C-RAM (Counter Rocket-Artillery- Mortar) sistemler olarak isimlendirilen tasarımın felsefesinde, kısa menzilli roket, top ve havan mermisi gibi indirek (görüş hattı dışından) atışı yapılan mühimmatların henüz yere düşmeden havada imhası hedeflenmiştir. Bu tehditlerin ortak özelliği atıldıktan sonra orthogonal eğri gibi bir balistik rota takip ederler. Bahsedilen tehdit kümesi içinde genellikle yaygın kullanılan Katyusa tipi veya el yapımı kısa menzilli (4-6-12km) roketler (Qasaam-I/2/3 gibi), daha sofistike araçtan atılan 122 mm roketler, 81 veya 120 mm havan mühimmatları ve çeşitli kalibre top mühimmatları vardır. Bu mühimmatlar özellikle terör örgütleri veya yarı simetrik harp ortamlarında yoğunlukla kullanılan, genelde at kaç prensibi ile düşman gördükleri bir ülkenin karakol veya konuşlandığı bölgeyi hedef alarak yapılan eylemlerde kullanılan mühimmatlardır.
Centurion C-RAM
C-RAM konseptinin gelişmesi özellikle ABD’nin Irak işgali sırasında başlamış ve sonrasında Bağdat şehrinde güvenli bölge olarak kurdukları yeşil hat veya diğer askeri tesislere yapılan roket, havan veya kısa menzilli topçu saldırılarına maruz kalması sonrası başlamıştır. ABD kuvvetleri bu saldırılara karşı acil ihtiyaç belirleyerek, 2 yıl süren hızlı bir geliştirme süreci sonrası, ABD Deniz Kuvvetleri ve diğer dost ülkelerin de yaygın kullandığı gemi nokta hava savunma sistemi olarak kullanılan Phalanx Mk-15 Block-1B CIWS sistemi üzerinden bir çözümü, Centurion C-RAM veya Land-based Phalanx Weapon System (LPWS) sistemi adı vererek 2010 yılında hizmete sokmuştur.
Aşağıdaki fotoğrafta görüleceği gibi ilk bakışta gemilerde konuşlu kullanılan Phalanx Mk-15 Block1B sisteminin kara konuşlu versiyonu olarak görülse bile sistemde bir dizi C-RAM görev amaçlı değişiklikler yapılmıştır. Sistem istenirse bir treyler üzerinde yerleştirilerek bir çekici tarafından istenilen sabit bir lokasyona götürülebilir veya HEMTT A3 tipi 8×8 ağır bir kamyon üzerine yerleştirilerek mobil bir sistem gibi kurgulanabilir. Phalanx üzerinde bazı teknik değişiklikler yapılarak, bu yeni görevine adapte edilmiştir. Bu değişiklerin başında sistemin komuta kontrol yazılımının, C-RAM tehdit kümesindeki hedefleri bulması ve takip edebilmesi için optimize edilmesi ve yine sistemin ana silahı olan 20 mm gatling top mühimmatı, gemilerde kullanılan tungsten delici mermiler yerine, HEIT-SD (high-explosive incendiary tracer, self-destructing) tipi mermiler ile değiştirilerek, hedeflere isabet etmeleri durumunda parça tesiri ve yanıcılık etkisi olan mühimmat kullanılmasıdır. HEIT-SD mühimmat isabet ettiğinde, vurulan havan veya roket havada imha olmaktadır.
Aslında Centurion C-RAM tek başına bu görevi yapmamaktadır. C-RAM görevi entegre bir komuta kontrol ve radar ağı gerektirmektedir. ABD’nin kurguladığı mimari yapı şöyledir. ABD’nin yakın ve alçak irtifa hava savunması için kurgulanan ileri bölge hava savunma komuta kontrol sistemi (Forward Area Air Defense Command and Control-FAAD C2) en üst katman olarak görev yapmakta ve korunacak bölgeye konuşlu Centurion C-RAM sistemlerinin kontrolü, AN/TPQ-36 Firefinder topçu ve havan tespit radarı, AN/TPQ-50 kısa menzilli havan tespit radarı (Lightweight Counter Mortar Radar), ve diğer jeneratör, lojistik araçları gibi destek amaçlı kullanılan sistemlerden oluşur.
