“Yeni envantere giren 5. Nesil Çin savaş uçağının düşük görünürlük ve sensör kabiliyetlerinin Japonya’da üstlenen F-22 ve F-35 kadar iyi olmadığı sürece, Uzakdoğu’daki askeri dengeyi değiştirmesi beklenmemektedir.”
11 Ocak 2018’de Çin Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetleri(PLAAF), J-20 savaş uçağının açıklanmayan bir konumda ilk hava muharebe tatbikatına katıldığını belirten bir bildiri yayınladı (bazı raporlar İç Moğolistan’da gerçekleştirildiğini ileri sürüyor). Bir Singapur gazetesi olan Strait Times’a göre, dokuz günlük tatbikat sırasında J-20, daha az gelişmiş J-16 ve J-10C uçakları ile hava-hava muharebe yeteneklerini test etti. J-20’nin ayrıca görüş ötesi kabiliyeti bu tatbikatta test edilmiş oldu. Çin Komünist Partisi tarafından yönetilen Xinhua Haber Ajansı’na göre, muharebe tatbikatına Çin’in yeni Y-20 askeri nakliye uçağı ve H-6K bombardıman uçağı da katıldı. Xinhua, ayrıca tatbikatın hava kuvvetlerinin hava savaşlarını kazanma yeteneğini geliştirmeyi amaçladığını söyledi.
J-20, Çin Havacılık Endüstrisi Kurumu tarafından geliştirilen tek kişilik, çift motorlu bir uçaktır. Pekin ilk olarak 1990’lı yıllarda J-20’yi geliştirmeye başlamıştır. J-20 ilk kez 2011 yılında uçmasına rağmen, Çin 2016 yılına kadar uçağın varlığını kabul etmeyi reddetti. Eylül 2017’de Çin hava kuvvetleri PLAAF uçağın aktif olarak filoda görevlendirildiğini açıkladı. Böylece J-20, F-22 ve F-35’den sonra dünyada filolara katılan üçüncü 5. Nesil uçak olarak tarihteki yerini almış oldu (Su-57 hala prototip aşamasında). Bazı Batılı gözlemciler, J-20’nin uçaklarının F-22 ile benzerliklerini işaret ederek uçağın F-22 teknolojisinden modellendiğini tahmin etmektedirler. Şüphesiz Çin tarafından önemli değişiklikler yapılmıştır. Örneğin J-20 pilotları, F-22’de yer almayan, F-35’e benzer 360°derecelik görüş sağlayan DAS imkânına sahiptir. Hong Kong merkezli Güney Çin Morning Post haberine göre J-20, F-22 ve F-35’lere göre daha uzun menzilli, daha fazla iç yakıt kapasitesi ve daha büyük bir silah kapasitesine sahip.
J-20 ve Su-57 genellikle ABD’nin 5. Nesil F-22 kategorisindeki uçaklar olarak kabul görmektedir. Bu bazı yönlerden doğrudur. Fakat J-20 farklı yapısı nedeniyle oldukça ilginç bir uçaktır. Örneğin J-20 canard-delta yapısı ile Raptor ve Su-57’den farklıdır. Çin uçağında, canard’lar Typhoon’da olduğu gibi closely-coupled olarak uçağı ön burun kısmı yerine, geride kanatlar ile bağlantılı bir şekilde yer almaktadır. Bu yapıdan kazanılan avantaj kaldırma kuvvetini arttırarak daha fazla yakıt ve mühimmat kapasitesi sağlanmasıdır. Benzer bir yapı Fransız Rafale uçaklarında da görülmektedir. Sağlanan ilave kaldırma kuvveti ile artan mühimmat taşıma kapasitesi, saldırı görevlerinde uçağın AWACS’lara, tanker uçaklara, gemilere ve yer hedeflerine karşı daha uzun menzilli ağır füzeler taşımasını kolaylaştırmaktadır. Fakat getirdiği bu avantajların yanında ödenen bedel, uçağın daha az manevra enerjisinin olması ve büyüyen kanat alanı nedeniyle artan radar yansımasıdır. Bu noktada kanat alanı 60 m² olacağı açıklanan TF-X’in neden F-22 ile hemen hemen aynı boyda olacak olmasına rağmen kanat açıklığının Raptor’dan 2 metre daha kısa olacağını açıklamaktadır. J-20 ve F-22’in kanat alanı 78 m²’dir.
