Savunma sanayii çevrelerinde, forumlarda ve basında Makina Ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun (MKEK-MKE) özelleştirileceği, özelleşmesi gerektiği veya yapısal değişikliği ile ilgili onlarca görüş ve haber var. Tabii bu temenni ve isteklerin çeşitli haklı sebepleri var. Özellikle ürün kalitesi ve üretim hızı problemleri bunun başında geliyor. Ayrıca modern ve yeni nesil ürünler konusunda MKE başarılı bir sınav veremiyor. Bazı konularda olay öyle bir hal aldı ki MKE Paradoksu haline geldi.
Kurum içerisinde bir türlü istenilen verim ve üretim seviyesine gelinemiyor. En son gerçekleştirilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ihtiyacı olan mühimmatların tedariki konusunda sıkıntılar çekildi. Tabii şunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor; MKE tek parça halindeki bir organizasyon değil.
MKE;
- Genel Müdürlük,
- MKE Ağır Silah ve Çelik Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Barut Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Çankırı Silah Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Destek Tesisleri İşletme Müdürlüğü,
- MKE Gazi Fişek Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Hurda İşletmesi Müdürlüğü,
- MKE Kapsül Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Maksam Makina ve Maske Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Mühimmat Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Pirinç Fabrikası Müdürlüğü,
- MKE Silah Fabrikası Müdürlüğü,
olmak üzere 3 şehirde 10 fabrika ve 2 işletme müdürlüğünden oluşan bir kurum.
Tüm organizasyonları tek kefeye koyup kurumun başarısızlıklarını / yetersizliklerini alt alta koyduğunuzda MKE organizasyonunun fevkalade başarısız olduğu düşünülebilir.
Mühimmat stoklarında problemler
MKE ile ilgili tüm bölümlerin sorunlarına değinmek yerine mühimmat bölümü ile ilgili şikâyetlere bakacak olursak;
- Henüz çok yakın bir tarihte 10 Aralık 2018’de MKE İstanbul Pazarlama Şube Müdürlüğü 9×19 mm (para) ve 7,65x17mm tabanca fişeklerinin stokunun yetersiz olması sebebiyle bayi ve poligonlara satışının durdurulduğunu açıkladı. 9×19 mm fişeğin 27 Aralık’ta tekrar satışına başlandı. 9×19 mm fişek üretiminde sürekli bu gibi stok sorunu yaşanıyor.
- Hendek operasyonları sürecinde duyulmaya başlayan ve hala çeşitli personel tarafından dillendirilen büyük sorunlardan bir tanesi 5,56x45mm (SS109/M855) fişeğin vücuda girdikten sonra delip geçmesi ve vücut içerisinde dağılmaması. Geç de olsa uzun zamandır dillendirilen bu sorun ile bağlantılı bir çözüm ortaya çıktı. MKE mühimmat bölümü polimer uçlu çekirdeğe sahip 5,56x45mm mühimmat geliştirdi. Mühimmatın test süreci ise devam ediyor.
- MKE ile ilgili en büyük eleştirilenden birisi de inisiyatif alamaması. Bu durumun bir örneği de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarında yaşandı. 120mm topa sahip tanklarımız asimetrik hedeflerin tümüne HEAT yani zırh delici mühimmat atmak zorunda kaldı. Daha sonra HE yani yüksek patlayıcı mühimmat geliştirmesi için MKE’ye talep gitti ve bir yıl gibi kısa sürede mühimmat üretilip TSK’ya 1000 adet teslimat yapıldı ancak harekâtlarda personel bunun sıkıntısını çekti.
- Yine Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarında veya harekâtların öncesinde Güney Kore’den 155mm obüs mühimmatı ithalatı yapıldı. Alımların bir kısmı ise acil alım şeklinde yapıldı. 155mm obüs mühimmatı hususunda MKE’nin üretim kalitesinin yetersizliği, üretim hızının düşüklüğü gibi birçok husus iddia edildi.