Sistemler bütünü
Burada kritik konu elbette, 24 saat/7 gün koruma sağlamak için korunacak bölge çevresindeki hava sahasının sürekli taranması ihtiyacıdır. Bunun için Centurion C-RAM sistemi üzerindeki arama ve takip amaçlı küçük hacimli hedefleri yakalama kabiliyetli Ku-band radar haricinde, bölgeye konuşlu bağımsız çalışan 25km menzile kadar etkili, X band çalışan AN/TPQ-36 ve AN/TPQ-50 havan, topçu ve roket tespit amaçlı kullanan radar sistemleri erken uyarı ve ikaz amaçlı FAADC2 komuta kontrol sistemine veri akışı sağlamakta ve eğer tehdit olarak belirlenen bir saldırı olursa sahadaki Centurion C-RAM sistemi aktive edilerek hedefi kendi Ku band radarı ile track etmesi ve angajmana girmesi sağlanmaktadır.
Angajman suresi aslında çok hızlı gelişmektedir. Hedefin FAAD C2 sistemi tarafında tehdit olarak algılanması ile Centurion C-RAM sisteminin angajmana başlaması arasındaki sure 5-6 saniye sürmektedir. Genelde hedefe ilk atış tehdit görülen havan veya roket mermisinin balistik uçuş rotalarında tepe noktasına ulaşması ve yere doğru düşmeye başlaması aşamasında başlamaktadır. Bu aşamada Centurion C-RAM’in atışa hazire 1550 mermisi bulunmaktadır ve bu mermi kapasite ile toplam angajmana girebileceği hedef sayısı 5-6 adeti geçmemektedir. Bu angajman sayısı limiti sistemin en büyük dezavantajlarından bir tanesidir. Genelde birkaç Centurion C-RAM sistemi kademeli konuşlandırıldığında, ilk sistem ikmali yapılırken, atışa hazir diğer sistem aktif beklemektedir. Sistemin diğer bir dezavantajı ise Mk-61 20mm top gatling top kullanıldığı için etkili angajman menzilinin 1-1.2km sınırında olmasıdır. Sistem bu yüzden nispeten küçük bir alandaki (<5km2 ) dost birlikleri korumaktadır. Bütün bu dezavantajlarına ve birim maliyeti 10 milyon $ mertebesinde olmasına rağmen, şimdiye kadar girilen angajmanlarda sistemin %70-80 arasında başarı yüzdesi ile hedefleri vurduğu gözlemlenmiştir.
Iron Dome Sistemi
Iron Dome sisteminin geçmişi yaklaşık 20 yıl öncesine dayanıyor. İsrail-Filistin arasında barısın sağlanamaması ve akabinde Gazze bölgesine yaptığı operasyonların şiddetlenmesi sonucu Hamas’ın karsı hamle olarak yerel (bölgedeki İsrail karşıtı aktörlerin desteği ile) ürettiği veya tedarik ettiği 122mm veya farklı çaplardaki serbest uçuş (balistik uçuş) yapan roketler ile cevap vermesi sonucu Israil’in Rafael firması ve diğer İsrail şirketlerinden oluşan bir grup karsı tedbir olarak Iron Dome sistemin geliştirmeye başlamışlardır. Sistem geliştirme çalışmaları 2010 yılında bitirilmiş ve test atışlarını olumlu sonuçlanması sonrası 2011 yılında Israil kuvvetlerinin hizmetine girmiştir. Sistemin geliştirme maliyetini önemli bir kısmini ABD tarafından karşılanmıştır. Sadece 2011-2015 ABD’nin yaptığı yârdim miktarı 1,3 milyar doları bulmuştur. Toplamda Iron Dome geliştirilmesi ve seri üretiminin yapılması için ABD tarafından 1,6 milyar dolara yakın maddi destek sağlandığı belirtilmektedir. Sistemin geliştirilmesi sürecinde ABD’li savunma sanayii firmalarının alt sistem bazında önemli desteği olmuştur. Rafael ve Raytheon firmaları iş birliği yaparak Tamir füzelerinin ortak üretimi yapmaya başlamışlardır. Tahminen Iron Dome sisteminin %50 civarında bileşeni ABD’deki savunma sanayii şirketleri tarafından üretilmektedir.
