The Secure World Foundation tarafından “Küresel Karşı Uzay Kabiliyetleri Raporu (Global Counterspace Capabilities)” Nisan ayında yayımlandı. Kamuoyuna açık bilgilerden derlenen bu raporda; karşı uzay silahları, anti-uydu sistemleri, AR-GE, elektronik harp ve uzayda durumsal farkındalık gibi güncel konular ele alınarak sektörün önde gelen 12 ülkesinin verilerini incelemektedir.
2024 yılının Şubat ayına kadar olan gelişmeleri içeren bu raporda, ülkelerin mevcut ve yakın gelecekteki kabiliyetlerinin yanı sıra askeri kullanım alanları da değerlendirmektedir. Bu ülkeler arasında; Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Hindistan, Avustralya, Fransa, Japonya, İran, İsrail, Kuzey Kore, Güney Kore ve Birleşik Krallık yer almaktadır.
Araştırmalar üç ana bölüm kapsamında değerlendirilmektedir. İlk bölümde yıkıcı ASAT (destructive anti-satellite weapons) testleri yapan ABD, Rusya, Çin ve Hindistan ülkeleri ile yıkıcı ASAT testleriyle oluşan uzay çöpleri konusu ele alınmaktadır. İkinci bölümde karşı uzay teknolojilerini geliştiren ülkelerden Avustralya, Fransa, İran, İsrail, Japonya, Kuzey Kore, Güney Kore ve Birleşik Krallık yer almaktadır. Son bölümde ise karşı uzay siber kabiliyetleri konusuna değinilmektedir. Bu konular arasında dikkat çeken gelişmeler ise şu şekilde:
ABD, Rusya, Çin ve Hindistan’ın ASAT testlerinden elde edilen yörünge çöplerine ilişkin güncelleme
Uzayda ASAT testi gerçekleştiren dört ülke arasında ABD, Rusya, Çin ve Hindistan yer almaktadır. Bu testler ile uzay çöplerinin ve ömrü bitmiş araçların yörüngeden çıkarılması hedeflenmektedir. ASAT testleri ile yörüngeden çöplerin bir kısmı arındırılmış olsa da önemli bir kısmı hâlâ yörüngede kalmaktadır. Yörüngedeki çöp miktarı; çarpışma hızı, irtifa, kütle ve çöpün yapısından etkilenmektedir. Bu bağlamda görece daha küçük yörünge çöpleri uzay araçları için ek tehditler oluşturmaktadır. Aşağıdaki tablo; bilinen ASAT testlerini, takip edilen çöpleri ve yörüngede kalan parçaları ayrıntılarıyla göstermektedir.
ABD’nin X-37B ve Çin’in Shenlong uzay uçaklarının güncel görev ve yetenekleri ile uzay uçaklarının silah olarak kullanımına ilişkin tehditler
ABD yapımı X-37B’nin güncel görevi hakkında çeşitli spekülasyonlar bulunmaktadır. X-37B’nin yörüngesel bombardıman uçağı olarak kullanıldığını öne sürenler olduğu gibi gizli uydu konuşlandırma operasyonlarına katıldığını iddia edenler de yer almaktadır. Yörünge verileri ve uzay mekiği aracına benzerliği ile bombardıman uçağını değil de uzaktan algılama görevlerini ve yük testlerini işaret etmektedir. Son zamanlarda yapılan yüksek irtifa görevleri ise sensör testlerinin yapıldığını düşündürmektedir. Bu bağlamda gizli uydu konuşlandırma faaliyetleri, ABD’nin istihbarat veya saldırı yeteneklerine işaret ederek başka soruları da gündeme getirmektedir.

Uzay çöplerini tespit etmek üzere Çin; 2020, 2022 ve 2023 yıllarında 3 adet gizli Shenlong uzay uçağı fırlatmıştır. Bu araçlardan 2020 yılında fırlatılan uzay uçağının misyonu tam olarak bilinmemektedir. Ancak, uzay uçağının yaydığı sinyaller dikkate alındığında 2008 yılında Shenzhou 7 görevinde fırlatılan küçük bir yardımcı uyduya benzetilmektedir. İkinci olarak gönderilen Shenlong uzay uçağı, çeşitli uzay çöplerini tespit etmiştir. Bu nesnelerden bazıları Birleşmiş Milletler tarafından tescil edilmiştir. Shenlong uzay uçakları sırasıyla 331 km ve 50.2° olan eğimli yörüngesini, 593 km 49.99° eğimli yörüngeye ardından da 601 km’ye çıkarmıştır. 2024 yılı Şubat ayı verilerine göre Shenlong uzay uçağı, henüz yörüngeye uydu konuşlandırmamıştır.

