Önce Suriye’de ANKA SİHA’lar ile birlikte Pantsir avlayan Bayraktar TB2 SİHA’lar daha sonra Libya’da Pantsir’lere sahayı dar etti
Şüphesiz ki Libya şu an silahlı insansız hava araçları (SİHA) ile hava savunma sistemleri arasında en sıcak çatışmaların yaşandığı yer konumunda.
Rus kaynaklı hesaplar, sosyal ağlar, forumlar ve haber sitelerinde Pantsir’lerin çok sayıda Bayraktar TB2 avladığına yönelik dezenformasyon faaliyeti gösteriyor. Son olarak Rusya’da faaliyet gösteren 360tv.ru haber ajansı son derece aşırılık içeren bir habere imza attı.
Haber Rusların Libya’da süre gelen çatışmalardaki konumunu net bir şekilde gözler önüne seriyor. Haberde Türkiye Cumhuriyeti’nin sözde meşru olmayan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne aktif olarak gelişmiş Bayraktar TB2 SİHA’lar tedarik ettiği ifade ediliyor. Oysa Birleşmiş Milletler nezdinde Libya’nın meşru hükümeti yalnızca “Ulusal Mutabakat Hükümeti”dir. Rusya’nın darbeci Hafter saflarında savaşa taraf özel askeri şirketleri ve yine Hafter güçlerinin görece yüksek teknoloji donanımlarının Rus sistemleri olması Rus medyasını tam anlamıyla taraflı tutuma sevk etmiş durumda. Rusya’dan 50 adet Pantsir-S1 hava savunma sistemine ek milyar dolarlık farklı silah sistemleri alan BAE için bunun yapılması son derece normal.
BAE tarafından darbeci Hafter’e gönderilen yüksek miktarda yardıma ve desteğe rağmen Libya’da devam çatışmalarda UMH güçlerine karşı ciddi kayıplar veriyorlar. UMH güçlerine ait Bayraktar TB2 SİHA’lar darbeci Hafter güçlerine ait hava savunma sistemlerini (Pantsir-S1), lojistik destek vasıtalarını (tır, kargo uçağı vb.) zırhlı araçları hedef alarak etkisiz hale getirmeye devam ediyor. Başkent Trablus’un batı kıyı şeridinin darbeci Hafter güçlerinden temizlendiği UMH güçlerinin başarılı operasyonunda yine BAE tarafından sağlanmış birçok zırhlı araç ele geçirilmişti.
Rus medyasının manipülatif haberini Defence Turk Yayın Koordinatörü Ahmet Alemdar değerlendiriyor:
Türkiye’nin UMH güçlerine destek vermesinin meşru olmadığı ifade edilen haberde; “Libya Ulusal Ordusu (LUO), muhtemelen Birleşik Arap Emirlikleri’nden tedarik ettiği Rus yapımı Pantsir S-1 hava savunma füze sistemini kullanıyor” denilerek BAE’nin savaştaki konumu meşrulaştırılmaya ve darbeci General Halife Hafter’in faaliyetleri ise meşru gösterilmeye çalışılıyor.
Peki, Rus medyasının meşrulaştırmaya çalıştığı darbeci Halife Hafter kim ona bakalım; Devrik lider Kaddafi’nin kurmay kadrosunda yer alan Halife Hafter takvimler 1980’leri gösterdiğinde Çad ile çatışmaya giren Libya güçlerinin başındaki isimdi. Fransa destekli Çad güçlerine yenilmesinin ardından esir alındı. Serbest bırakıldığında ise Kaddâfî tarafından hain ilan edildi. Bu süreçten sonra ABD’ye giderek Virginia’da ikamet eden Hafter uzun yıllar uyandırılmayı bekleyen bir canavar gibi bekledi. Libya’daki Arap Baharı kaosundan faydalanan Hafter daha sonra ülkesine geri dönmüştü. Mayıs 2014’te ‘’Onur Operasyonu’’nu başlatan Hafter, Libya’nın meşru hükümeti Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne karşı savaş ilan ederek ülkenin tamamını kontrol altına alma niyetini belirtti. Kısaca ABD’nin yıllarca sahip çıktığı ve zamanı gelince savaşın içine, ortamı de-stabilize etmek için sürdüğü birine şimdi Ruslar sahip çıkıyor. Suriye’de BTÖ YPG/PKK’ye olduğu gibi darbeci Hafter’e de kim çıkarı varsa sahip çıkıp, destek oluyor.
360tv: 54 Terörist SİHA Yok Edildi
Söz konusu haber şöyle devam ediyor; “Dikkat edilmesi gereken bir husus ise 2020 yılının başından beri 54 terörist SİHA yok edilirken buna karşılık olarak yaklaşık 9 Pantsir sistemi etkisiz hale getirildi. Her bir olayın taraflarca doğrulandığının altı çizilmelidir. Dahası, sözde hava savunma sistemlerinin imha edildiğini gösteren çok sayıda video gerçek çekimlerden ziyade bilgisayar grafikleri ve montajlarını anımsatmaktadır. Bu videolar, önceden yalan haber ve montaj yapmakla suçlanan Türk bilgi kaynağı Clash Report tarafından yayınlandı.”