Bu ve bu gibi MKE’nin çeşitli bölümleri ile ilgili birçok olumsuz gelişme MKE’yi savunma sanayii çevrelerinde oldukça yıprattı. Tabii bunları konuşurken MKE’nin bir devlet kurumu olduğu, önceliğini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarına vermiş bir kurum olduğunu ve stratejik konumu hasebiyle milli menfaatlerimiz için kaybı düşünülemez bir kurum olduğunu unutmamak gerekiyor.
Madalyonun diğer yüzü
MKE ile ilgili çeşitli şikayetler dillendiriliyor. Pekala madalyonun diğer yüzü nasıl?
MKE ve Kale Kalıp MPT-76 tüfeklerini beraber üretmeyi planladılar, ancak Kale Kalıp MKE’nin hızına yetişemedi ve MKE üretimde yola tek başına devam etti. MKE 21 Aralık 2018 itibari ile 26 bin adet MPT-55, 23,3 bin adet MPT-76 teslimatı gerçekleştirdi. Kale Kalıp cephesinde ise durumlar hiç hoş değil. Haziran 2018 itibariyle 1500 MPT-76 teslimatı yapıldığı açıklaması geldi ancak Kale Kalıp cephesinden daha sonra herhangi bir teslimat haberi gelmedi.
Bir diğer cephe Sarsılmaz tarafında da durumlar pek farklı değil. Sarsılmaz’ın henüz teslimat gerçekleştirdiği haberi gelmedi. Elbette Sarsılmaz işe çok daha geç başladı ancak, Sarsılmaz cephesinden gelen diğer haberler de pek iç açıcı değil. Sarsılmaz’ın üretimi başaramadığı, MKE’den örnek silah istediği ancak örnek silah teslimatının ardından da başarı sağlayamadığı belirtiliyor. Hatta gelen bilgilere göre Sarsılmaz MPT-76 üretiminden çekilmeyi planlıyor.
Yıllık 70 bin adet üretim kapasitesi
2 yıl kadar önce yıllık tüfek üretim kapasitesi 25 bin adet olan MKE’nin şu anda yıllık üretim sayısı 70 bin adede yaklaşmış durumda. Bu da MKE silah fabrikasını üretim anlamında Avrupa’daki en büyük silah fabrikalarından biri haline getiriyor.
Bununla birlikte MKE’deki yetkililerin aktardığına göre çeşitli vakıf şirketlerinin talep edilen bazı işleri çok fahiş fiyata yapıyor ve çok daha düşük fiyatlara MKE’nin yapabileceği işlerde önleri kesiliyor.
Bu yazıda bahsedilen hususlar herhangi bir kurum, kuruluşu ve personellerini karalama veya aklama amaçlı değildir. Ancak MKE’nin bazı firmaların iştahını kabarttığı gerçeği önümüzde duruyor. MKE veya farklı bir kurumun eksikliklerini göz önüne alınıp kurum ile ilgili itibar suikastleri telafisi olmayan sonuçlar doğurabilir.
Sonuca doğru yaklaştığımızda fark ediyoruz ki son derece önemli olan bu kurum hem çok önemli başarılara hem de kendisinden beklenmeyecek düzeyde yetersizliklere konu oluyor. Yetersizliklere sebep olurken aynı zamanda bir çok üründe tekel oluşturarak rekabeti ve özel sektör gelişimini engelliyor. MKE paradoksu bu noktada başlıyor. Bir yandan kurumun bu şekilde devam etmesi hem büyük tehditlere sebep olacak, bir yandan da kurum ile ilgili gelişmeler “özelleştirme” gibi istenmeyen konuların ortaya çıkmasına neden olacak. Özelleştirme kurumun stratejik önemi hasebi ile tamamen mantık dışı. Bu sebeple özelleştirme ve bu şekilde devam edilmesinden ziyade MKE’nin kurumsal reformlara ihtiyacı var. Belki de vakıf şirketleri gibi yapısal dönüşüme.
Önümüzdeki dönemde MKE olduğu gibi devam mı edecek, özelleştirilecek mi, yoksa yapısı mı değiştirilecek göreceğiz. Ancak ne olursa olsun kurumun ülke menfaatleri ve milli güvenlik konusu çerçevesinden en doğru şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Fatih Mehmet Küçük
DefenceTurk
Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.