ABD’nin karşı uzay operasyonları için yeni doktrininin özeti ve güncellenmiş Birleşik Komuta Planı’nın unsurları
Uzay operasyonlarına ilişkin ABD askeri doktrininde yapılan son güncellemelerde, saldırı ve savunma yeteneklerine öncelik verilmektedir. 2023 yılının Ağustos ayında revize edilen 3-14 JP isimli bildiride, ABD’nin uzayda üstünlüğü kazanmaktan ziyade düşmanın uzay yeteneklerini bastırmaya odaklandığı belirtilmektedir. Bu bağlamda USSF (United States Space Force) tarafından Temmuz 2023’te yayımlanan 3-0 Uzay Doktrini Yayını’nda; saldırı operasyonları düşmanlara maliyet yüklemek, savunma operasyonları ise dost kuvvetlerin hareket özgürlüğünü korumak olarak tanımlanmaktadır.
2023 yılının Nisan ayında ABD Başbakanı Joe Biden tarafından Birleşik Komuta Planı’nın son sürümü (UCP 2022) imzalanmıştır. Plan kapsamında; NRO ve USSPACECOM arasındaki iş birliği, askeri ve istihbarat uydularını korumaya yönelik savunma operasyonlarını senkronize etmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede, füze savunma sorumlulukları USSTRATCOM’dan USSPACECOM’a devredilmiştir. Böylece füze uyarısı, füze savunması ve uzayda durumsal farkındalık USSPACECOM’un yetkisi altında birleştirilmiştir.
DARC derin uzay radar programında ABD, Avustralya ve İngiltere ortaklığına ilişkin gelişmeler
Derin Uzay Gelişmiş Radar Yeteneği (DARC) Programı, ABD’nin Northrop Grumman şirketini 3 yeni radar üretmek üzere 2022 yılının Şubat ayında görevlendirmesi ile başlamıştır. 2023 yılının Aralık ayında ise ABD; Avustralya ve Birleşik Krallık’ın DARC Programı’na resmi olarak katıldığını duyurmuştur. Bu program çerçevesinde Avustralya, ilk kez operasyonel bir tesise ev sahipliği yapmış olacaktır.
DARC; derin uzayda bulunan nesneleri tespit etmek, izlemek ve tanımlamak için yeni bir radar seti geliştirme programıdır. Program, üç farklı coğrafi alana yayılmış tesisleri içermektedir. Her biri birbirine entegre edilmiş birden fazla verici ve alıcı radarı barındıran bu tesislerde, derin uzaydaki nesnelerin etkin bir şekilde izlenmesi amaçlanmaktadır.

Potansiyel DA-ASAT yeteneklerine (Arrow-3 orta saha füze savunma sistemine dayalı olarak) ve Gazze’deki savaş sırasında elektronik harbin geniş kullanımına odaklanarak listeye İsrail eklendi
İsrail’in DA-ASAT (direct-ascent ASAT) silahını test etmiş veya resmi bir DA-ASAT geliştirme programı halihazırda bulunmamaktadır. Ancak İsrail’in balistik füze savunma sistemi, özellikle de ABD Füze Savunma Ajansı ile ortaklaşa geliştirilen Arrow-3, olası bir DA-ASAT yeteneği sunabilmektedir. Bu bağlamda, 2009 yılında İsrail Uzay Ajansı’nın o dönemki başkanı Yitzhik Ben-Israel’in, “Uzaydan bir tehdit söz konusu olduğunda mantıklı bir yanıt olarak Arrow üst kademe füze savunma sistemi olacaktır.” ifadeleri bu durumu desteklemektedir.
