Watya Hava Üssünün UMH tarafından kontrol edilmesinden sonra Türkiye-Libya adeta hava köprüsü oluşturuldu.
Libya’da BM nezdinde tanınan ve meşru hükumet olan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH)’ne bağlı güçler 18 Mayıs 2020’de Watya Hava Üssünü darbeci Halife Hafter’e bağlı güçlerden ele geçirmişti. Daha sonra UMH hızlı bir şekilde birçok yerleşim yerinde kontrolü sağlamış ve bazı bölgelerden Hafter’e bağlı birlikler ile Rus paralı asker şirketi Wagner unsurları geri çekilmişti.
Üssün ele geçirilmesi sonrasında özellikle 21 Mayıs tarihi itibariyle Türkiye ve Libya arasında askeri kargo uçakları ile bir hava köprüsü oluşturuldu.
21 Mayıs’ı 22 Mayıs’a bağlayan gece sivil hava trafik takip sitelerinde Türkiye’den kalkan C-130 Hercules nakliye uçağı göründü. Uçak Türk askerlerinin konuşlu olduğu belirtilen Libya’daki Misrata askeri üssüne indi. C-130 nakliye uçağının havada olduğu saatlerde bir adet E-7T Barış Kartalı Havadan Erken İhbar ve Kontrol (HEİK) uçağı Kıbrıs’ın batısında Akdeniz üzerinde uçarken radarlarda görüldü. Gerçekleştirilen uçuşlarda bölgede Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-16’ların da güvenlik amaçla uçtuğu düşünülüyor.

23 Mayıs 2020’de ise İstanbul’dan kalkan 2 adet C-130 nakliye uçağı ve arkalarından havalanarak aynı rotayı takip eden 2 adet C-17 Globemaster III askeri nakliye uçağı Libya’ya gitti. 24 Mayıs tarihinde bir C-130 uçuşu daha gerçekleşti.
Takip eden günlerde özellikle C-130 nakliye uçakları ile Libya ve Türkiye arasındaki uçuşlar devam etti.
29 Mayıs itibariyle şu ana kadar Libya ve Türkiye arasında C-130 nakliye uçakları ile en az 15, C-17 Globemaster III uçakları ile ise en az 2 uçuş gerçekleştirildi. Katar Hava Kuvvetleri’ne ait 2 adet C-17’nin ise 26 Mayıs tarihinde İstanbul Havalimanından kalktığı görüldü. Ancak rotaları izlenemedi. (Bahsi geçen veriler sadece sivil hava trafik takip sitelerinde takip edilebilen transporderı açık uçakları kapsıyor.)
Katar’a ait C-17 uçakları Türkiye’nin envanterindeki en büyük askeri kargo uçağı olan A400M‘den fazla yük taşıyabiliyor. A400M maksimum 37 ton yük taşırken C-17 Globemaster III 77 tona kadar yük nakledebiliyor. Katar ve Türkiye arasındaki sıkı ilişkiler ve yüksek seviyedeki askeri ilişkiler sayesinde Katar’a ait bir C-17 sıklıkla Türkiye’de bulunuyor. Hava köprüsünde görev alan Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki C-130 ise maksimum 20 ton yük taşıyabiliyor.
Rusya Libya’ya savaş uçakları göndermişti
ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) tarafından 26 Mayıs tarihinde yaptığı açıklamada, Moskova’nın yakın zamanda Libya’ya savaş uçağı konuşlandırdığını ve Rus devlet destekli özel paralı askerlere destek verdiğini belirtmişti. AFRICOM tarafından paylaşılan uydu görüntülerinde Jufra hava üssünde Rus yapımı MiG-29, Su-24 ve Su-35 tipi savaş uçakları görülmüştü.
Türkiye ve Watya üssü
Çeşitli yerli ve yabancı kaynaklarca Türkiye’nin Watya üssüne birlik kaydıracağı ve hatta üsse F-16 savaş uçakları yerleştireceği belirtilmişti. 2. Dünya Savaşı’nda ABD tarafından inşa edilen Watya Hava Üssü boyutu ve konumu itibariyle kritik öneme sahip.
Rusya’nın bölgeye de-facto olarak yerleşmesi ile Libya yeni bir açmaza sürükleniyor. Hafter güçlerinin Watya’nın düşüşü ile başlayan geri çekilmesi durdu. Bölgede barış görüşmeleri ile ilgili söylentiler dillendirildi. Ancak özellikle savaş uçaklarının konuşlandırılması dahil yoğun silahlanma bölgedeki havanın ısınacağına işaret ediyor.
Bu kapsamda Libya’ya yapılan sevkiyatlar, Türkiye’nin Trablus’un ve bölgedeki unsurlarının güvenliği birincil sebep olmak üzere bölgede daha fazla bayrak göstereceği ve belki de ateş destek faaliyetlerinde bulunacağının işareti olarak algılanıyor.
Watya üssü Bayraktar TB2 İHA’ların (muhtemelen Elektronik Harp desteğiyle) bölgedeki Rus yapımı Pantsir hava savunma sistemlerine karşı elde ettiği yoğun başarının ardından ele geçirilmiş ve TB2’ler bölgede 15’e yakın Pantsir sistemini kullanılamaz hale getirmişti.
Rusya’nın bölgeye yerleştirdiği uçaklardan MiG-29’ların ağırlıklı olarak hava-hava görevlerinde kullanıldığı göze alındığında bu uçakların bölgedeki olası hava hareketliliğine karşı da kullanılacağı değerlendirilebilir. Bölgedeki gayri resmi unsurlar kara konuşlu hava savunma sistemlerinden istediği verimi alamadılar. Nitekim Rusya, Güney Osetya Savaşı öncesinde süregelen gerginlik döneminde (Nisan 2008) Gürcistan’a ait İHA’yı MiG-29 savaş uçağından fırlatılan hava-hava füzesi ile düşürmüştü.
Bölgedeki hava unsurlarının tehlikesinin başka bir boyuta taşındığı gözlendiğinde kıyı kesimlerde fırkateynler ile SM-1 ve ESSM füzeleri menzilinde hava savunma şemsiyesi kurulabiliyor olsa dahi kontrol altına alınan alanların derinliğinin artması ve Watya gibi stratejik konumların elde edilmesi ile Türkiye’nin bölgeye savaş uçağı kaydırma ihtiyacının artacağı değerlendiriliyor.
İlginizi çekebilir:

Defence Turk Genel Yayın Yönetmeni. Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu ve amatör fotoğrafçı. Teknoloji, otomotiv ve uluslararası ilişkiler meraklısı. Savunma sanayii araştırmacısı.