Bu ifadeye verilebilecek bir cevap yok. Darbeci Hafter güçleri dahi Libya’da tüm zamanlarda 27 adet SİHA düşürdüklerini iddia ederken Rus medyası tam bir sarhoşluk içinde. Rus medyasının bu rakama ulaşması muhtemeldir ki darbeci Hafter güçlerinin kendi SİHA’larını düşürmesi de dahil olup üstüne düşürülen ABD-İtalyan İHA’ları da eklenmiş olmalı. Bu durumda bile 54 adet SİHA rakamına ulaşmak mümkün değil. Libya’da süregelen savaşta tarafların kayıplarının olması zaten kaçınılmazdır. Ancak gerçek dışı verilerle sadece bilmeyen insanlar üzerinde dezenformasyon yapılabilir ki Rus halkı da zaten bilgisiz bırakılıyor. Dikta rejimine sahip bu ülkenin Batı’dan algıladığı en büyük tehditler ise demokrasi, hukuk üstünlüğü ve insan haklarının ülke içinde bir ses olup yükselişidir. Bu bağlamda Rusya’nın tehditleri karşılamak için caydırma, bölücülük yapma ve dikkat dağıtacak faaliyetler yürüttüğünü de zaten görüyoruz.
🔴Darbeci 🇦🇪🇷🇺Hafter güçleri tarafından yayınlanan videoda görülen taşıma salanı 🇨🇳Wing Loong II tipi SİHA'larda kullanılan bir salan. Hafter güçleri düşürülen Wing Loong SİHA'larını 🇹🇷Türk yapımı Anka olarak duyurarak dezenformasyon yapıyor.
🔗https://t.co/i0ji8x3Q7f pic.twitter.com/xzZ5QH32q6
— Defence Turk (@Defence_Turk) May 17, 2020
Libya’da darbeci Hafter güçlerine BAE tarafından sağlanan 15+ adet Rus yapımı Pantsir-S1 hava savunma sisteminin imha edildiği görüntülerde sabittir. BAE tarafından sağlanan ve imha edilen bu sistemlerin dışında yine Rus yapımı ancak Rus birliklerince kullanılan; 17-18 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen operasyonlarda Krasuhka Elektronik Karıştırma Aracı ile Pantsir-S1 hava savunma sistemi imha edildi. Bu sistemler ise Rus özel askeri şirketi Wagner’e Libya’daki faaliyetlerini desteklemek için sağlanmış sistemlerdi. Libya’da halen varlık gösteren Wagner yine Rus yapımı Pantsir-S1 sistemlerini kullanmaya devam ediyor.
Bu noktada bir özel askeri şirket nasıl bu kadar yüksek teknoloji sistemlere sahip olabilir diyebilirsiniz. İç savaşların olduğu asimetrik muharebe sahalarında vekalet güçler içinde giderek artan oranda özel askeri şirketlerin varlığını görüyoruz. Ruslar yerel milisleri eğitmekle birlikte Wagner gibi PMC’leri aktif olarak bu süreçlerde kullanıyor. Özellikle Rus istihbarat servisleri bu noktada sözleşmelere taraf olmaktan geri durmuyor. Çünkü Rusya’da aşırı politizasyona tabi olmuş bir istihbarat yapılanması görüyoruz. Özellikle Putin’in yönetime gelmesiyle şiddetlenen istihbarat birimlerindeki bu politizasyon; servislerin ve birimlerin adeta birer şahin gibi saldırganlığını artırmış durumda.
Habere tekrar dönecek olursak; “Yukarıda verilen istatistikler çatışmaya dahil olan hasım tarafların sistem kullanımlarından belirli başarılar elde ettiklerini göstermektedir. Ancak, hangi tarafının parasal anlamda daha büyük mali kayıplar yaşadığı iyi anlaşılmalıdır. Hesaplamalarda, sistemlerin 2019 sonu ve 2020 başındaki fiyatları kullanılmıştır. Bir adet ZPRK “Pantsir S1” sisteminin ihracatı yaklaşık 14 milyon $ iken, insansız Bayraktar TB2 ise 5 milyon $’a mal olmaktadır. Verilerden yola çıkarak Libya Ulusal Ordusu müttefiklerinin toplamda yaklaşık 85 milyon $ zarar ettiği görülürken bu sayı Türk destekli güçler için 270 milyon $’dır.”