J-20’nin 1990’ların Rus MiG-1.44 projesinden esinlendiği söylentileri bulunmaktadır. 1980’ler de geliştirilmeye başlayan MiG 1.44, prototip uçuşunu 2000 yılında yapmıştır. Teoriye göre Çin MiG-1.44’ün planlarını Mikoyan and Gurevich tasarım bürosundan satın alıp, J-20 uçağının tasarımında kullanmıştır. Çin havacılık endüstrisinde bu işbirliğini doğrulayacak bir diğer örnek, Rus Kamov tasarım bürosu destekli Çin Z-10 saldırı helikopteridir. Bu işbirliğinin ne zaman olmuş olabileceği sorusuna gelirsek. 1990’ları yarattığı kaotik ortamda MiG yıllarca hayatta kalma mücadelesi veriyordu ve şirket en yakın rakibi Sukhoi tasarım bürosunun yetkililerinin merhametindeydi. MiG-1.44 proje çalışmaları durdurulduğu 2000 yılında, Çin savunma sanayisi ile bu bilgi alışverişinin yapılmış olabileceğini varsayabiliriz. Fakat 1990’lı yıllarda Rusya’da her şey mümkün olduğu için daha önce olmuş olabilir. Ancak aynı projeleri kendi hükümetinize yapmaya çalışırken yüksek teknoloji sırları satmak riskli bir strateji gibi görünüyor. 2000’li yılların başları MiG için oldukça sıkıntılı yıllar olmaya devam etti. Şirket eski veya niteliksiz MiG-29’ları Cezayir Hava Kuvvetlerine yeni uçak olarak satmaya çalışırken yakalandı. Buna çok kızan Cezayirliler ilk 15 uçağı geri gönderdi. Bu durum, uluslararası pazarda MiG’in itibarını ciddi şekilde tahrip etti.
Peki, J-20’nin MiG-1.44 ile tasarım benzerlikleri nedir? Yüzeysel olarak benzerlikleri olsa da iki tasarımın farklılıkları büyüktür. İki uçak da aynı kuyruk düzlemi yapılandırmasına sahiptir ve her iki uçakta da canard’lar var. Bu noktada unutulmamalıdır ki MiG-1.44 bir test prototip uçağıdır. MiG’in bu projesi durdurulmamış olsaydı, nihai uçak da 21.yüzyılın teknolojisi ile önemli farklılıklar olabilirdi. Farklılıklara bakacak olursak J-20 düşük radar izi için Lockheed Martin modelini örnek almaktadır. F-22 Raptor benzeri ileri gövde, açılı hizalama ve F-35 stili hava girişler kendini ele vermektedir. J-20 Mig-1.44’ün ezilmiş ileri gövdesi ve altta yer alan hava giriş düzeninden farklıdır. F-35’le ilgili Çin casusluğu konusundaki Amerikan iddiaları temel alınırsa, J-20’nin ABD’nin beşinci nesil savaşçıları ile benzerlikleri daha derin olabilir.
Özellikler
Silahlar açısından, J-20 kısa menzilli hava-hava füzeleri için uçağın yanlarında yer alan gövde içi iki küçük hazne ve uzun menzilli hava-hava ve hava-yer görevleri için gövde altında daha büyük bir hazne içerir. Bu, F-22’nin silah haznesi konfigürasyonunun bire bir aynısıdır. J-20 alt kısmında sıralı iki küçük ve iki büyük silah haznesi olan Rus Su-57’den bu konuda farklıdır. Çin’in yeni nesil savaş uçağı J-20 gelişmiş elektronik sistemleri üzerinde taşımaya hazırlanıyor. AESA radar teknolojisi, kızılötesi / elektro optik arama ve pilota etrafındaki tehditlere karşı 360°‘lik farkındalık sağlayan F-35 DAS benzeri bir pasif elektro-optik algılama sistemi bunlardan birkaçıdır. Buna ek olarak, J-20’nin ileri versiyonlarının gelişmiş veri bağlantısı ile İHA sürüleri ile birlikte hareket etme kabiliyeti kazanması beklenmektedir.
J-20’nin sensör özellikleri etkileyici görünmektedir. Aktif Faz Dizinli Radar (AESA) teknolojisine ek olarak, Çin F-35’de yer alan DAS sistemini kopyalamıştır. Fakat kopyaladıkları bu sistemin F-35’in sistemi kadar verimli olduğu söylenemez. J-20’nin AESA radarı düşük görünürlüklü uçaklara karşı pasif dizili ve mekanik taramalı radara göre daha iyi bir tespit yeteneğine sahiptir. Bu noktada farklı ülkelerin geliştirdikleri AESA radarlarının güç ve kapasiteleri aynı değildir.. Elektronik koruma ve elektronik harp yetenekleri açısından aynı güce ve kabiliyete sahip olmadıkları da belirtilmelidir. Basında çıkan haberlere göre, F-35’in APG-81 radarı “düşük gözlemlenebilir” (LO) gereksinimlerine uymak için uçak imzasını asgariye indiren LPI (düşman tarafından önlenme/karıştırılma olasılığı düşük) ve LPD (tespit edilme olasılığı düşük) modlarda çalışmaktadır. Uçağın burnunda yer alan radar çeviklik, çok düşük tespit edilebilirlik, yüksek verimlilik için optimize edilmiş ve uçağın LO niteliğini tam olarak desteklemektedir. J-20 radarı Çin’in ürettiği ilk AESA radar olduğundan, radarların aynı sınıfta olma ihtimali çok düşüktür. Dahası, F-35’in uçan süper bilgisayar olarak adlandırılan yetenekleri ile eşleştirilmesi pek olası değildir.