Iron Dome sisteminin batarya yapısı üç ana bileşenden oluşmaktadır. Savaş Harekât ve Kontrol Ünitesi (Battle Management and Control Center, BMC), ELM 2084 Çok Görevli Radar (MMR) ve 20 adet Tamir önleme füzelerini taşıyan 3 adet lançerden oluşmaktadır. Bu mimari yapısı içindeki en kritik görev sistemin kalbi sayılabilecek ELM-2084 çok görevli radarı tarafından yapılmaktadır.
ELM-2084 oldukça gelişmiş teknolojileri kullanan bir radar sistemidir. S band çalışan radar, farklı çalışma modlarına sahiptir. AESA (Active Electronically Scanned Array) teknoloji kullanılan radar, uzun menzilli 360 dönüş yaparak geniş alanda hedef arama yapabildiği gibi, hava savunma amaçlı atış kontrol verisi üretebilmekte ve aynı zamanda roket-top mermisi gibi hedefleri tespit ve izlemesini yaparak düşeceği noktaları tespit edebilmektedir. ELM2084 istenirse 120 derecelik bir sektöre odaklanarak atış kontrol ve roket-havan tespiti yapabilmektedir. Iron Dome mimarisinde tehdidin geleceği sektöre odaklanarak görev yapabilmektedir. Bu şekilde tehdit bölgesini sabit pozisyondaki anteni sayesinde 120 derece açı ile kesintisiz tarayabilen ELM-2084 radarının sağladığı veriler BMC tarafından değerlendirilerek gelen roket veya havan/topçu mermisinin insanların yaşadığı bölgeye düşeceği tespit edilirse sistem otomatik/manuel olarak Tamir füzeleri ile önleme atışı yapabilmektedir.
ELM-2084 tarafından tespit edilen her bir hedefe bir Tamir füzesi atanmakta ve hedef ile Tamir füzesinin buluşması için atış sonrasında veri link yöntemi ile orta yol güdüm desteği sağlanmaktadır. Vuruş yüzdesini yüksek tutmak için her bir hedefe iki Tamir füzesi de fırlatılabilmektedir. Tamir füzesi kendine atanmış olan sektördeki hedef ile buluşma noktası ELM-2084 radarı tarafından sürekli güncellenmektedir. Aşağıdaki BMC komuta kontrol merkezi ekran görüntüsünden anlaşılacağı üzere her Tamir füzesi hedefin geldiği sektörde angajmana girerek yüksek isabet ile vurması esasına göre tasarlanmıştır. Aynı anda çok fazla sayıda Tamir füzesi olsa bile her bir füze kedisine tahsis edilen sektöre uçmaktadır. Teorik olarak Iron Dome bataryası 70 km menzile kadar roket ve topçu mühimmatını önleyebilmektedir. HAMAS’ın kullandığı Qaasem-1/2/3 roketleri 10 km altında menzillere sahiptir. Bu şekildeki tehditlere karşı sistemin koruyabildği alan 150km2 genişliğindedir.
Tamir Füzesi
Tamir füzesi Rafael firması tarafından üretilen 3 metre boyunda, 90 kg ağırlığında ve 45 km menzile sahip aktif radar güdümlü bir füzedir. Füze orta yol uçuşunu INS yardımı ile yaparken hedef güncellemesi ELM-2084 tarafından sağlanır (uplink kaibliyeti) ve hedef RF arayıcının menzili içerisine girdiğinde ise RF arayıcı aktif hale gelerek hedefi kendisi bularak kitlenir. Hedefe direk vurmasına gerek kalmadan yakın geçiş anında lazer akınlık tapası 11 kg’lık harp başlığını infilak ettirerek roket veya havan/top mühimmatını imha etmektedir.