Sanırım bu hesaplamanın gerçek dışı bir dezenformasyonun parçası olduğu noktasında artık hem fikiriz. Yine haberin devamına bakalım;
“Parasal kayıplara ilaveten şöhretten de bahsetmek gerekmektedir. Türk İHA’larının son yıllarda tüm üst düzey çatışmalarda aktif olarak kullanıldığı bir gerçektir. Bu nedenle, “Türkiye, İHA uzmanıdır.” yönünde bir söylem ortaya çıkmıştır. Ancak, yukarıdaki olaylar ışığında bu durumun tamamen aksi olduğu gözükmektedir. SİHA’ların endüstriyel olarak üretilmelerine karşın, 54 adet kayıp Türkiye’nin askeri-endüstriyel kompleksine ciddi oranda zarar vermiştir.”
Haberde bozuk saat misali doğruların ifade edildiği de olmuş. Türk SİHA’ları üst düzey çatışmalarda büyük başarı sergiledi ki bu başarılar Rusya’nın destek olduğu aktörlere karşı oldu. İşte bu noktada dış kamuoyu ve haber ajansları “Türkiye SİHA’ların süper gücü” olarak ifade ediyor. İkincisi ise Baykar Savunma’nın endüstriyel bir üretim tesisi olmasıdır. The National Interest’te yayımlanan ve çok konuşulan bir yazı var: “İsrail’i unutun, Türkiye Ortadoğu’nun Büyük Drone Gücü Olmak İstiyor”. Bu onlarca yazılmış içerikten sadece biri.
Haberin son kısmı ise tahmin edebileceğiniz gibi aslında; “Aynı zamanda, Libya’da kullanılan Pantsir-S1 sistemlerinin kaybı Rusya Federasyonu, BAE ve diğer ülkelere ait olmaları sebebiyle herhangi bir ülkenin şöhretine zarar vermemiştir. Ayrıca, bu durum yaklaşık 10 yıl önce tedarik edilen sistemler çok sayıda Türk İHA’sını imha edebildiği için yerli hava savunma füze sistemlerinin reklamını yapmıştır. Diğer bir deyişle, Türk İHA’ları Rus hava savunma sistemlerinin aksine herhangi bir etkileyici bir başarı elde edememiştir. Eğer Libya Ulusal Ordusu daha fazla Pantsir kullanmaya devam ederse, daha büyük başarılar elde edecektir.”
Bayraktar TB2 SİHA’ların Pantsir-S1 hava savunma sistemlerinin reklamını yaptığı doğru. Nasıl doğru; “reklamın iyisi kötüsü olmaz” diye bir söz vardır. Kaybeden tarafta baş aktör olarak yer alan Pantsir-S1’ler Bayraktar TB2 SİHA’lar (ve asıl gizli kahraman Türk elektronik harp sistemleri) sayesinde oldukça ün yaptı herkes bu sistemin savunamama fonksiyonu üzerine konuşuyor. Gelecekte Rus yapımı hava savunma sistemlerine siyasi talepler haricinde herhangi bir talep olması çok zor bir durum.
Yine Rusya’dan tedarik edilen sistemlerin stand-alone çalıştırma gibi bir gayenin sonuçları da Libya’da gözler önüne serilmiş oldu. Katmanlı bir hava savunma sistemleri şemsiyesi olmadan bir sistemden yüksek verim beklemek oldukça iyi niyetli bir bakış. Stand-alone çalıştırılacak hava savunma sistemleri Hava Savunma Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahalarında (EHTES) kullanışlı olabilir. Ancak tek başlarına yüksek verim beklemek oldukça ciddi sonuçlarla karşı karşıya bırakabilir. Libya’da darbeci Hafter, Pantsir-S1 hava savunma sistemlerine güvenerek rahatça birlik kaydırma, üs koruması vs. yapabileceğini düşündü ve en kötüsü buna inandı. Sonuçta kaybedilenler sadece hava savunma sistemleri olmadı; Yıllardır süren çatışmalar sonucu elde edilen kazanımlar 1 hafta içinde kaybedildi, silahlı unsurlar ve sivil destekçiler demoralize oldu.
Bu haber çok fazla alt metin içermektedir. Umarım darbeci Hafter’e yapıldığı gibi kaybeden tarafı kazanan gibi lanse etmekten bizim iç kamuoyumuzda vazgeçer. Rusya sattığı, satacağı hiç bir sistemi kötü olarak lanse etmez. Kullanıcı potansiyeli ülkeler bunu göz önünde bulundurmalı. “Her Rus iyi diyor” bakış açısının sakıncası bu noktada ortaya çıkıyor.
Hakimiyet-Savaşı-Defence-Turk-Libya-Dosyası-2
Buraya tıklayarak dosyanın PDF haline ulaşabilirsiniz.
İlgili Olarak:
İsrail’i unutun, Türkiye Ortadoğu’nun Büyük Drone Gücü Olmak İstiyor
Defence Turk Yayın Koordinatörü. Türk Savunma Sanayii özelinde; savunma teknolojileri, stratejileri ve politikaları araştırmacısı ve takipçisi.