve üstü balistik füzelerin çoğunda nükleer başlık kullanılması balistik füzelerin nükleer tehdit ile özdeşleşmesine neden oluyor. Bin kilometre ve üzeri menzilde konvansiyonel başlıklı füze kullanımı vuruş hassasiyeti ve maliyet etkinlik bakımından mantıklı değildir. Bahsi geçen menzillerde füzelerin konvansiyonel harp başlığı ile vereceği zarar büyük oranda psikolojiktir ve sürdürülebilir değildir. Bu sebeple SRBM ve üstü menzildeki balistik füzelerin caydırıcılığı kitle imha silahı taşımalarından/taşıyabilmelerinden kaynaklanmaktadır.”
Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Mehmet Küçük
Kıtalararası Balistik Füzeler (ICBM)’in Tarihi
İkinci Dünya Savaşı
Geliştirilen ilk model Orta Menzilli Balistik Füze tahmin edileceği üzere Nazi Almanya’sında Projekt Amerika adıyla Wernher von Braun ve ekibinin üstlenip geliştirdiği A9/10 füzesidir. İsminden de anlaşılacağı gibi füze New York ve diğer bazı Amerika şehirlerini vurmak üzere geliştirilmiş ve tasarlanmıştır. A9/10 füzeleri prensibi radyo kontrolü ile hedeflenmişti, fakat o zaman yapılan Elster Operasyonu’ndaki başarısızlıklardan sonra değiştirilmiştir.
Bu füzeler ikinci aşama olarak Ocak-Şubat 1945 yıllarında birkaç kez denenmiştir. Bu füzelerin öncülü yine Wernher von Braun tarafından tasarlanmış İngiltere ve Belçika’yı vurmak için geliştirilmiş V-2 füzeleriydi. Tüm bu füzeler sıvı iticiler kullanmaktaydı.
Soğuk Savaş
Savaştan sonra ABD ve SSCB füze araştırma ve geliştirme çalışmalarına Almanların, İkinci Dünya Savaşı’nda geliştirdiği ve özellikle V-2 füzelerini temel alarak başladılar. ABD’de her askerî birim kendi füze geliştirme programını başlatmıştı. SSCB’de ise Füze Araştırmaları Merkezi olarak kontrol edilmekteydi. Tabi bir takım farklı tasarımlar üzerinde de çalışılıyordu. Soğuk Savaş döneminde nükleer caydırıcılık temel alındığı için her iki taraf da uzun menzilli MRBM ve ICBM füzeler üzerinde yoğun bir şekilde çalıştı.
Soğuk Savaş Sonrası
Caydırıcılığı ve tehditi gün geçtikçe artan Kıtalararası Balistik Füzelerden dolayı 1991 yılında ABD ve SSCB aralarında SALT I anlaşmasını imzaladılar. Anlaşma hâli hazırda konuşlandırılmış Kıtalararası Balistik Füze sayısını azaltmayı içeriyordu.
Ülkemizin Balistik Füze Projesi Bora (TBM – Tactic Ballistic Missile) (Taktik Balistik Füze)
ROKETSAN tarafından geliştirilen ve üretilen BORA Füzesi, ordu etki sahası içerisinde yüksek öncelikli hedefler üzerinde yoğun ve etkili ateş gücü oluşturmaktadır.
BORA Füzesi; zamanında, doğru ve etkili ateş gücü yaratarak manevra birliklerine mükemmel ateş desteği sağlamaktadır. Füze, ROKETSAN üretimi BORA Silah Sistemi ile entegrasyon için uygun arayüze sahip diğer platformlardan fırlatılabilmektedir.
Bora Teknik Özellikler;
- Çap: 610 mm
- Ağırlık: 2500 kg
- Güdüm: Küresel Konumlama Sistemi (KKS), Destekli Ataletsel Navigasyon Sistemi (ANS)
- Kontrol: Elektromekanik Tahrik Sistemli Aerodinamik Kontrol
- Yakıt Tipi: Kompozit Katı Yakıt
- Harp Başlığı Tipi: Tahrip, Parça Tesirli
- Harp Başlığı Ağırlığı: 470 kg
- Tapa Tipi: Yaklaşmalı (Hassas Yedeklemeli)
Sonuç
Özellikle ülkemizin bulunduğu coğrafyada gelişmekte olan olayları ve ülkelerin gelişmiş füze sistemlerini göz önüne aldığımızda; her geçen gün önemi artan savunma sistem ve teknolojilerinin yanı sıra uluslararası arenada daha etkili olabilmek, caydırıcılığımızı daha üst seviyelere çıkarmak adına BORA gibi Balistik Füze projelerimize hız kazandırmalı ve kararlılıkla bu yolda yürümeliyiz. Hep dediğimiz gibi unutmamak gerekir ki her şey aslında değiştirilemez gibi görünse de geliştirilmeye her zaman açıktır.
Defence Turk
Yazar: Ömer Kara
Türk Savunma Sanayi özelinde İnsansız Kara Araçları Araştırmacısı.