2011 yılından itibaren kullanılan sistemin şimdiye kadar yaptığı gerçek harekat ortamındaki başarılı önleme yüzdesinin %85-90 arasında olduğu belirtilmektedir. Bunun anlamı her 100 önleme atışından 85-90 tanesi başarılı olurken başarılı olunamayan durumda kalan 10-15 roket ise nişanlandığı bölgeye düşmektedir. Tabii bu kaçırılan 10-15 roketin genelde balistik uçuş yapan güdümsüz roketler olduğu göz önüne alındığında verdiği zarar minimal seviyede kalmaktadır. Iron Dome’un felsefesinde tehdidi minimize ederek sivil halk üzerinde yarattığı psikolojik ve maddi zararı en aza indirmek vardır. Eğer Iron Dome olmasa her atılan roket bir meskun mahal bölgesine düşerek sivil yerleşim yerlerinde daha fazla zarar verecektir. Iron Dome sayesinde bu tehdit minimize edilerek halk üzerinde yaratacağı psikolojik baskı da azaltılmaktadır. Özellikle can kaybı riski bu sayede minimize edilmektedir. Elbette bu korumanın maliyeti yüksektir. Her bir Iron Dome bataryasının maliyeti yaklaşık 100 milyon dolardır. Her bir tamir füzesi ise yaklaşık 50-100 bin dolar arasında bir maliyete sahip olduğu belirtilmektedir. İsrail halen 10 adet operasyonel bataryaya sahiptir.
Iron Dome’da kritik konu satürasyon saldırılarına karşı yüzlerce ateşlenmesi gereken Tamir füzelerinin oldukça düşük maliyetli üretilmesidir. Tamir füzesi aslında hava-hava füzesi olarak geliştirilen Derby füzesinin dış geometrisine benzemekle birlikte kullanılan aktif radar arayıcı başlığı daha yeni teknolojiler içermektedir. Bu teknolojilerden bir tanesi RF arayıcı başlığın Software Defined Radar (SDR) Seeker (yazılım tabanlı arayıcı başlık) teknolojisi kullanmasıdır. SDR arayıcı klasik RF başlıklardan daha hafif ve maliyeti düşüktür. Sinyal işleme, filtreleme, wave form oluşturma gibi temel fonksiyonlar yazılım tabanlıdır ve oluşan koşullara kendini adapte edebilmektedir. Tamir füzesinde SDR teknolojisi gibi yenilikler kullanılarak füzenin birim maliyeti 50-100 bin dolar mertebesine düşürüldüğü söylenmektedir.
Sonuç
C-RAM sistemler olarak ABD’nin Irak’ta kullandığı Centurion C-RAM ve İsrail’in Iron Dome sistemleri karşılaştırıldığında iki farklı ihtiyaç için iki farklı konsept üzerine sistemler geliştirildiği görülebilir. ABD’nin karşılaştığı tehdit düşük yoğunluklu kısa menzilli havan mermisi veya Katyusha tipi hedefler iken İsrail’in karşılaştığı tehdit ise biraz daha uzun menzilli ve daha yoğun (onlarca hatta yüzlercesi aynı anda atılan) roketler karşıdır. İsrail’in bu yüzden füze çözümünü tercih etmiştir ve aynı zamanda koruması gereken alanın yüz ölçümü daha geniş bir olması füzeli bir çözümü gerektirmiştir. Centurion C-RAM namlulu bir sistem olduğundan işletme maliyeti daha düşüktür. Sistemin angajman maliyetinin 50 bin doların altında olduğu belirtilmektedir. Iron Dome sisteminde ise tek bir Tamir füzesi maliyeti bu miktarın üzerindedir. Centurion C-RAM’in namlulu sistem olması nedeniyle bir sitemin koruduğu alan 5 km2 iken Iron Dome bataryası 150 km2 bir alanı koruyabilir.