Arrow-3 balistik füzesinin DA-ASAT yetenekleri bilinmemekle birlikte, 2023 yılının Kasım ayında Yemen’deki Husi kontrolündeki bir bölgeden ateşlenen uzun menzilli bir füzeyi engellemek için kullanıldığı bilgisi paylaşılmıştı. Olayın gerçekleştiği irtifa tam olarak belirtilmemişti ancak 100 km olan uzay sınırının üzerinde olduğu iddialarına yer verilmişti. Arrow-3’ün teorik olarak 1200 km’ye kadar olan hedefleri vurabilecek menzil verisine sahip olmasına rağmen bu mesafedeki nesneleri izleme ve hedefleme kabiliyeti henüz kanıtlanmamıştır.
Fransa’nın FLAMHE programına lazer silahlı uyduları GEO yörüngesine yerleştirme ve BLOOMLASE Programı’na yer tabanlı lazer göz kamaştırıcıları geliştirme planlarına ilişkin ayrıntılar
2019 yılının Temmuz ayında o dönemki Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, uydu sistemlerinin potansiyel saldırılara karşı korunması için lazer teknolojisinin kullanılmasını önermişti. Öneri doğrultusunda, Fransa’nın uydu filosunu korumak amacıyla lazer teknolojisinin uyduya yerleştirilmesi ve düşman uydularını kör ederek etkisiz hâle getirmek için kullanılması, böylece uydu savunma mekanizmasının oluşturulması planlanmaktadır.
Fransa’nın bu yönde ilerlemesi için FLAMHE adında bir program geliştirilmiştir. Bu program, uydu tabanlı lazer teknolojisinin geliştirilmesine odaklanmaktadır. Ayrıca, BLOOMLASE adı verilen bir yer tabanlı lazer projesi de mevcuttur. Bu projelerin amacı, hem uydu hem de yer tabanlı lazer sistemlerini entegre bir şekilde kullanarak geniş kapsamlı bir savunma ağı oluşturmaktır.
2023 yılının Nisan ayında Fransız Askeri Programlama Yasası (2024-2030) çerçevesinde yapılan açıklamalarda, FLAMHE ve BLOOMLASE Programları’nın detayları aktarılmıştı. Bu bağlamda projelerin ilk çıktılarının 2025 yılında ortaya çıkacağı ve 2030 yılına kadar operasyonel hâle geleceği bilgisi paylaşılmıştı. Buna ek olarak, Fransa’nın LEO yörüngesindeki Spot uzaktan algılama uydularına karşı yer tabanlı lazerlerin etkililiğini test ettiği bilgisine de yer verildi.
Küresel Karşı Uzay Kabiliyetleri Raporu’nda yukarıdaki başlıklara ek olarak şu gelişmelere de yer verildi; Orta Doğu ve Doğu Baltık bölgelerinde gerçekleşen GPS karıştırıcı vakalarındaki ciddi artış, Rusya’nın istihbarat amaçlı fırlattığı ikinci uydu, uzay çöpü yaratmayan Çin’in DA-ASAT testi ve aktif uydulara operasyonel saldırı amaçlı gerçekleştirilen hack-a-thon yarışmaları.
Ulusal güvenliğin sağlanması için ülkelerin uzaya olan bağımlılıkları ivmelenerek artmaya devam ediyor. Birçok kuruluş mevcut uzay sistemlerini imha etmeye yönelik yeni teknolojiler arayışında. Hükümetler, uzayda gerçekleşebilecek olası muharebe durumlarına karşın karşı uzay politikaları hazırlamaya başladı bile. Bu eğilim, uzay tanımının barışçıl bir alandan çok potansiyel muharebe ortamına dönüştüğünü de kanıtlar nitelikte.
Uzayda gerçekleşecek her türlü çatışma durumu; iletişim, GPS ve hava olayları başta olmak üzere çeşitli alanlarda yerkürenin yapısının bozulmasına ve kalıcı atmosfer hasarlara yol açacaktır. Buna ek olarak olası çatışma durumları, yörünge çöplerini de beraberinde getirecektir. Bu bağlamda, uzay faaliyetlerinin kesintisiz bir şekilde devamlılığı ve uzayda oluşabilecek risklerin en aza indirilmesi için uluslararası iş birliktelikleri gerekmektedir.
Havacılık ve Uzay Mühendisliği öğrencisi. Savunma sanayii araştırmacısı.