Denizaltılar güvenliklerini sağlamak, sürpriz saldırı avantajını korumak için gizliliğini kaybetmemelidir. Ancak hareket enerjisi sağlayan veya jeneratör görevi gören içten yanmalı motorlar oksijene ihtiyaç duyarlar. Denizaltıların bu sebeple deniz yüzeyine çıkmaları aynı zamanda en savunmasız oldukları zaman zarfıdır. Yine bu tehlikeyi bertaraf etmek/azaltmak için AIP (havadan bağımsız tahrik sistemleri) sistemleri geliştirilmiştir.
İlk AIP sistemi 1940’lı yıllarda Alman bilim adamı Helmuth Walter tarafından geliştirilmiştir. Çok hassas kontrol edilmesi gereken bu sistem, denizaltı daha derine daldığında hidrostatik basınç nedeniyle daha zorlaşan kontrol sebebiyle bir türlü operasyonel olamadı. Nükleer denizaltılarda AIP sınıfına girebilir, ancak nükleer denizaltılar radyoaktif tehlike, yüksek maliyet ve yüksek teknoloji seviyesi nedeniyle çok yaygın değildir ve sadece 6 ülke (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ve Hindistan) tarafından kullanılmaktadır. 1980’li yıllarda Stirling motorlu AIP sistemi ilk olarak İsveçli Kockums şirketi tarafından bir denizaltıda kullanılmıştır. Nükleer sonrası dönemde üretilen ilk modern AIP sistemidir. Daha sonra Fransızlar “Kapalı Devre Buhar Türbini” sistemini geliştirmiştir.
Geliştirilen son sistem ise Yakıt Hücresi sitemidir. Elektriği tersine elektroliz gibi tamamen kimyasal yolla üreten bir sistemdir. Türkiye’de Gölcük Donanma Komutanlığı Tersanesinde Alman Thyssen-Krupp Marine Systems ile birlikte üretilecek olan Reis (Type 214) Sınıfı denizaltılarda bu sistem dizel-jeneratör ile birlikte hibrit çözüm olarak kullanılacaktır.
Defence Turk Kurucu Ortağı, makine mühendisliği öğrencisi, savunma ve ulusal güvenlik konularıyla yakından ilgileniyor. Amatör olarak video editlemeyi ve fotoğraf çekmeyi seviyor.