Türkiye’nin C-RAM İhtiyaçları (?)
C-RAM konusunda Türkiye’nin nasıl bir yol izlemesi gerektiği üzerinde çalışılması gereken bir konudur. Namlulu bir sistem mi? Yoksa füze tabanlı bir sistem üzerinden mi ihtiyaç karşılanmalı?
Askeri açıdan simetrik savaş koşullarında Iron Dome ihtiyacı yerine katmanlı bir hava savunma sistemi kurulması daha mantıklı bir çözüm gibi görünmektedir. Bunun nedeni simetrik savaş koşullarında her iki tarafın çoklu roket/füze saldırısının çok uzun süremeyecek olmasıdır. Çünkü günümüz modern mühimmat tespit radarları ve anında verilecek karşı saldırı imkanları nedeniyle atış yapan unsurların kısa sürede imha edilmesi mümkün olabilecektir. Buna rağmen düşük yoğunluklu; terör örgütleri veya yarı simetrik tehdit ortamı durumuna karşı envanterde düşük maliyetli C-RAM sistemlerin bulunması ve anti-drone özellikler de kazandırılmaları gerekecektir.
Bu açıdan Centurion C-RAM konseptine yakın olabilecek bir çözüm ASELSAN 35 mm ATOM mühimmatı kullanan KORKUT sistemleri ve yine geliştirilme süreci devam eden Topçu/Havan/Roket tespit radarları ile entegre bir sistem kurulabilir. Bir kaç yıl önce Suriye’den Kilis’e yapılan düşük yoğunluklu Katyusha tipi veya el yapımı 4-5 km menzilli roketler can kaybına yol açmıştı. Bu tip saldırılara karşı mobil bir sistem kurgulanması düşünülebilir. ASELSAN o dönem için acil çözüm olarak serhat havan tespit radarını AİC (Ateş İdare Cihazı) ile entegre ederek ATOM mühimmatı kullanan 35 mm çekili modernize toplar ile önleme yapmaya çalışmıştı. Aslında benzer bir çözüm Alman Rheinmetall firması tarafından MANTIS sistemi ile önerilmektedir. ASELSAN elindeki temel teknolojileri kullanarak ATOM mühimmatını C-RAM amaçlı optimize ederek bu görev için kullanabilir. Özellikle yeni geliştirilen AESA tabanlı mühimmat tespit radarının halen kullanılan Serhat kısa menzilli havan tespit radarına ilave edilmesi ile AİC komuta kontrol sistemi üzerinden 3-4 adet 35 mm çekili toptan oluşan bir batarya yapısı ile Türk tipi bir C-RAM üretilebilecektir.
Prof. Dr. Feridun Taşdan
Kaynakça:
- C-RAM: An Advanced Automated Point-Defense Gatling Gun, By Christopher McFadden. https://interestingengineering.com/c-ram-an-advanced-automated-point-defense-gatling-gun
- S. Foreign Aid to Israel, https://fas.org/sgp/crs/mideast/RL33222.pdf
- ELM-2084, Israel Aerospace Industries, https://www.iai.co.il/p/elm-2084-mmr
- Iron Dome, Rafael, https://www.rafael.co.il/wp-content/uploads/2019/06/Multi-Mission-IRON-DOME-Brochure.pdf
- Modern Software Defined Radar (SDR) Technology and Its Trends, https://www.semanticscholar.org/paper/Modern-Software-Defined-Radar-(SDR) Technology-and-Kwag-Jung/e5c104ea27016c2797839c5cf230ff61864cfe03
Defence Turk; güvenlik güçleri personeline, savunma sanayii kurum ve kuruluşları ile araştırmacılara savunma ve güvenlik alanında bilgi ve haber takibi hizmeti sağlamaya adanmış bir platformdur.