J-20’nin prototip ve erken üretim modellerinde Rusya’dan direk satın alınan AL-31F motorları kullanılmıştır ancak Çin yeni ve daha güçlü bir motor geliştirmektedir. Çin havacılık yetkilisi olan Chen Xiangbao, 13 Mart 2017’de J-20’nin yakında yeni nesil motorlara sahip olacağını açıklamıştır. Raporlar, Çin’in önümüzdeki yıllarda J-20’ye sürekli süpercruise uçuş sağlayacak olan Çin yapımı WS-15 motoru ile donatmayı planladığını göstermektedir. Bu yeni motor, Çin’in J-11(Su-27) serisi uçaklar için kopyaladığı AL-31F (WS-10) motorları ile karşılaştırıldığında, J-20’ye daha az yakıt tüketimi sağlarken daha uzun süre ses üstü uçma kabiliyeti sağlayacaktır. Bu noktada belirtmek gerekir ki mevcut WS-10 motorlar orijinal AL-31’den daha kısa ömürlüdür. Çünkü Çin versiyonundaki metal alaşımların yüksek ısıya dayanamadığı ve kırıldığı bildirilmektedir. WS-15’in ne zaman hazır olacağı bilinmemektedir. Çin’in J-20’nin hattan çıkan yeni modellerini sürekli iyileştirmeye çalıştığı AL-31’in yerli versiyonu olan WS-10 motoru ile donattığı bildiriyor. WS-15’ten daha az güçlü olan bu motor belli bir süre supercruise uçuş olanağı sağlıyor. Çin’in dikkat çeken bir diğer geliştirme programı da WS-10G olarak adlandırılan itiş kontrollü motordur. Çin aslında yeni uçağı J-20 için Rusya’dan AL-41F1S motorlarını satın almak istemesine rağmen Rusya bu motorları Su-35’ler ile birlikte satmayı tercih etmektedir. Söylentilere göre Çin Rusya’da satın aldığı 24 adet Su-35 ile bu uçakların sahip olduğu AL-41F itiş kontrollü motorları inceleyip kopyalamayı amaçlamaktadır.
Çin’in ürettiği tek gizli uçak J-20 uçağı değildir. Ayrıca, J-31 diye anılan başka bir düşük görünürlüklü uçağın üretimi üzerine de çalışılmaktadır. J-31 konfigürasyonuna bakıldığında uçağın ihracata yönelik olarak düzenlenebileceği ihtimali görülmektedir. Gözlemciler, Shenyang Aircraft Corporation (SAC) tarafından üretilen iki motorlu J-31’in, F-35 ile yaklaşık olarak aynı boyutta olup, 775 mil menzilli, maksimum kalkış ağırlığı 28 ton ve Mach 1.8 hız’a sahip olduğunu iddia etmektedir. Aynı gözlemciler, uçağın ilk prototipine dayanarak, Çin’in J-31’in uçak gemisine uygun versiyonunu geliştirebileceklerini söylemektedir.
Genel olarak J-20, yakın gelecekte ABD uçakları, gemileri ve üsleri için bir tehdit oluşturmaktadır. F-35 ve F-22 daha düşük görünürlüğe ve daha iyi algılama yeteneğine sahipken J-20 ile birebir rakip olmayabilir. Çin’in bu dezavantajı sayısal olarak kapatması mümkün olabilir. 2017’de ABD Hava Muharebe Komutanı General Herbert Carlisle, Güney Çin Denizi’nde tehdidin 10 filo J-20 & Su-35 ve Su-30, J-10 ve J-11’ler olabileceğini belirtmiştir. Yeni envantere giren 5. Nesil Çin uçağının düşük görünürlük ve sensör kabiliyetlerinin Japonya’da üstlenen F-22 ve F-35 kadar iyi olmadığı sürece, Uzakdoğu’daki askeri dengeyi değiştirmesi beklenmemektedir. F-35’lerin 2018 yılın içinde Japonya’da filo seviyesinde üstlenmesi planlanmaktadır.
İletişim: Kivancemir1984@hotmail.com
Twitter: @EmirLouise
Yazarın diğer yazıları:
Hava Üstünlüğünde Görüş Ötesi Kabiliyet ve En İyi Uçaklar
Havadan Taşınabilir Obüs (BORAN) Projesi ve Özel Detaylar
Avrupa Semalarında iki Rakip Typhoon & Rafale
Zorlu Arazide Harekât Konsepti
Kaynaklar
Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.