Savunma sanayii firmaları piyasa değeri çok yüksek olan kurumsal ve güçlü firmalardır. Bu sanayii kolunda üretim yapmaya başlayan genç firmalar kısa sürede geleceğin güçlü ve büyük firmaları haline dönüşmektedir. Firmaları bu kadar güçlü ve kalıcı hale getiren olgu; üretimi yapılan ürünlerin alıcılar tarafından uzun bir zaman döngüsü içinde kullanılmak üzere satın alınmaları, bu süre içinde satış sonrası hizmetler ve senkronize çalışma gerektiren diğer sistemlere uyumu konusunda bağımlılık yaratmasıdır.
Dünyada en büyük ekonomik güce sahip olan ülkelerin bile mevcut silahlı kuvvetlerini bir çırpıda değiştirecek ekonomik güce sahip olamadıkları, böyle bir istek için kamuoyu oluşturmalarının mümkün olmayacağı sistemlerini bir çırpıda değiştirme gücü bulsalar da bu sistemleri kullanacak personeli eğitmenin çok güç olacağı görülmektedir.
“Güçlü savunma için yerli savunma endüstrisi”
Tarih boyunca en güçlü silah ve teçhizata sahip ülkeler diğerleri üzerinde kolaylıkla hükümranlık kurmuşlardır. Kendi silah ve teçhizatını üretemeyen ülkeler ise tarihin hiçbir zamanında söz söyleme gücüne sahip olamamışlardır.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul surlarını yıkacak toplara, gemilerini karadan yürütecek güç ve bilgiye sahip olamasaydı muhtemelen onun akıbeti de kendinden önce İstanbul’u kuşatan hükümdarlar gibi olacaktı. O zamana kadar görülmemiş büyüklükte topların yapılması ve askerin kuşatmaya uygun teçhiz edilmesi sayesinde İstanbul’un fethi mümkün olmuştur.
Almanya sahip olduğu teknolojik bilgi ve güç sayesinde 1 ve 2. Dünya savaşlarında ordu mevcudunu çok kısa bir sürede artırabilecek silah ve teçhizatı üreterek uzun bir süre savaşa devam edebilmiştir.
Ülkelerin gücünün sürdürülebilmesi için mevcut teknolojik gücünün muhafaza edilmesi, silah ve teçhizatının diğer ülkelerden daha ileri olması gerekmektedir. Bu gücün muhafaza edilmesi için savunma sanayinin kontrol altında tutularak üretilecek gelişmiş silah ve teçhizatların kendisi için tehdit oluşturmayacağı şekilde satışının yapılması gerekmektedir.
ABD, Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa gibi silah üreticisi ve satıcısı ülkelerin ihracat politikaları incelendiğinde yeni ve daha kullanışlı bir silah veya teçhizat üretildiğinde, ordusunun elindeki eskiyen ve etkisizleşen silah veya silah sistemini ordusunun depolarından alarak alıcı ülkeye gönderdikleri görülmektedir. Böylelikle muharebe sahalarında kendileri dışında hiçbir ülkenin söz söyleme hakkı kalmamaktadır.
Yakın tarihimizi incelediğimizde ordumuzun yıllarca ABD, Almanya gibi ülkelerin ikincil durumdaki silah sistemleri ile görevini yapmaya çalıştığı görülmektedir. Kendi savunma sanayimizin gelişmeye başlaması ile birlikte uluslararası arenada söz söyleyebilme ve bağımsız karar alabilme gücüne sahip olmaya başladık.
“Güvenilirlik”
Savunma sanayiine yönelik üretilen silah, teçhizat araç ve gereç gibi ürünlerin tasarım, imalat, satış ve satış sonrası bakım onarım ve yenileştirme hizmetleri her ülkede, diğer ticari mallardan farklı olarak bazı özel kurallara tabidir. Bu sanayi kolunda üretim yapmak için üretimin yapılacağı ülke kanunlarına uygun olarak gerekli izinlerin alınarak firmanın akredite edilmesi ve belirlenen güvenlik tedbirlerinin alınarak üretimin yapılması ve yine özel izinlere tabi olarak satış veya ihracının yapılması gerekmektedir. Ayrıca ürünün kullanılacağı ülke kanun ve normlarına da uygun olması gerekmektedir.
Ülkemizde kontrole tabi malzemelerin üretimi 3 Temmuz 2004 tarihli ve 5202 Sayılı Savunma Sanayii Güvenliği Kanununa göre gerekli güvenlik şartları sağlandıktan sonra 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun gereklerine uygun olarak yapılmaktadır.
Gelecek bölümlerde değinilecek konular:
- NATO/Milli Tesis Güvenlik Belgesi Nasıl Alınır?
- Üretim İzni ve Kuruluş İzin Belgeleri Nasıl Alınır?
- Kişi Güvenlik Belgesi Nedir? Nasıl Alınır?
- Danışmanlık Firmalarına Nasıl Ulaşırım?
Emekli Albay Ali Akyol

Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
Savunma Sanayi Araştırmacısı